29-01-2021 18:24

�eyho Hoca ile �slami uyan���n d�n� bug�n�

Hamza T�rkmen�in �eyho Duman�la yapt��� ��eyho Hoca �le �slami Uyan���n D�n� Bug�n�� isimli s�yle�i, kitap�� raflar�nda yerini ald�. (Ekin yay. Aral�k 2020). Salg�n hastal���n eve t�kt��� insan�m�z i�in iyi bir okuma metni. Me�er Hoca, az �ok tahmin edilece�i �zere, mezara g�t�rmemesi gereken hat�ralar k�p�ym��.

Þeyho Hoca ile Ýslami uyanýþýn dünü bugünü

Mehmed Durmu�/ Venhar Haber

Hamza Türkmen’in �eyho Duman’la yapt��� “�eyho Hoca �le �slami Uyan���n Dünü Bugünü” isimli söyle�i, kitapç� raflar�nda yerini ald�. (Ekin yay. Aral�k 2020). Salg�n hastal���n eve t�kt��� insan�m�z için iyi bir okuma metni. Me�er Hoca, az çok tahmin edilece�i üzere, mezara götürmemesi gereken hat�ralar küpüymü�.

�eyho Duman 1938 y�l�nda Ad�yaman’�n Artan köyünde gözlerini hayata açm��sa da, hayat onu Malatya’ya (F�r�nc� köyüne) ta��m��. Hayat a�lar�n� Malatya’da örmü�, �eyho Duman üzerinde. Malatya’dan sonraki dura�� ise Ankara. Ad�yaman/Artan’dan Ankara’ya uzanan, halen �LKAV’da devam eden, yakla��k 83 y�ll�k ‘maa�allah’l�k bir ömür.

Mai�et mücadelesi, küçük ya�ta babas�n� kaybeden �eyho Duman’�n omuzlar�na, tren istasyonunda kara trenden dökülen kömürleri toplay�p satarak, eve ekmek paras� götürmek gibi bir yük bindirmi�. Henüz çocuklar�n psikolojilerinin dakka ba�� bozulmad��� ça�lar… Bir taraftan da Kur’an okumay� ö�renme çabalar�. Rabbi onu Malatya müftüsü �smail Hatip Erzen’e mukarin k�lm��; �slamî bilincini ve hayat felsefesini kendisine borçlu oldu�unu söyledi�i �smail Hatip Erzen. Böylece 1950’li y�llarda Türkiye’de �slami uyan��a çok önemli katk�lar� olmu� bu Ezher’li Hoca hakk�nda yakinî bilgiler ediniyoruz.

O y�llar�n Malatya’s� deyince Said Çekmegil ve Said Ertürk isimleri kendili�inden dile geliyor. Necip Faz�l’�n da u�rak yeridir Malatya. �eyho Hocan�n Necip Faz�l’a dair hat�ralar�, dinlemeye de�er dorusu.

�eyho Hoca ilmin, hususen Arapçan�n mürüvveti, Kur’an’�n bereketi ile dolu dolu bir hayat geçirmi�. Aylakl��a geçit vermemi� bu hayat, ya ö�renme ya da ö�retme ile dolmu�. Belki binlere varan insan Hocan�n rahle-i tedrisinden geçmi�. En önemlisi, anla��ld��� kadar�yla Hocan�n birtak�m savrulmalar ya�amam�� olmas�d�r; istikrarl�, duru�u iyi, ifrat ve tefriten kaç�nm��, itidalli bir çizgi. Bunda �.Hatip Erzen’in etkisi inkâr edilemeyecek kadar belirin ise de, göründü�ü kadar�yla di�er önemli unsur da Kur’an’� hayat�n�n merkezine oturtmu� olmas�d�r. Hoca uzun y�llar cami imaml��� yapm��, ard�ndan kurum de�i�tirmi�. �maml��� esnas�nda ya�ad�klar� ibret verici; toplumu ve Diyanet’i yak�ndan tan�mak için elzem. Allah’�n, h�rs�z�n elini kesme emrini, bir profesöre neshettiren diyanet vaizlerinin cehaletine tan�k ve müdahil olmu� �eyho Hoca. Necip Faz�l’�n Mevdudî’yi Merdudî, Muhammed Hamidullah’� Baîdullah yapan ithamlar�n�n canl� tan���, ayn� zamanda müdahil. Necip Faz�l’a yapt��� bir ele�tiri gayet ��k: “Efendim siz Fransa’dan dönerken ke�ke �slam’a bacadan de�il de kap�dan girseydiniz!” (�slam’a tarikattan girmi�siniz, �slam’a do�rudan girseydiniz, ellerinizi efendi hazretlerinin ellerine benzetmezdiniz!). Tabi bunun bedeli var: Necip Faz�l açacak a�z�n�, yumacak gözünü… Adeta Nuri Pakdil’in eksik b�rakt���n� tamamlayacak…

�eyho hoca s�k s�k, hocas� �smail Hatip Erzen’e at�f yaparak, ilmi/dini hiçbir zaman kazanç kap�s� yapmad�m diyor. Bu konuda sa�lam e�itilmi�ler. Dinden para kazanmaktan, dünyevile�mekten kaç�nm�� ama yine de dünya onun pe�ini b�rakmam��. Osmanl� devletinin özel siyasi yaz��malarda bir nevi �ifreli bir tarz olarak Siyakat yaz�s� kulland���n� ve Türkiye’de, ar�ivlerde tozlanan, bu yaz�yla yaz�lm�� belgeleri okuyacak -�eyho hocan�n ar�ivde tan��t��� Amerikal� Müslüman bir gencin haricinde!- kimse bulunmad���n�, bakanl���n açt��� s�nava girerek s�nav� tek kendisinin kazand���n� ve neticede Türkiye’de Siyakat yaz�s�n�n tek uzman� olarak bundan iyi de para kazand���n� ben de ilk defa bu kitap vesilesiyle ö�rendim. �eyho Hoca, ar�ivde Siyakat yaz�s�n� çözümleme çal��malar� yaparken �lber Ortayl� ç�ra��md� demekte.

Az önce Nuri Pakdil’i anm��t�m. �eyho Hocan�n söyle�isinde, güldüren detaylardan biri bu ‘edebiyat Peygamberi’yle ilgili… Neredeyse t�pk�s�n�n ayn�s� benim de ba��ma geldi�i için de çok ho�uma gitti; demek ki yaln�z de�ilmi�im dedim… Bir gün diyor, bakt�m Nuri Pakdil S�hhiye köprüsünün orada duruyor, öyle bak�yor. Yakla�t�m ve selam verdim. Aleykum selam dedi. “Nas�ls�n Nuri Bey?” dedim. Pakdil döndü ve “Ne diyorsun sen, nas�l bana ‘nas�ls�n?’ diyorsun?” diye ç�k��t�. “Senin bana biraz hakk�n geçmemi� olsayd� �imdi a�z�ma geleni sayard�m!” böyle parlam�� Pakdil. �a��rd�m diyor Hoca, “niye üstad�m?” dedim. “�u toplumun bu halini görüp de sen bana nas�l oldu�umu nas�l sorars�n!”

�eyho Hoca bugünkü Müslümanlar�n Füsusul Hikem’i (f�sf�s diyor) pek bilmemelerinden dolay� Allah’a �ükrediyor. Çünkü Füsus’a vak�f olup, kabul etseler dinden ç�karlard� diyor. Hz. Ömer’in Ebu Hureyre’ye hadis rivayeti nedeniyle müdahalesi, son on y�llarda Türkiye’de baz� ki�ilerin mesela cin kelimesine yönelik aç�klamalar�n� temelsiz bulmas� önemli ayr�nt�lar. Yaln�z Alman hükümetinin bir uygulamas�ndan hareketle, faiz konusundaki bir cümlesi dikkat çekmektedir. Yine de faiz konusundaki görü�lerinin belki tamam�n� yans�tmad��� için o hususta durmad�k.

Söyle�i kitab�nda �eyho Hocaya sorulan sorularla Hocan�n cevaplar� baz� yerlerde tetabuk edemiyor. Mesela bir soruda Akif’in ‘As�m’�n nesli’, Hayrettin Karaman’�n -bilahare F. Gülen’in intihal yapt��� ileri sürülen- ‘hizmet nesli’, Seyyid Kutub’un ‘yeni Kur’an nesli’ idealleri an�msat�larak, 70’li y�llardan bugüne (“�imdilerde çok iyi noktaday�z” yollu) bir de�erlendirme yapmas� isteniyor. Hoca, “Bugün biraz meyve verdi ama bu arada birden ar�za oldu. Lasti�imizi patlatt�lar.” �eklinde görü� belirtiyor. Ard�ndan Hoca, bilhassa Diyanet’in Kur’an okuma-okutma, Kur’an ö�retimi çal��malar�na de�inerek, Kur’an’�n nazm�na olan alakan�n z�dd�na, Kur’an’� anlamaya yönelik hala çok ciddi çabalar olmad��� �eklinde tenkitlerini sürdürüyor. Geçmi� y�llardaki ‘Kur’an ziyafeti’ programlar�n� ele�tiriyor.

Bir ba�ka sorudaki Mehmet Görmez döneminde Diyanet ��leri Ba�kanl���’nda “yanl��lar� düzeltme” gayretleri yap�ld��� tespiti de pek kabul görmüyor. “Müslümanlar�n bir toplumu yok” diyor Hoca. Soruda Mehmet Görmez zaman�nda Diyanet’in otonomla�maya / özerkle�meye ve Kur’an’la daha iç içe, resmî ideolojiden daha kopuk ve özgür, daha kabul edilebilir bir form ile kar��m�za ç�kt��� ileri sürülüyor. Geçmi�ten de Ahmet Hamdi Akseki, Ömer Nasuhi Bilmen gibi ba�kanlar�n hakk� anlatmaya çaba sarf ettikleri iddia ediliyor. [Hakk� anlatt��� ileri sürülen Hamdi Akseki, halk egemenli�ine dayanan demokratik cumhuriyetin temellerinin ilk kez Hz. Muhammed taraf�ndan at�ld���n� ileri süren Diyanet Reisi (1947)’den ba�kas� de�ildir.]

Soruda, �eyho Hocan�n ifadesiyle “müstakil Cuma namaz� k�lmak” bile yad�rganan bir üslupla gündeme getiriliyor; Diyanet ülke çap�nda k�ld�rd��� için bir anlamda gereksiz görülüyor. �eyho Hocan�n bu sorulara özetle yakla��m� �u �ekilde: “Bugün de kim ne derse desin Diyanet gene ayn� zihniyeti ta��yor. Diyanet’in varl��� niçindir? Kurulu�unu incelemi�sinizdir. Kurulu�unun sebebi sistemin ayakta durmas�d�r. Bugün Diyanet bu dü�ünceden ne kadar uzakla�abilmi�tir?”

Bir di�er soruda, “sistemi de�i�tirme niyetleri” ba�lam�nda �öyle soruluyor: “Bunu baz�lar� sistem içinde partisel mücadeleye kat�l�p rol alarak gerçekle�tirmeye yöneldiler. Takvay� ön plana ç�kartan bir k�sm� ise, siyasi olarak bu sistem i�leyi�inin d���nda durarak niteliklerini geli�tirmeye ve bu ulusla�an toplumu yeniden ümmetle�tirmeye çal��t�lar.” Yani me�hur fetva-takva ikilemine gönderme yap�l�yor. Bir taraftan -z�mnen- bu i�in fetva yönünün, sistemi de�i�tirmek için, sistemin içine girmeyi gerekli k�ld��� ima edilirken, di�er taraftan, bu yöntemi savunanlar�n takvadan uzak kald�klar� da itiraf edilmi� oluyor. Sorunun as�l vurucu(!) sözleri bundan sonra geliyor: “Tayyip Erdo�an liderli�indeki siyasi erk ile 28 �ubat gaddarl��� ve �slam dü�manl��� büyük ölçüde geriletilmi� devletin halk kar��t� tav�rlar� oldukça geri çekilmi� yani bir normalle�me süreci ba�lam��t�r.” “Merhale f�kh�” penceresinden bak�nca olaylar böyle görünüyor demek ki.

�eyho Hoca, sistem içi mücadeleye ye�il ���k yak�lmas� arzusuyla sorulan, bugün birçok bilinçli Müslüman�n sistemde memurluk yapt���, ülkede yeterli olmasa da bir hukukile�me, bir serbesti alan� olu�turuldu�u tarz�ndaki iddialarla dolu soru kar��s�nda da �unlar� söylemekte:

Fotoðraf açýklamasý yok.

“�unu söyleyebilirim. Benim bildi�im bu d�� görünü�ü ile serbestiyet ve hürriyet anlay��� içerisinde oldu�unu iddia eden partiler sonunda esas itibariyle Müslümanlar�n zihin dünyalar�na sisteme [sistemi] bütünüyle yerle�tirmi� oluyor. Demokrasi nam�na dün biz küfürdür, bu �irktir deyip de kar�� koydu�umuz partiler bize güzelce önce serbestiyet hususunu yayd�lar. Demokrasi anlay���n� yayd�lar. Ve istedi�imiz �ekilde ba�örtünüzü takabilirsiniz dediler, ondan sonra �unu da yapabilirsiniz derken birden bütünüyle gerçekten bizim rahatlayaca��m�z hususlar� ortaya koydular. Ancak sonunda ne oldu? Bu sefer biz öylesi bir inan�r olduk ki yava� yava� Müslümanlar art�k bu �slam’d�r(!) der hale eldiler. Oysa bugün camilerde hakikaten �slam anlat�lsa, �eriat’�n maddeleri güzelce dile getirilse inan�n hayat hakk� tan�nmaz. Bunu böyle bilmek laz�m.”

�eyho Hoca kitab�na Ercümend Özkan da te�ehhüd miktar� misafir edilmi� bulunmaktad�r. �eyho Hoca Ercümend Özkan’la ili�kilerini, be� y�l birlikte çal��t�klar�n� anlatmaktad�r. Ercümend Beyin parti için isti�are yapt��� günlerde ondan ayr�lm��. Sorularda Ercümend Özkan isminin geçti�i cümlelerde, sanki hep bir �eylerin nefyedilmek istendi�i fark edilmektedir. M. Ali Balta�� ve arkada�lar�n�n Ercümend Özkan’dan, metot akideden ç�kar ve tart���lmaz görü�ünü kabul etmedikleri için ayr�ld�klar� ileri sürülmektedir. Balta�� ve onun gibi dü�ünen kimselere ilk kez mealci diyenin Ercümend Özkan oldu�u da yine ele�tirel üslupla dile getirilmektedir. Öte yandan Ercümend Özkan sanki bütün bu noksanlar�na bakmadan, kalk�p kendilerine “taklitçi f�k�htan dev�irilen hilafeti anlatmakla” tavsif edilmektedir. �u cümle de ona yöneltilen ele�tiriden: “Hilafet devleti kuraca��z, �slam anayasas� budur diye yorumu mutlakla�t�ran, öyle ciddi bir tarih-toplum yorumu yapmadan, �slah ve in�a için merhale f�kh�n� pek de önemsemeden sanki arkam�zda kitleler var, hemen devrime haz�r�z anlay���nda bir söylem vard�.” Bunlar�n analiz edilmesinin yeri bu yaz� de�ildir ku�kusuz. Burada sadece iki küçük tashih yapmakla yetinelim: Ercümend Özkan 1993’te de�il, 1995’te vefat etmi�ti. Hizbuttahrir’i de 7 de�il, 9 talakla bo�am��t�.

Sonuç itibariyle diyebiliriz ki Kur’an, her kim ona gönülden ba�lan�rsa, onu güzelle�tirmektedir.

YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !