Kitap Tan�t�m� : �slam Topraklar�ndaki Rejimleri Anlamak
��slam Topraklar�nda Otoriter Rejimler�de T�rkiye, �ran, M�s�r, Fas, Tunus, Cezayir, k�smen Afganistan gibi �slam topraklar�n�n ge�irdikleri modernle�(tiril)me azaplar� i�leniyor. Makus talihli topraklar�n hikayesi birbirine o kadar yak�n ki, neredeyse birbirinin ayn�s�.

�slam Topraklar�nda Otoriter Rejimler. Pierre-Jean Luizard’�n kitab�. Frans�z yazar Luizard Frans�z Ulusal Bilimsel Ara�t�rma Merkezi’nin (CNRS) üyesi. K�sa biyografisinde “Arap Ortado�usu ve yak�n tarih uzman�” diye yaz�yor. (�stanbul Bilgi Üniversitesi yay�n�, Çeviren: Egemen Demircio�lu, 1. Bask�, �st-2013).Pierre-Jean Luizard gerçekten ‘Arap Ortado�usu ve yak�n tarih uzman�’ unvan�n�n hakk�n� vermi�. Lakin bu ba�ar�y� sadece yazar�n (ve benzerlerinin) ki�isel becerilerine vermek yan�lt�c� olur. Otoriter rejimlerini tan�tt��� ‘Arap Ortado�usu’nu üreten bir uygarl���n çocu�u ne de olsa; o bilmeyecek de kim bilecek?… Bizi bizden iyi tan�yorlar bu bilim adamlar�. Ama neden? Çünkü ‘biz’ laf�n geli�i biz. Otoriter rejimlerin kendileriyle göbek ba�lar� var. Göbeklerini kendiler kestiler. Tek tek kendileri saplad�lar Ortado�u’nun ba�r�na, otoriter rejimleri. O yüzden ‘onlar’a ‘biz’den daha yak�n bu rejimler. Gen haritalar� ellerinde.“�slam Topraklar�nda Otoriter Rejimler”de Türkiye, �ran, M�s�r, Fas, Tunus, Cezayir, k�smen Afganistan gibi �slam topraklar�n�n geçirdikleri modernle�(tiril)me azaplar� i�leniyor. Makus talihli topraklar�n hikayesi birbirine o kadar yak�n ki, neredeyse birbirinin ayn�s�. Birinden di�erine geçi� yaparken neredeyse yed-i emînin [diktatörün] ad�n� de�i�tirmek yetiyor. Etnik yap�lar, co�rafya ve kültürel baz� farkl�klar ise sahne dekoru gibi. Mesela Türkiye’nin kültürel ve mezhebi yap�s� ile �ran’�nki baz� farkl�l�klar arz ediyor.“�slam Topraklar�nda Otoriter Rejimler” ba�l��� insana baz� ilhamlar veriyor. Türkiye’de 15 Temmuz 2016 vakas�n� (belki yüz y�l, belki elli y�l, belki de daha yak�n bir gelecekte) Luizard gibi ‘Arap Ortado�usu’ uzmanlar�n�n kaleminden okumam�z daha ö�retici olacakt�r. Çünkü 15 Temmuz’da ya�ananlar asl�nda �slam topraklar�nda yüz-yüz elli y�ld�r ya�ananlar�n bir artç�s� da ondan. Hangi �slam topra��nda 20. Yüzy�l�n ilk çeyre�inden itibaren yap�lan modernle�tirme programlar� 15 Temmuz olay�ndan farkl�yd�? Öncelikle, ‘Ortado�ulu’ bir toplumun geri kald���n�, muas�r medeniyet seviyesinin çok alt�nda ya�ad���n�, bu haliyle tarih d��� say�ld���n�, yani bir umutsuz vaka ile kar�� kar��ya olundu�u tespitini yaparak, beyin y�kamak (ya da beyin yakmak) gerekmektedir. Ülkede, ilerlemeye (terakki) iman etmi�, kendi geçmi�ine sansürsüz söven soysuz bir ayd�n suni ilkah� yap�lmas� icap edecektir. Terakki bu özel a�� ayd�n kesimin dini olacak. �slam’a sald�rmakta en az bir Haçl� �övalyesi kadar pervas�z olacaklar. Bu esnada ayd�n ve uleman�n ‘a��rla�t�r�lm��’ kimi y�ld�zlar�ndan dinin terakkiye mani olmad���na dair bombard�man ba�layacak. Bu arada uleman�n i�i bitmi�, pabucu çoktan dama at�lm�� olacak. Uleman�n pabucunu kendi kendini bitirmi� olmas� gerçe�i, tertip edilen büyük oyunu görmezden gelmek sadece ahmakl�kla aç�klanabilir. Uleman�n as�rlard�r meleklerin cinsiyetini tart���rken bu kerteye gelmi� olmalar�, �ebekenin i�ini kolayla�t�rm��t�r.Derken bir taraftan dinin sabiteleri t�rt�klanmal�d�r. T�rt�klanacak konular �artlara göre de�i�se de, mesela kad�n konusu her dönemde cazibesini korumaktad�r ve son derece i�levseldir. Toplumun bütün duyargalar� önceden olabildi�ince keskinle�tirilmekte, en küçük bir alarmda patlamaya haz�r bombaya dönü�türülmekte. Toplum mühendisleri Pavlov’dan ö�rendiklerini aktif hale getirmekteler. Son on y�llarda hayat�n en yaban�l tan�mlar�ndan olan ‘�slamc� feminist’ unvan�na uygun imal edilmi� feminen beyinler, Müslüman erkeklere kad�n konusunu i�lemeyi yasaklad�lar; siz i�inize bak�n, kad�n konusu bizim meselemizdir dediler. Oysa cumhuriyete do�ru dolu dizgin yol al�rken ayd�n erkeklerin kad�nla ilgili meseleleri bayrakla�t�rmalar�na g�klar� ç�kmam��t�. Bugün de bu böyle. Kad�n konusunu gayri müslim erkekler istedikleri gibi i�leyebilirler, e�cinseller de öyle ama Müslüman erkekler bula�amazlar.Evet, Kur’an’�n ça��n ihtiyaçlar�na cevap veremeyece�i, �eriat hukukunun eskidi�i, Türk kad�n�n�n üzerindeki tesettür denilen a��rl�klar� at�p, ça�da� bat�l� hemcinsi gibi görünür olmad�kça ülkenin ilerleyemeyece�i, e�itimin sil ba�tan modernle�tirilmesi gerekti�i gibi propagandalar hep, daha büyük, daha do�rusu as�l darbeyi indirmek için yap�lan ön haz�rl�klard�. Ortam haz�rlan�yor, toplum e�itiliyordu. Sonuçta olan oldu. Toplumun diline müdahale edildi, medreseleri kapat�ld�, ezan�na, namaz�na, Kur’an’�na radikal müdahaleler geldi. Hilafet bütün ‘�slam topraklar�nda’ olabildi�ince lanetlendi. Hilafeti telin edecek ‘içeriden’ elemanlar da zaten haz�rd�. Hilafet yerine me�ruti yönetimler getirildi. Anla��laca�� üzere kaç 15 Temmuz geçti ba��m�zdan.And���m�z �slam topraklar�nda siyasi ve kültürel ba�kentlerde deniyordu ki her türlü geri kalm��l���n kökeninde din yatmaktad�r. Dolay�s�yla bundan kurtulmak gerekir. Sar�kl� hocalara yol görünmü�tü. Emile Durkheim ise ho� gelmi�ti. Durkheim Ziya Gökalp’in, Ziya Gökalp de Mustafa Kemal’in hocas� oluyordu.Derken Din’den bo�alan yere yeni bir din montajland�, bu, sivil(!) bir din olarak laiklikti. Galipler �slam topraklar�na ihraç ettiler yeni dini. Laikli�i nas�l tercüme edeceklerini de tam bilemediler. Osmanl� bakiyesinde k�sa bir süreli�ine -gafletten olsa gerek- ‘Lâdinî’ diye çevrildi. Arap-�slam topraklar�nda ilim kökünden ‘Ilmaniye’ kelimesini türettiler, hala laiklik Arap ülkelerinde bu kelimeyle an�l�yor. Böylece laiklik ‘bilimle alakal�’ sand�r�lmak istendi.“Elveda Do�u!” Pierre-Jean Luizard diyor ki bu ifade, daha önce e�i görülmemi� radikallikte bir giri�im için uygun görünüyordu. Hilafetin merkezi olan Türkiye bundan böyle art�k blok halinde cehalet, gerilik, az geli�mi�lik ve boyun e�me yani modern Türkiye’nin müthi� bir enerji ile reddetti�i her �eyle özde�le�tirilen Do�u ile ba�lar�n� kopar�yordu. Yani Türkiye kendisi d���ndaki Müslüman dünyas�n�, özellikle de Arap dünyas�n� reddediyordu. Elveda Do�u…Luizard diyor ki: Kemalist otoriter laiklik 1980’li y�llarda ‘Türk-�slam’ sentezinin, hükümetlerin ve ordu yöneticilerinin hâkim ideolojisi haline gelmesinden bu yana resmen ölmü�tür. Kemalist otoriter laiklik, onu reddeden bir sivil toplum ile aç�k ve ço�ulcu olan ba�ka bir laikli�i öne ç�karan bir Avrupa Toplulu�u aras�nda s�k���p kalm��t�r, yok olmaya mahkumdur. Peki Kemalist otoriter laikli�in yerini ne dolduracakt�r? Bu sorunun cevab�n� dü�ünmek kendili�inden, “AKP nas�l bir partidir?” sorusunu akla getirmektedir. Çünkü Kemalist otoriter laikli�in yerine ne geçecek sorusunun cevab� burada dü�ümlenmektedir. Neo-�slamc� m�, muhafazakâr demokrat m�, Müslüman demokrat m�, ne? Yazar Tayyip Erdo�an’�n kendisini Menderes ve Özal çizisini sürdüren bir lider olarak sunmaya özen gösterdi�ini belirtmektedir. Birçok ki�i “acaba Erdo�an de�i�ti mi, yoksa yüzünde maske mi ta��yor?” sorusunu soruyor diyor.Frans�z Yazar�n �u cümlesine kulak verelim:“Demek ki laiklik, demokratik bir süreç ba�latmak için yeterli de�ildir. Daha kötüsü laiklik, demokratik sürecin yolunu t�kayabilmektedir.” Laikli�in her zaman devlet taraf�ndan gerçekle�tirilen bir �ey oldu�una ve bu a�amada ço�u zaman otoriter bir nitelik arz etti�ine parmak bas�yor. Luizard laikli�in sekülerle�me ile birle�mesini öneriyor, böylece laiklerle liberallerin uzla�mas� sayesinde demokratikle�me sa�lanabilir! (Fransa örne�ini veriyor). Ve ekliyor: “Îslam topraklar�nda göremedi�imiz geli�me i�te budur.” �slam ülkelerinde sivil toplum ile laik otoriter iktidarlar kar�� kar��ya gelmekte, otoriter modernle�me demokratikle�meye varamamaktad�r. Laiklik-ulus devlet ikilisi liberalle�me kabiliyetinden yoksun rejimler do�urmu�tur.E art�k anla��lm��t�r bir Frans�z entelektüelin �slam topraklar�ndaki ‘otoriter rejimler’le ilgili s�k�nt�s�. Dünyan�n, kendi ülkemizin ve ‘�slam topraklar�’ denilen co�rafyan�n ya�ad�klar�, olan-bitenler bir de bu gözle bak�l�nca belki ta�lar daha bir yerine oturabilir. Kim, hangi özgürlükten ve niçin bahsediyor, bunlar da anlam�n� bulabilir.(Mehmed Durmu� / Venhar Haber)
YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !