6. b�l�m: Vel�
Ama�, vela hakk�n�n sadece Allah`a ait olmas�d�r. Vel�: Kay�ts�z ve �arts�z olarak O`na g�venilmesidir. �sl�m`�n, izlenecek tek din olmas�d�r. �sl�m saf�yla, din olarak �sl�m`� se�meyen di�er t�m saflar�n birbirinden ayr�lmas�d�r. M�sl�man��n, �sl�m`� hayat sistemi olarak se�meyen saflardan uzakla�mas�d�r. �sl�m� hareketin ciddiyet ve d�zenini korumas�d�r.

Önceki bölümlerde payla�t���m�z "D�N" konusu ana ba�l���ndan sonra, ikinci ana ba�l�k olan , "VELÂ" konusunun ilk bölümünü ilginize takdim ediyoruz. Bize verilen bu büyük nimet; Allah için sevme ve Allah için bu�z etmenin ö�retisi olarak, birlikteli�in üzerinde yükseltilebilece�i temel bir düsturdur . (R�dvan Dinçer)
VEL (Dostluk ve Ba�l�l�k)
Bu Kur'an , Müslüman bireyi, Allah ve Resulullaha, �slâm itikad� ve �slâm cemaatine ba�l�l�k (vela) esas�na binaen e�itmektedir.
("Vela", "Tevâli": Bir �eye do�rudan ba�l�l�k. �zleme ve yak�nl�k. Dini yak�nl�k. Sadakat, yard�m ve inanç yak�nl���. Yönelmek, yönetmek ve yetkinlik (Rag�p, Müfredat). Burada kast olunan ise ba�l�l�k, yetkinlik ve ilahi egemenli�e ram olmakt�r. (UD)
Üyesi bulundu�u saff�n di�er tüm saflardan tamamen ba��ms�z kalmas� zaruretine binaen yeti�tirmektedir.
Çünkü Müslüman, Allah'�n ad�n� yüceltmeyen, Peygamberinin önderli�ini izlemeyen ve "Allah'�n Hizbi" özelli�ini ta��mayan hiç bir saf ve birli�in (kamp�n) adam� olamaz.
Bu Kur'an:
"Bu göreve Allah taraf�ndan seçilmi�tir" esas�yla Müslüman’� e�itmektedir. Çünkü bu seçimden amaç, Müslüman’�n gerek insanl�k hayat�nda ve gerekse tüm tarihsel olaylarda ilahî takdiri gerçekle�tiren bir araç olmas�d�r.
Tüm zorluklar�na ra�men bu ilahî seçim, Allah'�n bir lutfudur. Diledi�ine verdi�i bir lutfu...
Müslüman cemaatten ba�kas�na ba�l�l���n manas� ise, Allah'�n dininden ç�kmak, bu büyük seçimi reddetmek ve bu güzelim lutuflar� soyutlanmak demektir, öyleyse vela (ba�l�l�k), sadece Allah'ad�r.
"Sizin veliniz, sadece Allah't�r, Resulü'dür, namaz� ikame edip zekat veren ve Allah'a boyun e�en mü'minlerdir." (el-Maide: 55)
Yani özellikle ve yoruma yer vermez biçimde onlard�r bizim velimiz.
�slami hareket ve dü�üncenin belirsizli�ine f�rsat b�rakmaz bir kesinlikte...
Zaten ba�ka türlü de olamaz. Çünkü sorun, özü itibariyle bir itikadi sorundur. Bu itikadla harekete geçmenin sorunudur.
Amaç, vela hakk�n�n sadece Allah'a ait olmas�d�r.
Kay�ts�z ve �arts�z olarak O'na güvenilmesidir. �slâm'�n, izlenecek tek din olmas�d�r.
�slâm saff�yla, din olarak �slâm'� seçmeyen di�er tüm saflar�n birbirinden ayr�lmas�d�r.
Müslüman’�n, �slâm'� hayat sistemi olarak seçmeyen saflardan uzakla�mas�d�r.
�slâmî hareketin ciddiyet ve düzenini korumas�d�r.
Çünkü Müslüman toplumda, Allah'�n önderlik ve bayra��ndan ba�kas�na ba�l�l�k yoktur. Mü'min gruptan ba�kas�yla yard�mla�ma yoktur.
Bu yard�mla�ma ise, akideden kaynaklanan hayat sisteminde söz konusudur.
�slâm'�n, soyut bir lakap, bir alamet veya bir yafta olmamas�, sadece lafta kalan bir kelime olmaktan kurtulmas�, verasetle intikal eden anlams�z bir nesep veya yerinde çak�l�p kalan kimselerin mücerred bir s�fat� olarak kalmamas� için Yüce Allah bir tak�m özellikIeri zikretmektedir. �nanm�� kimselerde bulunmas� gereken vazgeçilmez baz� özellikleri:
"Namaz� ikâme edip zekat veren ve Allah'a boyun e�en kimseler..."
Bunlar, mü'mince hamiyeti olan herkesi ilgilendiren özelliklerdir.
Dinin, inanc�n�n ve hayati ba�lar�n�n hafife al�nd��� bir ortamda, Rabbiyle aras�ndaki ili�kinin alay ve e�lence konusu yap�ld��� bir yerde üstünlü�ünü kaybetti�ini bilen mü'minin özelli�i...
�nanm�� kimselerle, bu i�renç fiilleri i�leyen kimselerin aras�nda hiç velayet olur mu?
Ak�l noksanl���ndan kaynaklanan bu fiilleri i�leyenlerle mü'min aras�nda bir dostluk olur mu?
Çünkü normal ak�ll� hiç bir kimsenin Allah'�n dinini ve mü'min kullar� alaya almas� mümkün de�ildir.
Mü�rik ve ehl-i kitap kafirleri, Kur'an-� Kerim' in Hz. Peygamber'e indi�i dönemlerde de bu tür alayc� ve küçümseyici tav�rlar tak�n�yorlard�. Ama Yüce Allah'�n, Müslüman cemaat için koydu�u baz� esaslar vard�. Cemaatin sürekli ya�am�, dü�üncesi ve hayat sistemi konusundaki esaslar...
Yüce Allah bu esaslar� koyarken, hiç �üphesiz ilerde neler olaca��n� biliyordu, ileriki tarihlerde Müslüman nesillerin nelerle kar��la�aca��n� biliyordu.
��te biz de �u anda bu gerçe�i her yönüyle görüyoruz. Bu dinin ve �slâm cemaatinin dü�manlar� tarih boyunca hep ayn� kalm��t�r. Dün neyse bugün de ayn� dü�mand�r...
�slâm'a olan dü�manl�klar� hep ayn� �ekilde devam ediyor. Kur'an'a kar�� olan tav�rlar� hiç de�i�memi�tir. Tarih boyunca hep ayn� tav�r ve ayn� dü�manl�k...
Bu dine ve Kur'an'a kar�� açt�klar� soluk kesen sava�lar� tarih boyunca dinmi� de�ildir. Yüce Allah diyor ki:
"Ey iman edenler! Dininizi alay ve e�lence konusu edinen - kendilerine sizden önce - kitap verilenler ile kafirleri veliler edinmeyiniz. E�er inanm��san�z Allah'tan korkunuz. Namaza ça��rd���n�zda bunu da alay ve e�lenceye alanlar�... Alaya al�yorlar; çünkü onlar akletmeyen kimselerdir." (el-Maide: 57-58)
Bu Kur'an, �slâm ümmetinin - K�yamet'e dek - hayat kitab� olmak üzere indirilmi�tir. Çünkü O, bu ümmetin hem itikad� dü�üncesini, hem toplumsal düzenini ve hem de hareket plan�n� in�a edip çizen bir Kitapt�r. Tüm bunlara ayn� önemi vererek in�a eden...
��te bu Kur'an'd�r �imdi de bu ümmeti uyaran. Allah Resulü ve mü'min'lerden ba�kas�n�n veli edinilmemesini bu ümmete ö�reten.Ehl-i kitap ve di�er kafirlere velayet vermekten sak�nd�ran. Hem de bu denli kesin bir ifadeyle...
Çünkü �slâm'�n nazar�nda, insanlar� bir araya getiren yegane ba�, "akide" ba��d�r. Soyu sopu, �rk�, topra�� ve kavmiyeti ayn� olmayan insanlar� birle�tiren bir ba�...
E�er iman ehlini bir araya getiren bu ba� meydana gelmi�se, di�er ba�lar�n ayr� olmas�n�n hiç bir önemi yoktur. Çünkü �slâm'�n nazar�nda insan, ruhi yap�s�yla insand�r. Çünkü o, Yüce Allah'�n üfürdü�ü ruhla insan olmu�tur. Bundan dolay� da o, - ruhî yap�s�n�n en belirgin bir gere�i olarak - akidede bir araya gelebilir ba�ka insanlarla...
Hayvanlar� bir araya getiren ba�larla de�il. Ayn� mera, ayn� yaylak ve a��lda bir araya gelen hayvanlar gibi de�il...
Bireylerin, gruplar�n ve insan nesillerinin aras�ndaki ba�l�l���n, akideden ba�ka bir ba�la sa�lanmas� mümkün de�ildir. Çünkü bir mü'mini di�erine, bir �slâm cemaatini ba�ka bir �slâm cemaatine ve bir Müslüman nesli sonraki Müslüman nesillere ba�layan bir ba�d�r, akide.
Hem de zaman ve mekan hudutlar�n�n ötesinde bir ba�lay��la. Kan, soy, �rk ve kavim ayr�l�klar�n�n ötesinde bir ba�lay��la...
Sadece akideye ba�l�l�k üzere meydana gelen bir birliktir, bu. Allah da hiç ku�kusuz bu birli�in velisidir.
"Allah, mü'minlerin velisidir."
Allah kimin velisi ise O, ona yeterdir...
Ba�ka velilere ihtiyaç yoktur, gerek de...
Ba�a gelebilecek bir musibet ise, sadece bir deneyimdir. Ötesinde hay�r bulunan bir deneyimdir. Yoksa bu tür musibetler, Allah'�n velayetini çekmesi de�ildir. Dostu olan kullar�na sözünü verdi�i yard�m� esirgemesi demek de�ildir.
Allah'�, veli tan�mayan kimsenin, hiç bir mevlas� yoktur.
�nsan ve cinlerin tümünü veliler edinse bile acizlikten kurtulamayacakt�r. �nsanlarca bilinen her tür himaye ve güç sebeplerine dayansa bile aciz kalacakt�r.
"(Zafer mü'minlerindir;) Çünkü Allah, iman edenlerin velisidir. Kafirlerin ise hiç bir velisi yoktur." (Muhammed: 11)
Velâ ile Müsamahay� Bir birinden Ay�ramama ;
Kur'an-� Kerim, �slâm akidesine ili�kin büyük bir tehlikeye kar�� bizi uyarmaktad�r. Yolumuzda gizlenen büyük bir tehlikeye kar��...
Kur'an-� Kerim' in bu direktifi, a�a��daki ayet-i kerimede olanca aç�kl���yla ortadad�r:
"Ey iman edenler! Yahudi ve h�ristiyanlar� dost edinmeyiniz. Çünkü onlar, birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlar� dost edinirse, muhakkak ki onlardand�r. Allah, hiç �üphesiz zalim kimseleri sevmez." (el-Maide: 51)
"Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse; Allah da sevdi�i ve kendilerinin de Allah'� sevdi�i, mü'minlere kar�� mütevazi, kafirlere kar�� ise �iddetli, Allah yolunda sava�an ve hiç bir kimsenin k�namas�ndan korkmayan ba�ka bir kavim getirecektir." (el-Maide: 54)
Görülüyor ki, bu Kur'an, Müslüman’� bir bilinç e�itiminden geçirmektedir. Gerçek dü�man�n� kendisine tan�tmaktad�r. Bu dü�man�yla kar��l�kl� olarak giri�ti�i kavgan�n gerçek mahiyetini anlatmaktad�r. Bu, bir akide kavgas�d�r.
Çünkü akide, Müslüman’la tüm dü�manlar� aras�ndaki temel davad�r.
Dü�man, her �eyden önce akidesi ve dini için Müslüman’la sava�maktad�r.
