
Bilal KUL
SAL�H, B�R CEVAP DO�URDU
Uzun say�labilecek bir süredir ya��yorum �u dünya denilen imtihan sahas�nda. Ve bunun son y�llar� muvahhitlerin aras�nda geçti. Çok insanla tan��t�m, konu�tum, tart��t�m ve çok sohbetler, konferanslar dinledim. Bilhassa benim gibi gençlerin ra�bet etti�i; çay�n buhar�yla lanet olas� sigaran�n duman�n�n birbirine kar��t��� bol sisli gece sohbetleri… Sabahlara kadar süren bitmek bilmeyen konu�malar… Bu gecelerin en me�hur muhabbet konusu ise, art�k bir nevi geyik haline dönü�en “ne yapmal�?” muhabbeti olur.
��ten, okuldan ve uykudan arta kalan zamanlar�n� bu sisli sohbetlerde de�erlendiren muvahhit Müslümanlar ne yap�lmas� gerekti�ine dair saatlerce çene yorarlar. Genellikle gecenin sonunda; Cihan’�n boyu, Hasan’�n sakal�, Osman’�n b�y�klar� konu�ulmu� olur. Ve hatta bazen daha gereksiz konulara bile girilir. Do�al olarak kat�l�mc�lar gecenin sonunda, sisinde etkisiyle ba�lad�klar� noktaya geri dönerler.“Ne yapmal�?”
"Do�urmak” fiilini bir erkek için kullanmak garip gelebilir. Fakat durumu en güzel bu kelime aç�kl�yor bence. Gâvurlu�u ile an�lan bir �ehirde yine bir ç�kmaz�n ortas�ndayken, salih kullardan bir Salih ufkumuzu aç�p yeniden umutland�r�yor bizleri. Bir cevap do�uruyor, sanc�l� ama nur topu ma�allah… Bir daha ki sohbetin konusu da belirlenmi�tir. Yap�lmas� gerekene dair yeni dü�ünmeler yap�lmal� ve bunlar konu�ulmal�d�r. Böyle gelmi� böyle gider diyesi geliyor insan�n. Fakat bazen bu muvahhit bedenler bir irkilme ya��yorlar ve böyle gelmi� böyle gider hay�flanmas�n� daha geriye atmam�z� sa�l�yorlar. Sisi da��tan bir rüzgâr esiyor ve gönüller az biraz ferahl�yor.
Bir gün elinde kö�esinden z�mba ile tutu�turulmu� birkaç sayfal�k bir fotokopi ile ç�k�yor ve diyor ki “bir dergi ç�kard�m.” Gülümser misin yoksa gülümsetir misin? Hem gülümserim ve hem de sevinçten a�lar�m.
Gâvurlukla an�lan bu �ehirde, bildi�ince tevhidi ya�amaya çal��an ve etraf�ndakilere bildikleri anlatmaya u�ra�an bu Salih kul ne yapmal�y�z sorusuna bir cevap do�urmu�tur. Kö�esinden z�mbalad��� fotokopi dergisinden tam yirmi tane bast�r�p ve bunu her cumartesi sohbete gelen arkada�lar�na ücretsiz vermeye ba�l�yor. Hatta bu yaz�y� kaleme almadan hemen önce derginin art�k otuz tane bas�laca�� müjdesini verdi. Her dergiyi üç ki�i okusa ve her okuyan üzerine be� dakika konu�sa dokuz yüz dakika yapar. Kaç dergiye nasip oluyor acaba?
Vatan�m�z�n her yeri ayn�; �stanbul’da ne oluyorsa, Madrid’de, Atina’da, Grozni’de, Kabil’de, Darfur’da ve hakeza her yerde ayn� �eyler oluyor. Hepimiz ayn� geyi�i yap�yoruz: “Ne yapmal�y�z?”
Salihlerden olmak istiyorsak çene kaslar�m�z� bo�a yormaktan vazgeçelim. �� üzerinde olgunla�maya ba�layal�m. Salih’in otuz tane bas�lan (fotokopi edilen) dergisi bence en çok satan ve okunan dergimizdir. Oysa daha ad� bile yok. Haydi, hay�rlarda yar��al�m. Biri ç�ks�n ve desin ki benim dergim Salih’in dergisinden daha çok okunuyor. Taklitçilik yapmak istemiyorsan�z size bir tavsiyem var. Siz derginizi ortadan z�mbalay�n.
Yirmili ya�lar�n� daha yeni ya�ayan bu Salih karde�imizden Allah raz� olsun diyorum. Gösterdi�i gayret her bir Müslüman ferde örnek olsun �n�allah.“�slâm'da iyi bir ç���r açan kimseye, bunun sevab� vard�r. O ç���rda yürüyenlerin sevab�ndan da kendisine verilir. Fakat onlar�n sevab�ndan hiçbir �ey noksanla�maz. Her kim de �slâm'da kötü bir ç���r açarsa, o ki�iye onun günah� vard�r. O kötü ç���rda yürüyenlerin günah�ndan da ona pay ay�r�l�r. Fakat onlar�n günah�ndan da hiçbir �ey noksanla�maz.” (Müslim)