Arif Pamuk ve Yusuf Tavaslı din anlayışının “esrarı”

Havas, esrar… Bu kitaplarda anlatılan din, Rabbimizin bize Kur’an-ı Mübin’de öğrettiği ve Hz. Peygamber’in pratize ederek bize emsal teşkil ettiği din-i İslam değil. Sır ve gizem dini, kolay yoldan Cennet vaat ederek milyonlarca kitap satma dini ne yazık ki.

16-12-2009


Şükrü Hüseyinoğlu

 

İnsanlık tarihi, aldanışların tarihidir desek yeridir. İnsan, ilk olarak, alemlerin Rabbi yüce Allah’ın “Adem’e secde et.” emrine itaat etmeyip isyankâr olan İblis’in yalanına kulak vermiş ve ilk aldanışının bedelini, Cenneti kaybederek ödemişti. Bu ilk aldanışın ardından Allah’tan yol gösteren kelimeler almış ve yeryüzünde tevhid ve adalete dayalı bir hayatın inşasına yönelmişti.

 

Fakat bu ilk aldanış ve onun neticesinde ödediği ağır bedel insanoğluna yeterli ders olmamış, neticede insanlık tarihi başta da söylediğimiz gibi aldanışlar tarihi olmuştur.

 

İlk insanları süslü vaadlerle aldatıp Cennetten uzaklaştırılmalarına vesile olan İblis, bunun öncesinde Allah’ın rahmetinden kovulması karşısında yüklendiği yeni misyonu şöyle açıklamıştı:

 

“...onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.” (Araf, 7/16)

 

Hz. Adem’in aldığı ilk vahiyle birlikte yeryüzünde inşa olunan Rabbani düşünce ve yaşam tarzı, sonraki nesillerin vahyin aydınlığından uzaklaşıp din adına çeşitli aldanış ve yanlış anlayışların içerisine düşmesiyle hakimiyetini kaybetmişti. Din adına uydurulan çeşitli hurafe ve çarpık anlayışlar, Allah’ın dini zannıyla yaşatılmaya başlanmış, Rabbani hakikatler bu hurafe ve uydurmaların gölgesinde kalmıştı.

 

Ardından alemlerin Rabbi yüce Allah peygamberleri birbiri ardınca göndererek dinin hakikatini insanlara defaatle hatırlatmış ve insanları, aldatıcıların aldatmalarına karşı teyakkuzda olmaya ve vahye sıkıca sarılmaya çağırmıştır. Fakat tarih bize gösteriyor ki, insanlar aldatıcılara kulak vermekten hiçbir zaman geri durmamış, Allah’ın aydınlık ve berrak kelimeleri dururken, aldatıcıların fısıltılarına kulak vermeyi yeğleyenler çoğu zaman insanlar arasında çoğunluğu oluşturmuştur.

 

Dinleri hakkında yanılgıya düşenler

 

Kur’an’da yer alan, Kitap Ehli’nin din adına içerisine düştüğü aldanışlar ve yanlış anlayışlarla ilgili anlatımlar, tarih içerisinde din adına içerisine düşülen aldanışlar ile Allah adına uydurulan yalan ve hurafelerle ilgili ilginç örnekler içermektedir.

 

Mesela şu ayet-i kerimelerde Kitap Ehli’nin din adına uydurduğu hurafeler ve içerisine düştüğü aldanışlar söz konusu edilmiştir:

 

“Kendilerine Kitap’tan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah’ın Kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar, işte böyle arka dönenlerdir. Bu, onların: ‘Ateş bize sayılı günler dışında kesinlikle dokunmayacak.’ demelerindendir. Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya düşürmüştür. Artık onları, kendisinde şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir nefse -haksızlığa uğratılmaksızın kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?” (Al-i İmran, 3/23-25)

 

“Dediler ki: ‘Sayılı günlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir.’ De ki: ‘Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez. Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?’ Gerçek şu ki; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara, 2/80-82)

 

“(Ehl-i Kitap:) Yahudiler yahut Hıristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de.” (Bakara, 2/111)

 

Rabbimiz, insanlığa gönderdiği son kılavuz olan Kur’an-ı Kerim’de bu ve benzeri ayet-i kerimelerde önceki ümmetlerin din adına içerisine düştüğü aldanışları bildirmekle, Ümmet-i Muhammed’i “dini doğru tutma” hususunda dikkat ve teyakkuza davet etmiş, önceki ümmetlerin durumuna düşmemeye, “Allah’ın ipine topluca sarılmaya” ve böylece aldatıcıların aldatmasına kanmamaya çağırmıştır:

 

“Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-korkun ki, (o gün hiç) bir baba, çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç) bir çocuk da babası için bir şeyi verebilecek (durumda) değildir. Şüphesiz Allah’ın va’di haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile aldatmasın.” (Lokman, 31/33)

 

Fakat Rabbimizin tüm ikazlarına ve Hz. Peygam-ber’in özellikle Kitap Ehli’ni misal vererek ümmetine yaptığı uyarılara rağmen, Hz. Peygamber’in ardından, özellikle Ümeyyeoğlulları’nın cahiliyye döneminde kalan kabile asabiyetini yeniden canlandırmaları sonrasında ortaya çıkan siyasi ihtilafların zamanla itikadi alana sirayet etmeye başlaması ve Emeviler’in oluşturdukları zalim yönetimle uyumlu bir din anlayışı icat etme yönündeki gayretleri neticesinde İslam adına birçok hurafe ve bidat uydurulmuş ve bu hurafe ve bidatlar kitlelere din olarak pazarlanır olmuştur.

 

Bugün hala ağızlarda sakız edilen ve en temel İslami yükümlülükler olan “iyiliği emr, kötülükten nehy” ve “cihad”a yer verilmeyen beş maddelik “İslam’ın şartları” anlayışı da, iman ve amel arasındaki kopmaz bağı koparan ve “iman ettiğini söylemenin Müslüman olmak için kafi olduğu” iddiası ve güya en muteber kabul edilen fıkıh kitaplarına bile sızmış olan “zalim de fasık da olsa yöneticiye itaat” anlayışı hep bu sürecin ürünleridir ve ne yazık ki hala da yaşatılmaya devam edilmektedir.

 

Bu yazıda asıl üzerinde duracağımız mesele olan, kolay yoldan ve ucuza Cennet inanış ve vaadleri de bu süreçten bağımsız oluşmuş anlayışlar değildir.

 

On milyonluk bestsellerin “esrarı”

 

Birkaç yıl önce Yeni Şafak’ta Elif Yıldız imzasıyla ilginç bir haber yayınlanmıştı. “On milyonluk bestseller” başlığı taşıyan haberde Yusuf Tavaslı, Arif Pamuk gibi, “Kolay yoldan ve ucuza Cennet” vaadinde bulunup satış rekorları kıran “Surelerin Esrarı”, “Duaların Esrarı” başlıklı kitaplarının yazarları söz konusu edilmekteydi.

 

Haberde bu kişiler, kaleme aldıkları Namaz Hocası, Güllü Yasin, Elif-Ba cüzleri gibi eserleriyle “…nerede ise her Türk ailesinde en çok okunan, hatta ezberlenen kitapların yazarları... Özellikle ev hanımları ve çocukların başucu kaynağı olan ‘Namaz Hocaları’,

 

‘Güllü Yasinler’ ve Elif-Ba cüzleri onların eseri. Eserlerinin tirajları da, binler, onbinler, yüzbinler değil, hatta milyonlarla değil, on milyonlarla ifade ediliyor.” şeklinde tanıtılıyorlar.

 

Tabii haberin sahibi muhtemelen söz konusu kişilerin asıl satış rekorları kıran kitaplarından habersiz: “Surelerin ve Duaların Esrarı ve Fazileti.”

 

Peki bu kitaplarında ne diyor bu on milyonluk bestsellerin yazarları?

 

İşte, ısrarlı bir şekilde “Bu kitap Kur’an’la taban tabana zıt, Allah Kur’an’da Cennet için bedel ödenmesinden söz ediyor, bu kitap ise 10 İhlas okuyanı Cennet’e gönderiyor.” diye söylememize rağmen annelerimizin ellerinden düşürmedikleri Arif Pamuk’un Pamuk Yayınları’ndan çıkan “Surelerin ve Duaların Esrarı, Hikmeti ve Fazileti” adlı kitabından birkaç alıntı:

 

“Bu sureye (İnşirah) mahsus bazı esrarı İlahiye: Bu sure-i celileyi her gün duha vaktinde iki yüzer defa okumaya devam eden kimse bazı esrarı İlahiyyeye vakıf olur.” (Sh. 157)

 

“Cenab-ı Peygamber buyurdu: Her kim bu sureyi (Kulhü vallahü ehad…) on iki defa okursa Cenab-ı Ecelli Ala onun için cennette on iki adet köşk bina eder.” (Sh. 179)

 

“Her kim (Kulhü vallahü ehad…)ı namazın içinde veya dışında yüz defa okursa Cenab-ı Ecelli ve Ala onun için cehennemden kurtuldu diye bir berat yazar.” (Sh. 181)

 

Oysa Rabbimiz Kuran-ı Kerim’de Cennet’in bir bedeli olduğunu ve o bedelin de malı ve canı Allah yolunda feda etmek olduğunu bildirmiyor mu birçok ayet-i kerimede:

 

“Allah, müminlerden canlarını ve mallarını Cennet karşılığında satın almıştır. (Onlar) Allah yolunda savaşarak öldürürler ve öldürülürler. Bu, Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da verilen gerçek bir vaaddir. Verdiği sözü Allah’tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse O’nunla yaptığınız alışverişe sevinin. Bu en büyük başarıdır.” (Tevbe, 9/111)

 

“Sizden önce gelenlerin durumu, sizin başınıza gelmeden Cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı geldi ve öyle sarsıldılar ki, hatta peygamber ve onun yanındaki mü’minler bile: -Allah’ın yardımı ne zaman? diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah’ın yardımı yakındır.” (Bakara, 2/214)

 

“İnsanlar ‘iman ettik’ demekle, bir imtihana tabi tutulmadan bırakılacaklarını mı sanıyorlar. Biz, onlardan öncekilerini de imtihan ettik. Allah, elbette doğruları bilir. Ve elbette yalancıları da bilir. Biz, onlardan öncekilerini de imtihan ettik. Allah, elbette doğruları bilir. Ve elbette yalancıları da bilir.” (Ankebut, 29/2-4)

 

Söz konusu kitabın ilerleyen bölümlerinde “Kur’an-ı Kerim’in 114 Suresindeki Sırlar” başlığı altında da şu iddialara yer veriliyor:

 

“Besmele: Her muradın olması için besmele-i şerife yedi gün yedi yüz seksen altışar defa okunur.” (Sh. 361)

 

“Fatiha-i Şerife: Kırk defa yazılarak suda silinerek içilir. Hastanın yüzü ve elleri de aynı suyla silinirse çeşitli dertlerden kurtulur.” (Sh. 363)

 

Rabbimizin mübin, apaçık olarak tanımladığı Kur’an-ı Kerim’in her sure için daha birçok benzeri “sır”!

 

Yeni Şafak’taki habere bakılırsa Arif Pamuk yaptığı büyük saptırmaların ne anlama geldiğinin farkında. Çünkü ‘Ahiret Azığı’ adlı kitabı için bir okuyucunun kendisine “Cennet’ten arazi mi satıyorsun?” şeklinde tepki gösterdiğini söylüyor. Hakikaten de Pamuk ve benzerlerinin yaptığı bundan daha güzel nasıl tarif edilebilirdi?

 

Rabbimizin apaçık Kur’an’la bize bildirdiği berrak din-i İslam’la ilgili olduğu iddiasıyla piyasada satılan, bu kişilerin kitaplarına bakar mısınız?:

 

“Surelerin ve Duaların Esrarı ve Fazileti”, “Ashab-ı Bedir İsimleri, Sırları ve Faziletleri”, “Berhetiyye Duasının Havas ve Esrarı”, “Besmele-i Şerife ve Ayet’el Kürsinin Esrarı Hikmeti ve Fazileti”, “Cevşen-i Kebir Duası ve Sırları.”

 

Havas, esrar… Bu kitaplarda anlatılan din, Rabbimizin bize Kur’an-ı Mübin’de öğrettiği ve Hz. Peygamber’in pratize ederek bize emsal teşkil ettiği din-i İslam değil. Sır ve gizem dini, kolay yoldan Cennet vaat ederek milyonlarca kitap satma dini ne yazık ki. Bir de bu kolay yoldan ve ucuz Cennet vaadine “Hz. Peygamber buyurdu ki…” şeklinde başlayıp uydurma hadisler naklederek Kur’an Peygamberi’nin adını bulaştırmak din adına işlenen bu büyük cürümün vebalini daha da katlamaktan başka bir sonuç doğurmuyor.

 

Evet, “on milyonluk bestseller”in esrarı, insanlara Kur’an-ı Kerim’de beyan edilen Rabbani hakikatlere aykırı olarak kolay yoldan ve ucuza Cennet vaad etmelerinden ve bu vaad yoluyla baskı üstüne baskı yapıp "piyasa" yapmaktan başka bir şey değildir. Ayrıca bu tür kitapların fahiş fiyatları göz önüne alındığında (mesela Arif Pamuk'un "Surelerin ve Duaların Havas ve Esrarı" adlı saçma sapan kitabının fiyatı 25 YTL) bu aldatmanın söz konusu kitapları basan yayınevlerine dünyalık getirisinin büyük boyutlarda olduğunu göstermektedir.

 

“On İhlas okuyanı Cennete gönderen” söz konusu kitaplar belli ki büyük bir aldanışın ürünü. Tarih içerisinde vücuda getirilmiş olan, sulta rejimleriyle uyumlu muharref din anlayışlarını Kur’an ışığında sorgulamak bir yana, bu din anlayışlarının en uç hurafelerini Allah’ın dini diye kabullenen Arif Pamuk ve Yusuf Tavaslı gibi kimseler, bu hurafeleri bir de allayıp pullayıp kitlelere taşıyarak onların da aldanmasına ön ayak oluyorlar. Buna bir de söz konusu kitaplara fahiş fiyatlar koymak suretiyle, Cenneti ucuzlatmalarına karşılık kitaplarını pahalıya satarak aldatmanın katsayısını artırmış oluyorlar. Yüklendikleri bu büyük vebalden kurtulmaları kendi ellerindedir muhakkak. Allah adına aldatanlardan olmamak için, öncelikle İslam'ı bizzat arı-duru kaynağından tedris etmek ve bizim için güzel örnekler taşıyan Nebevi sünnete ittiba etmek gerekmektedir.

 

(Yazı, Ş. Hüseyinoğlu'nun "Sözde Değil Özde Müslüman Olmak" kitabından iktibas edilmiştir.)

Etiketler : #Arif   #Pamuk   #ve   #Yusuf   #Tavaslı   #din   #anlayışının   #esrarı   #   
YORUMLAR
  • Süleyman    17-07-2018 00:27

    Şimdi bahsedilen kitap 1 defa hepsini bitirdim çok fazla bilgiye sahip değilim kitabın kendisinin konuşmak istemem ama araştırmak iyidir ben fazla dini kitap hiç okumadım hiç araştırmadim lakin ara sıra arkadaslarla bir derneke gitsek bakmadan kimin kitabidir diye incelemem oysa incelemesi gerekir belki içindekiler hurafe şirk olabilir lakin bunları iyi bilinmesi lazim bilmem KURAN KERİM hiç okumadım ama namaz kilarim ama herkesin günahı vebali kendisine ha bide şu var sizin bu deyisin üzerine internette çok baktım acaba dediğin gibi hurafe şirk iceriyormu birşeye rastlamdim eğer dediginiz gibi internette arif pamuk un bu kitabı söyle bizde ona göre bakarız dediğim gibi bir ilim bilgiye sahip değilim yüce ALLAH CELLE CELLALAHU bilir

  • irfan g.   26-06-2016 22:52

    pamuk yayınlarını ilk kitabından beri biliyorum. Ben içinde yazılanların doğru olup olmadığından bahsetmeyeceğim. Bu hem benim ilmimi aşar hemde bunu yapmak çok risklidir. Bilmeden küfre girebiliriz. Ama kesin olan bir şey var ki lanse edilişleri çok yanlış. Yani bilginin veriliş ve reklam ediliş şekli, başlıkların seçilme şekilleri. Okuyanları ve konuyu detaylı bilmeyenleri kesinlikle yanıltacak, aldatacak şekilde. Cennete girmek , para kazanmak, sağlığa kavuşmak, imanla ölmek çok kolaymış gibi anlatılıyor. Ben 25 yıldır tasavvufi sohbetlere gidiyorum ve sohbetten sonra daha bir ümitsizliğe kapılıyorum. Bırakın o kitapta bahsedilen şeyleri iman ile ölmenin bile ne kadar zor olduğunu gördüm. Bu kitaplarda yazılan reçeteler belki doğru ama bir çok şarta da bağlı yalnızca onu yapmak yetmiyor. arif hocanın bilgisine bir sözüm yok ama tarzı kesinlikle tüccar tarzı. Zaten aynı konuyu anlatan yüzlerce kitap yazmasını ve hepsine iştah açıcı başlıklar koymasını başka türlü açıklamak mümkün değildir. Hadislerdeki ve Kuran daki bütün duaları ve ne işe yaradıklarını yazıp toplasanız bin sayfayı geçmez. Ama hocanın bu konularda yazılmış ve her biri bin sayfanın üzerinde bir çok kitabı var. Bizi aldatan (yanıltan) bizden değildir diyor hazreti peygamber.

  • Wuslat   14-10-2014 09:54

    yazıyı okurken benim bile içime anlık bir şüphe düştü ama yazınızı bitirince on yargılı olmanın ne kadar kötü birşey olduğunu farkettim. Bahsettiğiniz kitapların bir kaçını bende okudum ve bir çok şeyi orda öğrendim ama bu demek değilki körü körüne sadece o kitaplarla kaldım araştırdım hadislerden örnekleri teyit ettim sureleri kuranla eşleştirdim diyeceğim şudurki Rabbimin ilk emri oku olduna göre insanların bunu arastırarak dogru yada yanlış oldunu bulması cokta zor degil tabiki gercekten amac Rabbimize giden yola ulaşmaksa. şefaat meselesi şirktir diyorsunuz hadislerle beyan edilmiş peygemberimizin tavsiye ettiği bir kac salavat var bunun üzerine bana salavat getirmeyenin burnu yere surtunsun sozude her hadis kitaplarında bulunabilir.Bana dua edin duanıza icap edeyim , duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var sözleride kuran ve hadislerde yazıyor zaten bunları kimse inkar etmez sanırım yorumcuların biri kitap tavsiyesi istiyor siz kendi kitabınızı tavsiye ediyorsunuz insanların dogru kaynaktan bilgi almasını istiyorsanız gercekligi tartişmasız bir cok kitap var Ayrıca bahsettiğiniz şahıslarda bu önerdikleri duaları sureleri zikirleri hepsini tek tek deneyip insanlara önermiyordur sanırım onlarda eski kaynaklardan alimlerimizden alınan bilgileri kitaba döküyor tabiki insanalrımızın ihtiyacını bilip aynı konuları 10- 15 kitaba yansıtmak ne kadar doğru oda tartışılır zaten insanoglu biraz araştırsa efendimize ait dualar s.a.v. ve kuran da gecen ayetler çoğu amacınız nedir bilemem ama insanalrın içine şüphe düşürmekte hiç hoş değil diyanetin kitaplarını önerebilirsiniz kendi kitabınız yerine onlardada hata var demezsiniz sanırım. Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın

  • Elif   18-09-2014 18:11

    Merhaba, Evimizde Yusuf Tavaslı'ya ait çok sayıda kitap mevcut ve bu kitapların hepsini okudum diyebilirim. Ancak kitaplarından birinde kafamı karıştıran bir mevzu oldu. İslam'da kadınların nasıl davranması gerektiği ile ilgili bir hikayede bir adam evlendiği eşini kahve poşeti ipini çöpe attığı için boşuyor. Tekrar evleniyor, tekrar aynı nedenden dolayı boşuyor. Sonunda artık kaçıncı evlilikte bilmiyorum eşi kahve ipini atmadığı için tamamdır istediğim eşi buldum diyor. İsrafın kötü bir fiil olduğuna herkes hemfikirdir ama kahve ipini attı diye de insan eşini boşar mı! İslam'da bir kadını böyle sudan sebeplerle boşamak var mıdır? Hoca bu hikayeyle ne mesaj veriyor? Yayın evine konu ile ilgili mail attım, cevap gelmedi. Mesaj tahminim şu, erkek ne yaparsa yapsın sabret ama sakın kahve ipini çöpe atma yoksa boş olursun!

  • Ş. Hüseyinoğlu   19-07-2014 09:01

    Maalesef hepsi yalan Zuhal kardeş. Kur'an'da siz hiç "şu duayı okuyun, günahlarınız affolsun" diye bir ayet okudunuz mu? Bu tür şeyler sonradan uydurma rivayetlerle Müslümanlara pazarlanmış hurafeler. Ayrıca şefaat inancı da Kur'an dışı olduğu gibi, şefaat etsin diye Allah Rasulü'ne salavat etmek doğrudan şirktir. Zira kurtuluşu Yüce Allah'tan değil, Rasulullah'tan beklemektir. Şefaatle ilgili şu linkteki yazıyı okumanızı öneririm: http://islamvehayat.com/4418_sefaat-konusuna-kur-ani-bir-bakis.html Kitap olarak da benim kaleme aldığım "Kur'an'a Dönüş Çağrısı" kitabını önerebilirim. Allah'a emanet olunuz.

  • Zuhal Kağızman   18-07-2014 09:51

    Ben Arif Pamuk kitabından cennete girme duasına baktığımda şöyle diyor her namazın arkasından bu dua okunursa ALLAH c.c kulumun hatalarına bakmaksızın cennetime alırım...Demiyor ki bu duayı okuyan herkes günahı ne olursa olsun cennete girecek...Bakın dikkat her namazın arkasından diyor duada fatiha.ayetel kürsi,cennete girme duası ve borçlu duası ardarda bende her namazımın arkasından okurdum...Tövbe istiğfar dualarını bu kitaptan öğrendim şimdi bunların hepsi asılsız mı? peki nasıl tövbe edeceğiz hangi duayı okumamız lazım bende 5 vakit namazını kılan birisiyim ve namazıda yusuf tavaslı kitabından öğrendim...mesela Arif Pamuk kitabında Peygamber efendimiz s.a.v 100 salatu selam okuyana Peygamber efendimiz şefaatçi olacaktır bunlar hep yalan mı ? Önerdiğiniz kitap nedir en önemlisi çok acil cevabınızı bekliyorum teşekkürler saygılarımla....

  • rainbow7   06-11-2012 11:12

    Ben bu gazetede yayınlana yorumu çok yanlış buldum çünkü bu kitaplarda islamiyetin bazı yapılması gereken konuları vardır özelliklede dua ile olan kısmı nerden biliyorsunuz bu kitapları okuyanların sadece bu dualarla islamiyeti yaşadıklarını onlar yardım sever değil mi zekat vermez mi namaz kılmaz mı bence kıskançlıktan başka birşey değil duacı insanlar her zaman iyidir siz dua etmeyenden korkun işte o bencilliğin kibirin ta kendisidir EDİTÖRÜN NOTU: Değerli okurumuz, yazıda eleştirilen Yusuf Tavaslı ve Arif Pamuk2un kitaplarında dua öğretilmesi değil, Kur'an'ın sevap kazanma makinası gibi sunulması ve 3 İhlas'a cennet pazarlanmasıdır.

  • İLKER   15-09-2011 17:05

    Yusuf tavas lının yayınlarının bir kısını inceledim. Eleştirmek içinbilmek bilmek için araştırmak gerek. u kitaplarda verilmek isteneni sadece sayılara bağlıkalarak belli duaları okumanın size zenginlik, cennet gibi imkanlar sağlayacağını düşünerek hareket ederseniz hiç birşey bilmiyorsunuz demektir. Kuran-ı Kerim ilk ne der oku. Okumalıyız. Bu yazarlar ticari veya her ne maksatla bu yayınlar yapmış olurlarsa olsunlar. İnsanlarımızın süreleri duaları bilmeleri ve az çok haklarında birşeyler öğrenmeleri adına bir faydası ola bileceğini düşünüyorum. Ama sadece belli sayılara bğlı kalarak sabah akşam okumanın, üretmeden çalışmadan emek harcamadan birşeylerin sahibi olacağına inanmakda bağnazlık ve cahillik. Önemli olan iman etmek inancınız okuduklarınızla kalbiniz ferahlıya biliyorsa, içinizde kendinize olan güveniniz artıyorsa yeterli değil mi ? Yüce Allah kendine inan ve inanmayan iman eden ve etmeyen her kulunun rıskını bu dünyada vermiyor mu ? Ama ahiret için burda yaptığımız herşey çok önemli ibadet etmek ibadetin doğru ve temiz yolunu bilmek öğrenmek. Kuran-ı Kerim in bize gösterdiği yolda yaşa bilmek. Yoksa birşey 7 kere 100 kere veya 4444 kere okumuşsunuz bundan bir fayda görmüşsünüz mesele bu değil mesele burdan kalbinizi ahlakınızı yaşama biçiminizi ve inancınızı güçlendirmişmisiniz bu önemli ve ben bu yayınlar az veya çok buna bir nebze olsun hizmet ettiğini düşünüyorum. Daha doğru yayınlar yapılana kadar en azından. Eleştirmek evet ama karşısına güçlü bir açıklayıcı eser koymakda gerekmez mi. Bize dinimizi daha iyi anlama yaşama yolunu göstermede alternatif olabilecek bir eser. Çünkü bir çoğumuz Kuran-ı Kerim i bırakın anlamayı okuyamıyoruz bile. Bilenler bilmeyenlere doğru yolu göstermekte sorumlu değiller mi ?

  • Uğur Berk   26-07-2011 18:51

    Ben ,Yusuf Tavaslı'nın yayınlarını ilmi yönden çok yanlış buluyorum.Fatiha,Kevser gibi en temel sureler bile hatalarla dolu. Sadece ticari niyet taşınarak neşredildiği dipnotlardan rahatlıkla anlaşılıyor.

  • KARAMAN   09-07-2011 20:16

    ben yusuf tavaslı yayınlarını okuyorum mükemmel anlatımı var. hiç bahsini ettiğiniz gibi bir şey görmedim. yasin şerif in tebarekenin faziletlerini önemini anlatıyor siz ise konuyu çarpıtmışsınız. Allah (C.C.) herkesin kalbine göre versin. bir kıvılcım bile imanın nurunu yükseltmek için vesiledir.

  • olcay DURGUN   16-03-2011 17:30

    cahiliye zamanımda dahi sürekli gözüme carpan tavaslı yayınları gerçekten de okuyup araştırmadan bilginin özüne gitmeden hayatın her alanında bedavadan ve rahatca emek harcamadan fedakarlık etmeden en önemliside hak etmeden kazanç elde etmeye calışan bir toplum olan milletimizin tam da işte bu diyeceği cinsten, insanların heva ve heveslerine hitap eden uydurma bilgiler yığınıdır vesselam.bizlere iyiyi kötüden ayırd edebilme anlayışı bahşeden RABBİMİZE HAMD olsun.......

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN