�Zaman sahip ��k�lmas� gereken bir sermaye, Kur�an��n �zerine yemin i�ti�i her vakit k�ymetlidir.�
�Zaman sahip ��k�lmas� gereken bir sermaye, Kur�an��n �zerine yemin i�ti�i her vakit k�ymetlidir.� `�nsan�n bir yasas� var; insan�n iki temel kanad� olan erke�in bir yasas� var, kad�n�n bir yasas� var, topra��n bir yasas� var, �i�e�in bir yasas� var. Akl�n�za gelen varl�k i�indeki her �eyin bir yasas� var.` Hayriye Kar�� ve K�bra Nur Kay�r`�n s�yle�isi.

�lim hayat� ve siyer alan�ndaki çal��malar� d���nda Muhammed Emin Y�ld�r�m kimdir?
Muhammed Emin Y�ld�r�m 1973 Erzurum Horasan’da do�mu�, çocuklu�u, gençlik döneminin bir dönemi oralarda geçmi�. Oralarda geçerken de medreselere ve normal örgün e�itime devam etmi�. 1989’da �stanbul’a gelmi�. �stanbul’da da yine ayn� süreci devam ettirmi�. Gözünü ilmin içerisinde açm��. �u ana kadar da bu alanla u�ra�an Allah’�n kulu bir karde�iniz. Tabii soruda “�lim d���nda” deyince ilim d���nda çok da söylenecek bir �ey yok. 3 çocuk babas�, vak�f ve e�itim çal��malar�n� devam ettiren, bundan dolay� da biraz yükü a��r olan yo�unlu�u fazla olan bir karde�iniz olarak kendimi böylece tarif etmi� olay�m.
Siyer alan�na yönelmeniz ve bu alana dair çal��malar yapma dü�ünceniz nas�l olu�tu?
Erzurum Horasan’daki gençlik sürecimizde medresede alet ilimleri dedi�imiz sarf-nahiv gibi gramerler ile u�ra��rken onlar�n yo�unlu�u bizi biraz yordu�unda ba��m�zdaki seydalardan baz�lar� -Allah kendilerinden raz� olsun- bizi rahatlatmak için “Hayatu’s Sahabe” diye bildi�imiz Kandehlevi’nin kitab�n� getirir, bize okurlard�. Dü�ünün o günlerde 13-14 ya��nda bir çocu�um ben... O okunanlardan inan�lmaz derecede etkilenirdim ve yine o günlerde kendi kendime bir karar verdim. Allah bana biraz f�rsat verirse ilmim olursa ben Sahabe-i Kiram efendilerimizi ve Sahabeyi yeti�tiren Efendimizi çok daha farkl� bir biçimde ö�renece�im, onlar�n dünyas�n� daha farkl� bir biçimde anlamaya çal��aca��m diye.
Elhamdulillah, art�k o günden sonra siyer alan�nda, Sahabenin hayat� ile alakal� elime geçen her türlü kitab� okumaya ba�lad�m. Ondan sonraki süreçte de bu okumalar�m�z� daha düzenli ve sistemli hâle getirdik. ��te o zamanlar “Allah’�m, bir f�rsat olsa bize bir yol açsan. Bir müessese kursak siyer alan�nda. Efendimizi hem daha iyi tan�ma hem de tan�tma noktas�nda bir hizmet yapsak.” dedim. Bizim gönlümüzde böyle bir ideal olu�tu.
Cenab-� Hakk’a sonsuz hamdler olsun. 2010 y�l�nda Allah bizlere öyle bir kap� açt� ve biz �stanbul Eyüp Sultan’da “Siyer Ara�t�rmalar�” diye bir merkez kurduk. Aradan birkaç y�l geçtikten sonra çal��malar� biraz daha uluslararas� düzeye ta��ma ad�na “Uluslararas� Siyer Ara�t�rmalar� ve Enstitüsü”nü kurmak nasip oldu. Bu alanda bizim beklemedi�imiz bir teveccüh ile kar�� kar��ya kald�k. Çal��malar daha da büyüdü “Siyer Vakf�” diye bir vak�f kuruldu… Elhamdulillah bugüne kadar geldi ama �imdi bana sorsan�z hâlâ bu noktada i�in ba��nda oldu�umuzu söyleyebilirim. Bu, bir mütevazilikten de�il, alan�n geni�li�inden kaynaklanan bir �ey. �n�allah karde�lerimizin gayret ve çabas� sizlerin duas� ile bizlerin himmeti ile umuyorum ki Efendimizin dünyas� ad�na yapt���m�z bu çal��malar daha da ileri bir seviyeye do�ru ta��nacakt�r.
Günlük hayat�m�zda öncelik s�ralamam�z de�i�ti. Tüketim toplumunda tükenmeden var olabilmek için gençler olarak öncelikle vazifelerimiz neler olmal�d�r?
Bu soru çok mühim. Hayat� böyle alt üst eden en önemli mesele de�er yarg�lar�n�n ve de�erler s�ralamas�n�n bozulmas�d�r. Biz de�er yarg�lar�m�z� ve de�er s�ralamam�z� Allah’�n kitab� Kur’an’a göre ve o Kur’an’�n en güzel yorumu ve en isabetli tefsiri olan Allah Resulü’nün beyanlar� çerçevesinde donatt���m�zda en isabetli �eyi yapm�� oluruz. Bugün insanl���n içine girdi�i bu ç�kmaz, f�trat�n bozulmas�ndan kaynaklan�yor. F�trat dedi�imiz �ey, Allah’�n hayata koydu�u yasalar�d�r.
�nsan�n bir yasas� var; insan�n iki temel kanad� olan erke�in bir yasas� var, kad�n�n bir yasas� var, topra��n bir yasas� var, çiçe�in bir yasas� var. Akl�n�za gelen varl�k içindeki her �eyin bir yasas� var. E�er biz bu yasalara uygun bir �ekilde de�erler s�ralamam�z� olu�turur ve de�er yarg�lar�m�z� da bunlar�n üzerinden �ekillendirebilirsek elbette do�ru ad�mlar atm�� oluruz. Onun için bizim bugün tekrar bu de�erler s�ralamas�n� ve de�er yarg�lar�n�n in�as� meselesini yeniden ele almam�z gerekiyor. Ele al�rken de temel k�stas�m�z�n Allah’�n kitab�na ve Peygamberinin sünnetine göre olmas� hakikatini de gözden kaç�rmaman�z gerekiyor.
Kur’an’da zamana çokça yemin edilerek vaktin ne kadar k�ymetli oldu�unu hat�rlat�lmakta. Müslüman bir genç 24 saatini nas�l de�erlendirmeli ve bereketli k�lmal�? Zaman kavram�n� nas�l anlamal�y�z?
Kur’an’�n üzerine yemin içti�i her �ey dikkatleri o �eyin üzerine çeker. Sizin de sorunuzda belirtti�iniz gibi zaman�n sadece belli bir alan�na de�il geceye, sabaha, ku�luk vakti gibi zaman�n farkl� alanlar�na da dikkat çekerek insana emanet edilen bu zaman�n de�erli ve bir o kadar da çabuk harcanacak bir �ey oldu�u gerçe�ini hat�rlat�r. Zaman sahip ç�k�lmas� gereken bir sermaye… Çünkü zaman� iyi de�erlendiren her �eyi elde edebilir ama zaman�n hakk�n� veremeyen hiçbir �ey elde edemez. Bundan dolay� da Müslüman�n zaten düzenli, tertipli bir hayat� olmas� gerekir. Günün 5 ayr� vaktine namaz�n yerle�tirilmesi de biraz günün ve zaman�n k�ymetini anlama ile ilgili bir hikmeti de ihtiva eder. Bu çerçevede bizim sünnet üzere bir gün taksimini ve disiplinini hayatlar�m�za ta��mam�z gerekir.
Ben burada özellikle genç karde�lerime bir hakikati hat�rlatmak istiyorum. Çünkü ben de gençlerin içerisindeyim ve bunu çok iyi gözlemleyebiliyorum. Uyku dedi�imiz hayat�n en önemli ihtiyac� olan bu büyük nimeti, sünnet üzere hayatlar�m�za ta��yamad���m�z için zaman bizim için çok bereketsiz bir hâle dönü�üyor. Uyku ahlâk�n� ö�renmek durumunday�z. Bu uyku ahlâk�n� ö�renirsek Sünnet üzere uyuyabilirsek o zaman günümüzü de sünnet üzere tanzim etme gibi bir imkân� elde etmi� oluruz. Böylelikle de bizim için 24 saat çok inan�lmaz büyük bir sermayeye dönü�mü� olur.
Ben konuyu daha da somutla�t�rmak istiyorum. Bir Müslüman için hayat, sabah namaz� ile ba�lar ve biz sabah namaz�nda biraz daha erken uyan�r�z ki o erken, bereketli vakitten biraz daha istifade edelim. Namazdan sonra da yatmay�z çünkü biliriz ki namaz sonras� vakit r�z�klar�n dünya semas�na indirilip insanlar aras�nda da��t�ld��� bir and�r. O anda bizim r�zk�m�z ne ise ö�renci isek ilimde, esnaf isek dükkan�m�z da o r�zk�m�z�n pe�inde ko�maya çal���r�z. Sabah� erken ve namazla ba�latan bir mümin zaten hayat�n� namaz�n üzerinde kurgular. Ak�am oldu�u zaman ahlâk kitaplar�m�zda geçen yats� namaz�ndan sonra çokça oturmaman�n, uyuman�n tavsiye edildi�ini biliriz. 11 ile 2 aras� derin ve kaliteli uyku için ideal vakitlerdir. Bu kadar uyuduktan sonra bir kalk�� var, biz buna teheccüd diyoruz. O teheccüdden sonra da biraz daha sabah namaz� vaktine kadar istirahat ederek tanzim etti�imiz zaman�n inan�n ki o bereketini çok güzel bir biçimde görece�iz.
Bir de biz hayat�n alanlar�n� da iyi programlamak durumunday�z. Müslüman�n disiplini hayat�ndaki bu program�na iktibas�yla belli olur. Ben özellikle arkada�lar�ma kesinlikle günlük, haftal�k, ayl�k, y�ll�k ve ömürlük hedefler koymalar�n� ve bu hedefler çerçevesinde de programlar belirlemelerini ve bu programlara uyma konusunda da oldukça hassas olmalar�n� öneririm. E�er bu konuda biz kendimiz i�in ba��nda biraz zorlan�r da böyle programl� ya�amaya al���rsak Allah’�n izniyle ondan sonraki süreç bizim için daha da kolay hâle gelmi� olur.
Bir program�n�zda “Efendimizin hayat�ndan bahsederken zamanlar ve zeminler üstü bir hayattan bahsetmi� oluyoruz.” dediniz. Bu sözünüzü biraz açar m�s�n�z?
�imdi bu sözün Kur’an-� dayana�� Ahzab Suresinin 21. ayeti. O ayet hepinizin bildi�i ayet َ
“Muhakkak ki sizin için Allah’� ve ahiret gününü elde etmeyi umanlar için Allah Resulünde güzel bir örneklik vard�r.”
Sadece ve sadece Allah Resulü’nün hayat�n�n tamam�nda insanl���n tamam� için laz�m olabilecek en temel k�staslar, ölçü alanlar� vard�r. Onun için Efendimizin hayat� zamana s�k��t�r�lacak bir hayat de�ildir. Zemine de s�k��t�r�lacak bir hayat de�ildir. Zeminden kast�m�z co�rafyad�r. Zamanlar ve zeminler üstü dedi�imiz zaman �u anda biz 21. as�rda �stanbul’da ya��yoruz. Seksen be�inci asra varsa da dünyan�n ömrü Allah Resulü’nün mesajlar� o günkü insanl��a da bir �eyler söyler.
Son Nebi olmas� dünyan�n sonuna kadar O’nun getirdiklerinin evrensel niteli�inin devam edece�inin i�aretidir. Zamanlar ve zeminler üstü dememiz, Allah Resulü bir zamanda ve bir zeminde ya�am�� olmas�na ra�men O’nun getirdi�i mesajlar�n zamana ve mekâna s�k��mad��� anlam�ndad�r. Dolay�s�yla böyle anlad���m�z zaman bizim Peygamberimizin miras� olan o nebevi mirasa kar�� yakla��m�m�z da daha s�hhatli ve daha sa�lam bir düzleme ta��nm�� olacakt�r.
�lim hayat�n�z�n ba�lang�c�na özellikle de siyer alan�na yönelmenizde etkili olan �ahsiyetler kimlerdir?
�lk soruda bahsetti�im medresedeki hocalar�m, Allah kendilerinden raz� olsun. Ben Erzurumluyum. Oran�n manevî dinamiklerinden say�lan Alvarl� Efe Hazretleri, O’nun peygamber a�k� ve çocukluk dönemlerimizde evlerimizde onun ilahilerinin, �iirlerinin okunmas�... Geriye dönüp bakt���m zaman yüre�imde bamba�ka bir iz olu�turdu�una �ahit oluyorum.
Sonra uleman�n bu konuda yazd��� kitaplar. Kandehlevi’nin “Hayatu’s Sahabe” kitab�, Sahabe sevgisine ait çok güzel �eyler olu�turdu bizde… Tan�d�kça Muhammed Hamidullah hocan�n ilim noktas�ndaki a�k�, o k�t imkânlara ra�men kendinden sonrakilerde sadaka olarak inan�lmaz bir eser b�rak�p giden As�m Köksal hoca efendi, Mevlana �iblî Numanî, Safiyyürrahman el-Mübarek Furi… Ad�n� �uan da sayamayaca��m onlarcas�n�n kitaplar�nda aktard�klar� o bilgilerle beraber, o sat�rlar�n içerisindeki peygamber a�k�, bizim de dünyam�za katk� eden �eyler oldu. Bu noktada bize böyle bir güzelli�i kazand�ran bütün hocalar�m�zdan, âlimlerimizden, ariflerimizden Allah ebeden raz� olsun.
Zorlu bir yola girmek fedakârl�k da gerektir. �yi i�ler yapmak ve ilme talip olmak için ne tür fedakârl�klarda bulunmal�y�z? Sizin hayat�n�zda fedakârl�k etti�iniz en önemli an nedir?
�öyle bir hakikati hiçbir zaman unutmamak laz�m; büyük �eyleri elde etmek isteyen, küçük �eyleri feda eder. Daha büyü�ünü elde etmek isteyen, elindeki büyük �eyleri de feda eder.
Burada gerçekten çok ciddi bir biçimde fedakârl�klar yapmak gerekiyor. Ben �stanbul’a geldi�imde on alt� ya��nda bir gençtim. Evimi, bark�m�, annemi, babam� terk ederek geldim ve y�llarca burada o zorluklara katland�k. Belli bir noktaya gelince burada art�k ilim ad�na istenilen �eyi elde edemeyince bu sefer �slâm co�rafyalar�n�n ba�ka yerlerine gidip acaba ilim ad�na bir �ey alabilir miyiz diye ç�kt�k. O günlerde evliyim, bir çocu�um var. Suriye’ye gittim, Ürdün’e gittim. Oralarda bir aray�� içerisinde bulunduk, olmad�. En son Gazzeli bir karde�imizin vesilesiyle M�s�r’a gittik ve be� y�l boyunca da M�s�r’da kald�m. �nsan�n kendi vatan�ndan ayr� olmas�, dostlar�ndan, arkada�lar�ndan, akrabalar�ndan ayr� olmas� bir fedakârl�k ister. �u kadar�n� söyleyeyim, her ay M�s�rdayken “Tamam. Bu ay son, dönüyorum.” diye bir kararla ç�k�yordum. Sonra ilmin hat�r�na katlanay�m diyerek, tekrardan di�imi s�karak duruyordum. Bu süreç be� y�l devam etti Elhamdulillah.
Fedakârl�k olmadan hiçbir �ey elde edilmiyor. Di�inizi s�kmad���n�z zaman kendili�inden bir �ey gelmiyor. Üstelik talip oldu�unuz �ey ilimse. �lim inan�lmaz nazl� bir nimet. Siz onun naz�yla u�ra�mazsan�z, onu koruma ad�na gayret içerisinde olmazsan�z, onu geli�tirme ad�na bir mücadele vermezseniz, onunla beraber ba�ka bir �eyi yüre�inizde tutmaya çal���rsan�z. �lim durmuyor hemen küsüyor, gidiyor, da��l�yor, unutuluyor. Onun için burada özellikle bu manada baz� fedakârl�klar� ortaya koymak gerekiyor.
Siyer alan�nda derinle�mi� birisi olarak, bu alanda ilerlemek isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Bu alanda ilerlemek isteyen karde�lerimiz özellikle siyerin ve �slâm tarihinin ana kaynaklar�n� çok ciddi bir biçimde okumal�lar. Tabii siyer kaynaklar�n� okuyabilmek için de siyerin ve Kur’an’�n dili olan Arapçaya biraz vukufiyet gerekiyor. Her ne kadar baz� kaynaklar Türkçeye tercüme edilmi� olsa bile, ciddi bir biçimde bu i�te belli bir seviye elde etmek isteyen birisinin ana kayna�� ana dilinden okumas�nda fayda var. Onun d���nda çok disiplinli ve düzenli bir okuma gerekiyor. Çünkü siyer da��n�k bir ilimdir. Onun için en ba�ta karde�lerimiz, neden siyer ö�renmeliyiz, sorusuna cevap vermemeliler. Bu i�in nedeni önemli.
Nedeni netle�ince ikinci bir soru gündeme gelecek; o da nas�l ö�renmeliyiz. Nas�l i�in usulüyle alakal� bir �eydir. Bu konuda bizim yapm�� oldu�umuz baz� çal��malar da var, karde�lerimiz o çal��malardan da istifade edebilirler.
Ondan sonra ki mesele kaynaklar meselesidir. Kaynaklar konusunda da haz�rlanm�� listeler var onlara müracaat edilebilir. Dolay�s�yla i�in nedenini anlay�p, nas�l�na ait de belli bir bilinç uyand�rd�ktan sonra Bismillah denir, bir ucundan ba�lan�r.
Ancak burada bir noktaya dikkat çekmek isterim. Karde�lerimizin gözünü korkutmak için de�il, meseleyi daha iyi anlayabilmeleri için. Üzülerek söyleyeyim, bizim akl�m�za siyer deyince hep belli tarihi malumatlar geliyor ama bu do�ru de�il. Asl�nda siyer dedi�imiz zaman Allah Resulü’nün hayat�yla alakal� olan her �eyi o meselenin içerisinde de�erlendirmek durumunday�z. Bugün hangi ilimden bahsedersek bahsedelim o ilmin merkez �ahsiyet ve ana kayna�� Resulullah’t�r . Hâl böyle olunca siyerin bütün ilimlerle çok ciddi bir irtibat� var. Onun için özellikle siyer alan�nda ihtisasla�may� dü�ünen karde�lerimizin asgarî di�er ilimlerden de haberdar olmalar� gerekir. �htisas dedi�imiz alana var�nca da bu i�in derinle�tirmesine dair yollar� iyi bir biçimde de�erlendirmek ad�na gayret içerisinde olmalar� gerekir.
Motivasyon son zamanlar�n en popüler kelimelerinden. Gençler için biz bu motivasyonu hak ve hakikat çerçevesinde nas�l sa�layaca��z?
Ben motivasyonumu Sahabeyle sa�l�yorum. Gençlere de ayn�s�n� tavsiye derim. �nsan yorulur, b�kar, üzülür, tembelle�ir, rehavete kap�l�r, unutur. �nsan çünkü. Bunlar�n hepsi bizim be�eriyetimizle alakal�. E�er biz önümüze model olarak e�er Sahabeyi koyarsak, Sahabe umutlar�n� kaybedenlere yeniden ümit olur, moralleri bozulanlara moral olur, güçleri azalanlara güç olur… Neticeyi itibariyle motivasyon ad�na size inan�lmaz bir katk� sa�lar.
�nsan�n duygular� çok çabuk de�i�ir. En ufak bir d�� etken, iç etken hemen ayarlar�n� bozabilir. Asl�nda Sahabe dedi�imiz o kutlu nesil insanlara ayar veriyor. Sizin o bozulan ayarlar�n�z� tekrardan düzeltiyor. Onun için ben gençlerime özellikle bunu tavsiye ediyorum. Kendileriyle Sahabe aras�nda çok canl� s�cak bir ba� kurmalar� gerekiyor. Bunun için bize bu noktada hayat�m�z�n �u andaki alanlar�na dokunacak, bu alanlar� tanzim edecek bir örneklili�e ihtiyac�m�z var. Bu örneklili�i kurdu�umuz da motivasyon konusunda onlardan çok �ey alaca��m�z kanaatindeyim.
Mesela, Âi�e annemizin ilim noktas�ndaki o elde etti�i sevgiyi ö�renmi� bir genç k�z�m�z asla bu noktada ba�ka bir örne�e tenezzül etmez. Hakikisini gördü�ü için art�k sahteleri ile vakit geçirmez. Sahabeyle biz en kalitelisini görüyoruz. Onlar bize kalite seviyesi miras b�rak�yorlar. Bizde onlara eri�me ad�na gayret içerisinde oldu�umuz zaman o motivasyonumuzu sürekli canl� ve zinde tutman�n mücadelesini ve gayretini vermi� oluyoruz.
Di�er insanlarla ileti�im konusunda zaman zaman güçlük çekiyoruz. Peki, insanî ili�kilerimize, ileti�im biçimimize Ashab�n penceresinden bakt���m�zda nas�l de�erlendirmeli, bu ili�kilerimizde neleri de�i�tirmeliyiz?
Biz Sahabeyi iyice tan�d���m�z zaman Sahabenin �öyle bir özelli�ini görece�iz: Çok zor bir mesele olan insan� anlama ve tan�mada müthi� örnekler onlar… Bizim �u anda ileti�imde ya�ad���m�z kazalar�n zeminin de yatan en önemli mesele beklenti itidalinde istenilen mutedil çizginin yakalanamamas� ve ili�kilerin sa�l�kl� yürüyebilmesi için olmazsa olmaz �art� olan mesafe meselesinin tam anlam�yla korunamamas�d�r. Sahabe bize bunu ö�retiyor. Onlar da bunu Allah Resulü ’den bunu ö�rendiler.
Kar��m�zdaki insan; hata edebilir, kusuru da olur, yanl��� da olur, ihanette edebilir. Ben de insan�m, ben de ayn� �eyi yapabilirim. Hâl böyle olunca ne kendim için ne kar��daki için insanüstü bir beklentiye giremem. Allah Rasulü hayat�nda bir sürü �eyle kar��la�t�. Bir tane �öyle bir ifade göremezsiniz: “Senden hiç böyle bir �ey beklemiyordum. Niye bana bunu yapt�n�z?” Çünkü Efendimiz etraf�ndaki herkesi insan olarak görüyordu. �nsan olarak gördü�ünüz zaman ileti�iminizde makul bir beklentiye girmi� olursunuz ve her insanla her i�in yap�lmayaca�� hakikatini ö�renirsiniz. Bir insan vard�r onunla ticaret yap�l�r ama h�s�ml�k yap�lmaz. Bir insan vard�r, dostlu�u çok iyi ama onunla kom�uluk yap�lmaz. Bunlar� çok iyi anlamam�z laz�m. Bunun için Sahabe dedi�imiz o hayatlar� bu çerçeveden anlad���m�z da insanî ili�kilerimizde mutedil davran�r, olmas� gereken tav�rlar� ö�renmi� oluruz.
Gençlere siyer alan�nda hangi kitaplar� okumalar�n� tavsiye edersiniz?
Kaynaklar çok ama gençlerimiz ilk kez siyer okuyacaklarsa biraz daha tarihi malumat� bilmeleri için Safiyyürrahman el-Mübarek Furi’nin “Hz.Muhammed’in Hayat�” kitab�yla ba�layabilirler. Onun üzerinden ben biraz daha meseleyi derinle�tireyim diyen karde�lerimiz Kas�m �ulul Hoca’n�n “Son Peygamber Hz. Muhammed” kitab�n� okuyabilir. Ben biraz daha ileriye gideyim diyen birisi ise As�m Köksal Hocaefendi’nin “Hz. Muhammed ve �slâmiyet” kitab�n� okuyabilir.
Ama özellikle e�er burada hoca kendi kitab�n�n reklam�n� yap�yor demezseniz “Neden ve Nas�l Siyer Ö�renmeliyiz?” kitab�n�n okunmas�n� tavsiye edebilirim. ��in ba�lang�c�n�n net olarak ö�renilebilmesi için. O kitab�n arka bölümünde siyer kaynaklar� ile de alakal� bir bölüm var. Orada da hem Türkçe hem Arapça kaynaklarla ilgili geni� bir malumat var. O malumat çerçevesinde ihtiyac�m�z ne ise o ihtiyaca binaen bir okuma yapmam�z en do�ru oland�r. Çünkü netice itibariyle zaman k�sa, okunacak �eyler çok. Her bir kitapta birer ilaç gibidir. Bizim hangi hastal���m�z varsa önceli�in o ilaca verilmesi gerekir. Bunun için de önce ihtiyac�m�z�n tespit edilmesi gerekir. Bundan sonra okumalar�n yap�lmas� en do�ru oland�r.
Söyle�i:
Hayriye Kar��
Kübra Nur Kay�r