
Mehmet PAMAK
MAZLUM-DER GER�EKTEN "FABR�KA AYARLARINA" D�N�YOR MU?
Mazlum-Der, "Kurulu� �lkelerine" ya da "Fabrika Ayarlar�na" D�n�yor mu?
�LKAV'a y�nelik provokasyon sonras� ger�ekle�en haks�z g�zalt�lar sebebiyle y�llard�r ilk defa Mazlum-Der Ankara �ubesi ba�kan ve y�neticileri �LKAV'� ziyarete geldiler ve bu zulm� k�nad�klar�n� ifade ettiler. ��te bu vesileyle onlar�n haber vermesiyle Mazlum-Der'in genel merkez y�netimini de�i�tirmeye �al��t�klar�n� duydum. Ve bir s�re sonra da, yap�lan ola�an�st� kongrede genel ba�kan se�ilen Ramazan Beyhan'�n, gazetelere yans�yan a��klamas�nda, yeni d�nemde yol haritalar�n�n kurulu� misyonuna uygun hareket etmek oldu�unu s�yledi�ini, herhangi bir tarafa, iktidara, muhalefete yak�n durmak veya ��kar g�zetmek gibi bir �abalar� olmad���n� vurgulayarak “Bizim m�cadelemiz Mazlum-Der’in kendi fabrika ayarlar�na d�nmesidir." ifadesini kulland���n� ��renmi� oldum.
Gerek Ankara ve �stanbul �ubelerinin �LKAV'a y�nelik zulme de kar�� ��km�� olmalar� ve Ankara �ubesi yetkililerinin �LKAV'� ziyaretleri s�ras�ndaki "Mazlum-Der'in kurulu� ilkelerine geri d�nmek" istediklerine dair s�zleri, gerekse yeni genel ba�kan�n yapt��� a��klamada ifade etti�i "fabrika ayarlar�na d�nmek" beyan�, ilk bak��ta Mazlum-Der'in gelece�i i�in umutlu olmaya do�ru yeni bir ba�lang�c�n i�aretleri gibi alg�lanabilir. Ger�i ola�an�st� kongrede �ne ��kar�lan ve divan� te�kil eden isimlerin bir k�sm�n�n AKP �yesi, bir k�sm�n�n da AKP'den milletvekili aday� olmu� ki�iler olmas� ve bu kogrede se�ilen genel denetleme kurulu asil �yelerinin hepsinin AKP'li olmas� gelece�e dair umutlar� k�r�c� bir etki yapmaktad�r. Buna ra�men yine de uygulamay� bekleyip g�rece�iz. �n�aAllah Mazlum-Der'in yeni y�neticileri, bu "fabrika ayarlar�na d�nme" s�ylemlerinin alt�n� doldurarak kurulu� ilkelerine geri d�n��� sa�larlar ve AKP etkisine girmezler. Ancak daha i�in ba��nda "fabrika ayarlar�na d�n��"ten bahseden yeni genel ba�kan Ramazan Beyhan'�n 30. 03. 2017 tarihinde yapt��� ilk "Haftal�k �nsan Haklar� De�erlendirmesi"nde, �LKAV'�n ya�ad��� b�y�k insan haklar� ihlaline ve en son 29. 03. 2017 tarihinden itibaren de �LKAV internet sitesine eri�imin yasaklanmas� zulm�ne dair bir ele�tiriye yer verilmemi� olmas�, gelece�e dair umutlara g�lge d���r�c� ve dikkat �ekici olmu�tur.
Mazlum-Der'in Uzun S�ren Sek�lerle�meyle Kirlenmi� Zihnî ve Ameli Birikiminden "Fabrika Ayarlar�na D�nme" �radesi Do�abilir mi?
Mazlum-Der'in kurulu� ilkelerine d�n��� konusunda hay�rl� geli�melerin olabilmesi i�in baz� hat�rlatma ve uyar�larda bulunmak istiyorum. ��nk� Mazlum-Der'in bu hâliyle ve uzun y�llard�r ya�ananlar dikkate al�nd���nda bu b�y�k kirlenmenin i�inden, ilk kurucu iradede oldu�u gibi tevhidî bir duru�un ve samimi bir �slami iradenin ortaya ��kmas� neredeyse imkâns�z gibidir. On y�llar s�resince sek�lerle�mi�, demokratikle�mi� ve Bat� sek�ler insan haklar� anlay���n� �srarla prati�ine hâkim k�lm�� ve sonu�ta ya�ad��� gibi inanmaya ba�layarak bu anlay��� i�selle�tirmi� bir zeminde �e�itli kademelerde g�rev yaparak ya da bu anlay��a destek vererek kirlenmi� zihinler s�z konusudur. Ayn� yozla�ma zemininde y�llar�n� ge�irmi� ve ya�anan �slami, tevhidî ilkelere ayk�r�l�klara ciddi itirazlar y�kseltmemi�, m�cadeleler vermemi� ve bu m�cadeleyi 25 y�ld�r s�rd�r�rken yaln�z b�rak�lan ilk genel ba�kan ile hi�bir irtibat kurmam�� ve hi� de�ilse onun bu gidi�e kar�� verdi�i m�cadeleye en k���k bir destek vermemi�, hatta verme gere�i bile duymam��, tam tersine sistem i�i demokratikle�meyi eksen edinmi� olanlar�n yan�nda yer alm�� ki�iler, �imdi birden bire "fabrika ayarlar�n�" m� hat�rlad�lar? �stelik "fabrika ayarlar�na d�nmek"ten bahseden yeni genel ba�kan Ramazan Beyhan ibretlik bir a��klama yaparak “Bir y�l �nce kendi kurulu� misyonumuza g�re eksenin biraz kayd���n� g�rd�k."[1] diyerek daha sorunu bile kavramad���n� ortaya koymu�tur. Yakla��k 20 y�l� a�k�n bir zamandan beri kurucu ilkelerden uzakla�arak sek�lerle�mi� olan Mazlum-Der'in, sadece bir y�l �nce ve o da "biraz eksen kaymas�" ya�ad���n� s�yleyebilmesi "pes" dedirtecek bir hâl ve gelece�e dair umutlar� k�r�c� bir yakla��m de�il midir?
Bilindi�i �zere, ilk kurucu iradenin ortaya koydu�u �slami kimlikli, tevhidî �l��lere dayal� uygulama yakla��k bir bu�uk y�l s�rd�kten sonra yap�lan genel kurulda g�revi �hsan Arslan'a devretmi�tim. Bu devirden sonra maalesef �ok k�sa bir s�re istikamet korunabildi. Ancak daha sonra yeni y�netim ve �zellikle �hsan Arslan, Ali Bula�, Mehmet Metiner gibi demokratikle�erek savrulmu� "�slamc�"lardan etkilendiler ve onlar �zerinden de sol ve liberal kesimlerle ilkesiz ve �l��s�z ili�kiler kurdular ve d�n��meye ba�lad�lar. Onlar�n sek�ler entelekt�el birikimlerinden, medyadaki g�� ve imkânlar�ndan etkilendiler. Siyasal y�nden RP-AKP �izgisine do�ru meyletmeye, entelekt�el a��dan da liberal-sol kesimin Bat�l� insan haklar� anlay���na do�ru savrulmaya ba�lad�lar. Daha sonra da, �nemli �l��de K�rt sorunu hat�r�na �HD'le�me s�recinde h�zla yol ald�lar.
Bu gidi�, son d�nemlerde HDP/PKK �izgisine iyice yak�nla�maya kadar devam etti. Bu son nokta da, �yle hemen ger�ekle�medi. HDP/PKK �izgisine yak�nla�ma yakla��k 12-13 y�lda ger�ekle�ti. Bu s�reci ele�tiren, savrulmalara dikkat �ekip uyaran sadece ilk kurucu genel ba�kan m� olmal�yd�? Ama maalesef �yle oldu ve HDP'lile�meye g�t�ren s�re� herkesin g�zleri �n�nde ve dolayl� ya da do�rudan deste�iyle ya�and�. O s�re�te Mazlum-Der genel ba�kan� oldu�u halde PKK yanl�s� bir gazete olan �zg�r G�ndem'de yazd��� yaz�larla meselelere �slami bak�� yerine, bu �evrenin sek�ler bak���yla yakla�an ve �slam'� tahrif eden a��klamalar yapan Ayhan Bilgen, HDP/PKK'l�la�man�n ilk ta�lar�n� d���yordu. O s�re�te seyrederek ya da susarak dolayl� veya do�rudan destek verenler, gelinen noktada, tepelerden gelen talimatla oldu�u iddia edilen ve biraz da hukuku zorlayarak, �stelik bir�ok iyi niyetli �yenin de ma�duriyetine yol a�acak bi�imde bir m�dahaleyle derne�i ele ge�irmi� bulunuyorlar. Zâhiren g�r�nen manzara, HDP �izgisinden yeniden AKP �izgisine geri d�n�lmeye �al���l�yor intiba�n� uyand�rmaktad�r.
Mazlum-Der'in sek�lerle�ip demokratikle�mesinde, �stanbul Mazlum-Der'deki g�revi s�ras�nda �nemli fikri katk�lar� olan ve son d�nem AKP milletvekili adaylar�ndan Kemal �zt�rk de, ola�an�st� kongre sonras� yazd��� "Bir �nsan Haklar� Hikâyesi Mazlum-Der" ba�l�kl� yaz�s�nda Mazlum-Der'in kurucu ilkelerine ve kurucular�na ne kadar yabanc�la�t���n� ortaya koymu� bulunuyor. Mazlum-Der'in do�du�u zemini "muhafazakâr" bir �evre olarak tan�mlayacak kadar kafa kar���kl��� i�inde bulunan Kemal �zt�rk, "Derne�in ilk kurucu genel ba�kan� Mehmet Pamak, �lk�c� k�kenli bir muhafazakâr"d� diyebiliyor. �lk�c�yken muhafazakâr oldu�um do�ru, ama Mazlum-Der'i kurdu�umuzdan yakla��k 3 y�l �nce tevhidî imanla �ereflenerek m�slim ve m�'min kimli�ime kavu�mu�tum elhamd�lillah. Bireysel olarak namaz�n� k�lan anlam�nda bir "dindar" ve "milliyet�i muhafazakâr" olarak nitelenebilecek bu eski Hak-bât�l sentezcisi d�nemimde, Necmeddin Erbakan ve Alpaslan T�rke�'in ortak deste�iyle kurup kurucu genel ba�kan� oldu�um partinin ad�n�n bile, T�rke�'in "Milliyet�i �al��ma Partisi-M�P" teklifine ra�men, "Muhafazakâr Parti" olmas�nda �srar etmi�tim ve parti bu adla kurulmu�tu.
Kemal �zt�rk, sadece Mazlum-Der B�ltenlerini okumu� olsayd� bile, bizim muhafazakârl��� �slam d��� sayd���m�z� bilirdi. Mesela Mazlum-Der B�lteni'nin Kas�m 1991 tarihli 1. say�s�nda yer alan "�nsan Haklar� M�cadelesi ve M�sl�manlar" ba�l�kl� yaz�mda, tevhidî uyan�� �ncesinde kendini M�sl�man olarak tan�mlayanlar�n s���nm�� olduklar� "sa�c�, milliyet�i ve muhfazakâr" kimli�in onlar� sa�c� iktidarlardan yana bir �izgiye s�r�kledi�i i�in �slam'�n insan haklar� anlay�� ve m�cadelesinin geli�medi�ini belirterek �unlar� ifade etmi�im: "Yayg�n bi�imde son on y�ldan bu yana ivme kazanan ve insanl���n g�ndemindeki izzetli yerini alan ger�ek �slam'�, Kur'ani �slam'� tan�yanlar, bizim de yapt���m�z gibi �slam'la ba�da�mayan bu hal ve davran��lar� terk etmekte 'sa�c�l�k', 'milliyet�ilik' ve 'muhafazakârl�k' gibi gayri �slami isim ve platformlardan teberri ederek, onlar� reddederek, ger�ek �slami platformlarda yerlerini almaktad�rlar." Yani Mazlum-Der, muhafazakârl�ktan kurtulup Kur'ani �slam ile �ereflenmi� m�'minlerin, net bir �slami anlay��la ve �slami �l��leri belirleyici k�larak kurduklar� bir dernektir.
Bizler tevhidî kesim olarak Mazlum-Der'i kurarken Kemal �zt�rk'�n benimsemi� g�r�nd��� "muhafazakâr"lar da, RP ve BBP liderlerinin �nc�l���nde ve Recai Kutan ba�kanl���nda "Temel haklar ve H�rriyetler Derne�i"ni kurmu�lard�. Ba�lang��ta tevhidî �l��leri esas alarak ve muvahhidler taraf�ndan kurulan Mazlum-Der, bizden sonraki s�re�te tevhidî kimlik ve �l��leri i�selle�tirememi� olanlar taraf�ndan kurucu ilkelerinden kopar�larak muhafazakârl�k ile sek�ler demokrasi sentezi bir �izgiye do�ru d�n��t�r�ld�. ��te bu savrulma sonucunda Kemal �zt�rk'�n do�ru tespitiyle "Kimi siyasi bir s��rama ta�� olarak kulland� derne�i. Kimi ise siyasi intikam amac�yla derne�in ilkelerini zedeledi… Politize oldu, ��karlar �ne ��kt�. Y�llarca b�y�k bedeller �denerek olu�mu� sayg�n ilkeler �i�nendi, de�i�tirildi ve adaletli yakla��m kayboldu." Son se�imlerde AKP milletvekili aday� olmu� Kemal �zt�rk, i�te bu do�ru tespitleri yapt�ktan sonra da "Uzun y�llardan beri, derne�in ya�ad��� hukuk ve ilke sorunlar� y�z�nden ili�kimi kesmi�tim. �imdi yeniden umutland�m. Mazlumder'in eski g�nlerine, fabrika ayarlar�na d�nece�ini umut ediyorum."[2] diyor, ama maalesef kendisi de bu kurucu ilkelerden habersiz g�r�n�yor.
Son ola�an�st� genel kurula kadar Mazlum-Der GYK �yesi olan Mehmet Alk�� ise, Milat Gazetesindeki k��esinde �unlar� yazm��t�r: "Mazlum-Der'de birlikte �al��an ki�ileri kar�� kar��ya getirecek kadar birbirinden uzakla�t�ran sebeplerin anla��lmas�, hem d��ar�dan ilgilenenlerin anlamas�, hem taraf haline gelenlerin kendilerine ayna tutmas� bak�m�ndan �nemlidir: Bir tarafta; sistem i�i m�dahalelerle M�sl�manlara alan a�ma y�ntemini benimseyen iktidar�n tezlerine yak�n duran, en az�ndan kar�� ��kmayan, zaman zaman da yan�nda yer alan ve y�pranmas�na zemin olu�turmamak gerekti�ini d���nenler yer alm�� bulunuyor. Bunun �slam'a hizmet anlam�na geldi�ini, iktidara muhalefet etmenin �slam'a ve M�sl�manlara zarar verdi�ini d���n�yorlar. Di�er tarafta; as�l bu yakla��m�n �slam'a ve M�sl�manlara zarar verdi�ini, ilkesizli�i ve yozla�may� artt�rd���n�, M�sl�manlar�n tarafgirlikle de�il adaletle g��lenebileceklerini, g�� ve iktidar�n ayart�c� etkisinin say�s�z risk ta��d���na inananlar yer almaktad�r. Bunlara g�re, di�er d�nemlerde oldu�u gibi Mazlumder'in ilkesel duru�unu bu iktidar d�neminde de s�rd�rmesi gerekir. �ktidarla ayn� k�klere mensup olmak (Hâlbuki Mazlum-Der'in kurucu ilkeleriyle AKP'nin k�klerinin hi�bir ili�kisi yoktur. AKP en olumlu tan�mlamayla Osmanl� ve tasavvuf k�lt�r�n� laiklikle de uzla�t�rarak yeniden ihya etme hareketidir. Mazlum-Der'i kuranlar ise, hem bu tarihsel, geleneksel cahili birikimi vahiyle sorgulayan hem de modern cahiliye olan laiklik ve demokrasiye de uzak durup m�cadele eden bir tevhidî anlay��a sahipti. Belki Recai Kutan'�n kurucu genel ba�kanl���n� yapt��� Temel Haklar ve H�rriyetler Derne�i ile AKP'nin ayn� k�klere mensup olduklar� s�ylenebilir.-MP), yanl��lar�n� onaylamaya gerek�e yap�lmamal�d�r. Onlar� uyarmak, dikkatlerini �ekmek, yanl��tan vazge�meleri i�in �abalamak, hem M�sl�man olman�n hem sivil toplum kurulu�u olman�n gere�idir. �ktidara en ger�ek destek asl�nda b�yle davranmakt�r."[3]
��te iki uca yak�n iki ki�inin bu i�erden tespitleri birlikte dikkate al�nd���nda asl�nda Mazlum-Der zemininde keskin bir d�n���mle kurucu ilkelerden topyekûn bir uzakla�man�n ya�and��� kolayca anla��l�r. Bu y�zden b�yle bir zeminde "fabrika ayarlar�na d�nd�recek" bir iradenin ortaya ��kmas� neredeyse imkâns�z, en az�ndan bu hâliyle �ok zor gibi g�r�nmektedir.
