
İran’ın yanında olunmazsa “sıra bize gelecek”
Siyonist varlık ve arkasındaki büyük Şeytan Amerika ile birlikte, vadedildiğine inandıkları hedefleri için saldırıyorlar. Müslümanlar da, kendilerine vadedilen kurtuluş için vahdeti kuşanmaları gerekmektedir. Aksi halde parçalanıp yutulacaklardır. Bu ilahi bir fırsattır. Düşmana darbe indirmek için bulunmaz bir zamandır. Böyle bir an kaç asır da bir gelir bilinmez. Elimizi çabuk tutup kafire galebe çalmamız boynumuza farzdır.
17-06-2025

7 Ekim miladını anmadan başlamayalım. Aksa Tufanı cihadına bismillah diyen Kassam Tugayları ve Hamas, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demişlerdi. Bu kıyamı ümmet adına sırtlanmışlar, Siyonist işgali ve destekçilerine karşı, sayılarının ve imkanlarının azlığına rağmen meydan okumuşlardı.
Sayelerinde neler gördü/görüyor gözlerimiz. İlk kez 7 Ekim günü işgalcinin geçilemez denilen hudutlarını geçen mücahitlerle iftihar ettik. Delinemez olan Demir Kubbe, Kassam eliyle yapılmış füzelerle kevgir olmuştu.
Ve şimdi de İran..
13 Haziran günü Siyonist İsrail, İran’a yönelik saldırı başlatıp üst düzey komutanlarını, bilim adamlarını katletti. İran’ın cevabı bu sefer gecikmedi ve işgal rejiminin tahmin edemeyeceği kadar sert oldu. 1967 Altı Gün Savaşlarından bu yana böyle saldırı görmemişti işgalciler. O gün bugündür, Tel Aviv’e düşen bombalarla kalplerimiz ferahlıyor. Her birimiz müslümanlar olarak, aklımıza Gazze’de yaşananlar geldikçe, hesabın ahirete kalmadığını dünyadayken görmenin tarifsiz mutluluğunu yaşıyoruz. Ama yine içerisinde burukluk barındıran sevinçle..
Şimdi biraz içimize dönelim. Kanayan yaralarımıza bakalım..
İran, devrimden bu yana Batı tarafından amborgoya maruz kalıyor. Ekonomiyi geçelim, zira bu İran için hayırlı bile olmuştur, dışa bağımlı olmadan her yönüyle kendini kalkındırıdığına şahit oluyoruz. Lakin ambargonun en ağır olanı enformasyonla, propaganda, yalan, tevzirat, ve manipülasyonla yapılanıydı. Başa çıkılması en zor alanlar. Tahran’a yollanan füzeden daha beter tahrip gücü var. Şu an yaşananların bu savaş taktiklerinin nokta atışı hedefi vurduğunu gösteriyor.Şeytanlaştırılmış İran yalnızlaşacak ve ele geçirmesi kolaylaşacak.
Bu son zamanlarda ayyuka çıkarılmıştı. Görsel ya da yazılı medyadan uzmanlar, İran’ın İsrail’den daha tehlikeli düşman olduğunu pompaladılar. İsrail’in saldırısıyla bu propagandanın amacına ulaştığını gördük. Öyle ki, işgal edilmiş topraklara, İsrail’in kalbine, Tel Aviv’e, Hayfa’ya düşen bombalar acaba gerçek mi, kurgu mu, danışıklı dövüş mü? diye hala tereddüt yaşayanlarımız var. Bu yaşananlar Gazze’yi unutturmak için yapılıyor, diyenlerimiz, hem Netanyahu hem İran kendi içinde sıkıştığı için yapıyor, diyen stratejik deha aydınlarımız var!
İçimize dönelim demiştik tam yerine rast geldik. Muarızımız demeyecek mi, “İran’ı amma temize çıkardınız, Suriye’de yaptıklarını hoş mu göreceğiz, Şiileştirme çabalarına göz mü yumacağız..” elbette hayır ama şimdi sırası değil? Ortada bir yangın var ve herkesi yakacakken bunları konuşmak ateşi yakanın lehine olacak, alevi körüklemiş olacaktır.
İran’la/Şiilikle, Sunni dünyanın -bu isimlendirmeler bile başka bir propangandanın kurbanı olmak ama meselenin anlaşılması için maalesef kullanıyoruz- kadim mücadeleyi mevzu bahis etmek, ortalığa saçmak yine düşmanın elini güçlendirecektir.
Bu sefer Şiiler de, Sunnilik ile isimlendirilen İslam ülkelerinin şu an ki pozisyonlarını, Batı, Amerika ve Avrupalı kafirlerle müttefiklik ve işbirliklerini ortaya dökerlerse ne cevap verilecek? İsrail’in elini güçlendiren, hava sahalarını açan, üsler ve radarlar barındıran ülkeleri tek tek saysalar…
Altından kalkamayacağımız, hesabını veremeyeceğimiz günah ve hatalarımız var ve kabul etmeliyiz. Ama bu orada kalmalı, sonraya bırakmalıyız. Gün düşmana karşı birlik olma günüdür. “Sıra bize gelecek” korku ve serzenişinde bulunup da, yanı başımıza kadar gelmiş, komşumuz, ehli kıble kardeşimiz İran’a saldıran, Siyonist tehdite karşı birlikte mücadele etmezsek, sıramız gelecektir.
Çin ve Rusya bile İran’ı savundular ve askeri yardım gönderdikleri haberi geldi. Pakistan bu tehditi gördüğü için İran’ın yanında olduğunu açıkladı, “birleşmezsek kaderimiz aynı olacak” dedi ve Müslüman ülkeleri isim isim sayarak birlik olmaya çağırdı.
Siyonist varlık ve arkasındaki büyük Şeytan Amerika ile birlikte, vadedildiğine inandıkları hedefleri için saldırıyorlar. Müslümanlar da, kendilerine vadedilen kurtuluş için vahdeti kuşanmaları gerekmektedir. Aksi halde parçalanıp yutulacaklardır. Bu ilahi bir fırsattır. Düşmana darbe indirmek için bulunmaz bir zamandır. Böyle bir an kaç asır da bir gelir bilinmez. Elimizi çabuk tutup kafire galebe çalmamız boynumuza farzdır.
(Venhar)
İran’ın yanında olunmazsa “sıra bize gelecek”
Doğru anlaşılan dinin Kurban'ı da doğru anlaşılır
Bayramımız mübarek olsun
BÂTILIN BİTMEYEN KONSİLLERİ
MEALLER, DİYANET VE ÇÖZÜM
PKK Meselesi Tamam, Darısı Kürt Meselesine
‘Makul olmak’ kazandırır
Elias Rodriguez: Bizler -bunun olmasına izin verenler- Filistinlilerin affını asla hak etmeyeceğiz
Makaleler
Hava Durumu