22-03-2023 15:06

Pamak`tan Ramazan mesaj�

Mehmet Pamak`�n, Ramazan`�n anlam ve biz M�sl�manlar i�in k�ymetine dair �nemli nasihatlar i�eren mesaj�n� dikkatlerinize sunuyoruz...

Pamak`tan Ramazan mesaj�

De�erli karde�lerim

Kur’an ve oruç ay� Ramazan ay�n�n sizler ve ümmetimiz için hay�rlara vesile olmas�n� Rabbimizden niyaz ediyorum. Ramazan’�, hakk�yla ihya edip ar�narak ve vahiyle in�a olarak tamamlamay� Allah hepimize nasip etsin in�aAllah.

Ramazan vesilesiyle bir kez daha Kur’an’� hakk�yla tilavet edip Vahyin bizi diriltmesine f�rsat verelim.

Allah (c), insana “ruh” üflemi�, temiz bir f�tratla yarat�p canl�l�k kazand�rarak imtihan için dünyaya göndermi�tir. Bilahare de kendisine hidayet rehberli�i yap�p yol gösterecek vahyini (Ramazan ay� Kadir gecesinde “melekler ve ‘ruh’un indi�i” bildirilir) göndererek bu ikisinin bulu�up bütünle�mesini ve böylece “arzda halife k�l�p”[1] adaletle hükmetmesini istedi�i �slami �ahsiyetin olu�mas�n� istemi�tir. Bu sebeple, Kur’an’da f�trat ve vahyin bulu�up bütünle�mesi ve ikisinin aras�n�n kesilmemesi emredilmi�tir.[2]

Hem insana ilk canl�l��� (dirili�i) vermek üzere “ruh” üflendi�inin[3] ifade edilmesi, hem de vahyin de “Allah’�n emrinden olan ruh[4] olarak nitelenmesi birlikte ele al�nmal�d�r. Enfal Suresinde vahyin insanlar� diriltmek üzere geldi�i beyan� ise i�te bu irtibat ve bütünlük içinde de�erlendirilmelidir. “Ey iman edenler, size hayat verecek/diriltecek �eylere sizi ça��rd��� zaman, Allah’a ve Rasûlü’ne icabet edin”.[5]

Ramazan ay�n�n Kadir gecesinde Kur’an’�n inzal edilmeye ba�lanmas� suretiyle f�trat ve vahyin dünyada bulu�mas� sa�lanmasayd�, insan Rabbine ve kendine yabanc�la��r, yolunu bulamaz, karanl�klarda kaybolup ayd�nl��a ç�kamazd�. Yaln�z Allah’a kulluk yapmak üzere yarat�lm�� olan insana, bu kullu�u nas�l gerçekle�tirece�ini gösteren bir hidayet rehberi olan vahiy ile yol gösterilmi�tir. Allah’�n hudutlar�n� vahiyle belirledi�i bu Hak yolu, “s�rat-� müstakim”i takip etmeyenlerin, yani takvay� ku�anmayanlar�n ise, hevas�n� ilah edinerek fücura yönelece�i[6], �eytan ve dostlar�n�n i�valar� sonucu Hak yoldan uzakla�t�ran bât�l yollara[7] saparak tu�yana, “esfeli safiline” sürüklenece�i[8] ve sonuçta da ilahi azaba müstahak olaca�� uyar�s� yap�lm��t�r.

Bugün vahiyden uzak seküler Bat� insan�n�n, f�trat�n� da koruyamay�p nas�l insanî erdemlerini bile yitirdi�ini ve nas�l hayvandan a�a�� sürüklenip fesad� küreselle�tirdi�ini, nas�l adalet ad�na büyük zulümler ve insan haklar� ad�na büyük haks�zl�klar üretti�ini, vah�i katliamlara imza att���n� ibretle gözlemliyoruz.

Yani vahiy olmay�nca insan insanl���n� kaybediyor, karanl�klardan ayd�nl��a, zulümden adalete ç�karacak yolu bulam�yor. �slam ümmeti de, Kur’an’� terk edilmi� (mehcur) b�rakt�ktan[9] ve Rasûlün (s) güzel örnekli�inden uzakla�t�ktan sonra yolunu, istikametini ve izzetini kaybedip karanl�klarda kaybolmu�tur. Allah’a ve Rasûlüne itaati terk edince Tevhidî niteli�ini, zindeli�ini, ümmet olma vasf�n� ve sonuçta da vahdetini yitirip parçalanarak zillete sürüklenmi�tir.[10]

Ümmetin ve tüm insanl���n kurtulu�u, insanl�k onuruna yara��r bir bar��a ula�mas�, huzur ve adalete kavu�mas�, ancak Allah’�n Kitab�n� hakk�yla tilavet edip/anlamak ve ya�amak amac�yla okuyup hayata hâkim k�lmakla mümkün olabilecektir. “Kitab’� hakk�yla tilavet etmek[11] ise, kitab�n 23 y�lda ilmek ilmek dokuyarak in�a etti�i ilk hayatla ba� kurarak, yani vahyin ilk �ahidi olan Rasûlullah’�n (s) bize güzel örnek k�l�nan[12] prati�ini/sünnetini esas alarak okumakt�r.  Kitab� do�ru anlamak ve bugünkü hayata do�ru aktarmak da ancak böyle mümkün olabilecektir. Bu sebeple, Kitaba iman�n ön �art� olan onu hakk�yla tilavet etmek, nüzul sürecinde, nüzul ortam� içinde Rasûlün hayat�nda ete kemi�e bürünerek bize intikal eden bir kitap oldu�u bilinciyle onu o sürecin içinde ve bugünkü hayatla da ba��n� kurarak, anlamak, ö�üt almak ve ya�amak amac�yla okumakt�r.

��te Kadir Gecesinde, insanl��a ruh ve bilinç kazand�r�p yol göstermek ve �eytan�n tuzaklar�ndan korumak için inzal edilmeye ba�lanan vahiy ve Allah’�n insanlara merhameti gere�i gönderdi�i bu Kitap Kur’an’d�r. Karanl�klardaki insanl��a uzanan “Hablullah” (Allah’�n ipi) ve insanl��� karanl�klardan ayd�nl��a ç�karmay� hedefleyen Nur, Hak ile bât�l� ay�ran “Furkan” olan Kur’an, insanl��a “�eref” ve izzetini getirmi�[13], onu manevi anlamda ölüm halinden kurtar�p diriltmek üzere indirilmi�tir. Bu �erefine/vahye s�rt�n� dönen insan hayvandan a�a��ya dü�er ve ya�ayan ölü olur. Rabbimiz “�eref”imize sahip ç�karak vahiyle dirilen ve hayat�n� vahye uydurarak r�zas�n� kazanan mü’minlerden olmay� hepimize nasip etsin in�aAllah.

Gerçek oruç; yemek, içmek, cinsellik vb. nefsî arzular�m�za, temel ve vazgeçilmez ihtiyaçlar�m�za kar��, Allah’a teslimiyetimizin bir gere�i olarak ve sadece O’nun emri sebebiyle kendi irademizle mukavemet etme eylemidir. Özümüzde tevhidî bir ink�lâb� gerçekle�tirmenin, birey ve toplumun öz dönü�ümüne ivme kazand�rman�n güçlü bir vesilesidir. Zaaflardan ar�nman�n, Rabbimiz için mahrumiyetleri ve güçlükleri gö�üsleyebilmenin ve zorluklara mukavemet gösterebilmenin e�itimidir.

Tevhidî hayat�n, kulluk bütünü içindeki anlaml� ve do�ru yerinde duran oruç; �üphesiz ki, ar�nmaya yönelen nefisleri; deruni bir tefekkürle, özlerindekini tevhid istikametinde de�i�tirmesinin, itikâf s�rr�yla kendini sorgulay�p iç dünyas�n� yeniden dizayn etmesinin zeminine ve tezkiye, tekâmül, olgunla�ma atmosferine kavu�turur.

Oruç; ruhun ve kalbin Kur’an’�n nuruyla ayd�nlat�lmas�, mutmain hâle getirilmesi sonucunu elde etmek amac�yla bedenin açl�kla ve �ehevi arzulara s�n�rlar koyarak terbiye edilmesidir. Kulluk ve ibadet bilincimizi yükseltmek, iman�n, ar�nman�n, tekâmülün yolunu açmak, akleden kalbi harekete geçirmek, dünyan�n süslerinin azd�r�c� etkisinden, �ehevi arzular�n, hevan�n, h�rslar�n etki alan�ndan kurtulmak için bir terbiye yöntemidir. Be�erî, hayvanî arzular�, vahyin ölçüleriyle kontrol ve denetim alt�na alarak, nefsini ve Rabbini bilmenin bilincine vard�rarak insanla�man�n yolunu açar.

�nsan�n bedenine ve duygular�na birtak�m yasaklar getiren oruç, de�erlendirmesini bilenler aç�s�ndan da, akleden kalbi devreye sokman�n imkânlar�n� olu�turan, tefekkür, tekâmül ve derinle�menin kap�lar�n� ard�na kadar açan bir fonksiyona sahiptir. Ramazan’�n bu fonksiyonlar�n� icra edip bizi ar�nd�rabilmesi ve iç tekâmülümüze katk�da bulunabilmesinin, ancak, onu vahyin öngördü�ü yere oturtmakla mümkün olabilecek bir sonuç oldu�u ak�ldan ç�kar�lmamal�d�r.

Oruç; Kur’an’�n ortaya koydu�u hayat tarz�n�n içinde, ibadetler bütününün parças� olarak bir yer i�gal etmekte ve böyle anlam kazanmaktad�r. Ancak bu muhte�em kulluk bütününün içinde insan� ar�nd�rma, tekâmül ettirme, olgunla�t�rma ve Allah’�n r�zas�n� kazand�rma fonksiyonunu ifa edebilmektedir. Kur’an’la ili�ki do�ru ve sa�lam de�ilse oruç dâhil bütün ibadetler, insan�n tekâmülüne katk�s� olmayan formel uygulamalardan öte geçemeyecektir. Kur’an’la ba��n� sürdüren ve ibadetler bütünü içindeki anlaml� yerini koruyan oruç, insana kendini ve Rabbini bilmenin, sorumluluklar�n�n fark�na varman�n önünü ve imkânlar�n� açar. �badetler bütününden ve Kur’an’dan soyutlanm�� oruç ve di�er ibadetler ise, anlam�n� ve i�levini yitirerek, içi bo� bir forma dönü�mektedir.

Oruç dahil bütün ibadetlerimizde ve vahyi hayata hâkim k�lmada kendisine uymam�z gereken güzel örne�imiz, vahyin ilk �ahidi/modeli/örne�i olan Rasûlullah’d�r (s). Onun bu örnekli�i ve sünneti, Kur’an’� do�ru anlama ve ya�amam�z konusunda bize rehberlik etmektedir.

Rabbimiz Kur’an ay� Ramazan’� bu bilinçle ihya etmeyi, Kur’an’� do�ru anlay�p ya�amay� ve orucumuzu da di�er ibadetlerimizi de kulluk bütününü gözeterek bu bilinçle ifa etmeyi hepimize nasip etsin.

Dipnotlar:

[1] Bakara, 2/30

[2] Bakara: 2/27, Ra’d: 13/25

[3] Hicr, 15/28-29; Secde 32/7-9

[4] Nahl, 16/2; Mü’min 40/15

[5] Enfal, 8/24

[6] �ems, 91/7-10

[7] En’am, 6/153

[8] Tin, 95/5

[9] Furkan, 25/30

[10] Enfal, 8/46

[11] Bakara, 2/121

[12] Ahzab, 33/21

[13] Mü’minun, 23/71

YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !