Al�n size `�zg�r Suriye`
��te bu noktada �gidenin yerine neyin gelece�i� sorusu Suriye a��s�ndan da kar��m�za ��kmaktad�r. G�rebildi�imiz kadar�yla, muhtemel Baas sonras� d�neme ait iki yakla��m �ne ��kmaktad�r: ��zg�r Suriye� vizyonu ve ��slami Suriye� vizyonu.

Duygusal olmak iyidir. �nsan� merhamet sahibi yapar, empati kurmas�n� sa�lar, kat� kalpli olmas�na engel olur.Lakin fazlas�, insan� gerçeklikten kopararak ahmakl��a yol açar.Bak�n 2013 y�l� Mart ay�nda Suriye ile ilgili bir makale kaleme al�p islamvehayat.com sitemizde yay�nlam���m.O günden bugünlere dair ikazlarda bulunmu�um. Lakin kim dinler ki, hamaset ve sloganlarla yol almak varken. Bugün ya�ananlar, "özgür Suriye" söylem ve perspektifinin ac� neticeleridir.��te o makalemiz:“ÖZGÜR SUR�YE” M�, “�SLAM� SUR�YE” M�?Öncelikle �unu bir kez daha vurgulamak istiyorum ki, Müslümanlar olarak, dünyada her olup-biteni ABD projesi olarak gören komplocu zihin yap�s�ndan da, ba�ta ABD olmak üzere küresel �irk odaklar�n�n plan-projelerini görmezden gelen ve her �eyi hayra yoran safdirik yakla��mlardan da uzak olmam�z gerekir. Ki, “Komploculuk?” ba�l�kl� yaz�da bu konuya ayr�nt�l� olarak de�inmi�tik.Son y�llarda �slam co�rafyas�nda ciddi bir de�i�im-dönü�üm dalgas�na tan�k oluyoruz. Ba�ta Türkiye olmak üzere bölgede paradigmalar de�i�iyor, eski paradigmalara dayal� statükolar yerini yeni statükolara b�rak�yor. Bölgeye bir asra yak�n dayat�lan diktac�, militarist niteli�e sahip buyurgan/jakoben laiklik paradigmas� terk ediliyor, geride b�rak�l�yor.Peki bunun yerine ikame edilmekte olan nedir? ��te bugünlerde bizlerin as�l sormam�z ve pozisyonumuzu belirleme konusunda mihenk edinmemiz gereken soru budur. Gidenin yerine ne gelmektedir?Küresel güçlerin bölgeye “model” olarak sundu�u Türkiye üzerinden bu sorunun cevab�n� arad���m�zda gördü�ümüz �udur: Jakoben, Kemalist laiklik tasfiye edilmekte, onun yerine h�zla �l�ml� laiklik – �l�ml� �slam uzla�mas�na dayal� muhafazakâr demokrat bir laiklik (Anglosakson modeli temelinde) in�a ve ikame edilmektedir.K�sacas� giden bât�l�n bir versiyonu oldu�u gibi gelen de bât�l�n bir ba�ka versiyonudur. Allah’�n dini aç�s�ndan, tevhid akidesi aç�s�ndan bak�ld���nda aralar�nda hak-bât�l temel ayr��mas� aç�s�ndan fark bulunmad���n� belirtmek gerekir. Zira her iki paradigma aç�s�ndan da Allah’�n dini temel belirleyici, özne de�ildir. Biri Allah’�n dinini tamamen d��lamakta ve ona fiilen dü�manl�k etmekte, di�eri ise onu ancak bir ki�isel referans mesabesine indirgemekte ve o �ekliyle sistemin bir parças� k�lmaktad�r.Son y�llarda jakoben laiklik mantalitesinin tasfiyesi süreci üzerinden Türkiye’nin gidi�at�ndan �slami bir netice vehmedenler var aram�zda. Onlara bir süre önce �ahin Alpay’�n Zaman Gazetesinde yay�nlanan “Postmodern Türkiye’ye Do�ru” ba�l�kl� yaz�s�n� okumalar�n� öneririm.[1]Evet, ne olup-bitti�ini do�ru kavramdan ne yap�laca�� konusunda do�ru bir pozisyon almak mümkün de�ildir. ��te bugün bölgede ya�anan geli�meler konusunda Müslümanca bir tutum ve duru� sahibi olmak da, ya�anan geli�meleri ve trendi do�ru okumay� gerektirmektedir. Tabii onun da öncesinde bu ayart�c�, tektiple�tirici postmodern ça�da hâlâ tevhid akidesinde �srarc� olmay�, Âlemlerin Rabbi’nden ba�ka yol ve yöntem belirleyici tan�mamaya dayal� tevhidi duru�ta sabit kadem olmay� gerektirmektedir. Aksi halde, apaç�k bât�l süreçleri dahi “merhale” ad� alt�nda takdis edebilecek bir çizgiye gelmi�seniz yapabilecek bir �ey yoktur.“Arap Bahar�” sürecinin ilk ya�and��� yerler olan Tunus, M�s�r ve Libya’da süreç bilindi�i gibi statüko de�i�ikli�i ile neticelendi. Gidenin yerine neyin geldi�i de malum. Ala�a�� edilen diktac�, jakoben laik statükolar�n yerine, bugün küresel istikbar� temsil eden Bat�yla ve Bat�l� de�er yarg�lar�yla çat��mayan, hatta yer yer bu de�er yarg�lar�n� içselle�tiren, üç a�a�� be� yukar� “Türkiye modeli”ne benzer �ekilde �l�ml� �slam – �l�ml� laiklik ekseninde yeni statükolar te�kil edildi, edilmekte.Suriye’de ise, yar�m as�rl�k Baas diktas�na kar�� iki y�l önce ba�layan direni� süreci henüz fiili bir sonuca ula�abilmi� de�il. Baas diktas�n�n kitlesel katliamlar�na kar��l�k Suriye halk�n�n direni�i bir ölüm-kal�m mücadelesi �eklinde devam ediyor. Suriye halk�n�n kararl� direni�i kar��s�nda Baas diktas�n�n çok daha fazla tutunabilece�ini do�rusu biz pek mümkün görmüyoruz. Suriye’de de bir de�i�im süreci kaç�n�lmaz görünüyor.��te bu noktada “gidenin yerine neyin gelece�i” sorusu Suriye aç�s�ndan da kar��m�za ç�kmaktad�r. Görebildi�imiz kadar�yla, muhtemel Baas sonras� döneme ait iki yakla��m öne ç�kmaktad�r: “Özgür Suriye” vizyonu ve “�slami Suriye” vizyonu.Bugün, Suriye muhalefetinin diplomatik temsilcisi olarak küresel güçlerce de tan�nm�� olan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gibi olu�umlar�n ileri gelen isimlerinden yükselen sesler, “Türkiye modeli”ne uygun �ekilde Bat�yla ve Bat�l� de�erlerle uyumlu bir Suriye hedefini (Özgür Suriye) ifade ederken, Suriye içerisinde direni�in yükünü önemli ölçüde omuzlayan çe�itli �slami gruplar�n ise küresel istikbar�n vesayet ve himayesini ve Bat�l� de�er yarg�lar�n� reddeden bir “�slami Suriye” özlemi içerisinde olduklar� görülmektedir.Muhakkak ki �slami gruplar bu özlemlerini ancak güçleri nisbetinde, Suriye halk�ndan alacaklar� deste�e dayal� olarak kuvveden fiile geçirebileceklerdir. Aksi halde tepeden inmeci bir yakla��mla �slam’� hakim k�lmaya kalk��mak do�ru da, faydal� da olmayacakt�r. Ancak biz Müslümanlar�n her halükârda “�slami Suriye” hedefinden yana tav�r tak�nmam�z, bu çizgiye omuz vermemiz, bu çizgiyi öne ç�karmam�z gerekir.Akidenin, duru�un, vizyonun merhalesi olmayaca�� ve hiçbir �ekilde bât�ldan hakka giden bir yol olamayaca�� gerçeklerinden hareketle, “demokrasi ve özgürlük” gibi seküler Bat�l� kavramlar� bayrakla�t�ran ve küresel istikbara kar�� bir duru�u olmayan “Özgür Suriye” vizyonuna omuz vermekten titizlikle kaç�nmak ve “�slami Suriye” vizyonunun güçlenmesi için taraf olmak durumunday�z.“�nsani yard�m”lar�m�z�n yan� s�ra, bu aç�dan yapaca��m�z “�slami yard�m”lar�m�zla da Suriyeli karde�lerimizin yan�nda olmal�y�z.Dipnot:[1] Söz konusu yaz�n�n son paragraf� �öyle: “Belki Findley’den bir ad�m ileri gidebilirim: Her ikisi de Bat�’n�n liberal ilke ve de�erlerden etkilenen, laik ve �slami yenilikçi gelenekler aras�ndaki sentez, post-modern Türkiye’nin do�u�unun temellerini at�yor. Bu çok sanc�l�, ini� ç�k��l� bir süreç, ama farkl� dinsel inançlara ve etnik kimliklere sayg�l�, çok-kültürlü Türkiye’ye do�ru gidi� art�k gündemde.” (�ahin Alpay, Postmodern Türkiye'ye Do�ru, 6 �ubat 2013, Zaman)(�ükrü Hüseyino�lu - 22 Mart 2013 - �slam ve Hayat)
YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !