

"hep" Arama Sonuçları

Bazen vermediğimiz veya almadığımız bir selâmla, bazen saklayamadığımız bir küçümsemeyle, bazen müstehzi bir gülüşle, kimi zaman da sosyal medyada paylaştığımız ve birilerini ne kadar inciteceğini düşünmediğimiz bir espriyle hepimiz kutuplaşmaya katkıda bulunuyoruz.”

Bu gayretin sahipleri bu gerçeğin farkında olsalar da olmasalar da, propaganda ettikleri modernist yaklaşımlar hep bu talebe karşılık gelmektedir: “Bu Kur’an’ı değiştirin, bizim ictimai-siyasi-iktisadi düzenimizi tehdit eden ahkâmını revize veya iptal edin yahut da razı olacağımız, bizim düzenimizle çatışmayacak yeni bir Kur’an getirin!”

İLKAV kurucusu Mehmet Pamak, vakfın emektarı, kıymetli müslüman Ali Bıyık'ın vefatı üzerine bir açıklama yayınladı. Pamak'ın, müslümanlara önemli hatırlatma ve tavsiyelerde de bulunduğu mesajını okuyucularımızla paylaşıyoruz:

Dağlık Karabağ'da büyük hezimete uğrayan Ermenistan Başbakanı Paşinyan yenilgiyi kabul ettiğini duyurdu. Paşinyan, ''Hepimiz için çok zor bir karar verdim. Rusya ve Azerbaycan Devlet Başkanları ile Karabağ savaşının sonu için anlaşma imzaladım.” açıklamasında bulundu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, konuya ilişkin açıklamada bulunarak Karabağ bölgesine "barış güçlerinin" konuşlandırılacağı bilgisini verdi.

Rabbimiz bizden, başka rabler edinmememizi ister. Çünkü o aciz sahte rabler, yaşadıkları dünyada belli bir zamana kadar hükmü geçer. Oysa bizim Rabbimiz ezeli ve ebedi olan, ölmeyen, hep diri olan, yoktan var eden, sadece dünyanın değil, Âlemlerin de Rabbi olan Allah’tır.

Kur'an ve Hz. Resûl’ün izinde, Nebevî mücadele yolunda ilerliyor... İslâm’ın yolunda kardeşler olalım, ihtilafları değil ittifakları öne çıkartalım diyor... Dünü veya geçmişte yaşamayı bırakalım ve yarınları hep birlikte izzetle, şerefle, omuz omuza karşılayalım, inşa edelim istiyoruz…

Myanmar ordusunda görev yapan askerler Arakanlı Müslümanları katlettiklerini itiraf etti.Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu Lahey’de ifade veren iki asker, çocuk, kadın ve yetişkin demeden herkesi öldürüp toplu mezarlara gömdüklerini ve 20 köyü haritadan sildiklerini anlattı. Askerlerden Myo Win Tun, Ağustos 2017’de üstlerinden “Gördüğünüz ve duyduğunuz herkesi vurun” emri aldıklarını söyledi.

“İnsanların hepsi Allah’ın huzuruna çıkacak ve güçsüzler müstekbirlere diyecek ki: ‘şüphesiz bizler sizlere uymuştuk; şimdi siz az bir şey olsun Allah’ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?’ “ (İbrahim: 21)

Hepimizin bildiği değişmez bir gerçek bu, hatta kötü örnekler için de ne deriz; “su testisi su yolunda kırılır”. Yani yaşadığı gibi sonuçlandı sonu. Ancak bazı filmler başladığı gibi bitmez. İnsan değişken bir varlıktır. Zamana-mekâna ve şartlara göre davranışlarında değişkenlik gösterebilen bir varlıktır. Size şimdi hayatı başladığı gibi bitmeyen iki kişiden bahsedeceğim.

Mehmet Pamak'ın bir yıl önce yazmış olduğu makaleyi tam da yaşadığımız sürece hitap etmesi sebebiyle tekrar paylaşmak istedik. Rabbimiz, ibret alıp sorumluluklarımızı idrak etmeyi ve gereğince amel edip mübarek rızasını kazanmayı hepimize nasip etsin İnşaAllah.

Bugün İran Şia'yı, Suud-i Arabistan Selefiyye'yi, Türkiye de Sünniliği ulus-devlet çıkarları için araçsallaştıran rejimlerdir. Bu gerçeği bilip buna göre tavır takınmak, bugünün Müslümanları için hakkı hak bilip ona ittiba ve bâtılı bâtıl bilip bâtıldan ictinab için elzemdir.

Şiilerin Türkiye'de ve hatta tüm ülkelerde Suriye zulmünden sonra diyecekleri bir şey kalmadı, sesleri solukları kesildi. Fakat bugün şiddetli bir şekilde Batılılaşma, Amerikanlaşma tehlikesi var. Filmleriyle, modasıyla, kültürüyle, eğitim sistemiyle, kendilerini dost ve müttefik kabul eden işbirlikçi yöneticilerle, müslümanları her yönden kuşatan, işgal eden ve imtihanlarını kaybettirmeye çalışan bir gâvurlaştırma hareketi var.

Son tahlilde hepimiz küresel finans ağalarına çalışan marabalarız. Evet, borç yiğidin kamçısıdır. Ancak bu söz çok yanlış anlaşılmaktadır. Hangi yiğit için kamçı yemek ar değildir ki?

Vakit öldürmek ne demektir? Bir şahıs vardır 40–50 yıllık ömrüne o kadar çok eser ve güzellikler sığdırmıştır ki sayamazsınız. Bir şahıs da vardır, hayatı tümüyle boşa geçmiştir, ot gibi yaşamış, ot gibi kuruyup toprak olmuş, unutulup gitmiştir. İnsan vardır, 24 saatini dolu dolu değerlendirir, bir aylık bereketli netice alır. Bir insan vardır, hep vakit yokluğundan, yoğunluktan şikâyet eder, tembelliğine zaman yokluğu bahanesini gerekçe gösterir. Biz hangi insan tipindeniz? Hepimiz bunu vicdanımıza ve ortaya koyduğumuz eserlere bakarak cevaplayalım. Güzelim vakti, öldürmeye değil, ihyâ etmeye çalışalım. Boş geçmeye ayrılan ölü vakitleri diriltelim, böylece kendimiz de canlanıp dirilelim.

Filistin'de şehit olan Meryem kızımızın şahsında, Mısır'da Esma, Doğu Türkistan'da Zeynep anamız, Afganistan'da Afiyet kardeşimiz, Arakan, Patani, Suriye'deki işkenceye maruz kalan yüzlerce kadınlarımız, ülkemdeki geçmişten günümüze kadar şehit bacılarımız, ninelerimiz, adını sayamadığım bütün mazlum beldelerdeki kardeşlerimize, çocuklarımıza, son olarak Yeni Zelanda'da şehit olan kardeşlerimiz için bir dua, bir izimiz olsun satırlarla...

Korkarım yakında "Dünya insanlar günü"nü de kutlayacağız. İnsanlıktan ne kadar uzakşaşıldıysa o kadar günleri ilan edilmiş. Hep bu dünyalık, gelip geçici oyalanma yerinde hiç ölmeyecekmişiz gibi günler icad edilmiş.

UKEAD öncülüğünde İHH’nın ve çok sayıda STK’nın destek verdiği Kudüs İçin Hepimiz Meryemiz Yürüyüşü, Fatih Camii’nden başlayarak Saraçhane Parkı’nda son buldu.

Hakan Albayrak, devrimin 40. yıldönümünde İran'la ilgili değerlendirmelerde bulundu. "Yayılmacı emelleri uğruna Suriye’yi Baas rejimi ve Rusya ile el ele –öte yandan Irak’ı ABD ile el ele- kan deryasına çeviren İran devleti, bu işte mezhep kartını tepe tepe kullandı; ama sorsanız “Ettehad-ı Muselmanan-ı Cihan” davasının en önde gidenidir kendisi... Şu günlerde 'İran İslam Devrimi'nin 40’ıncı yıldönümünü kutluyor; o devrimi sahiplenişi de yalan. Üzerinde yükseldiği o devrimin içine tükürdü bu devlet" diyor Albayrak.

Her şeyi erteleriz bu hayatta. En basit işlerimizden, en ağır sorumluluklarımıza kadar yapacağımız her işi, atacağımız her adımı o veya bu bahanelerle hep bekletiriz. Daha iyi bir kul olmak için Rabbimize uygun zamanı bir türlü yakalayamayız. O’nun dinine hizmet etmek isteriz ama hizmet için yeterli imkânları bir türlü bulamayız. Maddi destek vermek isteriz inandığımız davaya ama kendi önceliklerimizden sıra gelip de cebimize elimizi bir türlü atamayız. Daha çok çalışmak, daha çok işte ehil olmak isteriz ama çalışmak için gerekli motiveyi engelleyen nefsi kovalayamayız.
Makaleler
Hava Durumu