

SÖYLEŞİ

Birkaç aydır herkes ondan söz ediyor, tüm dünya onunla yatıp onunla kalkıyor. Tüm ülkeler amansızca onunla savaşıyor. Hakkında çok farklı yorumlar yapılıyor, bilimsel makaleler yayınlanıyor, Tv kanallarında artık sadece o konuşuluyor, farklı tezler ve komplo teorileri havada uçuşuyor. Peki gerçekte neyin nesidir, kökeni, varlık sebebi ve gayesi nedir? Ne yapmak istiyor, insanlığa vermek istediği bir mesajı mı var?Şimdi söz Koronavirüs'te. İşte yılın röportajı:

Onu ilk defa kendisinden dinleyeceksiniz. Yılın röportajı inşallah Çarşamba günü sitemizde...

İslam coğrafyasındaki gelişmeleri yakından takip eden uluslar arası ilişkiler uzmanı gazeteci-yazar Mustafa Özcan, ABD ve Siyonist işgal rejiminin “Yüzyılın Anlaşması” ismiyle dünya kamuoyuna birlikte deklare ettikleri planın, tam anlamıyla bir dönem Güney Afrika’daki ırkçı beyaz azınlık rejiminin ülkenin asli sahipleri olan siyahiler için öngördüğü ve Edward Said’in “Bantustan” olarak nitelediği teslimiyet şartlarına denk geldiğini ifade ediyor.

2011 Mart ayındaki halk hareketinden bu yana Suriye’de yaşananları ve Fırat’ın doğusuna yönelik Türkiye’nin son hamlesi çerçevesinde yeni gelişmeleri konuştuğumuz Dr. Abdurrahim Şen, Suriye’de Baas diktası karşısındaki halk direnişinin, Batılı ve Doğulu emperyalistler ve bölgedeki işbirlikçisi ülkelerce uzun süreçte uygulanan havuç ve sopa politikaları neticesinde rayından çıkarılıp engellendiğini belirtiyor ve ekliyor: “Lakin her halükârda dip dalga devam ediyor, edecek… Hile ve ceberrut yöntemlerle Suriyeli mazlumların devrimlerinin şimdilik çalınmasıyla bu hareketlilik son bulmayacak.”

“Temel Kaynağımız Kur’an” kitabıyla tanınan yazar Fevzi Zülaloğlu ile, özellikle son dönemlerde medya imkânlarının hoyratça kullandırılması neticesinde yıkıcı etkileri daha çok hissedilmeye başlanan modernist yaklaşımlar üzerine konuştuk. Zülaloğlu, modernist yaklaşımların, sahiplerini İslam Ümmeti’nden kopuşa sürüklediğini ve en nihayetinde imanın buharlaşması ve hevanın ilahlaştırılmasını sonuç verdiğini ifade ediyor.

1981’den bugüne 39 yıldır yayınlanmakta olan İktibas dergisi, 490’ıncı sayısı ile okurlarına ulaştı.

Babasının camideki vaazdan eve taşıdığı “İttegullah” ikaz-ı ilahisi temelinde edindiği ilk İslami hassasiyet nüvelerini hayatının yol azığı edinmiş Ercişli bir Kürt çocuğunun, Köy Enstitüsü kültürüyle yetişmiş öğretmenlerin görev yaptığı yatılı bölge okulunda yaşadıkları, 28 Şubat sürecinde “irtica”dan ihraçla noktalanan komutanlık dönemi anıları ve en önemlisi tasavvuftan tevhide uzanan sorgulama ve arınma, Kur’ani/Nebevi çizgiyle tanışma süreci… Yazı ve sohbet çalışmalarıyla tanıdığımız Şahin Özdaş’la sıradışı hikâyesini konuştuk.

Mehmed Durmuş: Takva, dünyadan el etek çekmek, topluma karışmamak, kadının bulunduğu ortamda erkeğin, erkeğin bulunduğu ortamda kadının zinhar bulunmaması demek değildir. Bilakis, Müslüman şahsiyet hayatın tam da merkezinde yer almak durumundadır. Peygamberlerin sünneti budur. Böyle iken kendimizi haramdan korumak takvadır. Allah meleklerin takvasından değil de, insanın takvasından bahsetmektedir.

İslam’ın anlaşılıp yaşanmasında Usulün/Yöntemin önemi konusundaki makale ve kitap çalışmalarıyla tanıdığımız yazar Ahmed Kılıçkaya, Kur’an’ın düşüncenin kaynağı olmak yerine konusu haline getirilmesi sorununa değinerek “Yöntemsizlik ya da Kur'an’ın anlama yöntemine riayetsizlik, Kur'an’ı düşüncenin konusu yapar. Halbuki Kur'an, çeşitli bakış açılarına göre ele alınıp değerlendirilen, anlamlandırılan, yorumlanan bir kitap değildir. Bilâkis her şey, Kur'an’a göre ele alınıp değerlendirilir, tanımlanır, yorumlanır” vurgusu yaptı.

İslam coğrafyasında emperyalizm, siyonizm ve despotizm karşıtı tüm halk hareketlerine karşı darbeci cuntaların yanında yer alan ve müttefikleri Suud ve Mısır cuntasıyla birlikte çeşitli fitne hareketlerini örgütleyen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin bu yıkıcı rolünü değerlendiren Ahmet Varol, "BAE bir mafya ülkedir. Bu kadar çok ortalığı karıştırmak, Arap Baharı'nda gerçekleştirilen devrimlerin kazanımlarını geri almak amacıyla ortaya çıkarılan fitne hareketlerini organize etmek için daha çok paranın gücünü kullanmıştır. Paranın gücünü kullanarak karanlık işleri organize etmekte kullandığı mafya liderlerini etrafında topladı. Bunların en meşhurlarından biri Muhammed Dahlan'dır" değerlendirmesinde bulundu.
Makaleler
Hava Durumu