Mazlum-Der ��indeki �ki U� Nas�l Olu�tu ve Neyi Temsil Ediyor?
Mazlum-Der'in savrulma s�reci b�t�nc�l de�erlendirildi�inde anla��lan odur ki, RP-AKP �izgisine do�ru demokratikle�erek sek�ler insan haklar� anlay���na kay�ld���nda sorun g�r�lmemi�, ancak bir g�n ayn� istikametteki gri �izgi a��larak daha koyu tonlu zul�mâta do�ru savrulmak suretiyle HDP eksenli davran�lmaya ba�lan�nca bir grup rahats�z olmaya ba�lam��t�r. Yani resmin b�t�n� dikkate al�nd���nda ve ge�mi� d�nem kendi s�reklili�i i�inde de�erlendirildi�inde, asl�nda Mazlum-Der i�inde sek�ler insan haklar� zemininde zul�mat�n gri ve koyu tonunu te�kil eden AKP �izgisi ile HDP �izgisi aras�nda derne�i ele ge�irme kavgas�n�n ve �irkin ayak oyunlar�n�n ya�anmakta oldu�una dair kanaatleri peki�tirecek bir�ok unsurun varl��� dikkat �ekmektedir. �zellikle K�rt sorununa yakla��mda iki ucun olu�tu�u ve ayr��man�n da daha �ok bu alanda yo�unla�m�� oldu�u anla��lmaktad�r. Bir u� K�rt sorununa yakla��mda PKK/HDP �izgisini takip ediyorlar denilmeye hakl�l�k kazand�racak kadar o �izgiye yak�n bir e�ilim i�ine girmi� bulunurken, di�er u� ise "K�rt sorunu yok" diyenlerin de i�inde yer ald��� ve iktidar eksenli olmakla itham edilmeye hakl�l�k kazand�rabilecek kadar eklemlenmi� ve biraz da kar���k bir i�erikle muhafazakâr bir e�ilimi temsil etmektedir.
Bu iki ucun e�ilim g�sterdikleri K�rt sorunu yakla��mlar�n� k�saca de�erlendirecek olursak: AKP'nin K�rt sorununa yakla��m�, ��phesiz ki, kendisinden �nceki b�t�n h�k�metleri a�an bir oranda g�rece olumlu olup daha �nceki d�nemlerde yap�lm�� bir�ok zulme bu d�nemde son verilmi�, gasp edilmi� bir�ok temel hak da bu d�nemde iade edilmi�tir. Ancak bu �nemli ve olumlu a��l�mlara ra�men, AKP bu �izgisini s�rd�rmekte zaaf g�stermi�, �nce ��z�m s�recinde PKK'ya ve siyasi kurulu�u olan partiye hak etmedi�i de�eri verip ��martm��, K�rt halk�n�n haklar� konusunu K�rt halk�n� temsil zaaf� olan bu zalimlerle pazarl�k konusu yapm��, sonra da onlar�n emperyalistlerin i�birlik�ili�ini tercih edip s�reci dinamitlemeye kalkmalar� y�z�nden "papaza k�z�p orucu bozarak" ��z�m s�recini tamamen terk etmi�tir. Hâlbuki ba��ndan itibaren ��z�m s�recini ger�ek hak sahibi olan K�rt halk� ile g�r���p, halk�n temsilcileri olan STK'lar�n, vak�flar�n, derneklerin, cemaatlerin temsilcileri, kanaat �nderleri ve b�lgede s�z� dinlenen din g�revlileri vb. halk temsilcileriyle y�r�tmek, gasp edilmi� haklar� ise pazarl�k konusu yapmadan tek tarafl� bir kararla iade etmek do�ru oland�. PKK ve yanda�lar�yla ise, sadece silah�n b�rak�lmas� ve �iddetin durdurulmas� konusu konu�ulabilirdi.
Ancak AKP'nin, ��z�m s�recindeki muhatab� do�ru tespit etmekteki hatas�n�n faturas�n� kendisine keserek, ge� de olsa PKK ve (�iddetle aralar�na mesafe koymayan) uzant�lar�yla ba�� kopar�p s�reci K�rt halk�n�n sivil temsilcileriyle s�rd�rmesi gerekirken, maalesef ��z�m s�recini tamamen terk etmesi do�ru olmam��t�r. Ayr�ca Robovski'de TSK u�aklar�n�n, �nce PKK'l� zannettik diyerek, sonra da ka�ak�� olarak niteledikleri silahs�z bir�ok �ocu�un ve gencin katledilmesinde rol� olan, ayr�ca K�rdistan'daki evlerin duvarlar�na "T�rk kan�nda bo�ulacaks�n�z" misali T�rk�� sloganlar yazarak yahut da �len PKK'l�lar�n cesetlerini askeri ara�lar�n arkas�na ba�lay�p sokaklarda s�r�kleyerek insanl�k d��� zalimce tahriklerde, a�a��lay�c� eylemlerde bulunan g�venlik g��lerinden su�lular� yakalay�p yarg�lamak yerine sahiplenmek ve hatta Robovski misalinde oldu�u gibi savunmak ve bu zul�mlerden dolay� K�rt halk�ndan �z�r dilemeye bile yana�mamak gibi �ok b�y�k hatalar yap�lm��t�r. �stelik, bu konularda uyarlarda bulunanlar da haks�zl�kla hemen PKK yanl�s� gibi karalamalara muhatap k�l�narak ilave bir hata daha yap�lm��t�r. Ayr�ca AKP'nin cezaland�rmay�p sahiplendi�i g�venlik kuvvetlerindeki, subay ya da polis i�indeki bu zalim provokat�r kadrolar�n, G�len ya da Ergenekon �etelerine ba�l� olabilecekleri gibi bir ihtimal de 15 Temmuz sonras�nda a��k�a ortaya ��km��t�r.
Di�er taraftan, T�rkiye ba��ndan itibaren Suriye K�rtleriyle, T�rkmenlerle kurdu�u gibi bir yak�nl�k kurup onlar� �rg�tleyebilse ve destek olabilseydi, b�lgeye Kandil ve Irak'tan gelen emperyalist destekli PKK/PYD g��lerinin zorbal�kla egemen olmas� �nlenebilirdi. AKP h�k�meti, bu konuda ard� ard�na bir�ok yanl�� yapt�. Bu hatalar sonucunda, Suriye K�rtlerinin, kendilerine on y�llarca zulmedip vatanda�l�k bile vermeyen zalim Baas y�netiminin i�birlik�isi oldu�unu bildikleri i�in hi� sevmedikleri �calan ve PKK'n�n hegemonyas� alt�na girmelerine sebep olundu. En b�y�k hata da, AKP h�k�metinin ABD ve AB'ye g�venerek Suriye'deki muhalifleri i� sava�a y�reklendirici bir tutum i�ine girmi� olmas�yd�. B�yle olunca, b�lge kaosa s�r�klendi, bir milyon masum insan katledildi, Suriye topyekûn yak�l�p y�k�ld� ve g�vendi�i emperyalist m�ttefikleri T�rkiye'yi 3 milyon m�lteciyle ba� ba�a b�rakt�lar. �stelik emperyalist Bat�l� ve Do�ulu m�ttefikleri T�rkiye'yi, silah deste�i verdikleri k�r �iddete tapan �rg�tlerle bir de arkadan vurdular. B�ylece, b�lgede PKK/PYD'nin kendisine egemen olaca�� bir alan yakalamas�n�n da �n� a��lm�� oldu. PKK'n�n ��z�m s�recini bozup yeniden sava�a ba�lamas� da Suriye'de �n�ne a��lan bu alan�n cazibesi ve emperyalistlerin sundu�u imkânlar sebebiyle oldu. Sonu�ta ise, AKP ��z�m s�recini durdurmakla kalmad�, giderek daha ulusalc� bir s�yleme do�ru da kaym�� oldu. Hatta 15 Temmuz'dan itibaren, neredeyse tamamen MHP'nin s�ylemleriyle �rt��en ve devleti bu sefer de; �zellikle de ��i�leri Bakanl���nda MHP'ye, TSK'da ise Do�u Perin�ek�i, Ergenekoncu, T�rk ulusalc�s� kemalistlere teslim eden bir konuma savrulmu� oldu. Bu gidi�le AKP, h�zla yeni bir "aldat�lmaya/kand�r�lmaya" do�ru s�r�klenmektedir.
Di�er ucun yak�n durdu�u PKK/HDP �izgisi ise, uzun bir zamandan beri art�k K�rt halk�n�n haklar�yla ba�� tamamen kopmu� bi�imde emperyalist devletlerin i�birlik�ili�ine, b�lgedeki emperyalist projelerin uygulamas� i�in tam anlam�yla ta�eron konumda bir tetik�ili�e do�ru kaym�� bulunmaktad�r. Bu �ylesine bir sapmad�r ki, yakla��k bir bu�uk y�ll�k bir zaman diliminde, K�rt halk�na hi�bir faydas� olmayan Kobani olaylar�ndan Hendek sava�lar�na kadar s�rf emperyalist devletlere u�akl�k yapmak ve emperyalist destekli PKK/HDP baronlar�na g��, iktidar ve rant teminini ama�layan ta�eronluklar u�runa yakla��k 15 bin civar�nda K�rt genci �l�me s�r�lm��t�r. Fakir mazlum K�rt halk�n�n gen�lerinin, emperyalizmin emrindeki T�rk ve K�rt sosyalistlerinin ve �ocuklar�n�n l�ks ve konforlu hayatlar�n� s�rd�rmeleri, rant ve g�� sahibi olmalar� i�in kolayca �l�me s�r�lebilecek malzemeler konumunda g�r�ld�kleri ispat edilmi�tir. Fakir K�rt halk�n�n mahallelerinde hendekler kaz�l�p hayatlar� mahvedilirken, y�zlerce kad�n, ya�l� ve �ocuklar�n sokaklara yerle�tirilmi� bombal� tuzaklarla ve �at��malarda �l�m�ne sebep olunurken, bu zalim baronlar hendek kazd�rmad�klar� "Dicle Kent" misali mahallelerde l�ks villalar�nda rahat i�inde ya�amaya devam ediyorlar, fakir K�rt gen�lerini bu hendeklere g�merken kendi �ocuklar�n� pahal� okullarda okutuyorlard�.
��te Mazlum-Der'in gerek �slami k�kleri, gerekse insan haklar� kurulu�u olmak �zelli�i itibariyle bu iki u�tan da uzakta vasat bir �izgide durmas� gerekiyordu. Ama maalesef, �slami kimlik ve de�erlerden uzakla�t�k�a bir k�sm� bir uca, bir k�sm� da di�er uca yak�nla�arak adalet vasat�n� kaybettiler.
Mesela âdil vasattan uzakla�arak ve �slam'a yabanc�la�arak PKK/HDP �izgisine do�ru kayan genel ba�kanlardan birisi de �mer Faruk Gergerlio�lu idi. Gergerlio�lu bu yabanc�la�man�n g�stergesi olarak �u ilgin� �eyleri s�yleyebilmi�tir:"Derne�i kurucu irade �slamc�l�k ise bat�da ve do�uda ayn� perspektifi koruyarak ilerleyebiliyor muydu? ... T�rk �slamc�l��� her sorunu dini referanslarla ��zmeye �al���yor, K�rt meselesinde de dini bir duru� ar�yordu. Ama unutulan ger�ek �uydu, K�rtlere yap�lan haks�zl�k dinî de�il, etnik bir haks�zl�kt� ve illa dinî g�r�n�ml� ��z�mler yerine ihlal bazl� ��z�mlerin gereken tedaviyi sa�layabilece�i ger�e�inin g�z ard� edilmesiydi. ��phesiz Kur'andaki �rk ger�e�i ve bir �rk�n di�erine �st�nl�k taslamama tavsiyesi �ok �nemliydi ancak konu �slamc�l���n zorunlu k�ld��� gibi sadece din eksenli bir ��z�m de�il, etnik sorunun t�m boyutlar�n�n anla��lmas�yla ��z�lecek boyuttayd�."[4]
Bu ifadelerin neresini d�zelteceksiniz? Bunlar, �slam'� bilmeyen, bu y�zden Allah'a teslim olmay� ba�aramam�� bir insan�n kafa kar���kl���n�n �r�n� olan c�mleler gibi durmaktad�r. Bir kere "�slamc�l�k" "M�slim" ile ayn� anlama gelmemektedir. Ancak M�slim/M�sl�man olmad��� halde M�sl�manlardan yana ya da �slam'� ve M�sl�manlar� koruma e�iliminde olanlar "�slamc�" olarak tan�mlanabilir. Bu ba�lamda mesela Mekke'de Rasulûllah'�n (s) amcas� Ebû Tâlip de"M�slim" olmad��� hâlde �slamc� olarak nitelenebilir. Kur'an merkezli bir akîde ve �slam anlay���na sahip olmas� gereken m�'minlerin kendilerini inzal edilmi� "M�slim" kavram� yerine emperyalist bir amaca hizmet etmesi i�in d��ar�dan Bat�l�larca �retilmi� olan "�slamist/�slamc�" gibi �retilmi� bir kavram ile tan�mlamalar� b�y�k bir ilkesizlik ve tutars�zl�kt�r. Bu bak�mdan Mazlum-Der'i kuran irade asla kendisini "�slamc�" olarak tan�mlamam��t�. Mazlum-Der'in kurucu iradesi "M�slim", Allah'a teslim olmu� bir irade, kimli�i ve dini de "�slamc�l�k" de�il, �slam idi. Gergerlio�lu �nce kafas�ndaki bu yanl�� alg�y� d�zeltmekle i�e ba�lamal� ve Mazlum-Der'in kurucu iradesini do�ru tan�maya �al��mal�d�r.
��te bu kafa kar���kl���n� d�zletmedi�i i�in Gergerlio�lu �u c�mleyi de kolayca kurabilmi�tir:"T�rk �slamc�l��� her sorunu dini referanslarla ��zmeye �al���yor, K�rt meselesinde de dini bir duru� ar�yordu." Hem haks�zl�kla Mazlum-Der kurucu iradesini "�slamc�" olarak niteliyor, sonra da buna sek�ler K�rt��lerden etkilenmi� kafa kar���kl���yla "T�rk" kelimesini ilave edip �slam'dan daha fazla uzakla�arak meseleyi iyice i�inden ��k�lmaz hale getiriyor. Mazlum-Der'in M�slim olan kurucu iradesi, Allah'a teslimiyetinin ve tevhidî iman�n en temel gere�i olarak evet "her sorunu dini referanslarla ��zmeye �al���yor, K�rt meselesinde de dini bir duru�" ortaya koymay� hedefliyordu. ��nk� tevhidî bir imana sahip olan M�slimler, �slam dininin hayat�n b�t�n alanlar�n� ku�atan h�k�mler ve �l��ler vazetti�ini, hak ve adalet �l��lerinin de inzal edilmi� vahiyle tespit edilmi� oldu�unu bilir ve b�t�n sorunlar�n ger�ek ��z�m�n�n de ancak bu h�k�mlerin hâkimiyetiyle m�mk�n olaca��na inan�rlar. Tabii ki, Allah'a teslim olmay�, M�slim olmay� anlayamam�� ve laik K�rt�� ya da liberal ve sol demokrat �evrelerle ilkesiz ili�kiler sonucunda etkilenerek zihinleri yabanc� kavram ve ideolojilerin i�galine maruz kalm�� olanlar�n tevhidî bir bak�� a��s�yla sorunlara yakla�malar� m�mk�n de�ildir. Bu sebeple, zihinleri sek�ler, laik k�lt�r�n i�gali alt�na girenler, din ile sosyal, toplumsal sorunlar�n aras�n�n ayr�lmas� ve dinin her �eye kar��t�r�lmamas� gerekti�ine inan�r hale gelmektedirler. Mazlum-Der'in sek�lerle�mesi de, bu zihnî savrulman�n sonucunda ger�ekle�ti.
��te bu zihnî yap�ya sahip laik, sek�ler paradigma �er�evesinde d���nenler bir de "Hak ve Adalet Platformu" kurduklar�n� ilan ederek Mazlum-Der'in kurucu ilkelerine ayk�r� bi�imde "laik demokratik bir anayasa" talebinde bulunuyorlar.[5] Aralar�nda yer alan Cihangir �slam, hem Mazlum-Der'in kurucu ilkelerinden ve �slami kimli�inin belirleyicili�inden haberdard�r, hem de birlikte yapt���m�z tefsir derslerinden vahyin Hak ve adalet kavramlar�na y�kledi�i anlam�, bu kavramlar�n �l�� ve s�n�rlar�n� ve bunlar�n sek�ler laik bir anlay��la asla ba�da�mayaca��n� �ok iyi bilir. Ke�ke bunlar� birlikte oldu�u bu ki�ilere de anlatsa temennisinde bulunaca��m ama anla��lan odur ki, maalesef Cihangir de ya�ad��� demokratikle�me de�i�imi sonras�nda onlar�n pe�ine tak�lm�� g�r�nmektedir.
Sorunlara M�sl�manca ve �slam'�n �l��leriyle bakamayan bu t�r zihinler, Gergerlio�lu'nun temsilinde bak�n daha neler s�yleyebiliyorlar: "K�rtlere yap�lan haks�zl�k dini de�il, etnik bir haks�zl�kt� ve illa dini g�r�n�ml� ��z�mler yerine ihlal bazl� ��z�mlerin gereken tedaviyi sa�layabilece�i ger�e�inin g�z ard� edilmesiydi." Bu ifadeler, asla bir M�sl�mana yak��mayacak son derece a��k bir laik yakla��m�n �r�n�d�r. �slam'�n h�k�mleri egemen oldu�u s�re�te b�t�n kavimler e�de�er muamele g�r�yorken, Bat� men�eli sek�ler, laik demokratik Bat� k�lt�r�n�n, ideolojisinin, dininin �r�n� �eytanî �rk��l�k, ulusalc�l�k mikrobunun �nce T�rklere, sonra da b�t�n b�lge halklar�na bula�mas� sonucu K�rt halk�na yap�lan haks�zl�klar, zul�mler s�z konusu olmu�tur. Yani �nceki d�nemde adaleti sa�layan da bir din olan �slam idi, daha sonra haks�zl���, zulm� ger�ekle�tiren de sek�ler, laik bir ideoloji/din idi. Evet, "Etnik haks�zl���" yapan sek�ler be�eri bir din/ideolojidir. Adaleti sa�lamak i�in ba�vurulmas� gereken evrensel âdil �l��leri vazeden de Allah'�n dini �slam'd�r. Bu sebeple, sorunlara yol a�anlar ya da bunlara sistem i�i g�rece iyile�tirme ��z�mleri �nerenler de be�eri din ve ideolojilerdir, sorunlara k�kl� ve âdil ��z�m getirmek isteyenlerin ba�vuracaklar� kaynak da ilâhi din olan �slam'd�r. Yani din d��� bir sosyal, siyasal, hukuki bir alan da, herhangi bir dinden kaynaklanmayan sorun da, dine dayanmayacak bir ��z�m de d���nmek m�mk�n de�ildir. ��te daha bu temel kavramlar� bile kavrayamam�� olanlar Mazlum-Der'de genel ba�kanl�k konumuna getirilince ya�anan b�y�k savrulma ka��n�lmaz olmu�tur.
�u c�mle de ayn� kafa kar���kl���n�n devam� olarak kuruluyor: "��phesiz Kur'an'daki �rk ger�e�i ve bir �rk�n di�erine �st�nl�k taslamama tavsiyesi �ok �nemliydi ancak konu �slamc�l���n zorunlu k�ld��� gibi sadece din eksenli bir ��z�m de�il, etnik sorunun t�m boyutlar�n�n anla��lmas�yla ��z�lecek boyuttayd�." Kur'an ile te�hiz olmu� ve Allah'a teslim olmu� bir zihin asla b�yle bir c�mle kuramaz. Luteftmi� beyefendi de Kur'an'�n �rk konusuna yakla��m�n� "�ok �nemli" bulmu�. Ancak Kur'an'�n h�k�mleri ve �slami �l��ler "etnik sorunun t�m boyutlar�n�n anla��lmas�na ve ��zmeye" yetmezmi�. Peki ��zer dedi�iniz ilke, �l�� ve de�erler hangi d���nce, k�lt�r ya da ideolojiye ait ise o da bir "din" say�lmaz m�? �nce de ifade etti�im gibi, din eksenli olmayan ne bir sorun alan� vard�r, ne de din eksenli olmayan bir ��z�m m�mk�nd�r. Bir de "�slamc�l�l���" �slam yerine kullanarak ve dinin/�slam'�n her �eye kar��t�r�lmamas� gerekti�ine inanan sek�ler zihnin kendi savrulmas�yla ilgili �u itiraf c�mlelerine bak�n:"�slamc�l�k MAZLUMDER'de insan haklar� perspektifinin geli�mesi �n�nde bir engeldi hep. Zira kendine M�sl�man bir anlay�� kendi kimli�i d���ndaki sorunlar� kendi ��z�m�yle ��zmeye �al��acakt� ve yapt��� yanl��� g�remeyecekti. MAZLUMDER'in bu anlamda bana �ok faydas� oldu, kafamdaki �slamc� �ablonun d���ndaki insan haklar� sorunlar�n� ve K�rt ger�e�ini g�rmeme yard�mc� oldu… �slamc�l�k �slam devletine giden yolu kriter alarak ilerledi�i i�in sorunlar�n te�hisi ve ��z�m�nde eksik ve geride kald�. Bug�n ya�anan sorun sadece K�rt meselesi de�il, insan haklar� anlay���n�n �slamc�l�k duvar�na toslamas� ve a�amamas� sorunudur… �nsan haklar� perspektifinin yeterince anla��lmamas�n�n temelinde dini iyice siyasal kimlik haline getirmi� olan �slamc�l�k vard�. �slamc�l�k bu kimlik yap�s�yla sorunlara gereken empati ve yakla��m�n yap�lmas�na engel oluyordu."[6] Bu c�mleler hakk�nda bir yorumda bunmay� bile gereksiz buluyor, vahye teslim olmam�� kar���k bir zihnin �retti�i bu sa�ma ve i�eriksiz c�mlelerin yorumunu okuyucuya b�rak�yorum.
Ancak ayn� yaz�s�nda Gergerlio�lu b�y�k bir haks�zl�k yaparak �unlar� s�yl�yor:"MAZLUMDER kuruldu�u y�llarda ideolojik gruplar�n her biri kendi dertleriyle me�guld�. Herkes kendi ma�durunun sorunlar�na ��z�m bulma pe�indeydi. Bu y�zden sol ve �slami kesimlerin de ayr� birer insan haklar� olu�tu. Ancak zamanla kurulan derneklerin i�eri�i ve hedefindeki insan haklar� ibaresi her iki derne�i de ideolojik g�zl�kleri b�rakarak ba�ka hatta kar��t kesimden ma�durlar�n sorunlar�yla ilgilenmeye, ortak platformlarda bulunmaya itti.""Daha �ok radikal �evrelerin �nc�l���nde ba�layan dernek, ya�anan ba��rt�s� krizleri dolay�s�yla sahada �nemli taban bulmu�tu. Ancak bu, dindarlar�n insan haklar� perspektifinin geli�mesinin kan�t� ve g�r�nt�s� de�ildi. Zira dindar i�in mesele �o�unlukla kendisine dokunan ihlaller idi." Bu ifadeler, Mazlum-Der a��s�ndan tamamen yalan ve iftiradan ibarettir. Evet sol ve liberal gruplar�n �HD'si sadece kendi kesimlerinin haklar�yla ilgileniyor, M�sl�manlara y�nelik zul�mleri, haks�zl�klar� g�rmezden geliyordu. Ancak bizler �slami kimli�in gere�i olarak b�t�n insanlar�n Rabbi olan Allah'�n h�k�mlerine teslim olunca kendili�inden Allah'�n b�t�n kullar�n�n temel haklar�n�n savunucular� olarak ortaya ��kt�k. Hatta bu durum sol kesimi de �ok �a��rtm�� ve ziyaretimize gelerek bu kadar âdil olabilmemizin sebebini sormak ihtiyac� bile duymu�lard�. Verdi�imiz cevapta; "Bizi bu âdil duru�a sevk eden Kur'an'd�r." diyerek, kendilerinin de Rabbi olan Allah'�n b�t�n kullar�na l�tfetmi� oldu�u temel haklar�n g�vencesi ve adil �ahidler olma sorumlulu�unu bize y�kledi�ini anlatarak vahyin mesaj�n� tebli� etmi�tik.O s�re�te kendilerine yap�lan i�kenceleri protesto edip ceza evlerinde ziyaret etti�imiz daha bir�ok solcu �ahsiyet Mazlum-Der genel merkezine gelip te�ekk�r etmi�ler, "zor durumumuzda bize sadece siz sahip ��kt�n�z" demi�lerdir.
Yani Gergerlio�lu'nun "Ancak zamanla … hedefindeki insan haklar� ibaresi her iki derne�i de (Yani Mazlum-Der'i de-MP) ideolojik g�zl�kleri b�rakarak ba�ka hatta kar��t kesimden ma�durlar�n sorunlar�yla ilgilenmeye,.. itti."ve "Zira dindar i�in mesele �o�unlukla kendisine dokunan ihlaller idi." s�zleri a��k bir iftirad�r. ��nk� ba��ndan beri Mazlum-Der b�t�n insanlar�n hukukunu savunarak ortaya ��km�� olup bunu sa�layan da onun iddia etti�i gibi "insan haklar� ibaresi" de�il Kur'an'd�r. ��te bu Kur'ani �l��y� kaybedip sek�ler, laik demokratik bir anlay��a savrulma s�recinden sonra adalet vasat�ndan uzakla�an uygulamalar olmu� olabilir. Nitekim daha sonraki s�re�te, K�rt sorununa ilk kurucu iradenin âdil ve vasat yakla��m�ndan da uzakla��larak sistem i�i iki uca do�ru kayma ya�anm��t�r.
Hâlbuki M�slim kimli�i ve Allah'a teslimiyetiyle tevhidî �l��leri ve �slami ilkeleri esas alan ilk kurucu irade, b�t�n meselelerde oldu�u gibi K�rt sorununda da vasatta duran, mutedil bir �izgiyi ortaya koymu�tu. Bu sebeple, egemen kavmiyet�ilikle ma�durun kavmiyet�ili�i aras�ndaki fark� g�zetse de, T�rk ya da K�rt ulusalc�s� kirliliklere kap� aralamamakta son derece titiz ve duyarl� olmakta �srar etmi�ti. B�t�n kavimlerin m�'minlerinin akîde ortak paydas�nda e�de�er ve sayg�de�er karde�ler, ayn� kavimlerin m�'min olmayanlar�n�n ise insan olmak bak�m�ndan "insanl�kta karde�"ler oldu�unu ifade ederek b�t�n insanlara hepsini yaratm�� olan Allah'�n l�tfetti�i temel hak ve �zg�rl�klerin ayr�m yapmadan g�vencesi olmay� esas alm�� ve dosdo�ru istikameti korumu�tu. Bu tevhidî �l��lere sadakat ve a��k �slami kimlik sebebiyle, K�rt sorununa adaletle yakla�an en ileri beyanlar, hatta zalim devlete kar�� mazlum K�rt halk�ndan ve haklar�ndan yana sert gibi alg�lanabilecek en net a��klamalar bile, hem de o s�re�te bu sorun ilk defa M�sl�man camian�n g�ndemine ta��nd��� halde, haks�z bi�imde yap�lan "K�rt��l�k" iftiralar�n�n �zerimize yap��mas�na sebep olamam��t�. Ancak �slami kimlik ve tevhidî ilkelerden uzakla�t�k�a, hem Mazlum-Der sek�lerle�me ser�veni sonunda K�rt sorununa yakla��mda �l��y� ka��rabilmi�, hem de �slami kimli�in belirleyici olmaktan ��kt��� bir Mazlum-Der i�in yap�lan "K�rt��" yaftalamas� daha kolayca �zerine yap��abilme imkân�n� bulmu�tur.
Mazlum-Der'in Kurucu �lkelerine ya da "Fabrika Ayarlar�na" D�nmesi ��in Ne Yapmak Gerekir?
Sek�lerle�ip �HD'le�mi� Mazlum-Der b�nyesinde, a��rl�kla K�rt sorununa yakla��m �er�evesinde olu�an iki ucun tart��malar�n�n i�eri�inde kurucu ilkeler konusunda tevhidî �l��lere at�f ya da �slami kimlik ve �l��lerin belirleyici k�l�nmas�na dair bir �a�r� yer almamaktad�r. Zaten "fabrika ayarlar�na", "ilk kurucu ilkelere" d�n��ten bahsedenlerin a��klamalar� da, asl�nda bug�n d��lanan HDP e�ilimli kanad�n da dilinden d���rmedi�i "iktidar ve muhalefeti temsil eden b�t�n partilerden ba��ms�z durmak" ve "zalim kim olursa olsun zalime kar��, mazlum kim olursa olsun mazluma yana olmak" gibi baz� sloganlar� tekrar etmekten �teye ge�memektedir. ��nk� belki de �o�unun bilmedi�i "kurucu ilkeleri" ya da "fabrika ayarlar�n�", bug�ne kadar hi�birisi ger�ekten merak etmi� de de�ildirler, ��renmek istediklerine dair bir i�aret de bulunmamaktad�r.
Bu sebeple hi�birisinin, bu ger�e�i ara�t�rmak ve i�in ba��nda bu iradenin olu�umunda �nemli rol� ve y�nlendiricili�i olan, daha sonraki sapma s�recinde de tek ba��na kar�� ��k�p �nce engellemeye, sonra da �slah etmeye �al��an kurucu genel ba�kan ile g�r��mek ve nas�l, hangi ilkelerle kurulmu� oldu�unu ��renmek gibi bir �abalar� olmam��t�r. �ki taraf da slogan atmakta ve kendi sek�ler �izgilerinin ezberlerini, i�erikten yoksun olarak g�ndemle�tirdikleri bu sloganlarla Mazlum-Der'in �z�ne aitmi� gibi g�stermeye �al��maktad�rlar. Bu y�zden "fabrika ayarlar�na d�n��"ten bahseden grup bile, bug�ne kadar yapt�klar� a��klamalarda, biraz �nce bahsetti�im birka� slogan d���nda, ilk kurulu�taki ilkelerin tevhidî i�eri�ine, �slam'�n insan haklar� yakla��m ve uygulamas�na dair tek bir c�mle kurabilmi� de�ildir. Y�llar s�resince sek�ler demokratik insan haklar� anlay��� ve uygulamas� ile kirlenmi� olanlar, �nce zihinlerdeki bu i�gale son vermedik�e, zihinlerini Bat�n�n sek�ler demokratik kavram, �l��, kuram ve kurallar�n�n i�galinden ar�nd�r�p tevhidî, �slami kavram, �l�� ve de�erlerle in�a etmedik�e, ne �slami bir insan haklar� anlay�� ve m�cadelesine y�nelebilirler, ne de Mazlum-Der'in kurucu ilkelerine, "fabrika ayarlar�na" d�nebilirler.
��te b�ylece, �nce ferdî planda ya�anacak tevhidî istikametteki bir zihnî ar�nma ve in�adan sonra Mazlum-Der'i "kurulu� ilkelerine" ya da "fabrika ayarlar�na" d�nd�rmek i�in yap�lmas� gereken ilk �ey, "derne�in dini olmaz" anlay���n� terk ederek, Mazlum-Der faaliyetlerinde �slami kimlik ve �l��leri belirleyici k�lmakt�r. Bunun i�in; �ncelikle insan�, Bat�n�n hayvanla�t�rma ve ilahla�t�rma aras�nda gidip gelen fikrî karga�as�ndan kurtar�p kulluk konumuna oturtarak vahye uygun bi�imde tan�mlamak, sonra da ilk kurulu�ta yap�ld��� gibi insan haklar� anlay�� ve m�cadelesinde Bat�'n�n sek�ler "demokratik hak" anlay��� yerine �slam'�n vahye dayal� "hak" anlay���n� ikame etmek gerekir. �nsan ve hak kavramlar� vahye uygun bi�imde yerli yerine konulduktan sonra da Bat�'n�n sek�ler "demokratik hak" anlay��� ile "�slami hak" anlay��� aras�nda �ok temel ve akîdevi farkl�l�klar oldu�unun ve ikisinin asla uzla�mayaca��n�n idrakine varmak gerekir. Hatta zahiren �rt���r gibi g�r�nen "can ve mal emniyeti" gibi temel haklarda bile bu haklar�n niteli�i, �l��s�, s�n�rlar� ve g�vencesi bak�m�ndan asla �rt��meyen �ok temel farkl�l�klar oldu�u ak�ldan ��kar�lmamal�d�r. Mazlum-Der'in savrulma s�recinde ise, Bat�n�n sek�ler insan haklar� hukuku ile �slam'�n insan haklar� hukuku aras�nda hi�bir fark bulunmad��� ve tam anlam�yla �rt��t�kleri yalan ve iftiras� at�larak �slam'�n anlay���n� tahrif eden a��klamalar yap�lm�� ve bunun i�in AB'den al�nan fonlarla finanse edilen bir projeyle din g�revlilerine y�nelik e�itim programlar� ger�ekle�tirilmi�ti.
Mazlum-Der B�lteni'nin May�s 1992 tarihli 4. say�s�nda "�slam ve Demokrasi Mukayesesi" ba�l��� alt�nda �unlar yaz�lm��t�: "�slam, ilâhî dindir. Demokrasi be�eri dindir. �slam, ilâhi bir d�zen, bir sistemdir. Demokrasi, be�eri bir d�zen, bir sistemdir. �slam'da, hâkimiyet kay�ts�z ve �arts�z ALLAH'�nd�r ve insanlar nihaî anlamda ALLAH'�n kanunlar�na tâbidir. Demokraside insanlar, egemen hemcinslerinin heva ve zanna dayal� bi�imde yapt�klar� kanunlara tâbidir. �slam'da iyilikler hâkim, k�t�l�kler mahkûmdur. Demokraside k�t�l�kler hâkim, iyilikler mahkûmdur." ��te Mazlum-Der, sek�ler demokrasiyi bu kadar ilkesel ve tevhidî �l��lerle de�erlendiren konumundan uzakla�t�r�lm�� ve sonraki s�re�te sek�ler demokrasiye ve Bat�n�n sek�ler haklar anlay���na do�ru d�n��t�r�lm��t�r.
Yine Mazlum-Der B�lteni'nin ayn� say�s�nda da yer ald��� �zere 1992 y�l�nda Azadi Gazetesi'nin o s�rada g�ndeme gelen anayasa de�i�ikli�ine dair "Yeni anayasa de�i�ikli�i �er�evesinde K�rt�e yay�n yapan �zel televizyonlar�n olu�mas�na izin verilmeli mi?" sorusuna Mazlum-Der Genel Ba�kan� olarak �u cevab� vermi�tim: "Bizler M�sl�man�z… bize g�re toplum hayat�na y�n veren t�m hukuki belgelerin referans kayna��n�n Kur'an olmas� gerekir. T�m insanl���n ve bu arada T�rk ve K�rt halklar�n�n da huzur ve refah�, d�nya ve ahiret saadeti, ancak t�m kavimleri e�de�er sayan, temel haklardan yararlanmada da ayr�m g�zetmeyen ve emaneti kavim ayr�m� g�zetmeksizin ehline veren �slami adalet sistemi i�inde m�mk�nd�r… ��te bu sebeple, vahyi belirleyici k�lmadan be�eri heva ve hevesler istikametinde haz�rlanan, Allah'�n vazetti�i evrensel de�er ve �l��leri, ahlaki esaslar� yok sayan anayasa d�zenlemelerini biz bizzat zulm�n kayna�� olarak g�r�yor ve temelden reddediyoruz. �slami sistem i�inde ise, �mmeti te�kil eden t�m kavimlerin dilleri, hem e�itim ve ��retim dili olarak kullan�labilecek hem de TV yay�n� da dâhil her t�rl� yay�n serbest�e yap�labilecektir. Do�rusu, g�zeli, Allah'�n ayetlerine ve f�trata uygun olan� da budur. Bu f�tri gereklili�e engel olanlar ancak be�eri zalim rejimlerdir."
Bizden sonraki s�re�te ve hâlen, Mazlum-Der y�neticileri kolayca "demokratik anayasa" taleplerinde bulunabilmekte ve �irke dayal� laik demokratik anayasalara "evet" ya da "hay�r" oyu verip vahye ayk�r� bir te�ri'ye kat�labilmektedirler. Mazlum-Der'in �slami kimli�i, vahyî �l��lere dayal� insan haklar� anlay���, Bat�n�n sek�ler insan haklar� anlay���ndan farkl�l�klar�, kurulu� sebebi ve dayand��� temel �slami ilkeleri, hem T�rkiye toplumuna ve bas�na deklare edildi, hem de �ngilizceye terc�me edilip uluslararas� insan haklar� kurulu�lar�na g�nderildi. Bu metin, Mazlum-Der'in kendi yay�n� olarak Mart 1991 y�l�nda yay�mlanm�� bulunan "�nsan Haklar� �hlalleri ve ��kence" adl� kitab�n giri�inde yer alm��t�r.
Mazlum-Der'in kurulu�unu takip eden ilk d�neminde, egemen laik demokratik sisteme, laik demokratik b�t�n partilere ve anayasas�na kar�� b�yle tevhidi bir bak�� a��s�yla mesafeli durulur ve bu zalim sisteme kar��, mazlum kim olursa olsun, b�t�n mazlumlar�n temel hak ve �zg�rl�kleri �slami �l��ler i�inde savunulurdu. �slami insan haklar� anlay���m�z�n Bat�n�n sek�ler insan haklar� anlay���ndan �ok temel ve akîdevi farkl�l�klar ta��d��� �zellikle vurgulan�r ve Hakk ile bât�l mutlaka ayr��t�r�l�rd�. Mazlumlar�n hak ve �zg�rl�kleri savunulurken ve kendi temel haklar anlay���m�z ortaya konulurken asla bât�l sek�ler paradigman�n ve Bat� k�lt�r�n�n kavramlar�yla konu�ulmaz, mutlaka kendi �zg�n kavramlar�m�z �ne ��kar�l�rd�. Bu bak�mdan, Mazlum-Der i�inde olu�an iki ucun yapt�klar� a��klamalarda alt�n� �izdikleri iktidara ya da muhalefete yak�n durmadan ba��ms�z �al��mak (�nemli olmakla beraber) asla yeterli de�ildir. Ayr�ca, Mazlum-Der'in sek�ler demokratik de�i�imine ve RP-AKP �izgisine do�ru meyletti�inde bu gidi�e yirmi y�l sessiz kal�p da ancak HDP'lile�me e�ilimi daha �ne ��k�nca itiraz etmek, asla ilkeli ve tutarl� bir tutum de�ildir. Sistemin b�t�n partilerinin sek�ler, laik ve demokratik olduklar�, bir k�sm�n�n zul�mat�n/(karanl�klar�n) en koyu tonunu bir k�sm�n�n da g�rece �zg�rl�k�� de olsa ayn� zul�mat�n gri tonunu te�kil ettikleri ve �irkin b�y�k bir zul�m oldu�u hakikati dikkate al�narak, hem t�m bu partilerden uzak durmak, hem de laik demokratik s�ylem, kavram ve modelleri de reddetmek gerekir. Ba�ta demokrasi, laiklik, liberalizm, sosyalizm ve ulusalc�l�k olmak �zere Bat�n�n sek�ler sapk�n paradigmas�n�n �r�n� olup insanl��a b�y�k ac�lar ya�atm�� bulunan modernitenin b�t�n kavram, model ve ideolojilerinden uzak durmak, kendisini tan�mlarken ve sorunlara yakla��m�n� anlat�rken �slam'�n �zg�n kavram, �l�� ve ilkelerini �ne ��karmak gerekir. ��te Mazlum-Der'in kurucu ilkelerinde, "fabrika ayarlar�nda" b�t�n bunlar vard�.
Bu sebeple, ilk kurucu y�netim kurulundan sonra derne�in ge�irdi�i b�y�k de�i�im �zerinde ciddi bir �al��ma yapmak ve bu b�y�k sapman�n nedenlerini tespit edip k�kl� bir tasfiyeyi ger�ekle�tirmek gerekir. Mazlum-Der'in ilk genel kurulu hari� ondan sonraki b�t�n genel kurullar, derne�in y�netimini ele ge�irmek i�in ger�ekle�tirilen dernek�ilik oyunlar�yla ge�mi�tir. Neden b�yle olmu�tur? ��nk� ilk y�netim ve kurucu irade, niyet ve eylemleriyle tamamen �slami bir zemine oturmu�ken, sonraki y�netim ve iradeler d�nyevile�mi�, sek�lerle�mi�, sonu�ta da dernek�ilik oyunlar� �ne ��km��t�r. B�ylece dernek zemini, kendi hizip hedefleri, farkl�la�an ideolojileri ve gelecek beklentileri u�runda kullanmak amac�yla derne�i ele ge�irmeye �al��an farkl� gruplar�n ��kar ve hizip kavgalar� alan�na d�n��m��t�r.
Kurulu� d�neminde ya�anan bir hât�ram� payla�mak suretiyle ilk d�nemin ruh halini anlatmaya �al��arak bu konudaki s�zlerimi tamamlamak istiyorum. Mazlum-Der'i kurdu�umuzdan �nceki s�re�te de, tek insan haklar� kurulu�u olan �HD'nin M�sl�manlara y�nelik haks�zl�klar�, insan haklar� ihlallerini g�rmezden gelmesi sebebiyle, eski d�nemimden gelen �evremi de kullanarak, ibadet bilinciyle, s�rekli haks�zl��a u�rayan M�sl�manlar�n yard�m�na ko�uyor, onlar�n haklar�n� savunmaya �al���yordum. Ancak bu bireysel konumda �ahsen s�rd�rd���m bir m�cadeleydi. ��te bu �aban�n kurumsalla�mas� ve s�rekli hale gelmesi amac�yla Mazlum-Der'i kurduk. Ancak derne�in fazla kadrosu olmay�nca, b�t�n i�ler �zerimde yo�unla��yor, hatta i� yo�unlu�u sebebiyle baz� geceleri bile dernekte ge�irdi�im oluyordu. Bu sebeple giderek dernek benimle �zde�le�iyor ve her �ey benden bekleniyordu. B�yle bir �al��ma temposunu uzun y�llar s�rd�rmek m�mk�n de�ildi. Ayr�ca derne�in ki�ilerle �zde�le�meyip kurumsalla�mas� ve bensiz y�r�meye al��mas� da �ahsen �srarla vurgulad���m �ok �nemli bir husustu. ��te bu sebeplerle yakla��k bir bu�uk y�l sonra yap�lan genel kurulda dernek genel ba�kanl���n� devretmeye karar verdim. Ancak devralmas� gerekenlerde bu y�k�n alt�na girmek bak�m�ndan teredd�t hâli ya�an�yordu. O g�nk� �artlarda en uygun isim olan �hsan Arslan'� genel ba�kan olmas� i�in ikna etmeye �al��t�m. Biraz da zorlayarak genel ba�kanl��� ona devrettim.
Hatta ilk genel kurulda baz� �yeler benim genel ba�kanl�kta �m�r boyu kalmam� bile teklif ettiler. Ama ben bunun bir ibadet ve hizmet alan� oldu�unu, ki�ilerin s�rekli kalmas� yerine ayn� ilkeler �er�evesinde ki�ilerden ba��ms�z bir kurumla�man�n gerekli ve �nemli oldu�unu ve s�reklili�in de ancak b�ylece sa�lanabilece�ini vurgulayarak derne�i yeni y�netime devrettim. Bu devirden sonraki g�nlerdeydi. Dernekte yaln�z ben ve yeni genel ba�kan �hsan Arslan oldu�u zamanlar oluyor ve ba�kan� arayan telefonlar geldi�inde, sekreter de olmad��� i�in telefonu ben a��yor ve arayana "say�n genel ba�kan�m�z� ba�l�yorum" diyerek �hsan'� ba�l�yordum. Bu durum �hsan'� �ok mahcup ediyor ve "Abi d�ne kadar benim genel ba�kan�md�n, bug�n ise bana sekreterlik yap�yorsun, beni utand�r�yorsun." diyordu. Bunun �zerine �hsan Arslan'a yapt���m a��klama ��yle olmu�tu: "Bak karde�im, i�te bunu anlad���n ve i�selle�tirdi�in zaman Allah'�n izniyle meseleyi tam olarak idrak etmi� olacaks�n. Biz burada dernek�ilik oynam�yoruz. �badet ediyoruz. Buras� bizim i�in, insan haklar� alan�nda sadece vahyin �l��lerini ve Rasûl�n g�zel �rnekli�ini esas almak suretiyle ve sadece Rabbimizin r�zas�n� kazanmak amac�yla yapt���m�z faaliyetlerimizin alan� olarak bir ibadetgâht�r. Bu sebeple, Rabbimiz kabul etsin, bu tevhidi bilin�le ve vahyî �l��lere riayetle burada sadece Allah r�zas�n� hedefleyerek yapt���m�z faaliyetlerimiz in�aAllah ibadettir. ��te bu ibadeti yaparken bazen imam oluruz, bazen de cemaat i�inde yer alarak yeni imama tâbi oluruz."
Ey Mazlum-Der yetkilileri! ��te bunu anlad���n�zda, bu ilk kurucu ruhu kavrad���n�zda, bu ibadet zemininde, nefislerin, �ahsi h�rslar�n azg�nl��� ve y�netimde yer almak �eki�meleri, derne�i ele ge�irmek kavgalar� yerine karde��e payla��m ve g�n�ll� g�rev de�i�imleri ya�anacakt�r. T�pk� benim �hsan Arslan'a g�n�ll� ve onu ikna ederek, hatta biraz da zorlayarak genel ba�kanl��� devretti�im gibi, kulluk sorumlulu�u i�inde g�n�ll� bayrak de�i�imleri ya�anacakt�r. �lkesizlik ve kimliksizlikle kafas� kar��m�� guruplar�n derne�i ele ge�irmeye ve birbirini tasfiye etmeye �al��an hizip kavgalar� yerine, ayn� ilkelere sadakat ve ibadet bilinciyle m�'minler aras� hizmet yar��lar� ger�ekle�ecektir.
(NOT: Bu yaz�, Mehmet Pamak'�n in�allah �ok yak�nda Ma'ruf Yay�nlar�ndan yay�nlanacak olan "�zzeti Yanl�� Yerde Aramak" kitab�ndan al�nt�lanm��t�r.)
D�PNOTLAR:
[1]http://www.omerfarukgergerlioglu.com/k8-basinda-ben/h1666-mazlumder-tamamen-iktidarin-gudumunde.html
[2] Kemal �zt�rk, "Bir �nsan Haklar� Hikayesi Mazlum-Der", Yeni �afak Gazetesi, 24. 03. 2017
[3]http://www.milatgazetesi.com/mazlumder-biterken-tesbitler-makale-109897
[4]�mer Faruk Gergerlio�lu, "Mesele MAZLUMDER de�il!..".
http://www.omerfarukgergerlioglu.com/k1-sivil-toplum-calismalarim/h1665-mesele-mazlumder-degil.html
[5]"Mazlum-Der eski genel ba�kanlar�ndan �mer Faruk Gergerlio�lu, Has Parti ve Mazlum-Der kurucular�ndan Cihangir �slam, AKP kurucular�ndan ve Ba�kent Kad�n Platformu �yesi Fatma Bostan �nsal, Ba�kent Kad�n Platformu �yesi Berrin S�nmez, �lahiyat�� �hsan Elia��k, Edip Y�ksel olmak �zere 20’den fazla ilahiyat��, siyaset�i, yazar Hak ve Adalet Platformu’nu olu�turdu." (http://www.insanhaber.com/referandum/hak-ve-adalet-platformu-kuruldu-h90365.html).
[6]"Mesele MAZLUMDER de�il!..". www.omerfarukgergerlioglu.com