17-11-2014 08:48

Davetin anayasas�

Davet�iler, insanlar� nas�l davet edeceklerini, gafil kalpleri nas�l uyaracaklar�n�, t�kenmi� ruhlar� nas�l dirilteceklerini Kur`an`dan ��renmek zorundad�rlar. Bu Kur`an`� indiren, Allah`t�r. �nsan�n tabiatini bilen, ruhunun derinlik ve boyutlar�ndan haberdar olan Allah...

Davetin anayasasý

Davet  insan�n yarat�l�� amac�n� ku�anmas�n�n di�er ad�d�r desek yeridir. yarat�l�� amac�n� kavramam�� olanlar�n, t�m benlikleri ile ba�lanarak, y�neldiklerini, sevdiklerini s�yledikleri Allah; onlara daveti emrederken, ondan bihaber, sorumsuz ve ilgisiz kalmalar�, af edilecek bir tutum ve davran�� olamaz.

Davet; hedefi ve amac� olan insan�n, bu hedef ve ama� i�in ortaya koyaca�� t�m �aba, d���nce ve duygular�n cehdini  ku�at�r ki!

Bu nedenle, resul ve nebilerin t�m� davet ederek nas�l olunmas� gerekti�ini �rneklemi�lerdir. Hal bu iken, insan bundan  kendini nas�l azade g�rebilir.

T�m olumsuzluklara ra�men; t�m benli�imizle Y�ce Allah'a yeniden, yeniden �a��rmak �zere yola koyulabiliyorsak, inand���m�z ve ba�land���m�z de�erin sad�klar�y�z/m�'minleriyiz demektir. (�n�aallah)

Kitab�n 1. cildinin 5. ba�l��� "Davet"in ilk b�l�m� olan "Davetin Anayasas�" k�sm�n� ilginize takdim ediyoruz:

Bu Kur'an, bir �mmet meydana getirip bir devlet kurmak, bir toplum y�netip ruh, ahlak ve ak�llar� e�itmek i�in Hz. Peygamber'in (s.a.s.) kalbine inmi�tir,

�sl�m �mmeti; hayat ve hareket tarz�n�, t�m insanlara ili�kin tav�r ve bak���n� Kur'an-� Kerim'in direktif ve emirlerine g�re belirlemek zorundad�r.

 "Alemlere bir uyar�c� olmak �zere kulu (Muhammed'e) Furkan'� indiren Allah'�n �an� y�cedir." (el-Furkan: 1)

Davet�iler, insanlar� nas�l davet edeceklerini, gafil kalpleri nas�l uyaracaklar�n�, t�kenmi� ruhlar� nas�l dirilteceklerini Kur'an'dan ��renmek zorundad�rlar. Bu Kur'an'� indiren, Allah't�r. �nsan�n tabiatini bilen, ruhunun derinlik ve boyutlar�ndan haberdar olan Allah...

Davet�i, s�rekli olarak Kur'an'a ba�vurmak zorundad�r. ��nk� Rabbinin, kendisini himayesine ald���n�, ac� ve yorgunluklar�n� hafifletti�ini, kendisine huzur verdi�ini, s�k�nt�lar�n� giderdi�ini ve cahiliyyenin bask�, k�t�l�k ve sald�rganl���ndan ileri gelen zorluklar� kolayla�t�rd���n� o zaman anlayabilir. Y�ce Allah'�n �zerine g�ven ve huzur ya�d�rd���n�, �zerine l�tuf, g�zetim ve sevgi r�zgarlar�n� estirdi�ini ancak o zaman hissedebilir.

A - Giri�

Kur'an-� Kerim, bu �mmetin canl� kitab� ve ���t veren rehberidir. Bu �mmetin, kendisinden hayat derslerini ald��� bir medresedir. E�iten ise, hi� ��phesiz Y�ce Allah't�r. Ve her t�r noksanl�ktan m�nezzeh olan Allah; Kur'an-� Kerim'in, Hz. Resul (s.a.s.)'in vefat�ndan sonra ebed� ve canl� rehber olmas�n� istemi�tir. Bu �mmetin t�m ku�aklar�n� y�netmesi, e�itmesi ve ra�id �nderli�e haz�rlamas� i�in bunu istemi�tir. Bu ra�id �nderlik, O'nun bir va'didir. Kur'an'�n hidayetiyle do�ruya y�neldi�i, O'nun ahdine ba�l� kald���, t�m hayat sistemini ondan ald���, onunla �v�nd���, yery�z�n�n t�m cahili sistemlerine kar�� onunla �st�nl�k sa�lad��� her zaman va'detti�i bir ra�id �nderlik...

Bu Kur'an, okuna duran m�cerred bir s�z de�ildir. O, kapsaml� bir ana yasad�r. Hem e�itim ana yasas�d�r, hem de pratik bir hayat�n ana yasas�d�r. Bu anayasada Hz. �dem (a.s.)'dan itibaren ba�layan tevhid �a�r�s�n�n deneyimlerine �zellikle yer verilmi�tir. Y�ce Allah onu, bu �zelli�iyle �sl�m �mmetinin her ku�a��na bir az�k olarak sunmu�tur. Hem ki�ilerle, hem de hayat prati�iyle ilgili deneyimleri sunmu�tur ki, �sl�m �mmeti bilerek yoluna devam etsin. Bu b�y�k ve �e�itli m�kemmel deneyim birikiminden yararlanarak.

�yleyse bu Kur'an'�n okunmas� gerekir. Ge�mi� M�sl�man ku�aklardan bilin�lice ��renilmesi gerekir. Ve d���nmek gerekir ki bu Kur'an'�n buyruklar�, t�m canl�l���yla ayaktad�r. Bug�n�n sorunlar�n� ��zmek i�in bug�n inmi� gibi, ileriyi ayd�nlatan bir kitap olarak...

Yani sadece tecvidle okunan g�zel bir s�z olarak de�il...

Yahut ge�mi�te kal�p hayata tekrar d�n�� yapmas� imkans�z bir ara�t�rma vesikas� olarak da de�il...

Bu Kur'an'�, pratik hayat�m�z�n hem �imdiki, hem de ileriki sorunlar�na ��z�m bulmak maksad�yla okumazsak, ondan kesinlikle yararlananlay�z. T�pk� Kur'an buyruklar�na; pratik hayat�na uygulamak �zere an�nda ba�vuran ilk m�sl�man cemaat gibi...

Kur'an'da, Y�ce Allah'�n, M�sl�man cemaat �zerindeki g�zetimini ispatlayan tabloyu g�r�yoruz. Bu cemaati, Allah'�n g�zetiminde yeti�irken. Onun g�sterdi�i metodla e�itilirken, ilah� g�zetimi bizzat hissederken, Onun yan� ba�lar�ndaki varl���n� k���k - b�y�k t�m i�lerinde, gizli - a��k t�m hallerinde g�n�llerinde ya�atman�n bilincine var�rken ve d��manlar�n gizli veya a��k planlar�na kar�� ilah� himaye ortam�nda bulunurken g�r�yoruz. Allah'�n, onlar� himayesine, g�lgesine ve sanca��n�n alt�na al�rken g�r�yoruz. B�yle bir ortamda kendilerini al��kanl�klar ve ahlak� y�nden yeti�tirirken...

Allah'�n korumas�na girmi�, dinine sar�lm��, ilah� hizbin yery�z� �yeleri olmu� ve ilah� sanca�� y�celtmi� bir cemaata yara��r e�itimden ge�irirken...

Kendilerini t�m d�nyaya tan�tan �lahi sanca��n alt�nda yeti�irlerken g�r�yoruz.

Bu Kur'an, ilke ve direktifleriyle ilk �sl�m cemaatini olu�turan bir kitapt�r. Bu ilke ve direktifler, ayn� ilke ve direktiflerdir. Her zaman ve her yerdeki bir �sl�m� cemaatin kurulmas�nda vazge�ilmez ve h�l� y�r�rl�kte olan ilke ve direktiflerdir. Kur'an-� Kerim'in verdi�i sava�, her zaman ve her ortamda verilecek sava��n ayn�s�d�r. Hatta Kur'an-� Kerim'in hedef ald��� geleneksel �sl�m d��manlar� da ayn� d��manlard�r. Desise, hile ve oyunlar�yla, kulland�ktan y�ntemleriyle ayn� d��manlard�r. �artlar�n de�i�mesiyle bu y�ntemlerin bi�imleri de�i�mi�; ama karakter ve hakikatlar� hep ayn� kalm��t�r.

D�nk� ilk �sl�m cemaati Kur'an-� Kerime nas�l muhta� idiyse bug�nk� �sl�m �mmeti de gerek m�cadelesinde ve gerekse savunmas�nda ayn� ilah� direktiflere gene muhta�t�r. Sa�l�kl� bir d���nceye dayan�p insan ve kainata ili�kin tutumu kavrama konusunda da Kur'an'�n emir ve direktiflerine muhta�t�r. ��nk� bu �mmet, yolunun i�aretlerini ancak Kur'an'da bulabilir, t�m a��kl���yla.

�u halde Kur'an� Kerim, bu �mmetin hayat�na h�kmeden kitap olmaya devam etmektedir. Bu �mmetin pratik hayat�ndaki ger�ek rehberi ‘O' dur. Hayat sistemi, toplum d�zeni ve her konudaki bak�� a��s�na dayanak olan m�kemmel ve kapsaml� anayasa odur. Se�kin sahabe neslini ve onlar� y�neten �nderli�i ortaya ��karan bu ilah� metod; ayn� nitelikte ba�ka nesil ve �nderlikler yeti�tirmeye de kabildir. Sonsuza de�in s�recek olan bir ger�ektir bu. Tabi ki e�er �sl�m �mmeti bu kayna�a y�nelirse, bu Kur'an'a ger�ekten inan�p onu kula�a ho� gelen na�meli kelimeler olmaktan kurtard�ktan sonra hayat�n rehber ve metodu haline getirirse bu nesiller yeti�ecektir.