Bu dinmez dü�manl���n as�l nedeni, Allah'�n dinine kar�� isyanlar�d�r. Allah'�n dini istikametinde yürüyen herkesten nefret etmelerinin nedeni budur:
"Ey ehli kitap! Bizden; Allah'a, taraf�m�za indirilen ve bizden önce indirilene iman etti�imizden, bir de ço�unlu�unuzun fas�klar olman�zdan ba�ka bir nedenle mi nefret ediyorsunuz?" (el-Maide: 59)
Demek ki bu, bir akide davas�d�r. Demek ki dü�manl���n as�l nedeni de bu inançt�r.
Bu ilahî metodun ve bu metodtaki temel buyruklar�n de�eri, muhakkak ki çok büyüktür. Çünkü bu ilahî metodta son derece önemli olan iki husus vard�r.
Gerek iman �artlar�n�n gerçekle�mesinde, gerek Müslüman �ahsiyetin yeti�mesinde ve gerekse �slâm cemaatinin hareket düzeninde ayn� ölçüde önemli olan iki husus...
- Biri ; Allah'a, Resulü'ne, �slâm'a ve bu esaslara dayal� Müslüman cemaate samimiyetle ba�l�l�k...
- Di�eri de, sava��n ve bu sava�taki dü�man�n tabiat�n� bilmek...
Bir kere Müslüman’la, �slâm'� bayrakla�t�rmayan di�er kamplar�n birbirinden tamamen ayr�lmas� dü�üncesi; kalplere yerle�medikçe �nsanlar�n gerçekten inanm�� olmas� mümkün de�ildir.
�slâm akidesini ta��yan kimseler, e�er bu dü�ünceyi ta��m�yorlarsa hiç bir, �ey ifade edemezler. Yeryüzünde hiç bir �ey de gerçekle�tiremezler. Çünkü Allah'a, Resulü'ne ve mü'min önderli�e ba�l�l�klar�n�n netle�mesi �artt�r.
Dü�man�n gerek niteli�ini, kavgan�n neden ve özelliklerini tan�malar� �artt�r. Tüm dü�manlar�n kendilerine kar�� birlik olduklar�na inanmalar� �artt�r. �slâm cemaati ve �slâm akidesine kar�� aç�lan sava�ta dü�man�n kimisinin kimisine dost oldu�unu bilmeleri �artt�r.
"Kafir ve dinsizlere kar��, bizimle ehl-i kitap aras�nda ortak bir yolun bulundu�unu" sanmak, büyük bir aptall�kt�r. Affedilmez bir gaflettir. Çünkü onlar, - Müslüman’lara kar�� aç�lan sava�ta - kesinlikle kafir ve dinsizlerin yan�ndad�rlar.
Gerek zaman�m�zda, gerekse tüm zamanlarda bizden baz� saf kimseler, bu derin anlaml� gerçeklerden gafil ya�amaktad�rlar. Kur'an'�n ö�retilerini ve tüm tarihsel ö�retileri unutarak materyalizm ve dinsizli�e kar�� - din ehliyiz diye - elimizi ehl-i kitap kimselerin eline verebilece�imizi dü�ünen bu kimseler, gerçekten gafildirler.
Çünkü bugünkü ehl-i kitap, dün kafir mü�rikler için:
"onlar�n yolu, �man edenlerin yolundan daha do�rudur" (en-Nisa': 51) diyen ayn� ehl-i kitapt�r.
Bugünkü ehl-i kitap, dün Medine'de kafirleri Müslüman’lar�n aleyhinde k��k�rtan, onlara arka ç�k�p yatakl�k eden ayn� ehl-i kitapt�r.
- �ki yüz sene boyunca ardarda haçl� seferlerini düzenleyen, ayn� ehl-i kitapt�r.
- Endülüs'te korkunç katliamlar düzenleyenlerdir.
- Filistinli Müslüman’lar� yurtlar�ndan kovup yerlerine yahudileri yerle�tirenlerdir.
- Materyalizm ve dinsizlikle dayan��ma içinde bulunanlard�r.
- Dünyan�n her yerinde; Habe�istan'da, Somali'de ve Eritre'de Müslüman’lar� k�r�p geçirenlerdir.
- Yugoslavya'da, Çin'de, Türkistan da, Hindistan'da ve her yerde �slâm dü�man� materyalizm, dinsizlik ve Budizm'le i�birli�i yapanlard�r.
Tüm bu olup bitenlerden sonra aram�zdan ç�kan baz� kimseler, kalk�p bizimle ehl-i kitab�n aras�nda i�birli�i olabilece�ini sanmaktad�rlar.
Bizimle bu kimselerin aras�nda dinsizlik ve materyalizme kar�� bir yard�mla�ma ve dostluk kurulabilece�ini sanmaktad�rlar.
Bu zann� besleyen kimseler, kesinlikle Kur'an-� Kerim'i okumuyorlar. Yahut okuyorlarsa, Kur'an'da geçen ve ayn� zamanda �slâm'�n bir özelli�i olan "müsamaha"yla velayeti birbirine kar��t�r�yorlar.
Bu yüzden de - Kuran sak�nd�rd��� halde - bizimle ehl-i kitap aras�nda bir velayet olabilece�ini san�yorlar. Asl�nda bu kimseler �slâm'� hissederek ya�am�yorlar.
�slâm'�, ne Allah'�n insanlardan ba�kas�n� kabul etmeyece�i bir akide olarak ya��yorlar, ne de dünya üzerinde yepyeni bir pratik hayat sistemini kurmay� amaçlayan yap�c� bir hareket olarak alg�l�yorlar. Yani �slâmî hayat biçimiyle günümüzdeki ehl-i kitaba kar�� koyacak nitelikte bir hareket...
T�pk� dün kar�� durdu�u gibi bir hareketle...
Bu tavr� sürdürmek bir zorunluluktur. Çünkü tak�n�lmas� gereken do�al ve biricik tav�r budur. Allah'�n ça�r�s�, yeryüzünün herhangi bir yerinde kurulacak her �slâmî cemaate yöneliktir. K�yamet Günü'ne de�in geçerli olan bir davettir bu. Çünkü bu ça�r�, "iman edenler" özelli�ini ta��yan herkese yöneliktir.
Hiç ku�kusuz Kur'an, akide sava��n� veren bir Müslüman’a gerekli olan �uurlanmay� vermek ve �slâm'�n bayra�� alt�nda ya�amayan kimseleri, tamamen birbirinden ay�rd etmek için inmi�tir.
Bu ayr�l��, ahlakî nitelikteki ho� görüyü yasaklamamaktad�r. Çünkü ho�görü, Müslüman’�n daimi s�fat�d�r. Sözünü etti�imiz "ayr�l���n" yasaklad��� �ey, kafirlere velayet beslemek sorunudur. Çünkü Müslüman’�n kalbinde, Allah'�n, Resulü'nün ve mü'minlerin velayetinden ba�ka bir velayet bar�namaz.
�uurlanma ve ayr�lma...
Bu iki �ey, Müslüman için vazgeçilmez nitelik ta��yan hususlard�r. Her yerdeki ve her ku�aktaki Müslüman için vazgeçilmez...
Bu, bir "yol ayr�m�d�r." Bu konuda Müslüman’�n akl�nda hiç bir bulan�kl�k bulunamaz.
Çünkü Müslüman, �slâm'�n hayat sistemini izlemeyen herkesten ayr�lmak zorundad�r.
�slâm'�n bayra��n� yüceltmeyen herkesten ayr�lmak zorundad�r. E�er bu ayr�l�� gerçekle�mi�se, harekete geçebilir.
Yani ilk hedefi, yeryüzünde biricik bir hayat nizam�n� kurmak olan büyük �slâm hareketinde anmaya de�er bir eyleme geçmesi, bu ayr�l��tan sonra mümkündür. Çünkü kurulacak bu pratik hayat nizam�, tüm hayat sistemlerinden ayr� bir nizamd�r. Tüm hayat görü�lerinden tamamen ayr� olan biricik bir dü�ünceye dayanmaktad�r.
Bir kere Müslüman kesinlikle; tereddüt ve karars�zl��a yer vermez bir kesinlikle inan�yor ki, ba�l� oldu�u din, biricik dindir. Allah'�n, insanlardan ba�kas�n� asla kabul etmeyece�i dindir. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in risaletinden sonra kabule �ayan yegane dindir.
Gene Müslüman, kesinlikle inan�yor ki, Allah'�n hayat için gönderdi�i bu sistem; e�siz ve biricik bir hayat sistemidir. Onun yerine ba�ka bir nizama sar�lmak, Müslüman için imkans�z olan bir �eydir. �nsanl�k hayat�n�n; - ba�kas�na de�il - sadece bu biricik nizama dayanmad�kça düzene girmesi ve istikamette yürümesi mümkün de�ildir.
E�er bir Müslüman bu ilahî hayat sistemini kurmak için olanca gücüyle çal��mazsa, Allah'�n onu affedip ba���lamas� ve amellerini kabul etmesi söz konusu de�ildir.
Ayr�ca bu sistemi tüm hayati yönleriyle, yani gerek itikad� ve gerekse toplumsal yönüyle ikame etmek gerekir. Müslüman, bu konuda hiç bir çabadan kaç�namaz. Onun yerine ba�ka bir hayat sistemini - bir ayr�nt�s�nda bile olsa - kabul edemez. Onu ne itikad�, ne toplumsal ve ne de kanunî planlarda ba�ka hiç bir hayat sistemiyle kar��t�ramaz. Aralar�n� bulamaz. Tabi ki Allah'�n - bizden önceki �eriatlerden oldu�u halde - b�rakt��� itikad� dü�ünce ve hükümler müstesnad�r.
��te Müslüman’� hareket alan�na iten �ey bu kesin inanc�d�r. Bundan ba�kas� de�il...
Çünkü o, bu ku�kuya yer vermez kesin inanc�yla ilahî hayat sistemini yeryüzünde yerle�tirme zorluklar�na katlanabilir. Allah'�n insanlardan kabul etti�i bu sistemi gerçekle�tirme yolunda durmadan çal��mas� bu kesin inanc�yla mümkündür. Pek çok kere insan� takattan dü�ürecek kadar a��rla�an ac�lara gö�üs germesi, yoldaki zorluklan yenmesi, kurulu tuzaklar� atlatmas�, küfrün inatç� direni�ini k�rmas� ve a��r görevleri yüklenmesi bu kesin inanc�yla mümkündür.
�slâm, küfür saflar�n�n ayr�lmas�, gerçe�ini, "semavî din sahiplerinin yak�nla�mas�" ad�na veya "müsamaha" ad�na buland�rmaya kalk��anlar, hiç �üphesiz yan�lg� içindedirler.
Dinin ne demek oldu�unu, ho�görünün ne demek oldu�unu bilmiyorlar. Çünkü Allah'�n kat�nda din, son dinden ba�kas� de�ildir.
Ho�görü ise, itikadî dü�ünce ve toplumsal düzende de�il, ki�isel ili�kilerde söz konusudur. Demek ki, ba�ka tür dü�ünen kimselerin amac�, Müslüman’�n kesin inanc�n� buland�rmakt�r.
Allah, �slâm'dan ba�ka hiç bir dini kabul etmez.
Müslüman’�n görevi, ifadesini �slâm'da bulan �lahî hayat nizam�m kurmakt�r. Müslüman, bundan ba�ka bir hayat düzenini kabul edemez. �lâhî sistemde - yüzeysel bile olsa - tadilat yap�lmas�n� kabul edemez. Çünkü bu, Müslüman’�n kesinle�mi� inanc�d�r. Ba�ka tür dü�ünenler, hiç �üphesiz bu kesin inanc� buland�rmaktad�rlar.
Kur'an-� Kerim, a�a��daki ayetlerle bu kesin inanc� ortaya koymaktad�r:
"Allah kat�nda yegane din, muhakkak ki �slâm' d�r." (Al-i �mrân: 19)
"Kim �slâm'dan ba�ka bir din ararsa, bu kesinlikle ondan kabul edilmeyecektir." (Al-i �mrân: 85)
"(Ehli kitab�n) Seni, Allah'�n sana indirdi�inin bir k�sm�ndan yüz çevirtmesinden sak�n." (el- Maide: 49)
"Ey iman edenler! Yahudi ve h�r�stiyanlar� veliler edinmeyiniz. Çünkü onlar, birbirlerinin velileridir. Sizden kim onlar� veli edinirse, muhakkak , onlardand�r." (el-Maide: 51)
Son söz, Kur'an-� Kerim'indir. Müslüman, insanlar�n buland�rmas�na ilgi duyamaz. Bu kesin inanc� bozmalar�na kulak veremez.
Gerek �slâm ve gerekse - hiç bir �eyle �slâm üzere bulunmad�klar� halde - Müslüman diye tan�nan kimseler, kafirlerin sald�r�s�ndan hiç bir zaman kurtulabilmi� de�illerdir. Yeryüzünün dört bir buca��nda halen devam eden bir sava�t�r bu. Kendilerine ve akidelerine kar�� düzenlenen bir sava�. Yani Yüce Allah'�n "Onlar, birbirlerinin velileridir" sözünü do�rulayan bir sava�...
�uurlu Müslüman’lar�n Rablerinin ö�üdüne sar�lmalar�n�, kesin emir ve yasaklar�n� dinlemelerini gerektiren bir sava�t�r bu...
Allah ve Resulü'nün dostlar�yla, Allah ve Resulü'nün bayra��n� yüceltmeyen tüm dü�man kamplar�n birbirinden tamamen ayr�lmas�na ili�kin ilâhî buyru�a sar�lmalar�n� gerektiren bir sava�t�r bu...
�slâm, hiç ku�kusuz Müslüman’a, akide esas�na binaen, di�er insanlarla ili�kiler kurmas�n� emreder.
Müslüman’�n dü�ünce ve hareketinde dü�manl�k da, dostluk da akide için yap�labilir...
Bundan dolay� da yard�mla�ma anlam�ndaki bir velayet, Müslüman’la Müslüman olmayan aras�nda kurulamaz. Çünkü Müslüman ve kafirin, akide konusunda yard�mla�malar�na imkân yoktur. Kar��lar�ndaki güç - örne�in - dinsizlik bile olsa i�birli�ine imkan yoktur. Yani - bizden baz� saf, baz� Kur'an okumaz kimselerin dü�ündü�ü gibi - Müslüman, dinsizli�e kar�� bile olsa kafirle i�birli�i yapamaz. Sonra hiç mümkün olur mu, bu i�birli�i ve yard�mla�ma?
Aralar�nda üzerinde yard�mla��lacak ortak bir temel bulunmayan kimseler, nas�l olur da i�birli�i yapabilirler?
Kur'an'� okumayan ve �slâm'�n gerçe�ini tan�mayan baz� kimselerle, aldanm�� baz� kimseler tüm dinleri, "din" olarak dü�ünüyorlar.
Tüm dinsizli�in de "dinsizlik" oldu�unu dü�ünen bu kimselere göre:
"dindarlar�n dinsizli�e kar�� i�birli�i yapmalar� mümkündür. Çünkü dinsizlik, tüm dinleri reddediyor. Her tür dindarl�kla sava��yor" diyorlar.
Ancak �slâm'a göre durum böyle de�ildir. �slâm dü�üncesinde ve �slâm'�n tad�na varan Müslüman’�n anlay���nda mesele böyle de�ildir.
�unu da söylemek gerekir ki �slâm'�, hem bir akide ve hem de �slâm nizam�n� kurmak için bir akidevi hareket olarak anlamayan kimseler, �slâm'� tadamazlar.
��te bundan dolay� bu mesele �slâm dü�üncesinde ve Müslüman’�n anlay���nda daha ba�kad�r. Apaç�k ve belirli bir dü�üncesi vard�r. �slâm'�n bu konuda.
Evet yegane din, �slâm'd�r. �slâm'�n kabul etti�i ba�ka hiç bir din yoktur. Çünkü Yüce Allah:
"Allah kat�nda yegane din, �slâm'd�r" ve
"Kim �slâm'dan ba�ka bir din ararsa bu, kesinlikle ondan kabul edilmeyecektir" diye buyurmaktad�r.
Öyleyse bizimle ba�kalar�n�n aras�nda bir dindarl�k cephesi kurulamaz. Dinsizli�e kar�� duracak bir dindarl�k cephesi söz konusu olamaz.
Çünkü ortada bir tek din vard�r; o da �slâm'd�r. Di�er tarafta da dinsizlik vard�r; O da �slâm d��� her �eydir.
- Art�k bu dinsizli�in asl� semaviymi�;
- Tahrifata u�ram�� veya eski halini koruya gelen putperest bir inançm��,
- Yahut din nam�na her �eyi reddeden bir ateizm imi�, bunlara bak�lmaz.
Bunlar�n hepsi kendi aralar�nda ayr� nitelikler arz edebilirler. Ama �slâm'�n nazar�nda hepsi dü�mand�r. Çünkü hepsi de �slâm'a ayk�r�d�r. �slâm'la aralar�nda bir ittifak veya velayet mümkün de�ildir.
"De ki, ey ehli kitap! Siz (din diye) hiç bir �eyin üzerinde de�ilsiniz..." (el-Maide: 68)
��te son söz budur.
Bu konudaki Allah'�n buyru�u budur.
Demek ki kitap ehline, ehl-i din diye hiç bir itibar kalmam��t�r. Ve Müslüman da, Allah'�n hükmünden ba�ka hiç bir �eyi kabul edemez.
"Allah ve Resulü bir konuda hüküm verdikten sonra, mü'min erkek ve kad�n�n kendi ��lerinde hiç bir seçim hakk� kalmaz." (el-Ahzab: 36)
Allah'�n kelimesi, en son kaland�r. Hiç bir �ey; hiç bir durum ve �art bunu de�i�tiremez.
Müslüman’�n görevi, kitap ehlini �slâm'a davet etmektir. T�pk� dinsiz ve putperestleri davet etti�i gibi...
Müslüman’�n onlar� davet etmesinin de bir tek esas� vard�r. O da, bu kimselerin üzerinde bulundu�u hali din olarak kabul etmemektir. Ve onlar� "din" e davet etmektir.
Bu gerçek olanca aç�kl���yla gün �����na ç�kmal�d�r. Çünkü �slâm'� din olarak kabul etmeyen kimselerle dinin yerle�mesi amac�yla bir i�birli�i veya yard�mla�ma içine girmek, Müslüman’�n akidesi aç�s�ndan bir mant�ks�zl�k demektir.
�u halde �slâm'�n nazar�nda sorun, tamamen itikad� ve imani bir sorundur. Ayn� zamanda hareket isteyen bir hayat sisteminin sorunudur.
(Kaynak: Fi Zilâl-il Kur’an'da Davet Yolu / Ahmed Faiz / Çeviri; Ubeydullah Dalar / Seçkin Yay�nc�l�k, �slam ve Hayat için yay�na haz�rlayan: R�dvan Dinçer)
-
HUSEY�N SASMAZ 23-12-2013 22:41
BAK �Y� D�NLE..! SEN SENDEK� V�R�S� B�R TANI...ONA G�RE ADIMINI ATARSIN..�OK �NEML� P�F NOKTASI. M��riklerden bir k�sm� � z e y r Allah'�n o�ludur. (Yahudiler)Deyip ona tap�yorlar, bir k�sm� �sa Allah'�n o�ludur (Hiristiyanlar)deyip ona tap�yorlar, bir k�sm� Melekler Allah'�n k�zlar�d�r deyip onlara tap�yorlar b�r K�sm� da daha ba�ka �eylere tap�yorlard�. Allahute�l� hepsine b�rden Sizin bu tapt�klar�n�z�n Allah'a en yak�n olan� bile O'na daha �ok yakla�abilmek i�in vesile ar�yor, buyuruyor. Hepsi de Allah'a Tap�p O'na ibadet ederek yakla�abilmeye ve rahmetine ermeye �al���yorlar. O'nun azab�ndan korkuyorlar. �Allah'�n azab� �etin ve korkun�tur. Bu durumda sizin daha �ok Allah'a y�nelmeniz gerekiyor. Zira sizin Allah'dan ba�ka tanr� diye tap�nd���n�z kimseler de Allah'�n kulu olarak O'na y�nelmekte ve O'nun r�zas�n� kazanma�a �al��maktad�rlar... EY �NSAN! E�ER SEN ALLAH'TAN BA�KASINDAN YARDIM �ST�YORSAN��yyake� (Ancak Sana) na'b�d�; biz ibadet ederiz neste��nu --Senden yard�m isteriz YAHUD�N�N,H�R�ST�YANIN VEYA GAYR� M�SL�M�N SENDEN FARKI NE.? M�SL�MAN OLAB�LMEK VE M�SL�MAN KALAB�LMEK ���N �U A�A�IDAK� AYETLER�N MANASINI B�LMEK VE �NANMANIZ GEREK�R.