��te `Tunceli Kanunu`
CHP`li Onur �ymen`in ��k���ndan sonra yeniden g�ndeme gelen Dersim olaylar�, asl�nda 1935 y�l�nda Tunceli Kanunu`nun do�urdu�u bir sonu�. Tunceli Kanunu ne i�eriyordu, ona bakal�m...

Tunceli Kanunu, isyandan önce ç�km��
Genelkurmay Harp Tarihi Ba�kanl���’n�n “Türkiye Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar” kitab�na göre, Tunceli’ye atanan vali-komutana asl�nda yasama, yürütme, yarg� erklerine ait yetkiler en geni� �ekilde verilmi�.
Meclis’teki ‘Demokratik Aç�l�m Paketi’nin ön görü�mesinde “Dersim isyan�nda analar a�lamad� m�? Kimse ‘analar a�lamas�n, mücadeleyi durdural�m’ dedi mi?” sözleriyle büyük tepki toplayan CHP Genel Ba�kan Yard�mc�s� Onur Öymen, Alevi derneklerinin ve ba�ta CHP Meclis Grup Ba�kanvekili Kemal K�l�çdaro�lu olmak üzere birçok partilinin “gere�ini yaps�n” sözlerine ra�men istifa etmedi. Ba�ta Genel Ba�kan Deniz Baykal olmak üzere CHP’nin tüm a��r toplar�n�n destek verdi�i Öymen, geri ad�m atmad�. Öymen’in ‘Ben fa�istsem Atatürk de fa�ist o zaman!” �eklindeki savunmas� ise evlere �enlikti.
1937 ve 1938 y�llar�ndaki Dersim isyanlar� s�ras�nda sadece ayaklanmac�lar�n de�il, Dersim ahalisinin de bu harekâttan a��r� �ekilde zarar gördü�ü zaten biliniyor. Son y�llarda neredeyse tamam� de�ifre olan Dersim’de ya�ananlarla ilgili resmî belgeler bunu çok aç�k bir �ekilde ortaya koyuyor.
Öymen’in ve partisi onaylad��� için CHP’nin bu skandaldan kendilerini kurtarmak için öne sürdükleri kurnazl�klara tak�lmadan, sadece 1935’te ç�kar�lan Tunceli Kanunu’na bakarak yap�lanlar�n ne kadar ‘fa�izan’ ya da ‘hukuki’ oldu�unu de�erlendirmek mümkün.
‘Demokratik Aç�l�m’a alternatif olarak ‘Dersim isyan�n� bast�ran kanl� yöntemi’ öneren CHP, bu despotik bak�� aç�s�ndan kurtulamad��� sürece, Sünni kitleden oy almakta zorland��� gibi önümüzdeki dönemde “arka bahçe” olarak gördü�ü Alevilerden de eli bo� dönecek görünüyor.
Dersim’de ya�anan kitlesel ölümler ve zulme yol açan uygulamalar, 25 Aral�k 1935 tarihli Tunceli Kanunu’na dayan�yor. Öyle maddeler var ki Öymen’in dedi�i gibi ‘analar�n a�lamamas�’ mümkün de�il. Denilebilir ki “�syan ç�km��; devlet tabii ki bast�rmak için ola�anüstü tedbirler alacak.” Ama durum hiç de öyle de�il. Çünkü isyan denilen hareketler, bu kanundan tam 1,5-2 y�l sonra ç�k�yor. Yani, dönemin hükûmeti Dersim’le ilgili dersini çoktan çal��m�� ve orada devlet hâkimiyetinin köylere kadar girebilmesi için a��r� �iddet kullan�m�, köylerin tahribi, insanlar�n zorla göç ettirilmesi de dâhil bir dizi ‘hukuki’ altyap�y� 2 y�l önceden haz�rlam��.
25 Aral�k 1935’te ç�kar�lan 2884 say�l� ‘Tunceli �linin �daresi Hakk�ndaki Kanun’, içerdi�i hukuk d��� maddelerle bölgede ya�at�lacak vahametin ipuçlar�n� gözler önüne seriyor. Kanuna göre Tunceli olarak ad� de�i�tirilen Dersim iline korgeneral rütbesinde bir zat vali ve komutan seçiliyor. Bu ki�i (General Abdullah Alpdo�an) ayn� zamanda te�kil edilen 4. Genel Müfetti�li�in de ba��na getiriliyor. Kanunda ‘vali-komutan’ olarak tan�mlanan bu yetkiliye verilen idari ve adli yetkiler inan�lmaz geni�likte tutuluyor. Dikkati çeken en önemli nokta ise böylesine anormal ve hukuk d��� maddelerin yer ald��� Tunceli Kanunu ç�kt���nda Dersim bölgesinde herhangi bir isyan�n olmamas�. Bilindi�i gibi Dersim isyan� bu kanundan iki y�l sonra (1937 ve 1938 y�llar�nda) ç�k�yor. Bu da yak�n tarih uzmanlar�nca dönemin CHP idaresinin Dersim konusunda ‘bir ön haz�rl�k’ içinde oldu�u �eklinde de�erlendiriliyor.
Tunceli’yi idare etmekle görevlendirilen vali-komutana asl�nda yasama, yürütme ve yarg� erklerine ait tüm adli ve idari yetkiler en geni� �ekliyle veriliyor.
38 maddeden ibaret ve son maddesinde 1 Kânunusani (Ocak) 1940’a kadar geçerli olaca�� belirtilen, daha sonra yürürlü�ü 1945’e kadar uzat�lan kanunda ‘korkomutan’ rütbesinde olaca�� belirtilen ‘vali-komutan’�n bakanlar�n sahip oldu�u yetkileri haiz oldu�u belirtiliyor.
2884 say�l� ‘Tunceli Kanunu’, 1935’te sadece Tunceli için Meclis’ten geçirilmi�tir. Bu yasaya göre kurulan s�ra d��� mahkeme isyanc� lider Seyit R�za ba�ta olmak üzere ‘Dersim olaylar�n�n sorumlular�n�’ ve s�radan Dersim köylülerini yarg�lam��t�r. Yani davalar, dönemin anayasas� gere�ince ülkenin her yerinde kurulu bulunan ‘normal’ mahkemelerde de�il, “Tunceli için” ç�kar�lan “özel” bir yasaya dayal� olarak “ola�anüstü �ekilde kurulmu�” bir “özel” mahkemede (Elaz��’daki Tunceli Mahkemesi’nde) görülmü�tür.
Bugün CHP üst yönetiminin Demokratik Aç�l�m’a alternatif olarak önerdi�i Tunceli Kanunu’na göre, san�klar�n avukat tutma, savunma yapma, temyize ba�vurma haklar� olmad��� gibi neyle suçland�klar�n� bilme haklar� bile yoktu.
Kanundan çarp�c� maddeler
(Tunceli Vilâyetinin �daresi Hakk�nda Kanun. Resmî Gazete ile ne�ir ve ilâm tarihi: 2 Ocak 1936. Say�: 3195. Meclis’te kabul tarihi: 25 Aral�k 1935)
Madde 9: Cumhuriyet müddei umumileri (savc�lar�) haz�rl�k tahkikat�nda hâkimlerin haiz olduklar� yetkileri kullan�rlar. Madde 11: Cumhuriyet savc�lar� ilk tahkikata lüzum görmedikleri i�leri iddianame ile do�ruca mahkemeye verebilirler. �lk tahkikat icras� kanunen mecburî olan suçlarda dahi savc�lar bu yetkiyi kullanabilirler. Madde 12: Dava aç�lmas� izne ba�l� olan i�lerde izin verme yetkisi vali ve komutan�nd�r. Madde 13: Hâkimin reddine dair dile�in kabul edilmemesine dair kararlar kesindir. Madde 15: �lk tahkikat s�ras�nda verilen tutuklama kararlar�na san�k taraf�ndan itiraz edilemez. Madde 18: Cumhuriyet savc�s�n�n iddianamesi san��a tebli� edilmez. Madde 21: �lk tahkikat s�ras�nda verilen tevkif kararlar�na maznun taraf�ndan itiraz edilemez. Madde 29: �lbayl�k (vilâyet) içindeki ceza mahkemelerinden verilen hükümler temyize tabi olmay�p kesindir.
Sürgün yetkisi
Savc�n�n hâkim yetkisine sahip oldu�u, zanl�n�n neyle suçland���n� bile bilme hakk�n�n olmad��� ‘kanun’un di�er maddeleri de birbirinden ilginç ‘hak’lar içeriyordu. Bunlardan baz�lar� �öyle:
(Madde 31): Vali ve komutan, emniyet ve asayi� bak�m�ndan lüzum görürse il halk�ndan olan fertleri ve aileleri il içinde bir yerden di�er bir yere nakletmeye ve bu gibilerin il içinde oturmalar�n� men etmeye yetkiliydi. (Madde 32): Vali ve komutan, herhangi bir �ah�s hakk�ndaki takibat�n ertelenmesine ve cezalar�n teciline de yetkiliydi. “Bu erteleme ve tecil zaman a��m� i�lemine mani olmaz”d�. (Madde 33): Asl�nda Meclis’e ait olan idamlar�n infaz� yetkisi de hemen orac�kta ifa edilebiliyordu: “�dam hükümlerinin vali ve komutan taraf�ndan teciline lüzum görülmedi�i takdirde infaz� emrolunur.” (Madde 35): Ki�inin aleyhindeki konularda ceza kanunu hükümlerinin “geriye yürümeme” ilkesi burada s�ra d��� bir �ekilde “Bu kanunun hükümleri makabline �âmildir.” denilerek geriye de yürütülüyordu. Kanunun 34. maddesi ise çok daha çarp�c�yd�: “Tunceli ili içinde oturanlar; Elaz��, Malatya, Sivas, Erzincan, Erzurum, Gümü�hane, Bingöl illerine geçerek Türk Ceza Kanunu’nun bu kanunla tespit edilen suçlar�n� i�ledikleri takdirde, i�ledikleri suç Tunceli ili içinde i�lenen suçlarla irtibatl� ise, bunlar ve bunlara yatakl�k edenler Tunceli ilindeki yetkili makam ve mahkemelerce bu kanundaki usule göre takip ve mahkeme olunurlar.”
Paraya ac�may�n
Genelkurmay Harp Tarihi Ba�kanl��� Resmî Yay�nlar�’ndan ç�kan “Türkiye Cumhuriyeti’nde Ayaklanmalar (1972)” kitab�n�n 491. sayfas�nda “1937 y�l�nda yap�lan Tunceli tenkil harekât�na dair Bakanlar Kurulu Karar�”, kitab�n 4 no’lu eki olarak yer al�yor. 4 May�s 1937 tarihli “Gayet Gizlidir” ibareli bu kararda “Son günlerde Tunceli’de vukua gelen hadiselere dair raporlar 4.5.1937 tarihinde Atatürk’ün ve Mare�al’in huzurlar� ile tedkik ve mütalaa edilerek a�a��daki sonuca var�lm��t�r.” deniyor. Köylerin tamamen bo�alt�l�p tahrip edilmesi ve “paraya ac�nmaks�z�n içlerinden adam kazan�lmas�” öngörülen kararda �u ifadeler yer al�yor: “Sadece taarruz hareketiyle ilerlemekle iktifa ettikçe isyan ocaklar� daimî olarak yerinde b�rak�lm�� olur. Bunun içindir ki silâh kullanm�� olanlar� ve kullananlar� yerinde ve sonuna kadar zarar veremeyecek hale getirmek, köyleri kâmilen tahrip etmek ve aileleri uzakla�t�rmak lüzumlu görülmü�tür. Not: Paraya ac�maks�z�n içlerinden çok adam kazan�p kullanmaya çal��mak lâz�md�r. Asl� gibidir. �mza.”
(Kaynak: Aksiyon)