

"Rabb" Arama Sonuçları

Cuma Hutbesi: Rabbimiz, Yol Göstericimiz Allah'tır - Rıdvan Dinçer - Kur'an Nesli İlim ve Dâvet Merkezi

Bir milattır Ramazan, büyük bir imkandır. "Bir fırsat daha yok mu?" deyip tertemiz sayfalar açmak isteyenlere Rabbani bir lütuftur.. Hoş geldin, iyi ki geldin Ramazan. Seni bekleyenler vardı…

Bu itibarla, biz Müslümanların, salt darbelere değil, insanı bizatihi kendisinin rabbi ve ilahı kabul etme ideolojisi olan, meşruiyetin temelini Rabbimizin irade ve ahkamında değil, insan çoğunluğunun irade ve yönelimde gören demokrasiye karşı da tekbirlerle direnmemiz gerekir.

Mavi Marmara gemisine yapılan siyonist saldırıda inşaallah şehadetle Rabbine kavuşan Cevdet Kılıçlar'ın Halepçe katliamı üzerine Sirvan Abdussamid Abid ile yaptığı söyleşiyi dikkatlerinize sunuyoruz...

Kapitalist yığma ve yağma çarkının kurulumunun yapılıp işler hale getirilmesinde, Rabbimizin bildirdiği faizin haramlığı ilkesinin ortadan kaldırılması ne kadar gerekli bir adım olarak görülmüşse, mahremiyeti koruyan ve kadının, dişiliği üzerinden bir enstrüman haline getirilmesine engel teşkil eden tesettürün yok edilmesi de aynı şekilde gerekli görülmüştür.

En büyük vefâkârlık, yaratanını tanımak, O’na şirk koşmadan kulluk görevlerini yapmak, verdiği nimetlerin kıymetini bilmektir. En büyük nankörlük de kulun, Rabbini inkâr etmesi, O’na şirk koşması, O’nun yüceliğini tanımamasıdır.

“Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde, sapan kimse size zarar veremez…” (Mâide, 105) buyuruyor Rabbimiz. Şayet 28 Şubatla birlikte Müslümanlar arasında bazı zaaflar, olumsuzluklar ortaya çıktıysa, 28 Şubat bunun sebebi değil, ancak aynası olmuştur diye düşünüyorum.

Bu din, Helal ve Haram kılma yetkisinin Allah’a ait olduğu hakikatini yerleştiriyor. Çünkü bu ikisi, ilah olmanın en başta gelen özelliklerindendir. Helal ve Haram kılma yetkisi kimseye verilmemiştir. Burada çokça altını çizeceğimiz Helal ve Haram konusu sadece fıkhî manada bir hüküm değil, yönetim konusundaki yasak koyma ve serbest bırakmayı da içerir.

Mücahid, bizim talebelerimiz içinde sıradan birisi değildi. Devamlı olumlu izlenim bırakan sevdiğim bir oğlum (gibi) idi. Rabbim rahmetiyle muamele etsin.

“Emaniyye” kavramı, “Ümniyye” kavramının çoğulu olup, Kur’an’da ilme, sahih bilgiye dayalı sahih inanç ve sâlih amel üzere bulunmanın zıddı olarak, sahih bilgiye / ilme dayanmayan, bir gerçekliği olmayan temenni ve inanışlar, kulaktan dolma bilgiler anlamına gelmektedir. Rabbimiz Kur’an’da, o dönemin Kitab Ehli olan Yahudi ve Hıristiyanlar özelinde bize, kendilerini nisbet ettikleri Kitab’ın bilgisine sahip olmayan ve dolayısıyla “ümmiliğe” mahkûm olan insanların, Kitab bilgisine sahip olmadıkları için bu boşluğu uydurma, kulaktan dolma bilgilerle doldurduklarını bildirmektedir

Küfre, şirke ve ifsada karşı tevhid ve ıslah mücadelemizde, bizzat Müslümanların nefsanîyet konusunda, ilkesel eksende, birbirine ve çevreye güven veren eminlik ve Kur’an ahlakını temsil bağlamında içine düştükleri zaaflardan kaynaklanan engeller olmasaydı, Allah’ın rahmeti üzerimize yağar ve bugün çok daha iyi bir konumda olurduk.

Şimdi de okulun Sahibini tanıyalım: Rahman, Rahim olan Âlemlerin Rabbi Allah (cc) Kâinatın yegâne sahibi ve yetkilisidir. Büyüklükte eşi ve benzeri yoktur. Kâinattaki her varlık onunudur ve O’nun tasavvurundadır. Hiç kimse O’na hesap soramaz. O her an yaratma halindedir. Asla çocuk edinmemiştir. Öncesi ve sonu yoktur. Doğmamış ve doğurulamamıştır. Kâinatta ki her bir varlık O’na itaat ve tesbih eder. O hüküm ve hikmet sahibidir.

Tüm bu kesimler, ölüm gelmeden önce hallerini, sorduğumuz sorular çerçevesinde sorgulayarak kendilerini hesaba çekmeli ve ıslah ederek Kur’an merkezli ve sünnet eksenli sahih İslam’a ulaşmalı ve tevhidi bir iman üzere hayatlarını salih amellerle ibadet kılarak Allah’ı razı etmek suretiyle, Müslim olarak yaşayıp Müslim olarak ölmeye çalışmalıdırlar.

Kur'an'dan Hayata Dersler programının bu haftaki bölümünde konu "Evimizin Mürebbisi, Rabbi Kim?" idi.

İLKAV kurucusu Mehmet Pamak, vakfın emektarı, kıymetli müslüman Ali Bıyık'ın vefatı üzerine bir açıklama yayınladı. Pamak'ın, müslümanlara önemli hatırlatma ve tavsiyelerde de bulunduğu mesajını okuyucularımızla paylaşıyoruz:

İlmi ve Kültürel Araştrmalar Vakfı (İLKAV)'da uzun yıllardır görev yapan, güler yüzü, candan tutumu, gayreti ve fedakârlığıyla tanınan Ali Bıyık ağabey, koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede vefat etti. Rabbimizden Ali ağabeye rahmet niyaz ederken, başta yakınları ve İLKAV camiası olmak üzere mü'minlere sabır diliyoruz.

Devlet, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmese de olur. Ama, aman ha, kimse Kitabımın yazıldığı sayfaları kitaptan yırtmasın. Yırtanlara engel olun. Mushaf’a saygısızlık yaptırmayın. Ancak, o Kitabı önemsemeyin, mehcur bırakın, sanki Kitapsızmışsınız gibi yaşayın. Okullarınız başka kitapları baştacı etsin, Devletin Anayasa adlı başka kutsal kitabı olsun, onu tatbik etsin. Ekonomide “para” adlı başka kitabınız olsun... Böyle mi diyor Rabbimiz?

Hutbeye kılıçla çıkma uygulamasının, Kur’an ve Rasulullah’ın pratiği (Sünnet) açısından bir dayanağı bulunmasa da, Hadîd Sûresi 25. ayetin çerçevesini çizdiği “İslam’ın egemenlik ve adaleti” öğretisiyle mutâbık bir sembolizm içerdiğini söyleyebiliriz. Söz konusu ayette Rabbimiz, insanlar arasında adaletin tesis edilmesi için Rasulleri insanlara açık belgelerle gönderdiğini, onlara Kitab ve Mizan’ı inzal ettiğini ve Kitab’ın hükmünü ve Mizan’ı egemen kılmak ve ayakta tutmak için de insanlara demiri indirdiğini bildirmektedir.

Rabbimiz bizden, başka rabler edinmememizi ister. Çünkü o aciz sahte rabler, yaşadıkları dünyada belli bir zamana kadar hükmü geçer. Oysa bizim Rabbimiz ezeli ve ebedi olan, ölmeyen, hep diri olan, yoktan var eden, sadece dünyanın değil, Âlemlerin de Rabbi olan Allah’tır.

Hicret, doğduğumuz veya doyduğumuz yerin Allah için terk edilemeyecek değerde olmadığını ilan etmek, Allah'ı her şeye tercih etmektir. Hicret, memleketinde müslümanca yaşayamayan bir mü’min için, Allah’ın geniş arzında mutlaka müslümanca ve insanca yaşanacak bir yer olduğunun bilincine varmaktır. Hicret; kavmiyetçilik, ırkçılık, şehircilik anlayışına vurulan darbenin adıdır. Ülke vatandaşlığından ümmet bilincine yükselmektir. Kendi memleketinin bâtıl yönetimine karşı mücâdele hazırlığıdır.
Makaleler
Hava Durumu