Kur'an-� Kerim, insan kalbinin ��phelerini, sapma ve afetlerini da��tmak i�in �e�itli yollara ba�vurup de�i�ik y�ntemler izlemektedir. Kalblere giden yollar� bulup her t�r anlat�m bi�imiyle �areler getirmektedir. Kur'an'�n bu �e�itli anlat�m bi�imlerinde, davet ve davet�iler i�in yol az��� bulunmaktad�r.

Davet�i, s�rekli olarak Kur'an'a ba�vurmak zorundad�r. ��nk� Rabbinin, kendisini himayesine ald���n�, ac� ve yorgunluklar�n� hafifletti�ini, kendisine huzur verdi�ini, s�k�nt�lar�n� giderdi�ini ve cahiliyyenin bask�, k�t�l�k ve sald�rganl���ndan ileri gelen zorluklar� kolayla�t�rd���n� o zaman anlayabilir. Y�ce Allah'�n �zerine g�ven ve huzur ya�d�rd���n�, �zerine l�tuf, g�zetim ve sevgi r�zgarlar�n� estirdi�ini ancak o zaman hissedebilir.

O; hi� ku�kusuz Allah'�n insana hitab�d�r. Y�ce ve t�kenmez bir rahmetle insana hitab�d�r. Diyor ki insanlara:

"�unu al�n, �unu da b�rak�n. Benim yolum, i�te �udur; onu izleyin. Ad�mlar�n�z m� gev�edi, i�te ip'im; ona sar�l�n. Yan�lg�ya d���p g�nah m� i�lediniz; hemen tevbe ediniz; i�te kap�m �urac�kta a��k bulunmaktad�r. Gelin. Uzaklara ka�madan ve her �eyi ku�atan rahmetimden umut kesmeden gelin. Sen ey filanca; sen bizzat ��yle dedin; ama yanl��. Sen ��yle niyet ettin; ama o g�naht�r. Sen �unu i�ledin; ama yanl�� yapt�n. �imdi buraya; huzuruma gel. Temizlenip tevbe et. Tekrar benim himayeme d�n. Ve sen ey filan, sen bizzat! Seni d���nd�ren i�inin ��z�m� �udur. Kafan� me�gul eden sorunun cevab� �udur. ��ledi�in amelin �l��s� �udur..."

Kur'an-� Kerim, ilah� bir okuldur. ��nk� kalbleri yaratan�n ve her �eyi bir �l��yle var edenin yap�s�d�r. Dualar� kabul g�ren ba�ar�l� davet�iler, bu okulun mezunudur. G�n�llerini, hi� bir gaileye f�rsat vermeden, hi� bir engel tan�madan; yani can veya mal derdine d��meden, k�t� d���nce ve vesveselere kap�lmadan, Allah'�n davas�na adayan kimselerin ��kt��� bir okuldur O. Ve O, g�n�lleri, d�nyada ya��yorken bile Rabbanile�tiren bir hakikattir. ��nk� d�nyada ya��yor bile olsa bu g�n�llerin �l��s�, Allah'�n koydu�u �l��d�r, �v�n� duyulup pe�inden ko�ulan de�erler, s�z konusu �l��lerden ��km�� de�erlerdir.

Bu Kur'an, hi� ��phesiz bir furkand�r. Hak ve bat�l�, hidayet ve dalaleti, farkl� hayat sistemlerini ve insanl���n farkl� d�nemlerini birbirinden ay�ran bir furkan...

Kur'an'�n t�m hay�ta uygulanmak �zere getirdi�i sistemin m��ahhas varl���, hem ruhun derinliklerinde, hem de pratik alemde kendisini g�stermektedir. Bu sistem, insanl���n tan�d��� hi� bir hayat d�zenine benzemeyen e�siz bir sistemdir. �nsanl���n duygu ve ya�am�nda yeni bir d�nem ba�latan sistemdir:

"Alemlere bir uyar�c� olmak �zere kulu (Muhammed'e) Furkan'� indiren Allah'�n �an� y�cedir." (el-Furkan: 1)

Bu Kur'an, M�sl�man�n akide ve ahlak�n� d���nce ve duygular�n� y�netim bi�imi ve ��retilerini in�a eden bir kitapt�r. M�sl�man cemaata, d��manlar�n�n �zellik ve y�ntemlerini ��reten, d��man�n hile ve oyunlar�na kar�� uyaran; huzurlu bir g�n�lle, apa��k g�zlerle, zengin deneyimlerle, sava� ve d��man�n niteli�ine ili�kin bilgiyle hedefe y�nelten bir kitapt�r.

Kur'an'da her �ey vard�r. Hem bug�n hem de yar�n i�in her �ey vard�r. M�sl�man cemaati t�m cephelere ko�turan kitapt�r O. Duygu ve d���nce cephesindeki sava�a ko�turan da bu kitapt�r. D���nce cephesinde O; yeni bir akideyi, Allah'� tan�ma bilgisini ve yeni bir hayat g�r���n� in�a ediyor. Yeni de�er yarg�lar�n� ve yeni �l��leri ortaya ��kar�yor. Cemaatin f�trat�n� cahili tortulardan ar�nd�r�yor. Topluma ve ki�ilerin i�ine s�zan cahili g�r�nt�lerden kurtar�yor. Bu tertemiz ve kurtulmu� b�nyeleri, yeni ve ayd�nl�k dolu �sl�m� g�r�nt�lerle s�sl�yor. Ve bundan sonra da onu i�te ve d��ta tetik bekleyen d��manlar�yla sava�maya y�neltiyor. Hem itikad� ve ahlaki, hem de toplumsal ve ya�am d�zeni a��s�ndan dahili kurulu�unu sa�lam esaslara oturtmu� olarak d��mandan kat kat �st�n ve d��manla her an kar��la�maya haz�r bir bi�imde sava� alan�na y�neltiyor, �slam Devleti'nin, etraf�ndaki cahili devletlerden ger�ek �st�nl���; ruhi, ahlak�, toplumsal ve y�netsel kurulu�unun �st�nl���yle muteberdir. Bu �st�nl��� sa�layan �ey ise hi� ��phesiz Allah'tan gelen Kur'an� metoddur.

Yani �sl�m Devletinin ruhi ve toplumsal �st�nl���, asker� veya madd� �st�nl���nden �nce gelir. ��nk� �slam Devletinin d��manlar�, say� ve donan�m a��s�ndan, mal ve madd� kaynaklar bak�m�ndan s�rekli olarak �st�n olagelmi�lerdir.

�u halde �sl�m Devletinin ger�ek �st�nl���; ruh�, ahlak� ve toplumsal yap�s�nda, �sl�m'�n Rabbani metodunun �r�n� olan siyasal ve y�netsel kurulu�unda aranmal�d�r.

��te �sl�m, cahiliyyeye kar�� bu ezici �st�nl��� sayesinde, �nce Arap yar�madas�nda ve daha sonra da etraf�n� saran b�y�k Bizans ve Sasan� imparatorluklar� kar��s�nda ola�an�st� bir zafer kazanm��t�r.

S�z konusu ger�ek �st�nl�k sa�lanmadan asker ve silah veya (amel edilmeyen) bir mushaf ve Kur'an sahibi olmas�yla d��man�na kar�� zafer kazanamaz. ��nk� �slam Devleti'nin s�z konusu ezici �st�nl���nden olmasayd�, tarihlerin e�ini g�rmedi�i muazzam zaferler ger�ekle�emezdi.

�sl�m Devleti, ruh� ve ahlak� yap�s�yla, Kur'an'�n olu�turdu�u siyasi ve y�netsel niteli�iyle cahiliyyeyi yenmi�tir. Onu, her zaman ve her yerde bu �zelli�iyle ortadan kald�rm��t�r.

G�r�yoruz ki bu Kur'an, m�'minlere sadece ibadet ve alametleri ��retmiyor. Veya sadece ahlak ve adap ��retmiyor. Yani kimi insan�n iddias�n� yapt��� bu zavall� d���nce do�ru de�ildir. ��nk� Kur'an hayat�n t�m�n� ele al�yor, insanlar�n ola�an g�nl�k hayatlar�nda kar��la�t�klar� her �eyi ele al�yor. Bundan dolay� Kur'an-� Kerim, M�sl�man birey veya toplumun t�m hayat�n� kendi metoduna uydurmaktan ba�ka hi� bir ��z�m kabul etmez. T�m hayat�n Kur'an� metoda dayanmas� bir zorunluluktur. Aksi takdirde ne imandan, ne de �sl�m'dan s�z edilebilir.

Bu Kur'an; ruhlar�, ahlak ve ak�llar� e�itmek i�in gelmi�tir. ��nk� O, M�sl�man cemaata hem kendi hakikatini, hem ger�ek g�revini, hem yolunun �zelli�ini, hem de �sl�m d��manlar�n�n bu yolda kurdu�u tuzak ve engelleri, serpti�i diken ve �ak�llar� ��reten bir kitapt�r. Y�ce Allah, akide ve �eriatini bir arada kemale erdirdi�ini ilan etmi�tir. Din, i�te budur:

"Bug�n, dininizi kemale erdirip �zerinizdeki nimetimi tamamlad�m. Din olarak da size �sl�m'� se�tim." (el-Malde: 3)

Demek ki Kur'an, kemale eren bu dinin haz�r g�c�d�r. Kur'an'�n indi�i �a��n �eriat�, hi� ku�kusuz t�m zamanlar�n �eriatidir. ��nk� buna, Y�ce Allah �ahitlik etmektedir. O, herhangi bir mekanda ya��yan bir tek insanl�k ku�a��n�n olu�turdu�u bir cemaatin de�il, her zaman ve her yerdeki t�m insanl��a gelen dinin �eriatidir. Onun tafsili h�k�mleri, t�m zamanlarda uygulanmak i�in gelmi�tir.

Kur'an'�n temel ilkeleri; be�er hayat�n�n i�inde ya�anaca�� bir �er�eve olmak �zere gelmi�tir. Bu �er�evenin d���na ��kmak, iman �er�evesinin de d���na ��kmak demektir. �nsan� yaratan Allah, kimi yaratt���n� elbette bilmektedir. Bu �eriati ihtiva eden dini se�en, O'dur.

"D�n�n �eriati, bug�n�n �eriati de�ildir" diyecek kimse, insan�n ihtiya� ve durumunu Allah'tan daha iyi biliyorum iddias�ndad�r.

M�'min; Allah'�n, inanan kimselere din olarak se�ti�i �sl�m'� kabul eden kimsedir. Allah'�n g�zetim ve inayetini bilen kimsedir.

��nk� Allah'�n be�endi�ini �nemsemeden veya kabullenmeden kendilerine ba�ka bir se�im yapanlar muhakkak ki bedbaht ve ahmakt�rlar.

Kur'an-� Kerim, bu �mmetin ��retmeni, m�r�idi, �nderi ve yol boyunca hep yan�nda bulunan rehberidir. D��manlar�n�n durum ve karakterlerini bildirip a��klayan bir kitapt�r.

E�er bu �mmet, Kur'an'�na dan���p direktiflerini dinleyerek ilke ve kanunlar�n� hayat�na uygulasayd�, d��manlar� bir tek g�n bile ona zarar veremezdi. Ama bu �mmet, ne zaman ki Rabbine verdi�i s�z�nden cay�p Kur'an-� Kerim'den uzakla�t�, ba��na da bunca musibet geldi. Kur'an-� Kerim; musikiye, terenn�mlere, efsunlamaya ve m�cerred dualara d�n��t��� zaman bu �mmet de belalara u�rad�. Sonunda bu �mmet Kur'an'dan gafil kalarak yanl�� yollara sapt�. B�ylece be�er �nderli�ini de elden ka��r�p insanl�k kafilesinin en geri u�lar�nda yerini buldu, �yleyse biz Y�ce Allah'�n vasfetti�i Kur'an'a d�nmek zorunday�z:

"Muhakkak ki size Allah'tan bir nur ve apa��k bir kitap gelmi�tir. Allah, onunla kendi r�zas�na uyan kimselere selamet yollar�n� g�sterip onlar� kendi �zniyle karanl�klardan ayd�nl��a ��kar�r. Ve onlar� dosdo�ru bir yola y�neltir." (el-Maide: 16)

�u anda bu hakikati kavramaya ne kadar da muhtac�z! �nsanl���n cahiliyyenin elinden ahlar �ekti�i �u g�nde...

Cahiliyyenin as�rlar boyunca giri�ti�i de�i�ik ruh� ve toplumsal sava�lardan ahlar �ekti�i �u g�nde...

Evet �u g�nde Kur'an'�n sundu�u selamete ne kadar da muhtac�z!...

Tarihimizin bir d�neminde tad�na vard���m�z bu selamet dolu hayattan ruh ve g�n�llerimizi ay�ran, ahlak ve davran��lar�m�z� y�kan, toplum ve halklar�m�z� par�alayan bir sava�a girdi�imiz �u g�nde ne kadar muhtac�z!...

Ger�ekte biz, Allah'�n r�zas�na uyup O'nun bize se�ti�ini benimsedi�imiz vakit, Rabbimizin Kur'an-� Kerim g�lgesinde M�sl�manlara ba���lad��� selamete tekrar d�nebiliriz.

Sonu� olarak:

Kur'an-� Kerim, �sl�m davas�n�n hem kitab�, hem anayasas� ve hem de (hayat) yoludur.

Ruh� ve akl� cihada yetecek her �ey O'nda mevcuttur. Nefis ve duygular�n f�tr� �zelliklerine uygun hitap O'nda mevcuttur. S�k�nt�l� ve m�tereddit kalpleri sars�p yerinden oynatan �zellikler O'nda mevcuttur. ��te bundan dolay�, Kur'an-� Kerim, bu davan�n vazge�ilmez kitab�d�r. Davet�ilerin kendisinden ba�ka hi� bir kayna�a dayanmamalar� gereken kitapt�r o.

Davet�iler, insanlar� nas�l davet edeceklerini, gafil kalpleri nas�l uyaracaklar�n�, t�kenmi� ruhlar� nas�l dirilteceklerini Kur'an'dan ��renmek zorundad�rlar. Bu Kur'an'� indiren, Allah't�r. �nsan�n tabiatini bilen, ruhunun derinlik ve boyutlar�ndan haberdar olan Allah...

Davet�iler nas�l ki, Y�ce Allah'�n ilahl�k, rububiyet, hakimiyet ve egemenli�ini ilan ederken ilah� metodu izleyerek i�e ba�l�yorsa, kalbleri fethetmek i�in de ayn� metodu izlemelidirler. insanlara Hak Rablerini tan�t�rken Kur'an'�n g�sterdi�i yola girmelidirler. Ta ki b�ylece g�n�ller, sadece Allah'a tedeyy�n (boyun e�ip, itaat) hissiyle donan�p O'nun biricik rububiyet ve egemenli�ini kabullenerek ya�as�n.

B - Kur'an'�n G�lgesinde Hayat

Bu Kur'an, bir �mmet meydana getirip bir devlet kurmak, bir toplum y�netip ruh, ahlak ve ak�llar� e�itmek i�in Hz. Peygamber'in (s.a.s.) kalbine inmi�tir,

�sl�m �mmeti; hayat ve hareket tarz�n�, t�m insanlara ili�kin tav�r ve bak���n� Kur'an-� Kerim'in direktif ve emirlerine g�re belirlemek zorundad�r. Kur'an'�, bu maksatla okumak zorundad�r.

Kur'an; bu �mmetin m�r�idi, hareket kayna�� ve y�n verenidir. Bundan dolay� bu �mmet, hi� yenilmez. Hep yener. ��nk� d��manlar�yla girdi�i sava�ta, do�rudan do�ruya Rabbani �nderli�in emri alt�ndad�r. Rabban� �nderli�in emir ve direktifleri, sonsuza kadar var olacakt�r. �yleyse bug�n veya yar�n �sl�m davas�n� y�klenen kimseler, Kur'an'�n direktif ve beyanlar�n� uygulamak durumundad�rlar. T�pk� �u anda Kur'an kendileriyle konu�uyor gibi...

De�i�ik insan gruplar�na; �e�itli doktrin, inan� sistemi ve g�r��lere, farkl� y�netim ve d�zenlere, de�i�ik kanun ve �l��lere kar�� tav�r tak�nmalar�n�n yolu budur. Kur'an'�n ilkeleri �����nda tav�r tak�nman�n yolu budur. Bug�n, yar�n ve K�yamet G�n�'ne de�in bu, b�yle s�r�p gidecektir.

Allah, insanlar i�in ��kard��� bu hay�rl� �mmeti, b�y�k ve muazzam bir i� i�in haz�rlam��t�r. G�nderdi�i hayat sistemini, yery�z�nde uygulama emanetini y�klemek �zere haz�rlam��t�r. Kendisinden ba�ka hi� bir �mmette bulunmayan bir sadakatle bu emaneti ta��mas� i�in g�revlendirmi�tir. Kendisinden ba�ka hi� bir �mmetin be�er hayat�na uygulayamad��� kadar, uygulamak �zere g�revlendirmi�tir.

Bundan dolay� bu �mmetin s�k� ve uzun s�recek bir e�itimden ge�mesi �artt�r. Bu e�itimin �sl�m �mmetini cahiliyyeden kurtarmas�; kendisini d���k cahili ortamdan �sl�m'�n g�z kama�t�r�c� y�ce hayat�na ��karmas� �artt�r. �sl�m� hayata ge�tikten sonra da d���ncesini, geleneklerini ve t�m duygular�n� cahili tortulardan ar�nd�rmas� zorunludur. Hakk� yaymak ve bunun zorluklar�na katlanmak i�in irade e�itiminden ge�mesi zorunludur.

T�m bunlar sa�land�ktan sonra da hayat�n�, en ince ayr�nt�lar�na var�ncaya kadar �slam'�n �l��lerine g�re; yani ilah� teraziye g�re de�erlendirmesi �artt�r. Ta ki b�ylece ger�ekten Rabbani olabilsin. Ta ki b�ylece be�er� y�n�n� en g�zel bir bi�imde de�erlendirebilsin. Ta ki b�ylece nefis, Allah'�n mizaniyle de�erine kavu�sun.

Bat�l, �i�kinle�ti�i zaman insanlar�n g�z�n� b�y�leyebilir. D�� g�r�n���ne bak�larak b�y�k ve g��l� oldu�u san�labilir. Ama Allah'�n mizaniyle e�yay� de�erlendiren m�min; bu �i�irilmi� bat�la bakt���nda eli kolu ba�lanmaz. G�zleri korkmaz ve terazisi sapmaz. ��nk� onun elinde hak vard�r. Sadece hak...

Niteli�i ve yap�s�yla, Allah'�n mizan�ndaki a��rl�k ve metanetiyle ortada olan bir hak...

Y�ce Allah �sl�m �mmetini, kendi dininin emini olacak bir seviyeye getirinceye kadar Kur'an� metotla e�itir.

Bu, sadece ruh ve vicdan e�itimi de�ildir.

Bu; �mmetin d�nyadaki hayat ve ge�imini ilgilendiren bir e�itimdir, ayn� zamanda.

D�nya hayat�n� etkileyen arzu ve ra�betler, heva ve hevesler; �at��an ��kar ve g�r��ler g�z �n�nde tutularak yap�lan bir e�itimdir bu.

Be�eri arzular�n t�m�n� y�nlendirip sonunda bir tek huzme (demet) haline getiren bir e�itimdir, bu.

K�saca bu; �sl�m �mmetinin akide ve d���ncesiyle, etki ve tepkileriyle, ahlak ve davran��lar�yla, �eriat ve nizam�yla ge�ti�i bir e�itimdir. Bundan maksat, Allah'�n dinini yery�z�nde uygulamak ve t�m insanl��� y�neten bir �mmet haline gelmektir.

Y�ce Allah, bu �mmetin vas�tas�yla diledi�i her �eyi ger�ekle�tirmi�tir. Allah, elbette ki i�inde galiptir. Allah'�n ayd�nl�k dolu dini, bu d�nyan�n g�nl�k ve pratik hayat�nda fiilen uygulanm��t�r, insanl�k, bu u�urda Allah'tan yard�m dileyip �aba g�sterece�i t�m zamanlarda da bu dini hayata ge�irebilir.

Bundan dolay�, Kur'an'�n g�lgesinde ya�amak zorunday�z. Kur'an'�n g�lgesinde ya�amak, onu m�cerred bir �ekilde inceleyip okumak veya sadece i�indeki ilimlere vak�f olmak demek de�ildir. ��nk� bu �ekilde Kur'an'�n g�lgesinde ya�anmaz.

Kurani ortamdaki hayat, insan�n - Kur'an'�n aynen indi�i g�n gibi - g�lgesinde, ortam�nda ve hareketinde ya�amas� demektir.

Zorluk, m�cadele ve g�rev dolu bir hayata at�lmak demektir.

Yani t�m yery�z�ne yay�lm�� cahiliyyeye kar�� koyarak kalbiyle, akl� ve hareketiyle Kur'an'� ya�amak demektir.

Ki�inin, �sl�m'� hem kendi nefsinde, hem de insanlar�n nefsinde, hem kendi hayat�nda hem de insanlar�n hayat�nda ya�atmas� demektir.

Cahili her t�r d���nce, gelenek, ilgi alan� ve prati�e; cahiliyyenin t�m bask� ve sava�lar�na, �sl�m akidesine ve hayat sistemine kar�� g�sterdi�i t�m tepkilere kar�� koymak demektir.

Cahiliyye'nin Rabbani kaynaktan ��kan Rabbani �sl�m akidesine a�t��� sava�ta direnmek, m�cadele ve cihad etmek demektir.

��te insan�n Kur'an'�n tad�na varabilece�i Kur'an� ortamdaki hayat� ya�aman�n yolu budur. ��nk� Kur'an, b�yle bir ortamda inmi� ve b�yle �artlarda i�lemi�tir. B�yle bir ortamda ya�amayan kimseler, Kur'an'�n inceleme, ara�t�rma, okuma ve ilm� et�d�ne dalm�� olsalar bile ondan kopukturlar.

Bir kelime; ancak onu anlamaya elveri�li bir kalpte ger�ek de�erine kavu�ur. Bu kelimeyi, t�m boyutlar�yla d���n�p yak�n bir ilgi g�steren bir ak�lda ger�ek ifadesini bulur.

�uras� kesindir ki bu Kur'an; m�'minlerden ba�ka hi� bir kimseye hazinelerini a�maz, esrar�n� ke�fettirmez ve meyvelerini vermez. Hz. Peygamber'in (s.a.s.) ashab�ndan baz�lar�ndan �u haber gelmi�tir:

"Bize, Kur'an verilmeden �nce iman verilmi�ti."

Kur'an-� Kerim'den b�ylesine tad almalar�n�n, anlam ve hedeflerini b�ylesine kavramalar�n�n nedeni, i�te bu imand�. �ok k�sa denilebilecek bir s�re i�inde b�ylesine harikalar ger�ekle�tirmelerinin nedeni, i�te bu imand�.

Kur'an'�, bu e�siz neslin tatt���, nur ve furkan�ndan yararland��� kadar tad�na var�p yarar�n� g�rmek i�in, bu nesil gibi iman etmi� olmak gerekiyor. Nas�l ki Kur'an-� Kerim onlar�n ruhunu al�p iman sahiline g�t�rm��se, bu imanlar� da onlara Kur'an'�n kap�lar�n� a�m��t�r. Zaten bu imandan ba�kas�, kendilerine Kur'an-� Kerim kap�lar�n� a�amazd�.

K�saca onlar, Kur'an'la ya�ad�lar ve Kur'an i�in ya�ad�lar. ��te bundan dolay� da bu nesil gibi bir nesil, tarih boyunca bir daha gelmedi. Bu �okluk ve bu yeterlilikte bir nesil bir daha ��kmad�.

Bunun bir tek istisnas� varsa o da; e�siz sahabe neslinin yolunda y�r�y�p Kur'an-� Kerim'e halis bir kalple ba�lanan baz� fertlerdir. Tarihin uzun denilebilecek bir d�nemi boyunca Kur'an'a ba�l� kalabilen fertlerdir. Bu tarihsel s�re� boyunca (sahabe ve tabilerinin d�neminde) Kur'an-� Kerim kayna��na; Hz. Peygamber'in hadis ve hidayeti d���nda hi� bir be�er s�z� kar��mad�. Hazreti Peygamber (s.a.s.)'in s�nneti de, bizzat Kur'an kayna��ndan geliyordu. E�siz sahabe neslinin, bu m�kemmellikte olmas�n�n nedeni buydu. Kur'an-� Kerim'in, bu insanlar� cahili bir ortamdan kap�p kolayl�k, esneklik ve merhametle g�z kama�t�r�c� doruklara basamak basamak t�rmand�rmas�n�n nedeni buydu.

E�siz sahabe neslinin y�klendi�i g�revi y�klenmeye �al��an kimseler i�in tek �are; onlar�n yoluna girip Kur'an'la ve Kur'an i�in ya�amakt�r. Ve bunu s�rekli olarak ya�amakt�r, �yle ki ak�l ve kalplerine, Kur'an'dan ba�ka hi� bir be�er kelam� kar��mayacakt�r. Ba�ka �ekilde sahabenin g�revini y�klenmeye imkan yoktur. Bilmek zorunday�z ki, Kur'an-� Kerim; her nesil ve her ortamda ya�anmak �zere g�nderilmi�tir. Usul ilminin genel ilkesinin gere�i budur.

"Muteber olan, sebebin hususiyeti de�il, lafz�n umumiyet ifade edi�idir." ilke budur.

Bir insan grubuna - hangi d�neminde ya�arsa ya�as�n - hitap eden bu Kur'an'�n kendisidir. Herhangi bir ortamdaki insanlar� eri�ilmez doruklara basamak basamak t�rmand�racak metod; sahabe neslini cahili bir ortamdan kap�p y�celten metodun ta kendisidir:

"Kur'an'�, hakla indirdik ve (gene o) hakla inmi�tir. Seni (ey Muhammed!) ancak bir m�jdeci ve uyar�c� olas�n diye g�nderdik. Kur'an'� ise, insanlara m�hletle okuyas�n diye b�l�m bol�m yapt�k ve onu hi� ��phesiz k�s�m k�s�m indirdik." (el-�sra: 105-106)

Bu Kur'an, bir �mmeti e�itmek ve bir hayat d�zenini kurmak i�in gelmi�tir. Bu �mmetin g�revi: Kur'an-� Kerim'i, d�nyan�n d�rt bir buca��na ta��makt�r. Ta ki b�ylece insanl�k, kamil ve m�kemmel bir metodun do�rultusunda Kur'an nizam�n� ��renebilsin.

Bundan dolay� Kur'an-� Kerim, �mmetin g�nl�k ihtiya�lar�na ve ilk e�itim d�neminin �artlar�na uygun olarak b�l�m b�l�m inmi�tir. E�itim; uzun zaman isteyen bir i�tir. Uzun s�reli pratik deneyimler isteyen bir i�tir.

Kur'an-� Kerim, teoride kalan bir f�k�h veya g�zel bir okuyu� ve zihinsel dinlenmeye yarayan soyutlanm�� bir fikir olmak i�in de�il, haz�rl�k d�neminde b�l�m b�l�m uygulanacak bir hayat metodu olmak i�in gelmi�tir.

�lk �sl�m ku�a��, bu anlam�yla Kur'an'dan yararlanm��t�r. G�nl�k hayatlar�na uygulamak i�in ��renmi�lerdir. Kendilerine gelen emir veya yasaklar�, adap veya farzlar� derhal uygulamak i�in ��renmi�lerdir. Kur'an-� Kerim'i, -�iir veya sanat eserlerinde yap�ld��� gibi - akl� ve nefsi bir yararlanma konusu yapmad�lar. Yahut Kur'an'�, efsane ve masal dinler gibi bir e�lence ve teselli arac� olarak da ��renmediler. Tam aksine onlar, g�nl�k hayatlar�n� Kur'an'a g�re bi�imlendirdiler. Onu, his ve ruhlar�nda, faaliyet ve davran��lar�nda, ev ve hayatlar�nda ya�att�lar. Kur' an, onlar�n biricik hayat rehberiydi. Kur'an'la tan��madan �nce bildikleri t�m gelenek ve al��kanl�klar�n� bir kenara atan kimselerdi onlar.

�bn-i Mes'ud (r.a.) diyor ki:

"Bizden biri ��rendi�i on ayeti, manalar�n� belleyip onlarla amel etmedi�i s�rece atlay�p ba�ka ayetlere ge�mezdi."

Kur'an-� Kerim'i, Kur'an'�n indi�i hareket ortam�na girmeden ve ayn� ortam�n gere�i olan tavr� tak�nmadan anlay�p tatmaya imkan yoktur.

Kur'an'�n anlam ve muhtevas�n�, hareket ortam�n�n d���nda; evinde oturarak yorumsal ve edebi incelemelere tabi tutan kimselerin, Kur'an� hakikatten bir �ey anlamalar�na �mkan yoktur.

Sava� ve hareket alanlar�ndan uzak so�uk ve dura�an bir oturu�la Kur'an-� Kerim' in anla��lmas� m�mk�n de�ildir.

Bu Kur'an'�n hakikati, hi� bir zaman yerinde �ak�l�p kalm�� kimselere g�r�nemez.

Kur'an'�n s�rr�, Allah'tan ba�kas�na ubudiyet, itaat ve dindarl���n bulundu�u bir ortamda rahatl�k ve selamet arayan kimselere ke�f olamaz (a��lmaz).

Davetin Anayasas� k�sm�n�n  ikinci yar�s�  bir sonraki b�l�mde  devam edecektir in�aallah.

(Kaynak: F� Zil�lil Kur’an’da DAVET YOLU /  Ahmed Faiz / �eviri;  Ubeydullah Dalar / Se�kin Yay�nc�l�k)

(�slam ve Hayat i�in yay�na haz�rlayan: R�dvan D�N�ER )

YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !