

"liberal" Arama Sonuçları

Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

Bilindiği üzere Erdoğan, tevhide aykırı bir inançla sık tekrar ettiği bir sözünde; “ekonominin, sermayenin dini imanı olmaz” diyor. Her halde bu inancı sebebiyle olsa gerek, ekonomik ilişkilerde bu kadar rahat davranılmış, en sert söylemlerle İsrail’in “terör devleti” olarak suçlandığı süreçlerde bile ekonomik ilişkiler, neo-liberal politikalar gereği piyasa ilahının arzularına uygun ölçüler içinde zirve yaparak sürdürülmüştür.

Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

Bu çevrelerin dil ve kaleminden sâdır olan “uydurulmuş din” tabiri salt, çeşitli hurafelerle mâlul olan geleneksel din anlayışlarını hedef almakta, laiklik, kemalizm, liberalizm, nasyonalizm, kapitalizm, sosyalizm gibi çağın egemen uydurulmuş dinleri hiç bu eleştirilerin kapsamına girememektedir.

İstanbul'da bir hayat nizamı, fert ve toplum hayatında belirleyici olacak bir yön/kıble seçimi yapılmadı. Sadece, neo-liberal kapitalist sosyo-ekonomik işleyişin sağ-muhafazakârlar tarafından mı, yoksa sol-kemalistler tarafından mı yönetileceğine dair bir seçim yapıldı. AKP kazansaydı AVM'leri sağ-muhafazakârlar dikmeye devam edecekti, CHP kazandı ve Beylikdüzü'nde olduğu gibi AVM'leri onlar dikecek, rantına onlar ortak olacak. Gerisi işin esasına dair olmayan ayrıntılardır.

AKP'nin liberal-kapitalist ekonomi politikaları en çok faiz kurumları bankalara yarıyor. Bankalar kârda rekor üstüne rekor açıklıyor.

Vaktin, sadece dünyevi gelir ve çıkar planında son haddine kadar kullanılma düşüncesi, modern dünyanın, özellikle liberal kapitalist sisteme inanmış toplumların, sürekli gündemde tuttuğu hususlardan biridir.

Sosyolog Fatma Barbarosoğlu’na göre, Türkiye çok yoğun bir değişimden geçiyor. Barbarosoğlu “Türkiye’de artık ahlaki değerler bakımından liberallerle muhafazakârlar arasında fark yok. Farkı yaratan, aylık gelirleri. Aylık geliri 5 bin doların üzerinde olanların kullandığı bir dil var, bunun muhafazakârı, sosyalisti, liberali olmuyor” diyor.

Bu korkunç hadise, bireysel bir cinnetin neticesi şekinde kayıtlara geşse de, aslında ortada kolektif bir cinnet, kolektif bir suç olduğu aşikar. Koç'ların, Sabancı'ların, Ülker'lerin, Boydak'ların her yıl servetlerine servet katmasını sağlayan neo-liberal ekonomi politikaları, zengin-fakir uçurumunu derinleştiriyor ve işsizlik, yoksulluk toplum katmanlarında ciddi sorunlar oluşturuyor.

Bütün değerlerin izafileştirilmesi, çözülmesi, değersizleştirilmesi; değersizliğin yegâne değer katına yükseltilmesi; sonuçta bütün 'dillerin' 'liberal dile' ve söyleme dönüştürülerek bitirilmesi...

Amerikalı siyaset bilimci Robert Springbord, darbeci general Es Sisi'nin militarizmle İslamcılığı kaynaştıran bir rejim hayali taşıyor olabileceğini iddia etti, Zaman'ın "darbeye darbe diyemeyen" liberal yazarı Şahin Alpay da bu dolmayı ciddiye alıp okuyuculara pazarlamaya kalkıştı.

Nobel Barış Ödüllü liberal darbeci Muhammed el-Baradey, Mursi'nin askeri yolla devrilmesi için Batı'yla uzun süre ikna ve pazarlık çalışması yaptığını itiraf etti.

Şükrü Hüseyinoğlu: Hz. Peygamber çok büyük sıkıntılara maruz kalmıştı, ambargoya maruz bırakılmıştı, tam olarak açlığa ve ölüme mahkûm edilmişti. O dönemde bile Önderimiz aleyhisselam onlara; “Ben belli bir süre sizin putlarınızla uğraşmayacağım, kendi ibadetimle meşgul olacağım” dememişti. Pekâlâ, böyle diyebilir ve “bir arada yaşama kültürü”, “tahammül” gibi birtakım kavramları kullanarak bu boykotları üzerinden atabilirdi. İslam dışı bir ara dönemi asla düşünmedi. Kimi Müslümanın ilk başta araçsal olarak düşündüğü demokratikleşme ve liberalleşme gibi kavramlar, diline ve zihnine girdi. Ve sonrasında bunlar araç olmaktan da çıkıp bir hedef haline geldi. Neticede biz buradan şunu anlıyoruz: İslami çizgide sebat etmek zordur. Müslümanların önü açılsın, buna biz de seviniriz ama biz Müslümanlara alan açılsın diye kendi fikri duruşumuzu bozamayız. Müslümanlara alan açılsın diye kendi hedeflerimizi terk edemeyiz. Nöbet yerlerimizi, durmamız gereken yeri terk edemeyiz. Müslümanca düşünmek işte böyle bir şeydir.

Özgür Yazarlar Birliği 28 Şubat’ın yıldönümü vesilesiyle Neoliberal Dönemde İslamcılık Tartışmaları serisinin kapanış programı olarak “İslamcılık Ne Önerebilir?” başlıklı bir program düzenliyor.

'Olmasaydın… Olmazdık.' reklamının 'muhafazakar' medyada boy göstermesini rekabetin, piyasa şartlarının her tür değeri metalaştırma gücü olduğu açıklamasıyla geçiştirilmesi mümkün değil. Reklamda yer alan ifadenin hem reklamı veren hem de yayınlayan açısından çelişkili ve kendini inkarı ihtiva eden anlamı, neo-liberalizmin ne türden bir tipoloji ürettiğine çarpıcı bir örnek.

Suriye Ulusal Konseyi yeni yönetim kurulu ve iç yapılanmayı onayladı. Yeni yapıda ulusalcı ve liberallerden katılım arttı.

ABD’de yayımlanan Chicago Tribune gazetesine konuşan Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye’de son yıllarda Hıristiyanlar adına sevindirici gelişmeler yaşandığını söyledi.

Akif Emre: Bazen bakıyorum, yahu bu insanlar hiç Kur’an okumuyor mu diyorum. Çok açık, net hükümlerde bile, bırakın fıkhî yorumlar veya içtihatları, çok açık, net ilkelerde bile insanlar bir sivil toplum savaşçısı olarak çıkıyor karşımıza. Yahut Batılı herhangi bir hümanist insan tipi çıkıyor karşımıza Müslüman kılıklı, Müslüman olduğunu söyleyen, ama dünyaya bakışı, olaylara modernitenin paradigmalarıyla yaklaşan tipler var. Peki, bu Kur’an ne diyor? İslam liberalizme karşı değil, liberalizmi kabul ediyor dendiğinde, İslam’dan neleri feda ettiğini düşünmüyor mu insanlar?

İlkeli olmak takvalı olmanın olmazsa olmaz şartlarındandır. Burada liberal, ulus devlet vs. ilkelerinden bahsetmediğimiz açıktır. Bizim bahsettiğimiz fıtrî, ahlâkî yani İslâmî ilkelerdir. Meselâ mazlumun yanında olmak. Bu mümkün olmadıysa eğer, hiç olmazsa karşısında yer almamak.
Makaleler
Hava Durumu