Hay-Der'de "Malcolm'u anlama" porgramı yapıldı

Hay-Der’de belli zaman aralıklarıyla yakın tarihte yaşamış, yolumuza işaret olmuş öncü şahsiyetler, Yeryüzü yıldızlar isimli anma programlarıyla anılmakta ve onların mücadeleleri yeni nesillere aktarılmaktadır.

13-03-2012


Hay-Der’de belli zaman aralıklarıyla yakın tarihte yaşamış, yolumuza işaret olmuş öncü şahsiyetler, Yeryüzü yıldızlar isimli anma programlarıyla anılmakta ve onların mücadeleleri yeni nesillere aktarılmaktadır.

10 Mart akşamı Hay-Der genel merkezinde Yeryüzü Yıldızları programlarının 7.si Malcolm X için yapıldı.

Program Kuran-ı Kerim ile başladı. Malcolm X’i hayatının anlatıldığı bir sinevizyon gösteriminden sonra Hamza Er, Malcolm X ile ilgili bir konuşma yaptı. Öncü şahsiyetler isimli ikinci bir sinevizyon gösteriminden sonra, Malcolm X’i şehid edilmesine sebep, taassup konusu dünü ve bugünüyle Hakan Aksu’nun hitabetiyle anlatıldı. 

Sunuculuğunu Yunus Emre Aksu’nun yaptığı program yapılan dua ile sonlandırıldı.

Programda Hamza Er ve Hakan Aksu’nun yapmış oldukları konuşmalardan öne çıkan satırlar;

Malcolm X üzerine – Hamza ER
 
*) Dünya tarihinde mücadeleleri ve onurlu yaşamları ile insanlığa ışık tutan mücadele önderleri mevcuttur. Onlar; kendilerini yüce değerler uğruna feda edenlerdir. Onlar; beden ülkelerini aşıp özgürleşebilenlerdir. Yıldızımız, ışığımız olan bu mücadele önderlerini anlamak ile işe başlamak gerekir.

*) Her Müslüman, bu dinin canlılığını, güzelliğini, direnişçi ruhunu ayakta tutmaya çalışmış olan bu mücahid ve mücahidelere çok şey borçludur. Onlar gibi olabilmenin öncelikli yolu onları tanımaktan, onları anlamaktan geçer. Bu bağlamda Malcolm X'in ibret dolu yaşamı bilinmeli ve örnek alınmalıdır.

*) 1929 yılında Malcolm, 4 yaşındayken, evleri yakıldı. Malcolm'un ailesi evlerinin kimler tarafından kundaklandığını bilemedi ama bir şeyi iyi öğrendiler; "meşaleli iki adam beyaz ve Malcom'un ailesi siyah idi." Eğer aynı renkten olsalardı, bu olay hiç bir zaman olmayacaktı. 

*) Malcolm evlatlık olarak verildiği evde çok iyiydi, Zeki ve çalışkan bir çocuktur; avukat olmak istemektedir ancak lisedeyken bir beyaz öğretmenin söylediği: “avukatlık zencilere göre bir meslek değil!” 15 yaşında eki bir genci kanunsuz işin içerisine iten en önemli sebep, beyazların onu ikinci sınıf insan görmesidir. O toplumun eğitmenleri bile böyle bir tutum sergilemekteydi.

*) Çalıştığı demiryollarından da atıldıktan sonra, daha 17 yaşında Harlem'de bardarda çalışa zorunda kalan Malcolm’un,  çete kurup hırsızlık yapıp uyuşturu satması beyazlara göre zencilerin layık olduğu mutlak sondu. Beyazların kanun dışı işlere bulaşmak zorunda bıraktığı bu insanların bir uğrak yeride cezaevi olmalıydı

*) Amerikalıların sapkın Hıristiyanlık inancına göre zencilerin maruz bırakıldıkları ikinci sınıf insan olma Tanrının onlara sunduğu bir kaderiydi. Zenciler bu ilahi kadere karşı gelmemeliydiler.10 yıl hapse mahkum olduğunda henüz 21 yaşında bile olmayan Malcolm, tutuklu bulunduğu, Charlestown hapishanesinde bedensel olarak çok acı çekti. Çünkü içeriye girer girmez uyuşturucularla birden ilişkisi kesilince, yılan gibi kıvranacak hallere düşmüştü. Beyazların ortaya attığı kader inanışından dolayı burada sürekli İncil'e ve Tanrıya küfürler yağdırıyordu. Bundan dolayı Malcolm'a hapishanedekiler "İblis" demişlerdi.

*) Concord Hapishanesine nakledilişinden sonra küçük ağabeyi Philibert'ten bir mektup aldı. "Siyah adamın doğal dinini keşfettiğini" yazmıştı kardeşi. Ve malcolm’a domuz eti yemeemesi ve sigara içmemesi gerektiğini yazmıştı. Kardeşi ziyaretine geldiğinde yeni dinini ve bu dinin peygamberini ona anlattı. Bu dinin İslam olduğunu ve başında Allah’ın ruhunu taşıyan bir peygamber Elijah Muhammed olduğundan bahsetti.

*) Elijah Mıhammed islamla sapkın ırkçı düşüncelerini harmanlamış sahte bir peygamberdi. Müntespleri kısmen İslami ibadetler yapıyorlar ve kendilerini Müslüman olarak adlandırıyorlardı.

*) Zaten zeki bir insan olan Malcolm, günde 5 saat uyur ve kalan vaktini kitap okuyarak geçirir oldu. Batı köleleştirdiği siyah ırka karşı olağanca zulümler etmişti. Vahşi batı Afrikadan Amerikaya köle olar taşıdığı yaklaşık  200 milyon insanı daha Amerika’ya varmadan yollarda telef etmişti. Hamile siyah kadınların hasta düştüklerinde kollarından tutulup denize fırlatıldıklarını, siyah erkeklerin bir kısmının beyaz erkekler tarafından hadım edildiğini, siyah kölelerin çiftliklerde, mutfaklarda, çalıştırıldığını, siyahların çektiği yoksulluğu, açlığı, kendisine uygulanan vahşi işkenceleri ve beyaz adamın, siyahların emeğinden, sırtından ve alın terinden edindiği o devasa zenginliği öğrendi tarih kitaplarından. Bu, onun beyaz adamın gerçekten bir şeytan olduğu ve sürekli siyah tenlinin kötülüğü için mücadele ettiği şeklindeki düşüncesini iyice pekiştirdi. Hapishaneden çıkıncada bu dinin en önemli savunucularından biri olmuştu.

*) Malcolm çok akıllı biriydi, sapkın bir inancın kurucusu olan Elijah Muhammed’i tanıdıkça ve onun sapkın hareketlerini gördükçe ona olan inancında azalmalar başladı. Elijah Muhammed'in sekreteriyle yaşadığı ilişki ve Kennedy suikastinden sonra ki sesizliği ve Malcolm gibi güçlü hatipleri susturmak istemesi. Herşeye rağmen konuşma yapan Malcolm’a verilen konuşmama cezası O’nu Elijah Muhammed’den koparan en önemli sebepler olmuştur.

*) Irkçı bir hareketin içinde İslam’la tanışan Malcolm’un hidayeti Amerika dışına yaptığı ziyaretler ve en önemliside Hac yolculuğunda olmuştu. Tertemiz bir insan olan Malcolm’un Mekke’den hanımına yazdığı mektupta ki şu cümleler olayı özetlemektedir. “İnanamayacaksın ama; tenleri beyazdan daha beyaz olan insanlarla aynı bardaktan su içtim ve aynı tabaktan yemek yedim. Hepimiz bir kardeştik. Ben artık ırkçı bir Müslüman değilim. Gerçek peygamberimiz olan Hz. Muhammed ırkçılığı yasaklamıştır." Bu cümlelerin sahibi işte bu yolculukta gerçek islamı tanımış ve tevhidi mücadelesine bundan sonra başlamıştı. 

*) 1964'de seyahatini bitirip, Amerika'ya döndüğünde izlenimlerini siyah yığınlara ve medyaya anlattı. O’nun militan tavrı değişmemişti.ancak fikirleri değişmişti. Afro-Amerikalılar örgütünü  kurup, artık mesajları ve demeçleri tam anlamıyla İslami bir içerikle Amerikan halkına anlatmaya başlamıştır.

*) I O’nun bu dönüşümü, ırkçılığı bırakması Elijah Muhammed ve çeşitli siyah kuruluşlar tarafından doğru bulunmadı. Malcolm X, artık bir çok tehditler almaya başlamıştı.  Aynı zamanda beyaz adamlarında hedefinde ki adam olmuştu. Beyazları şeytan kabul eden ırkçı zenci hareketlere karşı daha yumuşak tavır sergileyen Amerikan yönetimi Cia ve Fbi’ıyla Malcolm’u izliyor. Onun evrensel kardeşlik çağrısından rahatsız oluyordu. O  Amerika’yı yönetenler ırkçılık üzerine kurdukları sistemlerine çomak sokmuştu. Artık yaşadığı her günü ödünç alıyor gibiydi.

*) Malcolm X, hayatını mensubu bulunduğu toplumun haklarını elde etmeye bundan daha da ötesi bu toplumu gerçek kimliğine kavuşturmaya adamıştı. Belki siyah toplum olarak bütün eşyalarını, tekrar bir gemiye yükleyip Afrika'ya dönemezlerdi ama kültürleriyle, dinleriyle, dilleriyle bir de özgürlükleriyle Afrikalı olabilirlerdi. Tahrip edilmiş Hıristiyanlık dini onlara iki dünyayı da cehennem yapmıştı ne yazık ki ...En son ve mükemmel bir din olan İslamiyet ancak bu toplumun her iki dünyada saadetini sağlayabilirdi. Malcolm X, bu gerçekleri anlatabilmek için çalıştı. 

*) Malcolm X'i ayartmak, satın almak mümkün değildi. Siyah yığınlar bunun farkındaydılar ve zaten bu yüzden saygı duymaktaydılar ona. Siyah yığınlar gene bilmekteydiler ki Malcolm, tıpkı kendileri gibi tabandan gelme birisidir. Bundan dolayı da Malcolm X'e kendilerinden birisi olarak değer vermekteydiler ve ona sahip çıkmaktaydılar. 

*) Malcolm mücadelesini daha da evrenselleştirmek ve uluslararası bir güce kavuşturmak için Avrupa'daki diğer siyahların örgütleriyle temasa geçmek üzere Avrupa'ya gider. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde konuşmalar yapan Malcolm X, Fransa'dan sınır dışı edilir.

*) Artık O Harlem’den çıkıp, dünyaya meydan okuyan bir mücahid olmuştur. Bir gece evinin ön camından içeri hem yangın çıkarıcı, hem de sis yapıcı bombalar atılır. Şiddetli bir patlamayla birlikte tüm evi alev ve duman kaplar. Malcolm X kendisini, eşini ve çocuklarını zorlukla dışarı atabilmiştir. Malcolm X, o gecenin sabahı sanki hiçbir şey olmamış gibi daha önceden kararlaştırılmış bir konuşma için Detroit'e gider. Şubat 16'da yakın bir arkadaşına; "Önümüzdeki beş gün içinde infaz edilmek üzere ölüm fermanım imzalandı" diyecektir.

*) O ne yaptığını bilen şuur sahibi biriydi. Bir toplantıda: "Kötü bir devreydi o devre kardeşim. Neydi o günlerdeki hastalığım, çılgınlığım öyle... Allah'a şükür ki kurtuldum onların hepsinden. Şimdi şehitlerin devridir. Bu şehitlerden birisi de ben olacaksam, kardeşlik yolunda gerçekleşecektir şehitliğim. Bu memleketi kurtaracak olan tek şey de zaten bu kardeşliktir. Bunu öğrenmek bana pahalıya mal oldu. Ama olsun, sonunda öğrendim ya.. " diyerek, ölürse mertebelerin en güzeline sahip olacağını biliyordu.

