

SİYER

İktibas, Sünnetin ne olduğunu da en iyi anlatmaya çalışıyor. Daha dikkatli okuyunuz. Hadislerin eleştirisini ise tââ İmam Buhârîler, Müslimler ve hatta daha öncekiler yapmaya başlamışlar. Bunlar da mı müsteşrik idiler? Bunlar da mı İngiliz adamları idiler? Niye düşünmüyorsunuz? Daha Peygamberimiz hayatta iken onun sözlerini nakledenlerden yanlış nakledenleri Hz. Ömer’ler ve daha niceleri Hz. Ali gibi tenkid etmişlerdir. Onlar da mı müsteşrik idiler? Onlar da mı İngiliz adamı idiler? Niye akletmiyorsunuz?

Peygamberimizi Çağa Taşımak - Siyer Özel / Şükrü Hüseyinoğlu - Yasin Aydoğan

Rasulullah’ın mevlidini kutlamak, onu üsvetün hasene edinen bir İslam ümmeti tarafından yepyeni bir İslam ümmeti inşa etmek uğrunda bir çaba değildir; mevlid-i nebî ihtifalleri sadece Rasulullah’ı tüketme, tüketim nesnesine dönüştürme gayretidir.

Sahabe dediğimiz Kur’an nesli, Muhammed (sav)’in yürüttüğü nebevî tebliğin akıbeti hakkında çıkar merkezli umutlara kapılmadılar. Onlar nasıl bir davaya adam olduklarını çok iyi biliyorlardı.

Hz. Peygamber, örnek bir aile reisi idi. O, hanımlarına karşı çok nazik bir eş, çocuklarına karşı da çok şefkatli bir baba idi. Enes b. Malik şöyle demiştir: “Aile fertlerine Hz. Peygamber’den daha fazla merhametli ve iyi davranan bir kimse görmedim.” Hz. Peygamber’in aile içindeki davranışları saygı ve sevgiye dayalıdır.

Osman Yıldız'ın hazırlayıp yönettiği "Kur'an İklimi" programında bu haftaki konu "İslam'da Cihad Kavramı ve Rasulullah'ın Yaptığı Savaşların Nitelikleri" idi. Şahin Özdaş'ın konuk olduğu programın video kaydını dikkatlerinize sunuyoruz:

Cuma sohbeti: Siyer Kaynaklarının Kur'an'la Islahı Zorunluluğu - Şükrü Hüseyinoğlu - Kur'an Nesli İlim Merkezi - 10 Recep 1443 / 11 Şubat 2022

Hicret, öncelikle muhatap olunan bütün cahilî inanç ve düşüncelerden uzaklaşma ile başlar. Rasûlullah’ın (s) hicreti, bu anlamda mücadele ve dâvetin bütün aşamalarına renk ve yön veren mesajları muhtevîdir. Hicret, Mekke’nin darlığından Medînet’ül-İslâm’a yol alıştır.

İslam davasının önderleri olan peygamberler, insanları Allâh'ın birliğine ve tek hak ilah olduğuna; yani tevhide çağırmış, davet etmişlerdir.

Dünkü şartlar tekrar tahakkuk eder, Yesrib’i Medine’ye dönüştüren irade kâbil-i kıyas sayı azlığına rağmen taraflarca mutlak bir itaat ve teveccühle nihaî hâkim karar kabul edilirse, şüphesiz bugün de Medine vesikası hukuku üzerinden toplumsal mutabakat vücûbiyet arz eder. Ancak bugün roller tamamen farklı iken, İslâmî bir ıstılahın paravan olarak kullanılması ve mağlubu galip sanma duygusal motivasyonuyla İslâm, küfrün hâkimiyetini meşrûlaştırma vasıtası kılınma riskiyle yüz yüzedir. İslâm namına tescil ve tahkimin söz konusu olmadığı bir vasatta, İslâm’ın, varlık-bilgi (ontolojik-episteme) bağı vahiyle kopuk ideoloji ve sistemler tarafından suni teneffüs için popülizme malzeme kılınması kaçınılmazdır.
Makaleler
Hava Durumu