"Nehri" Arama Sonuçları
Taliban yönetimi 3 ton içkiyi nehre döktü
Afganistan’da Taliban istihbaratının 3 ton içkiyi Kabil Nehri’ne döktüğü bildirildi.
Afganistan’da Taliban istihbaratının 3 ton içkiyi Kabil Nehri’ne döktüğü bildirildi.
Arakan’ın Aylan’ı
Burma hükümetinin Arakanlı Müslümanlara yaptığı katliamlardan kaçan bir ailenin bebeği, Naf nehrinde botun batması sonucu hayatını kaybetti. Kaynak: Arakan’ın Aylan’ı
Burma hükümetinin Arakanlı Müslümanlara yaptığı katliamlardan kaçan bir ailenin bebeği, Naf nehrinde botun batması sonucu hayatını kaybetti. Kaynak: Arakan’ın Aylan’ı
İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciun
Son dönemde bağımsız duruşunda sebat etmeyi başarmış, nehri geçmeye muvaffak olmuş az sayıdaki Müslümandan biri olan Akif Emre'nin, bir kalp krizi sonucu vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz.
Son dönemde bağımsız duruşunda sebat etmeyi başarmış, nehri geçmeye muvaffak olmuş az sayıdaki Müslümandan biri olan Akif Emre'nin, bir kalp krizi sonucu vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz.
Orta Afrika'da nehirde Müslüman cesetleri
Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Bangui'deki Ubangi nehrinde dün yine cesetler bulundu. Uluslararası Af Örgütü'ne göre bölgede 1000'den fazla kişi katledildi.
Orta Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Bangui'deki Ubangi nehrinde dün yine cesetler bulundu. Uluslararası Af Örgütü'ne göre bölgede 1000'den fazla kişi katledildi.
Esed zulmünden kaçmak için boğulmayı göze alıyorlar
Suriye'de Esed yönetimine bağlı asker ve şebbiha milislerinin sahil bölgelerindeki katliamları sürüyor. Hayatlarını kurtarmak isteyen başta kadın ve çocukların olduğu yüzlerce sivil, boğulma tehlikesini göze alarak Asi nehrini geçiyor.
Suriye'de Esed yönetimine bağlı asker ve şebbiha milislerinin sahil bölgelerindeki katliamları sürüyor. Hayatlarını kurtarmak isteyen başta kadın ve çocukların olduğu yüzlerce sivil, boğulma tehlikesini göze alarak Asi nehrini geçiyor.
Arakan’da katliamdan kaçış devam ediyor
Myanmar’ın Arakan bölgesinde Müslümanlara yönelik baskılar devam ederken Müslümanlar, Arakan–Bangladeş arasında bulunan Naf Nehri’ni geçerek Bangladeş’e sığınmaya çalışıyor. Günde ortalama 100 kişinin kaçak yollarla geçmeye çalıştığı Naf Nehri’nde ise ölüm kol geziyor. Nehrin sularında kaybolmadan karşıya geçmeyi başaranlar bu sefer de kamplarda ölüm kalım savaşı veriyorlar.
Myanmar’ın Arakan bölgesinde Müslümanlara yönelik baskılar devam ederken Müslümanlar, Arakan–Bangladeş arasında bulunan Naf Nehri’ni geçerek Bangladeş’e sığınmaya çalışıyor. Günde ortalama 100 kişinin kaçak yollarla geçmeye çalıştığı Naf Nehri’nde ise ölüm kol geziyor. Nehrin sularında kaybolmadan karşıya geçmeyi başaranlar bu sefer de kamplarda ölüm kalım savaşı veriyorlar.
Dersim katliamına katılan askerlerin ifadeleri kan donduruyor
"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet
"Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1937-1938 yılında Dersim'de meydana gelen olaylar için "katliam" ifadesini kullanmasından sonra o günlere ait belgeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Buna benzer bir açıklamayı daha önce de İhsan Sabri Çağlayangil yapmıştı, mağaralara kaçan insanlar dışarı çıkarmak için zehirli gaz bombalarını atıklarını söylüyordu. O dönem Dersim harekatında yer alan emekli generallerden Muhsin Batur ise "Anılar ve Görüşler" adlı kitabında katliamı doğrularcasına "okuyucularımdan özür diliyor ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyecekti. Son olarak "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselde o dönemde Dersim harekatına katılan askerler konuştu. İki askerin anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten. HAREKATA KATILAN İKİ ASKER KONUŞTU Ve şimdi Dersim'de isyanın var olup olmadığı, katliam yaşandı mı tartışmalarının odağında yönetmen Özgür Fındık "Kara Vagon-38 Dersim Sürgünleri" adlı belgeselle karşımıza çıkıyor. 5 Mayıs'ta Bilgi Üniversitesi'nde galası yapılacak olan belgeselde Dersim katliamında sürgüne gidenler, gittikleri yerlerden acı ve gözyaşlarıyla "yaşanılanları" ve "sürgünleri" anlatıyor. Belgeselin en önemli yanı ise o dönemde Dersim'deki harekata katılmış orduda görevli iki askerin anlatımı. Askerlerden birinin adı Haydar Dede. Belgesele konuşan Hayder Dede anlatıyor: "Bir alay komutanımız geldi, Konya'dan. Dedi ki; 'Arkadaşlar, vatandaşlar dünyada dört hain vardır' dedi. 'Biliyor musunuz?' Biz nereden bilelim dört haini. 'bak' dedi. 'Biri fani (veya vali), biri kurt, biri domuz, biri de Kürt' dedi. Bu dördünü de aynı anda söyledi.""Adamları vurduk, vurdular. Şimdi şöyle kol kola taktılar. Şöyle kol kola taktılar beş yüz, alt yüz kişiyi ağır makineli tüfeklerle şöyle öldürdüler. Harçik ırmağına koydular, ırmak kıpkırmızı aktı. Yanız bir kadın kendisini suya attı, kaçtı kurtuldu." Yine Haydar Dede adlı asker anlatıyor: "Bomba atıp içeri girdiler. Yetmiş üç kişiyi içerden çıkardılar, yedisi erkekmiş. Gerisi kadın ve çocuk." Belgesele konuşan askerler birisi de Eskeri Akyol. Dersim olaylarının yaşandığı dönem 2. Tabur 9. Bölük'te askerlik yapan 101 yaşındaki Eskeri Akyol, yaşanılanları vahşet olarak nitelendiriyor begeselde... 74 yıl sonra konuşan Akyol, Dersim'e Diyarbakır'dan 7 gün 7 gece yürüyerek gittiklerini söylüyor: "Gittikten sonra bizi Ali Boğazı'na verdiler. Gittiğimizde askerler evleri yakıyordu. Ulaştıkları tüm evleri yakıyorlardı..." Katliamdan kurtulabilenlerin mağaralara saklandıklarını, kimisinin ise Munzur nehrini aşarak İngilizlere ve Ruslara sığındıklarını anlatıyor Akyol... "ÜZERLERİNE GAZYAĞI DÖKÜP YAKIYORLARDI" Mağaralara girmekten korkuyorlarmış askerler, ama "girin" talimatı üzerine askerler mağaraları ateşe veriyor; bu kısmı Akyol şu sözlerle anlatıyor: "Bombaları atmak zorundaydık mağaralara. Sonra gidip baktığımızda öyle çoğu yaşlı benim gibi. Getirip üst üste yığıyordu askerler ve üzerlerine gazyağı döküp ateşliyorlardı... Öyle canlı canlı..." Eskeri Akyol anlatıyor yine: "Çok öldürüldüler! Askerlerden de, ahaliden de çok insan öldürüldü. Yukarı Kutu deresinde ceset kokusundan durulamıyordu. İnsanları öldürüp atmşlardı.Öylesine felaket görülmemiştir. Askerler Allah'ın merine karşı geliyorlardı ha..." Askeri Akyol, röportajı yapan muhabirin "Tahminen kaç kişi öldürdünüz?" sorusuna, "Valla ne bileyim işte koşturarak ateş ediyorduk... Kalkıp yalan mı söyleyeyim. Askerdik 'ateş' dediklerinde mecburduk ateş etmeye..." sözleriyle cevaplıyor. Akyol yutkunarak, gözyaşlarını akıtarak anlatıyor vahşeti... Zamanla öldürmelerin son bulduğunu ve sürgünlerin başladığını söylüyor. Kaynak: Milliyet
Abdurrahman Arslan'dan "Nehri Geçerken"
Abdurrahman Arslan'ın çeşitli dergilerde yayınlanan söyleşi ve soruşturmalarının bir araya getirildiği 'nehri geçerken' Asım Öz edisyonuyla Beyan Yayınları arasından yayınlandı.
Abdurrahman Arslan'ın çeşitli dergilerde yayınlanan söyleşi ve soruşturmalarının bir araya getirildiği 'nehri geçerken' Asım Öz edisyonuyla Beyan Yayınları arasından yayınlandı.
Atasoy Müftüoğlu
Evet, maalesef 28 şubat ırmağından kana kana içenler nehrin karşısına geçecek gücü yitirdiklerinden rejime sığınmak zorunda kaldılar. Sen ve senin gibi çok az kimsenin bu nehirden içmeden geçmiş olması sana "aziz İslam ailesinin " ağabeyi deme hakkını bana vermektedir. Ağabey, "iyi ki varsın".
Evet, maalesef 28 şubat ırmağından kana kana içenler nehrin karşısına geçecek gücü yitirdiklerinden rejime sığınmak zorunda kaldılar. Sen ve senin gibi çok az kimsenin bu nehirden içmeden geçmiş olması sana "aziz İslam ailesinin " ağabeyi deme hakkını bana vermektedir. Ağabey, "iyi ki varsın".
Makaleler
Hava Durumu