*) Malcolm'un şehid edildiği gün konuşma yapacağı toplantıya onunla beraber bir rahip ve birkaç konuşmacı daha davetliydi. Ancak diğer konuşmacılar programa katılmamışlardı. Malcolm sanki birazdan olacakları önceden sezmiş gibi şöyle diyecektir: “Hiçbirinin geleceğini sanmıyorum. İçimden bir şey diyor ki bu gün kesinlikle kürsüye adım atmamalısın.” Ancak bir dava adamı olan Malcolm , insanlara hakkı anlatmaktan çekinmeyerek şehadet şerbetini içeceği o kürsüye çıkmaktan geri durmamıştır.

*) O’nun şehadetinin arkasında Amerikan beyaz adamla, köleleştirilmiş Afrikalı siyah adamında ortak hareket ettiğini görmekteyiz. Çünkü O emperyalistlerinde, köleleştirilmiş insanların sırtından rant elde edenlerinde ortak düşmanıydı. O’nun ölümünü medya alaya almak istemiş, 12 yıl boyunca sadece karın tokluğuna, hiçbir maaş talep etmeden durmak bilmeyen bir enerjiyle çalıştığını ve yoksul öldüğünü yazmıştı. Elijah Muhammed’de o çok konuşuyordu diyerek katledilmesinden duyduğu emnuniyeti dile getirmişti.

*) Malcolm, eğitim görmemişti ve herhangi bir konuda uzman değildi. Ama samimi idi. Ve bu samimiyet, onu bu mücadelede yeterli kılıyordu. Malcolm'un adalet, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik için verdiği mücadele, onun şehadetiyle yeni bir boyut kazandı. Malcolm çok iyi bir hatipti. Ama şehadeti ile gerçekleştirdiği hitap, hayattayken gerçekleştirdiği hitaptan çok daha yaygın ve etkili olacaktı. 

*) Malcolm, yaşamıyla ve azimli çalışmaları ile öncelikle Amerikalı Müslümanlara ve Siyahlara örnektir. Bugün küfrün ve zulmün temel yayıcısı durumuna gelmiş olan ABD'nin işlemiş olduğu insanlık suçuna en büyük tepkiyi ve karşı örgütlülüğü göstermesi gereken Amerikalı Müslümanlardır. Müslümanlar nerede ve hangi koşullarda olurlarsa olsunlar taşıdıkları misyonun bilinciyle, halifelik görevlerinin sorumluluğuyla zulme karşı mazlumdan yana tavırlarını almalıdırlar; mazlumdan yana olmak pek çok bedeli kendisi ile beraber getirsede.

*) Malcolm’un kısacık ömrüne büyük değişimleri sığdırabilmesinde bu samimiyetinin payı olduğuna kuşku yoktur. O, hapse girdiğinde, tabir-i caizse bir ‘sokak serserisi’dir; şehit edildiğinde ise ırkçılığın büyük bir bela olduğunu anlamış biridir. Hapse girdiğinde dini değerlere saygısı olmayan biridir (ki hapisteki lakabı ‘Şeytan’dır), İslam Ulusu örgütüne girdikten kısa bir süre sonra ise örgütün bir numaralı vaizi olmuştur. Onun hayatı, deyim yerindeyse, “dipten zirveye” klişesinin tipik bir örneğidir. Bu, ancak ‘açık bir zihin’ ve ‘samimi bir kalp’ ile mümkündür.

*) MalcolmX’i önemli kılan vasıflardan biri; Amerika’daki siyahi Müslümanların düşünce ve pratiğinin ‘İslamileşmesi’ yönünde bir örneklik ortaya koymuş olmasıdır.

*) Malcolm’un ikinci önemli özelliği ise, ‘devr-i hayatımızın tipik vasfı’nı anlamamıza yarayan bir sembol isim olmasıdır. Yirminci yüzyıl tarihinde bunun örnekleri çoktur. Sembol isimlerden Kutub Müslüman Kardeşler’den, Şeriati geleneksel Şia düşüncesinden, Özkan Hizbut-tahrirden,  Mevdudi geleneksel ulema çevrelerinden vs. hep benzer gerekçelerle ayrılmıştır. Malcolm de İslam Ulusu örgütünü benzer gerekçelerle terk etmiştir.  Malcolm X, İslam Ulusu örgütünden ayrılırken böylesi bir şahitlik yapmıştır ve Amerikalı siyahi Müslümanlara güzel bir örneklik bırakmıştır. Malcolm’den sonra, siyahi Müslümanlar arasında ‘ırkçı’ söylemin eski popülaritesini kaybettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Taassup - Hakan AKSU

*) Taasup, doğru veya yanlışlığa bakmaksızın bir fikrin savunmasını yapmaktır. Sahip olduğu düşünce ve ekolün hertürlü düşünce ve ekolden üstün olduğuna, kör bir tafargirli, hiç tartışmadan karşı görüşü inkar etmektir.

*) Taassubun çeşitleri vardır. 
-Renk taasubu; Malcolm X'in yaşadığı ve bugünde milyonlarca insananı yaşadığı renk taasubu bunlardan biridir. Ne renk doğacağı kendine  sorulmayan insanları siyah, beyaz, kızıl diye ayıtmak ve bunlardan birini, diğerine üstün tutmaktır.
-Bölge taasubu; Bugün yaşadığımız ülkede de çokça karşılaştığımız bir taasup çeşididir. İnsanların Siirtli, Diyarbakırlı, İzmirli, Konyalı diye birbirlerine üstünlük taslayıp yaşamasının adıdır, bölge taaasubu
- Irk, aşiret ve kabile taassubu; Sadece Türkiye sınırları içerisinde bile türk-kürt ayrımıyla bunun ne denli kötü sonuçlara dayandığını görmekteyiz. Türkün, Kürde karşı kendini üstü tutması, dağa taşa ne mutlu Türki diye yazması, insanların kafataslarının ölçülüp, üstün veya ikinci sınıf insan diye adlandırılmasının adıdır. Ve buna karşı Kürt ırkından insanlarında etkiye karşı aynı taassupla cevap vermesiyle, 30 binden fazla insanın ölmesi ve yapılan askeri harcamalarla emperyalistlere 500 milyar dolarlık bir maddi kaynak sağlanlasının adı olmuştur.
Ve Ruslara Afganistanı dar eden Peştun, tacik v.d.nin düştüğü en önemli hatanın adıdır ırk taassubu.
-Meshep taassubu; Aynı dinin içinde olup, insanlara kolaylık sağlayan iştihatları din haline getirmektir. İnsanları şia, sünni, vahhabi v.d. ayırıp. Meshep fatatizmiyle tevhidi kardeşlik değerlerini bir kenara atmaktır. 
Evet ancak meshep taasubana kapılındığında bir hoca efendi çıkıp kürsüde "Allah İran'ın başından Amerikayı eksik etmesin" diye beddua edebilir. Veya şii temeler üzerine kurulmuş bir devlet hemen yanında katliam yapan diğer şii bir devlet yönetimine sessiz kalabilir.
-Tarik ve Cemaat taassubu; Gittiği yolun mutlak tek doğru olduğuna, beslendiği kaynağın tek doğru olduğuna, cemaat önderinin, kanaat liderinin, tarikat şeyhinin tartışılmaz tek doğru olduğuna inanıp, diğerlerini batıl görmenin adıdır.

*Malcolm X taaassup sahibi bir toplumda doğumuş, büyümüştür. Beyazların siyahlara uyguladıkları ikinci sınıf insan muamelesi sonucu, siyahlarında beyazlara karşı aynı taasuupla karşı gelmesi arasında kalmıştır. Onu gerçek manada Müslüman yapan ise bu taasuplardan kurtularak ırkçılığın şeytan işi bir pislik olduğu inancına sahip olmasından sonra olmuştur.

Hay-Der tarafından gerçekleştirilen Yeyyüzü Yıldızları serisinin 8., 21 Nisan 2012 tarihinde Çeçenistan davasının öncü şahsiyetlerinden Cevher Dudayev'e yapılacaktır.

Etiketler : #HayDer'de   #Malcolm'u   #anlama   #porgramı   #yapıldı   
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN