İmanını ispat eden tutarlı Mü’minler ve vahyin şahidi “Müslimler” olmak - II -

Sadece iman ettim diyenlerin kurtuluşa ereceğine dair bir tek ayet yoktur. İman ve salih amelin hep ard arda zikredilmesi, salih amel olmaksızın sadece iman ettik demekle kurtuluşun mümkün olmaması sebebiyledir. İman olmadan yapılan amel salih amel olmaz. Bu kişilerin yaptıkları zahiren hayırlı ve olumlu ameller bile boşa gider. Bu tür ameller, yalanlayanlara ancak dünyada ve insanlar nezdinde bir olumlu görüntü ve itibar sağlasa da, Allah nezdinde hiçbir karşılığı olmaz. Kur’an’da inkârcıların, yalanlayanların amellerinin boşa çıktığı haber verilmektedir.

08-10-2018


Bismillahirrahmanirrahim

İman ettiğini iddia edenlerden, üstelik Kitabın bilgisine de sahip oldukları halde, o bilgiye uygun bir hayatı yaşamayanların, yani uygulamada Allah’a teslim olmayanların, hayatı vahye şahidlik yapmayanların, sonuç olarak bilginin ahlâkını kuşanmayanların Müslim olmadıkları hakikati akıldan çıkarılmamalıdır. Bireysel bazı şeklî ibadetleri yerine getirmek söz konusu olduğunda Allah’a ibadet/itaat ederken veya bazı hayat alanlarında Kitabın bazı ayetlerini uygularken, birçok hayat alanlarında da Kur’an’ın diğer hükümlerini uygulamaktan uzak durup hevasının isteklerine ya da tağutların hükümlerine itaat etmekte bir sakınca görmeyenlerin, aslında Kitaba iman etmiş olmadıkları acı gerçeği birçok ayette ifade edilmektedir. Bir daha altını çizelim ki, Rabbimiz söz/kâl ile ifade edilen imanı yeterli bulmamakta, mutlaka yaşantıyla, ahlâk ve davranışlarla, yani hâl ile bu imanın ispatını istemektedir. Kur’an, insanların çoğunun, sözle iman ettiklerini söylemelerine rağmen hâl ile inkâr ettiklerini bildirmektedir.

İMAN ETTİĞİNİ SÖYLEMEK YETMEZ, İMANIN İMTİHANINI VERMEK GEREKİR

Rabbimiz Mülk Suresi 2. âyette şöyle buyurmaktadır: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır…”. Demek ki, hayat ve ölüm hangimiz daha güzel ameller yapacağız diye imtihan olmamız için yaratılmış olup bir insan ben “iman ettim” ya da “müslümanım”demekle kurtulamaz. Mutlaka yaşadığı hayat ve yaptığı ameller konusunda tâbi tutulduğu dünya imtihanında başarılı olmak zorundadır. Bu sebeple Rabbimiz Ankebut Suresi 2. âyette;“İnsanlar, ‘iman ettik’ demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.” uyarısını yapmaktadır.

Kur’an’da onlarca ayette, hüsrana sürüklenmemek, hidayete ve kurtuluşa erebilmek, cennete müstahak olabilmek, büyük ecir ve mükâfat elde edebilmek için şart olarak “iman edip salih amel işlemek”gerektiği beyan edilmektedir. (Asr, 103/1-3, İnşikak, 94/25, Şuara, 26/227, Bakara, 2/25, Yunus, 10/9). İman edip salih amel işleyenlere Rableri katında mükâfat vaat edilmekte, onlar için korku olmadığı ve mahzun da olmayacakları beyan edilmektedir. (Bakara, 2/277, Sebe, 34/37, Bakara, 2/62, Maide, 5/69). “Sâlih amel işleyenler” ifadesi, sadece namaz ve zekât gibi dinin erkânından olan amellere ait olmayıp; usûl, füru, farz, nâfile, ibâdet, muamelat, birr, mâ’ruf, sabır ve takva gibi Allah rızasına muvafık ve salâha hizmet eden, hayra yarayan bütün faydalı amelleri içerisine almaktadır.

Mehmet Pamak'ın makalesini okumak için tıklayın...

Etiketler : #İmanını   #ispat   #eden   #tutarlı   #Mü’minler   #ve   #vahyin   #şahidi   #Müslimler   #olmak   #   #II   #   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN