

"durum" Arama Sonuçları

Ramallah'taki Filistin Sağlık Bakanlığı, siyonist işgal güçlerinin bugün (26 Ocak Perşembe) sabahtan itibaren Cenin Mülteci Kampı'na düzenledikleri saldırıda şehit edilenlerin sayısının 9 olduğunu, bir tanesinin yaşlı kadın olduğunu, 20 kişinin de yaralandığını ve bazılarının durumunun ağır olduğunu duyurdu.

Batıyı kuşatan düşünce ve inanç sisteminin tahrif edilmiş olsa bile Hristiyanlıktan almadığını, Roma merkezli bir akidenin oluşturduğunu savunur. Kutub’a göre (ki bizde aynı kanaatteyiz) İslam, geleneksel ve modern bütün cahiliye düşüncelerini kökten reddeder. Oysa Batı dünyası modern cahiliyeyi tüm imkanları ile kuşanmış durumdadır ve Kutub hayata yön veren tüm prensiplerin oluşturduğu kaynağı Mekke cahiliyesi ile bir tutar.

Tarihî tercübe, "İsrail’de" hâkim trend haline gelen bu durumun, devletin ömrünü de kısaltacağını gösteriyor. “Nasıl”ını ve “niçin”ini görebilmek için, biraz tarih bilgisi yeterli. Nitekim aklı başında "İsrailli" tarihçiler ve sosyal bilimciler, göz önünde duran bu hakikati kendi toplumlarına duyurmaya çalışıyor. Ancak onların çabaları da gürültülü hezeyanların ve faşizm nöbetlerinin içinde kaybolup gidiyor.

Bu sürece girildikten sonra, Seyyid Kutub’un altını çizdiği cahiliyeyle uzlaşmazlık ve akidevi ayrışma “engelinin” aşılıp, entegrasyonun tevhidi bilinçlenme sürecinde yer almış kesimler nezdinde meşrulaştırılması için iki tutumun öne çıktığını görmekteyiz.

Burada bir sünnet var. Hz. Peygamber’in, Bedir Ehline olan muamelesi onun bir sünneti. Peygamber varisleri olduğunu iddia edenler için hem de çok kuvvetli bir sünnet... Bedir Ehli önemli, hem de çok önemli. Hele bugün, bu toplumda Müslümanların önünü açacak kapının burada olduğunu düşünüyoruz. Bedir Ehli bizim için bir süzgeç olmalı, kendimizi ve çevremizi bu süzgeçten geçirmek durumundayız.

Birkaç yıl önce özel bir şirkete devredilen “ulusal kumar” M. Piyango’nun “yılbaşı çekilişleri” ile ilgili basında yer alan “Büyük ikramiye yine devletin” şeklinde bir haber kalıbı vardır, hatırlanacağı üzere. “Büyük ikramiyeyi” kim kazanırsa kazansın, piyango kumarının asıl kazananının devlet olduğunu ifade eden bu haber kalıbı, aslında sistem içi politik süreçler için de geçerli bir durumdur.

Taha Kılınç, işgal rejimini kuran Siyonist kongrelerin tarihine dair bazı detaylar veriyor: "Kongrelerin işaret ettiği ikinci nokta, bilahare İsrail’i kuracak olan Siyonist kadroların Yahudiliğin dinî inanç ve pratiklerine olan uzaklıkları, hatta bazı durumlarda apaçık düşmanlıkları..."

Oysa hayır, Müslüman dediğin öyle olmaz. Bir Müslüman, kapitalizmin kitle uyuşturma, sevk ve idare aracı durumundaki, aynı zamanda aleni bir kumar endüstrisi olan futbolizm organizasyonu içinde yer almaz. Rabbimizin nüzul sürecindeki ilk emirlerinden olan "Ruczdan hicret" (Bkz: Müddessir, 5. ayet) ilkesi gereği, bu tür ortam ve organizasyonlardan uzak durur, hevasını ilah edinmiş insanların arasında mahcup şekilde poz verme zilletine düşmez.

Mesele şayet İslam ise, rahmet duası ise, bu durumda ölçüyü ancak bu dinin sahibi Yüce Allah belirler. Nitekim bu din, baştan sona bir ölçü dinidir. Temenni ve varsayım dini değildir. Bu durumda Yüce Rabbimize, kimlere rahmet okunup kimlere okunamayacağını soralım ve cevabı Kitab-ı Kerim'den hep birlikte okuyalım...

Kur'an ve Rasulullah (a.s.)'a hakaret içerikli "Şeytan Ayetleri" tezviratının yazarı Selman Rüşdi ABD'de bıçaklı saldırıya uğradı. Durumu ağır olan İslam düşmanının birçok hayati işlevini kaybedebileceği belirtiliyor.

Teknoloji ve robot aletler insanı tembel ve atıl hale getirdi. Çevremiz gereksiz haber ve bilgi sarmaşığı etrafımızı sarmalamış durumda, aķılsız telefon, sosyal medya, bilgisayar ve televizyona adeta hapsedilmişiz. Gelen bilgiler çoğu sağlıklı değil ama insanda ne yazık ki bunlara itibar ediyor.

O halde İslami mücadele de, İslam’ın bu mahiyetine, iddiasına (dâvâsına) mutabık olmak durumundadır. Böylesine köklü ve ağır bir iddiaya taraf olmuş fert ve toplulukların, “bir şeyler yapıyor görünmek” ve dahası “bir şeyler yapıyor olmak” gibi bir yaklaşım zemininde faaliyet göstermesi doğru olabilir mi?

Emperyalist şeflerin savaş zamanlarında Türkiye'ye NATO üzerinden misyon biçme yaklaşımları biliniyor. Rusya'nın Ukrayna saldırısı sonrası bu yaklaşım zirve yapmış durumda. Türkiye’ye bir günlük ziyaret gerçekleştiren Hollanda Başbakanı Rutte, Anıtkabir ziyaretinin ardından Külliye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya geldi. Rutte düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’nin Nato için öneminden söz etti.

Irpin Belediye Başkanı Aleksandr Marşukin tahliyeler sırasında Ruslar tarafından saldırı yapıldığını söyleyerek, “Bir aile katledildi. Gözlerimin önünde iki küçük çocuk ve iki yetişkin öldü. Toplam 8 kişi öldü! Barbarlar!” diyerek duruma tepki gösterdi.

Eli kanlı kafir bir örgüte, tek müslüman üye olmakla övünmek nasıl bir ruhtur. Bu durumdan ancak utanç duyulması gerekirken aksine bunu fırsata çevirip 'bizde sizdeniz' demek 70 yıldır kıblenin değişmediğini gösteriyor.

Meselenin bu çıkmaza gelmesinin tesâdüfî olduğunu düşünmüyorum. Bunun kasten yapıldığını, fâilinin ise Angloamerikan dünyâ olduğunu düşünüyorum. Anlayabildiğim kadarıyla bu blok, temeldeki hedefi olan Çin ile hesaplaşmasını abluka siyâsetleriyle sınırlandırmış durumda. Çin’in kapanması da buna elverişli bir ortamı doğurmuş görünüyor.

Apple şirketinin işletim sistemi olan iOS için yayınladığı yeni güncellemelerde yer alan duygu durumlarını belirten ifadelerde yer alan “hamile erkek ve cinsiyeti belirsiz kişilik” görselleri tepki çekiyor.

Tüm toplum kesimlerinin umrunda olmalıydı ve olmalı oysa Bahadır'ın yaşadıkları. Babası, 15 Temmuz sonrası öğretmenlikten atılmış, 4 yıldır da cezaevinde imiş. Bu durum, yavrucağızın psikolojisini bozmuş ve vahim olay bunun neticesinde gerçekleşmiş.

Bir taraftan Allah’ın insanlar için sabah namazına kalkın emri, öbür taraftan sabah namazına kalkmaması için elinden geleni yapan Şeytan’ın isteği ve telkini. Bu iki emir bir insanın hayatında bir araya gelmez, gelemez. İnsanlar tarafından bu iki durumdan ancak biri tercih edilecektir. İşte bu tercih de insana kalmıştır.
Makaleler
Hava Durumu