Yakup D��ER

13 Temmuz 2013

BE�ER KAYNAKLI D�NLER

�slam alemi yakla��k iki yüz y�ld�r, müthi� bir zulüm ve ifsatla bo�u�makta, ilah� be�er olan birçok dinin karanl�k tahakkümü alt�nda adeta inlemektedir. Vahiyden kopu� ve hevaya tabi olman�n sonucunda Allah’�n bir cezaland�rmas� olarak da alg�lanabilecek bu durum, Müslümanlar�n birbirinden kopu�u ve say�lamayacak kadar f�rkala�mas�n�n ürünü olarak kar��m�za ç�km��t�r.

Müslüman�n gördü�ü bir kötülü�ü eliyle, gücü yetmezse diliyle düzeltmesi, ona da gücü yetmezse kalbiyle bu�uz etmesi, �er kar��s�nda bir Müslüman�n temel sorumluluklar�ndand�r. �erre do�ru dönü�ümün çok h�zl� bir �ekilde yay�ld��� �slam co�rafyas�nda, Müslümanlar sahip olduklar� ilkelerini ve kimliklerini,  vahiyden kopmalar� sonucu zaman içerisinde hoyratça terk ederek, dünyevi menfaatlerini inançlar�n�n önüne geçirmeleri ile be�er kaynakl� dinlerin hakimiyetine de kap� aralam�� oldular. Aralanan kap� art�k sonunu kadar aç�larak bütün ümmeti içine çekip yutan bir batakl�k durumuna dönü�tü.

Kayna�� be�er olan bütün dinler, izim ve ideolojiler genelde bütün insanl���n özelde ise Müslümanlar�n hem dünyada zillet içinde ya�amalar�n� hem de ahretlerinin de ziyana dü�mesini do�urmakatd�r.

Kendilerini �slam'a nisbet eden toplumlar, "�ki �lah edinmeyin: O, ancak tek bir �lah't�r. Öyleyse Benden, yaln�zca Benden korkun." (16/ 51) buyuran bir Rabbin kullar� iken, bu ilahi emri unutarak, Allah’tan ba�ka ilahlar�n kullar� olmaya ve Yüce Allah'tan ba�kalar�n� kendilerinden korkulacak merci kabul etmeye ba�lay�nca,  f�tratlar�na muhalif bir hayat tarz�n� benimsemi� oldular. Oysa iman ettikleri Yüce Allah, “Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur, itaat-kulluk da (din de) sürekli olarak O'nundur. Böyleyken Allah'tan ba�kas�ndan m� korkup-sak�n�yorsunuz?” (16/52) demekteydi. Yüce Allah, kendisinden ba�kas�ndan korkup sak�nman�n, kendisinden ba�ka ilahlar edinmekle e� de�er oldu�unu belirtmektedir. Hepimizin de bildi�i gibi, ilah kavram�, “en çok korkulan” manas�n� da içermektedir.

�nsanl�k tarihinin en büyük problemi, insanlar�n hevaya dayanan yönetim biçimlerine raz� olmalar� ve Allah’�n d���nda ki sahte ilahlara tabi olmalar�d�r. �lahi buyru�un ça�r�s� gere�i, bütün insanl���n Allah’�n ilahl���nda bir araya gelmesi hiç birinin di�erini Rab edinmemesi gerekmektedir. (3/64) Lakin genelde insanl�k özelde ise ad� Müslüman olan kitleler bu ilahi buyru�u görmezden geldiler ve kendileri gibi birer be�er olanlar�n uydurdu�u dinlere tabi oldular.

Müslümanlar�n,  bozulmalar ve dönü�ümler sonucunda direnmemesi, gev�ek olmalar�, inançlar�na sahip ç�kmamalar� sonucunda be�eri dinlerin tasallutu, üstesinden gelmesi çok zor bir problem olarak kar��lar�na ç�kt�. �imdi �slam Co�rafyas�nda ya�anan bunca felaket varsa, bunun alt�nda be�er kaynakl� dinlerin ilk ç�k���nda Müslümanlar�n vurdumduymazl��� yatmaktad�r. �slam Dünyas�nda her kötülü�ün ilk ç�k���nda bu kötülü�ü elleriyle düzeltmeye Müslümanlar�n gücü yeter durumdayd�, ama seçilmi�lik lutfunu göz ard� ederek meydana ç�km�� kötülükleri elleriyle düzeltme giri�iminden uzak durdular. Allah’�n yasalar�n� birer birer çi�neyen, ortadan kald�ran tagutlara kar�� canlar� pahas�na direnmediler, direnenlere de yard�m etmediler. Her vakit k�l�nan namazlar�n aras�nda sürekli olarak okuduklar�, “Sizin dininiz size, benim dinim bana” ayetinin idrakine varamad�, güncelleyemedi Müslümanlar. Adeta yeri yeksan edercesine gelen ilah� be�er olan dinler, Müslümanlar�n bu gev�ekli�ini ve Kur’an’�n hayattaki kar��l���n� görememelerini de f�rsat bilerek, zorla bask�yla, oyunla Müslüman’a dü�man bir hayat tarz�n� Müslümanlar�n hayat�na egemen k�ld�. Harici ve dahili i�birlikçilerini de ak�ll�ca kullanan tagutlar, kendi dinlerinin egemenli�i alt�nda Müslüman mahallesinde salyangoz tezgahlar� açt�lar.

Yak�n tarihin canl� �ahitlerinden bir tan�d���m var, Kur’an’�n yasakland���, ezan�n Türkçele�tirildi�i dönemi bire bir ya�am��, Kur’an ö�renmek isteyenlerin nas�l bir zulümle kar��la�t���n� gözleriyle görmü� ya�l� bir hac� amca. Anlat�rken gözleri doluyor, ama bu durum kar��s�nda siz ne yapt�n�z dedi�imde ise hiçbir �ey yapmad�klar�n� söylüyor. �nsan�n insana Rabli�inin ilk basamaklar�nda bile kar�� bir direni�le kar��la�madan bir mikrop gibi yay�lmas�nda Müslümanlar�n hiç mi suçu yoktu? Hak u�runa direnenlerin ve direni�i ba�latanlar�n direni�ini Allah bereketlendirecektir. E�er atalar�m�z bu topraklarda inançlar� için direnseydi, �imdi iman edenlerde mutlaka direniyor olacakt�.

Hac� amca anlat�yor, “Köye jandarmalar gelir, köyde Kur’an var m� yok mu her yeri ararlard�, bizde Kur’an’lar� saman damlar�na ah�rlara saklard�k” diyor, “Bulduklar�nda ise, köyde hocal�k yapan� ve Kitaplar� al�r giderler hocadan da bir daha haber gelmezdi” diyor, “Peki hac� amca siz ne yapard�n�z bu durumda, kimse kar�� gelmez miydi” diye sordu�umda, “Ne yapabilirdik ki” diye cevap veriyor. Dü�ünün, bir köye tagutun askerleri geliyor, dinimizin kayna��n� yasakl�yor, bulduklar�n� topluyor, ö�retenleri esir al�p gidiyor, buna kar��l�k köy halk� sadece bak�yor. Allah’�n dinini mahkum, be�erin dini hayata hakim oluyor.

Bu örnek sadece bir ki�iden dinlenen ve duyulan durum.  Böyle daha nice teslim olmu�lar�n, hikayesi ya�and� �slam topraklar�nda, inanc� çi�nendi, Kitab� çi�nendi, Peygamberi a�a��land�, Rabbi olan Allah’�n hükümleri hayattan kald�r�ld�, kar��l���nda ilah� be�er olan bir din getirildi. Gelen zalimlere ba� kald�rmayan bir halk, ba� kald�r�p tagutlara isyan edenleri de yaln�z b�rakarak adeta kendi kaderini kendisi çizdi.

Bu gün bütün dünyada oldu�u gibi �slam co�rafyas�nda da ilah� be�er olan dinler hüküm sürmektedir. �nsan elinin de�di�i her �eyin fesada u�rad���n�, düzenin bozuldu�unu, her türlü haks�zl���n ve ya�man�n bu sebepten dolay� oldu�unu görmeli bu durumu gündemle�tirerek �lah� Allah olan Dine insanlar� davet etmeliyiz. Davetçiler, insanl�k için olumsuz olan somut örneklerin ve misallerin bolca bulundu�u günümüzde, be�er kaynakl� ideolojilerin de birer din oldu�unu anlatmal�, davete muhatap olan kitleleri “Sizin dininiz size, bizimki bize” diyerek saflar�n ayr��mas� konusunda azami gayret etmelidir.

Son olaylarda, sahte dinlerin ilahlar� asl�nda fark�nda de�iller, kendi ayaklar�na kendileri kur�un s�km��t�r, hatta ayaklar�na de�il kafalar�na s�km��lard�r. Kendi kavramlar�n� ya da dinlerinin temel argümanlar�n�, eski cahili adetlerde oldu�u gibi ac�k�nca yemeleri ne kadar adi olduklar�n� ve sahtekarl�klar�n� ortaya ç�karm��t�r. Tam bu noktada olu�an çeli�ki �slam Davetçisi için çok ideal bir noktad�r. Topluma, ne kadar yalanc� olduklar� nas�l insanlar� kand�rmaya çal��t�klar�, kendi dü�üncelerinde bile tutars�zl�klar� anlat�lmal�, hak dinin �slam oldu�u gerçe�i net olarak belirtilmelidir.

Bu konuda Kur’an davetçiye çok net bir yol göstermekte, Yüce Allah’�n varl���na inand���n� söyleyenlerin ama hayatlar�nda Allah'�n hükümlerini kabul etmeyenlerin birer yalanc� oldu�unu belirtmektedir.

Be�eri dinlerin sahiplerinin tamam�, kendilerinin de Allah’a iman ettiklerini söylemekte, “Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?" (23/84) diye sorsan�z, “"Allah'�nd�r" demektedirler.”(23/85). Lakin,  “Ne zaman onlara: "Allah'�n indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hay�r, biz, atalar�m�z� üzerinde buldu�umuz �eye (gelene�e) uyar�z" derler.”(2/170) Çünkü, onlar kendi hevalar�n� ilah edinmi� sahtekarlard�r, yalanc�lard�r. Onlar, Allah(c.c.)’�n yerine kendilerini koyan, Allah’�n tasarruf hakk�n� gasp eden zalimlerdir. Kendi ak�llar�ndan uydurduklar� dinleri ile yeryüzünü fesada bo�mak için çal���rlar, savunmalar�n� da atalar�n�n arkas�na s���narak yaparlar.

Dünya tarihi bu gün oldu�u kadar belki de tarihinin hiçbir zaman�nda Hak ile bat�l�n böyle amans�z bir sava��na tan�kl�k etmemi�tir. �lah� Allah( olan din �slam ile, ilah� be�er olan dinlerin ve müntesiplerinin böyle k�yas�ya bir sava�� geçmi� tarihlerde ya�and� m� acaba? Yeryüzünü toptan ifsada sürükleyen zamane ta�utlar�, varl�klar�n� sürdürebilmek için amans�z ve ak�l almaz yöntemlere ba� vurmakta, sahte dinlerinin hakimiyeti için gece gündüz çabalamaktad�r. Bunun kar��s�nda, tevhidi bilinç sahibi Müslümanlar yeryüzünün her yerinde küfre kar�� cephe açarak mücadele etmekte, Allah’�n dininin hakimiyeti için sava�maktad�r. Alemlerin Rabbi Allah’�n belirtti�i gibi, “�man edenler Allah yolunda sava��rlar; inkar edenler ise ta�ut yolunda sava��rlar, öyleyse �eytan�n dostlar�yla sava��n. Hiç �üphesiz, �eytan�n hileli-düzeni pek zay�ft�r. (Nisa Suresi, 76)

Bu zamana kadar ya�anan tarihte bu her zaman böyle olmu�tur, bundan sonra da böyle olacakt�r. Günümüzdeki fark,  be�er ilahl� dinlerin varl��� kürsel bir boyut kazanm��, bir bölgeyi ve bölgenin insan�n� de�il tüm yeryüzünü ve yeryüzündeki bütün insanlar� ifsat eder duruma gelmi�tir. M�s�r'da Firavuna bakt���n�zda, kendisini sadece M�s�r'�n ve ülkesinde olan insanlar�n Rabbi olarak görüyordu, di�er peygamberlerin geldi�i toplumlar�nda da durum ayn�yd�, krallar�n hepsi kendi topraklar� ve insanlar� üzerinde egemenlik iddias�nda bulunuyordu. Günümüzdeki sahte ilahlar ise, tüm yeryüzüne ve yeryüzünde ya�ayan bütün insanlar üzerinde egemenlik iddias�ndad�r.

Yeryüzüne egemen olan ilah� be�er dinlerin, yeryüzündeki tasallutuna son vermek, �lah� Allah olan �slam Dininin müntesiplerine yani Müslümanlara ait bir sorumluluktur. Bu bat�l dinlerin hakimiyetine son vermek için elimizle, dilimizle mücadele edece�iz, kalbimizle bu�uzun bir etkisi yoktur art�k. Bu biz �slam davetçilerinin imanlar�n�n en etkili göstergesidir. Gerek sahada olan karde�lerimiz, gerekse cephede olan karde�lerimiz, ilah� be�er olan dinlerin kökünü kaz�mak için her türlü fedakarl��� yapmal�d�r.

Art�k geleneksel davetin konu etti�i bireysel ibadetlerin gündemle�mesi yerine, tevhidi hakikatlerin hayk�r�lmas� zaman� gelmi�tir, insanlara dinlerinin yanl��l���n� yüzleriyle bir söylemek, insanlar� ilah olarak kabul etmelerinden vazgeçmelerini anlatmal�y�z. “�imdi sen ne ile emrolunduysan, kafalar�na çatlat�rcas�na anlat ve Allah 'a ortak ko�anlara ald�rma” (15/94)

Yüce Allah’�n vahiyle belirtti�i dinlerin d���ndaki bütün dinlerin ilah� be�erdir. Bunlar, kendi ak�llar�ndan birer din uydurmu�lar, hevalar�n� ilah edinmi�ler ve bu dinlerini de Allah’a ö�retmeye kalkan ak�l yoksunu zavall�lard�r. “De ki: "Siz Allah'a dininizi mi ö�reteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanlar� bilir. Allah, her �eyi bilendir."(49/16) Kendi uydurduklar� dinlerine birazda Haktan motifler giydirerek hak gibi insanlara sunup do�ru olan�n kendi dinleri oldu�unu beyanla dayatanlar�n bilmedikleri �ey ise, Allah’�n gökte ve yerde olan her �eyi bildi�ini bilmemeleridir.

Hiçbir �ey için geç de�ildir, hele ki �slam hakikatinin hayk�r�lmas�n�n geç kalm��l���ndan bahsedilemez. Yeter ki, vahiyle bilinçlenip, dini e�ip bükmeden, insanlar�n ho�una gidecek �ekilde sapt�rmadan anlatal�m. Biz hakikati anlatal�m, ho�lanmayanlar bize, "Bundan ba�ka bir Kur'an getir veya onu de�i�tir." (10/15) diyeceklerdir.