Bilal KUL

28 A�ustos 2009

��RENC�L�K TAT�L�

Üniversite ö�rencileri aras�nda üniversiteye dair hayal k�r�kl���na u�ramayan hayli azd�r san�r�m. Hem kazand���m�z ya�larda daha tecrübesiz olu�umuz ve hem de kazanmak için hayli fazla çaba sarf ediyor olu�umuz, bu büyük amaca ili�kin hayallerde biraz yüksekten uçar�z. Ancak daha üniversiteye kay�t için geldi�imiz ilk gün hayallerimizde çatlaklar belirir. Ve nihayet üniversiteli olarak yerle�kede (kampüste) gezinmeye ba�lad���m�zda birçok hayal çöküverir.

 

Ben daha lisedeyken önlisans (yüksek lise) okuyan bir arkada��m “sen üniversiteleri fikrî muhabbetlerin yap�ld��� bir yer zannediyorsun oysa üniversiteliler bombo�” demi�ti. Ama yinede umutluyum üniversitenin özgür dü�üncenin yuvas� oldu�a dair. Ne var ki bugün gördü�üm manzara hiçte iç aç�c� de�il. Üniversite s�ralar� daha okudu�u son kitab�n ad�n� bile hat�rlayamayan gençlerle dolu. ��te bu gençler ülkenin ayd�n(?) gelece�inin mimarlar�... �öyle bir bakal�m kitapl�klar�m�zda kaç kitap var diye. Kaç genç on diyebilir? Ki on komik bir rakamd�r. Bu ya�a kadar kaç kitap okuduk acaba? Sadece kitap de�il gazete ve dergiye olan alakam�zda yerlerde sürünüyor. Düzenli takip etti�imiz dergiler var m�? Hay�r, hay�r... Günümüz gençli�inin i�i bu de�il. Kitap okumak için ay�racak “bo�” vakti yok gençli�in. Zaman o kadar h�zl� ak�p gidiyor ki derslere gitmeye bile yetmiyor! Do�rusunu konu�mak gerekirse üniversiteli gençli�in dertlerini �öyle s�ralayabiliriz: çinsellik, para, futbol ve s�nav zamanlar� dersler. Dersler bu i�ler aras�nda en (belki de tek) yap�las� olan i� ama ona da yaln�zca s�nav zaman� bak�yoruz de�il mi?

 

�air �smet Özel’e isnat edilen bir laf var “ö�rencilik tatildir” diye. Evet, hayata ra�men tatildir ö�rencilik birço�umuz için. Ve nihayet mezun olunur, bir yolu bulunup i�e girilir. Hatta birde evlenip çoluk çocu�a kar���l�r. Kendimizi bildi�imizden beri dönüveren dünya yine döner ve bizde sap, saman misali savruluruz oradan oraya ama ya�ar�z. Bu e�er istenilen bir ya�amsa devam edin. Sak�n açmay�n bir kitab�n kapa��n� ve sak�n bu yaz�n�n sonunu getirmeyin. Tatilinize devem edin. “...kitap ki yar�ya kadar okunmu�/bakiredir” diyor �air. B�rak�n yaz�m bakir kals�n.

 

Sen bütün bir ö�rencilik hayat�n� böyle öldür sonra da “neden bu ülke hala bu kadar geri?” diye sor. ��te bütün büyüklerimiz(?) bizim önümüzde ibreti âlem için arz� endam ediyorlar. Mesela hocalar�m�za bakal�m. ��inin ehli olanlar�n hakk�n� vermekle birlikte birçok hoca derse geldi�inde önündeki kitab� okuyup gitmiyor mu? Hatta bir k�sm� bunu dahi beceremeyecek kadar kötü haldeler. Nerde kald� bilimsel ara�t�rma?

 

Ö�rencilik bir haz�rl�k kamp� olmal�d�r, bizi bekleyen hayat için. Hayat�m�z boyunca bize laz�m olmas� muhtemel beceri ve bilgiler edinmemiz gereken bir haz�rl�k kamp�... E�itim sisteminde ki aksakl�klar hepimizce malum ancak tüm herkes bu aksak e�itimden geçiyor o vakit bizler bir fark sahibi olmal� de�il miyiz? Bugün önündeki kitab� okuyamayan ö�retmenlerin varisleri burada, bizim yan� ba��m�zda oturmuyor mu? Yar�n onlar�n yerine geçip onlardan daha ehliyetsiz olacak olanlar aram�zdan ç�kacak. Nihayetinde okudu�u kitaplar parmakla say�lacak kadar az olan bir ö�renciden ne beklenebilir?

 

Bir kitap fuar�na gittim ve orada poster (duvar kâ��d�) sat��lar�ndan duyulan memnuniyeti gördüm. Poster ve kupa satan bölmelerin önünde uzun uzun kuyruklar vard�. Kitaplarsa yine raflarda kald�. Bir liraya kitap vard� fuarda ama bir liral�k al�c� yoktu. Gerçi tamamen karamsarl�k a��lamak istemem tubitak bölmesinde kitaplar�n bitmesi sevindirici bir geli�meydi. E�er okunmu�larsa o kitaplar çok �ey ö�retirler.

 

Üniversiteyi hayata ra�men yap�lan tatilin son y�llar� de�il, hayat için haz�rlan�lan bir kamp�n zirvesi olarak telakki etmeliyiz. Hiç de�ilse afi�lere yaz�lan sloganlarla de�il, kendi cümlelerimizle konu�may� ö�renmeliyiz. Din, kültürel faaliyetler, siyaset, spor ya da bilim konu�ulmuyor yerle�kede. Bunlara dair haz�rlanm�� sloganlar�m�z var. Ezberlerimiz var bozan biri ç�kmad�kça onlar yetiyor hepimize. Yerle�kede, konu�mak ise cinsellik, para, futbol ve kopya çekmeye dair bir i� olarak kal�yor. O da kekeleme seviyesinde hatta daha dü�ük bir seviyede. Yani bunlar� dahi kaliteli bir �ekilde yapam�yoruz. Birbirini boynuzlay�p, civcivli mekânlarda kavga eden çiftler, en ufak bir ticarette birbirini kaz�klayan dostlar, alelade bir maçta bile kanl� b�çakl� kavga eden arkada�lar ve ad�n� yazmak için bile kopyaya muhtaç olan ö�renciler bizim aram�zda de�iller mi?

 

Birçok futbol tak�m�na ait oyuncular�n isimlerini hatta onlar�n idman durumlar�n� (performans�n�) bir ç�rp�da sayan genç o�lanlar, güzelli�in tüm s�rlar�n� bilen, her markan�n yeni sezon ürünlerini takip eden genç k�zlar; acaba kaç yazar�n kaç kitab�n� sayabilirler. Aram�zdan kaç ki�i bilimsel bir makale okudu? Kaç�m�z bir da� yürüyü�üne kat�ld�k ya da kaç�m�z bir tiyatroya gittik? B�rak�n kitap okumak gibi külfetli bir i�i, da� yürüyü�ü ya da tiyatro gibi e�lenceli faaliyetlerde bile aktif bir rolümüz yok. Ve nihayet koskoca bir ö�rencilik (ilkö�retim, lise ve üniversite) bitiverirde hala bir tek kültürel faaliyette ufac�k bir etkimizin olmad���n� fark ederiz. Böylece tüm kademeleriyle yeni nesil Türkiye bizim eserimiz olacak. Ekseriyetle bugünün büyükleri de (?) gençliklerini, �imdiki gençler gibi heba ettiler. Ve i�te halimiz ortada; okumayan bir y���n... Per�embenin geli�i çar�ambadan bellidir de�il mi? Bekle bizi Avrupa biz geliyoruz...