
"SEN" Arama Sonuçları

Sürdürdüğü onurlu direniş ile gündemdeki yerini kaybetmeyen Gazze, küfür cephesinin yeni mizansenlerinin odağı olmaya devam ederken, İktibas’ın yeni sayısı “Gazze’ye Haramiler Hükmedemez” manşeti ile çıktı.

Erdal dostumuz hayatla barışıktı, kendisiyle barışıktı, ailesiyle ve dostlarıyla barışıktı. Çünkü Erdal Allah’la barışıktı. Allah’a imanı tamdı. Hastalıklarından çektiği ızdırap yüzüne aksetse de onu asık suratlı olarak hiç görmedik. Tebessümünü dostlarından hiç esirgemedi. Tekerlekli sandalyeye mecbur bir hayat onun psikolojisini bozmadı. Nice sağlam insanları demokratik uçurumlara atan ‘şartlar’ onu savuramadı, istikametini bozmadı. Sözün özü, Allah’ın Erdal Bayraktar kulu sahih bir akide, temiz bir yaşam ve nebevî çizgiye uygun bir duruşla Rabbinin katına gitti. Kendisine zaman zaman “sen bizim Şeyh Ahmet Yasin’imizsin” derdim. Narin bedeni toprağa verilirken dua eden hocanın aynı sözleri tekrar etmesini, aklın yolu birdir sözünün tecellisi olarak anladım.

İktibas Dergisi’nin yeni sayısı “Seni de Vururlar İsrail!” manşeti ile çıktı. İran-İsrail savaşının öncesi ve sonrası ile değerlendirmesinin yapıldığı bu sayıda İsrail’in kurulduğu günden beri sadece Müslümanlarla savaşmakta olduğu vurgulandı.

İktibas Dergisi’nin Haziran sayısı, Suriye’deki dönüşümü merkeze alan bir kapakla çıktı. ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye ekseninde yeniden şekillenen Suriye’ye atıf yapılan yeni sayıda, aslında ortaya çıkan durumun şaşırtıcı olmadığı belirtiliyor.

İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.

Bu eksende Netanyahu alçağına yer olmayacaktır, lakin siyonazi çetesi bir kez daha "ak"lanacak ve bize "Netanyahu tu kakaydı, siyonazi çetesi ise aslında çok cici" propagandası bizzat iktidar temsilcileri ve medyası eliyle yapılacaktır.

Ramazan Yazçiçek: “Her imtihan gibi depremlerin de, tasavvurdan taakkul ve tezekküre varıncaya dek, hakikat ekseninde değerlendirilecek yönleri vardır. Ve her yeni günün; yaşanan her musibet ve imtihanın yeni okuma ve tanımlamaya; hülasa fıkhedilmeye; tecdit bilinciyle değerlendirilmeye ihtiyacı vardır.”

Kur’an mehcur bırakılınca, ister ifraten, ister tefrit olarak ekseninden kaydırılınca, başka ne bekliyorsunuz ki?! İbadetlerin arasındaki bağ kesilince ve yanlış yerlere bağlanınca onlardan beklenen murad ortaya çıkmıyor, hikmet tahakkuk etmiyor ve beklenen hasıla da gerçekleşmiyor. ‘Beklenen hasıla’ derken bunun kişinin lehine kaydedilecek sevap kısmı bir tarafa öncelikle ‘rıza-i ilahiyi’ celp etmek ve cemaat/toplum olarak istenen yönde, nefislerimizdekini değiştirerek (Rad/11) ve bahşedilen nimet asliyle muhafaza edilmiş olarak (Enfal/53), sırat-ı müstakim üzre olup kalmak kastımız malumunuzdur.

Esirleri serbest bırakılma törenindeki karelerin her biri bir derstir. Batının yıllardan beri tüm imkanlarıyla inşa etmek istediği "İslam ve terör" algısının ne kadar büyük bir yalan olduğunu adeta tüm dünyaya ilan etmektedir. Yeryüzünde asıl bozguncuların, asıl teröristlerin kimler olduğunu ayan beyan ilan etmektedir.

15 Temmuz gecesi tüm yaşananlar çok tartışıldı, çok konuşuldu. Ayarlı darbe diyen de oldu her şey bir mizansen idi diyen de. Ancak diğer yandan bu tarihi gece ile başlayan süreçte, 28 Şubat döneminde Müslümanların sistem ile açılan mesafesi hızla kapatılmaya çalışıldı.

Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, Suriyelilere yönelik tepkileri konu aldığı yazısında, eğer bu ülkeden birinin gitmesi gerekiyorsa sen git! Kibrini, ırkçılığını, faşistliğini, kararmış kalbini, karakterin olmuş kötülüğünü, pisliğini, sarhoşluğunu, çıplaklığını, din düşmanlığını, Müslüman düşmanlığını, ateizmini, şamanizmini, deizmini, sapkınlığını… al defol git diye yazdı.

Kur'an Nesli İlim Merkezi'nin Senabil Derneği ile ortak hayır çalışması olan çadır yardımları Gazze'ye ulaştı.

Ercümend Özkan: Türklük veya Arablık bir dünya görüşü ve yaşam biçimi değildir ki, İslâm gibi kendine mahsus bir dünya görüşü ve yaşam biçimi ile birleşmesi (sentezi) mümkün olsun veya söz konusu bulunsun. Bu, esas itibariyle mümkün değildir.

Cuma hutbesi: "Ey Gazze, Sen ve Rabbin Gidin Savaşın" Mı Diyeceğiz? I Şükrü Hüseyinoğlu I Kur'an Nesli İlim Merkezi

Hilafet kavramı, kendisini çevreleyenleri yönetebilecek “Siyasal Önderliği” kabiliyeti ön plana çıkaran bir kavramdır... Bu da “Kulluk eksenli bir temsil” sorumluluğu ile görevlendirilmektir.

Cuma hutbesi: Sâlih Amelin Neticesi Esenlik Yurdudur | Hasan Çelenk I Kur'an Nesli İlim Merkezi

İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi? Hangisi... Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin.

Şimdi sen ey Müslüman! Kurban Bayramı için bıçağını bileme derdine düşecek yerde, bilincini bilemeyi öncelemelisin. Bıçağı bilemek, kurbanlık alıp boğazlamak vs bunlar işin madde ve biçim boyutları. Kurbanın neye tekabül ediyor, hayatında Allah için feda edeceğin hangi vazgeçilmezini sembolize ediyor? İşin bu anlam ve bilinç kısımlarına odaklan ve bilincini bilemeye bak.
Makaleler
Hava Durumu