13-05-2008 18:01

�slam ve siyaseti ayr��t�rmak, bat�n�n telkini

M�sl�man d�nyas�nda �slam`� `din�`, siyaseti `d�nyev�` olarak ayr��t�ran d�alizm, modern bir olu�umdur. Bu d�alizm, bat�l� paradigman�n ulusla�ma s�reciyle birlikte imal etti�i sek�ler doktrinin bat�-d��� toplumlara telkinidir...

�slam ve siyaseti ayr��t�rmak, bat�n�n telkini

�ktibas Dergisi'nin �slam ve siyaset ili�kisi konusunda haz�rlad��� soru�turma dosyas�na verilen cevaplar� yay�nlamay� s�rd�r�yoruz. M. K�r�ad Atalar'�n cevaplar�ndan sonra bug�n de Hamza T�rkmen'in cevaplar�n� ilginize sunuyoruz. ��te sorular ve Hamza T�rkmen'in cevaplar�: 

Sorular:

1. �slam, 'siyas�' karakterli bir din midir? 'Siyaset' olgusunu nas�l tan�ml�yorsunuz? Bu tan�m do�rultusunda �slam'�n siyaset olgusuyla ili�kisini nas�l kuruyorsunuz?

2. �slam'�n bir 'siyaset modeli' var m�d�r? �slam bir 'y�netim bi�imi' �nenir mi, yoksa �slam'�n bizatihi kendisi bir 'siyasal model' midir?

3. �slam'� bir 'din' (religion), siyaseti ise 'd�nyev�' (veya sek�ler) bir alan olarak g�ren yakla��m i�in ne d���n�yorsunuz? �slam'da din ile d�nyay� birbirinden ay�rmak m�mk�n m�d�r?

4. �slam ile siyaset aras�nda �zden bir ili�ki olmad���n� savunan tezi, �slami Uyan�� s�recini sekteye u�ratmak i�in 1990'l� y�llardan sonra h�z kazanan 'ku�atma' politikas� ile ili�kilendirmek m�mk�n m�d�r? Bu ba�lamda BOP ve Il�ml� �slam projesini nas�l de�erlendiriyorsunuz?

Hamza T�rkmen'in Cevaplar�:

1- Arap�a'da insanlar�n sevk ve idare edilmesi siyaset kavram�yla ifade edilir. Grek�e'de devlet ve �ehre ait t�m etkinliklere de politika denilir. Her iki kavram �er�evesinde de insanlar aras� ili�kiler �n plana ��kmaktad�r. �nsan�n �evresiyle olan zorunlu ili�kilerini nas�l ve hangi �l��lerle ger�ekle�tirece�i veya bu ili�ki t�rlerinin hangi de�erler temelinde toplumsalla�aca�� sorular�, hayat� nas�l anlamland�rd���m�zla da alakal�d�r.

Yarat�l���n ve hayat�n amac�, anlam� ve ak�beti ile ilgili sorular r��t ya��yla irtibatl� oldu�u kadar, hayat� anlamland�rmaya �al��an her iradeli insan�n da cevab�n� arad��� sorulard�r. Yarat�l��la ilgili iki cevap vard�r: �nsan ya kendili�inden varolu� halindedir, ya da bir yarat�c�s� vard�r.

Yarat�l�� s�z konusu ise, insan yarat�l�� amac�n� bilmek ister. Bunun i�in de, insan� yarat�p ba�� bo� b�rakmayan ve kurtulu� yolunu g�steren yarat�c�n�n, insan el�iler vas�tas�yla g�nderdi�i vahyi bildirimleri gere�i gibi kavramak ve �l�� almak gerekir. Hayat� ve temel ili�kileri vahyi temel alarak ��z�mlemek, ilahi adalete kendini a�makt�r ki, bu tutarl�l��a var�ld���nda, siyaset/politika konusu da temel ib�di bir g�rev olarak alg�lan�r. Hayat�n m��k�l�n� ve siyaseti ��z�mlemede vahyi belirleyici k�lan tutum, m�mk�n oldu�unca nefs� ve be�er� yorum ve ��karlardan ar�narak Allah'�n r�zas�n� �n planda tutar.

Ama insan, kendili�inden bir varolu� iddias�nda ise hayat�, hayat�n amac�n�; idari, sosyal, iktisadi vd. t�m ili�kileri de ben-merkezci bir ak�l kullan�m�yla ��zecektir. Kendili�indencilik, b�t�n insanlar kadar ak�l farkl�l��� ve y�zbinlerce galaksiden olu�an hayat�n anlam�n� insanlar�n iradesiyle s�n�rland�rmak demektir. Hayat� ve temel ili�kileri insan akl�n� mutlakla�t�rarak ��z�mlemek, be�eri bir ideoloji/hayat g�r���d�r ki, bu, siyaset/politika konusunda tiranl���n veya demokrasinin temelidir. Binlerce y�ld�r ne tiranl�k adalet ve esenlik getirebilmi�tir, ne demokrasi tiranlardan kurtulabilmi�tir.

Bir de yarat�c�y� ve vahiy olgusunu kabul etti�i halde, kendi nefsini ve �rfi hukuku �n plana ge�iren ve halk� vahye t�bi imi� gibi aldatan m�naf�k, fas�k veya m�fsid/bozguncu uygulamalar s�z konusudur. Hayat�n m��k�l�n� ve siyaseti ��z�mlemede gerek ink�r� ve ak�lc�l��� gerek nefsi ve be�eri �rf� �n plana ��kartan tutum, Makyavelizm tan�mlanmadan �nce de Makyavelizm'in kirli muhtevas�n� b�nyesinde ta��yordu ve bug�n de ta��maktad�r.

�slami literat�rde "din", hayat�n �ncesi, bug�n� ve gelece�i ile ilgili temel g�r�� anlam�ndad�r. Bu anlamda hayat�n anlam�, amac� ve ak�beti hakk�nda be�eri, metafizik veya ilahi temelli g�r�� bildiren t�m a��l�mlar/ideolojiler dindir. �lahi temelli dinler ise, o dinin esas�n� olu�turan vahiy olgusunun korunup korunmad���na g�re tasnifle�irler. Bu ba�lamda Yahudili�in ve H�ristiyanl��a d�n��t�r�len Nasranili�in temel kitaplar� tahrif olmu� ve korunamam��t�r. �slam'�n vahiy kitab� olan Kur'an-� Kerim ise korunmu�tur ve bu nedenledir ki Yarat�c�m�z'dan iletilen esas din; yani "Ed-Din", �slam'd�r.

�nsan ve toplum ili�kilerini vahiyle de�erlendirdi�imizde g�rece�imiz ger�ek, Allah Teala'n�n insan� yaratt���; ayn� zamanda hayat�n amac�n� ve anlam�n� ��zmek i�in yard�mc�s�z ve �l��s�z b�rakmad���d�r. Hz. Adem'le ba�layan insanl���n ser�veni, insan ve kavimlerin/toplumlar�n gayb�, sosyal, siyasal, ekonomik ili�kilerde vahyi �l��lere t�bi olup olmamalar�na g�re �ekillenmi�tir. �nsanlar�n nas�l sevk ve idare edilece�i vahyi �l��lere g�re m�'mince mi; dehri veya �irk �l��leriyle cahilce mi; �o�u yerde vahye zul�m kar��t�rarak m�naf�k�a veya m�fsit�e mi ger�ekle�tirildi�i vak�as�, siyasetin de kimli�ini belirginle�tirmi�tir.

�slam, siyasete g�re �ekillenen bir din de�il; akaidi, hayat�, iktisad�, siyaseti, sanat� vahye g�re �ekillendiren; vahiyden ve yarat�l�� f�trat�ndan yabanc�la�m�� her �eyi yeniden vahiyle �slah etmeyi ama�layan ilahi bir dindir. Yani siyaset �slam'� bi�imlendiremez; ama �slam siyasetin �l��lerini va'z eder ve siyaset�iyi Allah'�n �l��leri ve Kur'an'�n getirdi�i ahlaki ilkelerle y�nlendirir ve bi�imlendirir.

2- �slam, iman ve amel alan�nda Rabbimiz kat�ndan Kur'an ile bildirilen ilahi dindir; ayr�ca Kur'an'da baz� anlam� kapal� ama uygulamayla ilgili ba�lay�c� h�k�mlerin Hz. Muhammed (s) taraf�ndan �rneklendirilmesi veya a��klamas�d�r. �slam zul�m, h�rs�zl�k, zina, faiz, iftira gibi fah�a konusu olan k�t� amellerin cezaland�r�lmas� veya tasfiyesi; terazinin do�ru tart�lmas�, �ks�z, yetim ve muhta�lar�n korunmas�, emanetin ehline verilmesi, iyili�in yayg�nla�t�r�lmas� gibi salih amellerin ikamesi; ayr�ca ta�utlara, tu�yana, m�stekbirlere hak s�z� y�nelterek tebli� ile, gerekti�inde k�t'al ile kar�� ��k�p cihad yap�lmas�n� emreder.

�slam'da �er'i h�k�mlerin ve hadlerin uygulanmas�, �mmet i�in toplumsal adaletin sa�lanmas� ve d��man sald�r�lar�n�n veya zalimlerin def edilmesi i�in g�� ve h�k�m olgusunun zorunlulu�u �n plana ��kar. Kur'an'a g�re amelle�meyen s�z�n faydas� yoktur ve Rabbimiz de m�'minleri "Yapmayaca��n�z �eyi ni�in s�yl�yorsunuz" diye uyarmaktad�r. Kur'an'�n okunmas� "t�'lim" ve "�ehitlik/tan�kl�k" keyfiyetiyle, tebli�in �nemi de "salih amel"le anlam ve b�t�nl�k kazan�r. Rabbimizin M�sl�manlardan "��hedalar" olmas�n� istemesi, inan�lar�n� toplu olarak tan�kla�t�rmalar�yla ilgili bir emirdir. Zaten her bilin�li M�sl�man, bu konuda her namaz k�l���nda okudu�u Fatiha suresinde rabbimize "biz" diye yakarmaktad�r. Biz demek, i�lerimizi ��ra ile yapmak, emanetleri ehline vermek ve bizden olan y�neticilere/ulu'l-emirlere sahip olmak ve b�t�n bu vecibelerle birlikte hakk�n ve hakikatin toplu �ahitli�ini yaparak tebli� g�revimizi yerine getirmi� olmak demektir.

�slam m�'minlerin y�netimi ile ilgili, Kur'an k�ssalar�yla model roller g�sterir ve Rasulullah (s)'�n Sireti de model rol a��s�ndan en �nemli S�nnet alan�n� olu�turur; ayr�ca y�netimle ilgili Kur'an vahyi �l��ler bildirir. Bunlardan baz�lar� �unlard�r: ��lerin isti�are ile yap�lmas�, emanetlerin ehil olanlara verilmesi, ulu'l-emirlere itaat etme g�revi, itaatin boyutlar�, bir zul�m ve sald�r� s�z konusu oldu�unda toplu cevap verilmesi, sadakan�n toplanma �ekli ve tasnifi, hadlerin uygulanmas�, ihtilaflar�n nas�l giderilece�i, mele ve m�tref tak�m�yla m�cadele y�k�ml�l���, ��hedal�k g�revi vd.

Anla��laca�� �zere Kur'an'da y�netim veya siyasetle ilgili �ekilsel bir model yoktur; ama her zamana ve �artlara g�re kendini olu�turacak siyaset ve y�netim modellerinin uyaca�� olmazsa olmaz cinsinden vahyin bildirdi�i ilkeler vard�r. Bu ilkeler a��s�ndan bakt���m�zda M�sl�manlar�n y�netimi ister atamayla, ister se�imle olsun; y�netim otoritesi s�reli veya s�resiz bir zamanda ister tek ki�i ister konsey tipi olsun mutlaka M�'min ve M�'minelerin kat�l�m�yla ��ra temelinde belirlenmelidir. Kur'an'da ��ra g�revi dahi bir model olarak de�il bir ilke olarak bildirilmi�tir. ��ra modeli de�i�en �artlara g�re farkl� �ekiller alabilir; ama ��ra g�revinde as�l olan, i�in sahibi olan herkesin veya �mmetin genel y�netimi ile ilgili kararlarda t�m M�sl�manlar�n d���nsel/i�tihadi kat�l�m�n� sa�lamak veya sa�layabilmektir.

Rasulullah'�n Sireti'ndeki uygulamalar, bizim i�in vahyi ilkelerin nas�l tatbik edildi�inin en �nemli �rne�idir. Hz. Ebu Bekir (r) ile ba�layan ilk imamlar d�neminde M�sl�manlar g��leri yetti�i kadar bu ilkelere uymu�lard�r. Dolay�s�yla ilk imamlar d�nemi bizim i�in esas al�nacak �slami bir model de�il, y�netimle ilgili Kur'an'daki ve Rasulullah'�n S�nneti'ndeki Rabbimizden onay alm�� ilkelerin nas�l tatbik edildi�ini et�t edece�imiz bir sosyal laboratuar alan�d�r. M�sl�manlar�n i� b�nyedeki tarihi, vahiy nimetini ya�amla�t�rmak isteyenlerle, vahiy nimetine nank�rl�k edenlerin; yani �slah ve ifsad kutuplar�n�n aras�nda fikri ve fiili �at��malarla s�ren bir imtihan alan�d�r.
�slam �mmetinin Rasulullah'�n vefat�ndan sonraki ilk d�rt Emiru'l M�'min/�mam d�neminde pratik uygulamalar nassa g�re yorumlanmaya �al���lm��t�r. Ama �mametin Muaviye ile saltanatla�mas�yla birlikte nass, nefs� ve �rf� olana uydurulmaya ba�lanm��t�r. Bu ba�lamda "�slam siyaset teorisi"nin temelleri diye takdim edilen "Ahk�mu's-Sult�niyye" ve "Siy�setu'�-�er'iyye" diye �retiler veya takdim edilen �al��malar, bir esas� ifade etmezler; en fazla saltanatla�an siyaseti hem me�rula�t�rmaya hem iyile�tirmeye �al���rlar.
�slam'�n siyaseti, saltanatla�ma ve ifsad hareketlerinden sonra "El Tevhid ve'l Adl" veya "Ehli S�nnet ve'l Adl" denilen �slah ve k�yam hareketleriyle ortaya konmu�tur. Bu tevhidi ve vahyi ilkeleri yeniden hakim k�lma �abas�, tarihte �slah �al��malar� ile hep ta��nm�� -Kuzey Afrika ve End�l�s'teki �bn T�merd �nc�l���nde y�kselen Muvahhidler hareketi bunun en somut �rneklerindendir- ve bug�n de M�sl�manlara Allah'�n raz� olaca�� vahiy-temelli bir M�sl�man kimlik olu�turmaktad�r; sosyal, siyasal ve d���nsel planda da Hak'k�n ve adaletin tan�klar� olmak konusunda ink�lap�� ruh a��lamaktad�r.

3- M�sl�man d�nyas�nda �slam'� "din�", siyaseti "d�nyev�" olarak ayr��t�ran d�alizm modern bir olu�umdur. Bu d�alizm, bat�l� paradigman�n ulusla�ma s�reciyle birlikte imal etti�i sek�ler doktrinin bat�-d��� toplumlara telkinidir veya s�m�rgecilerin i�birlik�ileri arac�l���yla bizim d�nyam�zda g�ndemle�tirdikleri stratejik ve bat�l�la�t�r�c� bir pland�r. Bu plan�n "Sosyalist �slam, Liberal �slam, Sol veya Sa� �slam, Sivil �slam, Resmi �slam, Siyasal �slam" gibi a��l�mlar� da, M�sl�manlar�n tarihindeki saltanat sistemlerini "Ahk�mu's-Sult�niyye" ve "Siy�setu'�-�er'iyye" kitaplar�yla me�rula�t�rmaya �al��an "f�k�h��lar" veya saray ulemas� gibi; bug�n de modernist m�ellifler, liberal dindarlar, mill� dindarlar veya Kur'an'� veya Kur'an ahkam�n� tarihsel metne indirgemeye �al��an d�nk� muharref gelenek�iler gibi inan� �l��s�, akletme ve adalet tasavvuru bozuk tarihselci resmi ve sivil akademisyenler gibi destek�iler bulabilmektedir.

Bug�n T�rkiye dahil ad� M�sl�man olarak an�lan �lkelerin toplam askeri savunma b�t�eleri, sadece Avrupa'daki �spanya ve �talya'n�n askeri savunma b�t�esine bile e�it de�ildir. 1989 Berlin Duvar�'n�n y�k�lmas�ndan sonra NATO'nun d��man konseptine yerle�tirdi�i ve k�resel kapitalizmin 11 Eyl�l 2001 tarihinden sonra fiilen sava� a�t��� �slam ve M�sl�manlarla ilgili emperyalizmin, �slamiyat �al��malar� i�in ay�rd��� b�t�e ise, yine t�m �slam co�rafyas�nda din� organizasyonlar i�in ayr�lan finansmandan kat kat fazlad�r. M�sl�manlar� teb�-vatanda� konumuna d���ren ulus-devletlerin denetiminde �al��an dini okullar, fak�lteler, akademik kurumlar ve Diyanet Te�kilat� gibi dini otoriteyi elinde tuttu�unu iddia eden yap�lar�n e�itim ve k�lt�rel �al��malar�ndaki m�fredat ve programlar�, ulusal erk taraf�ndan belirlenip denetlenmekte, faaliyetlerine de ulusal b�t�elerin en �nemli dilimini ayr�lmaktad�r.

"�slam'da din ile d�nyay� birbirinden ay�rmak m�mk�n m�d�r?" gibi bir soruyu ulusal-d�n� kurumlarda �al��an insanlara "Ulus�uluk ile �slam ne kadar ba�da��r?" sorusu i�inde sormak gerekir. D�n saray ulemas�n�n inisiyatifini a�amayan gelenek�iler, Kur'an'�n b�t�n hayat�m�zda "H�di" olan yap�s�na ve �slam'�n hayat�n b�t�n alanlar�ndaki ifsad�/bozulmay� d�zeltmeye/�slaha d�n�k yap�s�na kulak asmazken; bug�n de ulusal devlet ve ulus�ulu�un getirdi�i sek�ler stat�leri a�amayanlar, �tekilerin, yani �slam d��manlar�n�n Kur'an'� ve �slam'� b�l�k b�l�k etmeleri gibi tevhidin temel konular�n� birbirinden ayr��t�rma stratejilerinin hamall���n� yapmaktad�rlar. Oysa �slam, itikad�yla ve siyasetiyle bir b�t�nd�r. �slam'�n toplumlar� d�n��t�rmeyi ve vahyin adaletiyle bulu�turmay� ama�layan tevhid akidesini ve s�nnetullah� gere�i gibi alg�lamay�p da "�slam� siyasi model" �retece�im diyerek yorumlar�n� dinin asl�ndanm�� gibi sunanlara g�sterilen itiraz; �slam'�n siyasi alana d�n�k y�z�n� nesh etmek anlam�na gelemez.

4- ABD, II. Payla��m Sava��'ndan sonra �zellikle kom�nist yay�lmay� engellemek i�in H�ristiyanl���, �slamiyeti, Yahudili�i, Hinduizmi veya Konfi�y�s��l��� kullanmak istedi. ABD, T�rkiye'yi Bat� Blo�u'na almak i�in demokratik yap�y� ve kontrol edilebilecek din ile bar��may� �n �art olarak ileri s�rd�. ABD, 1945'ten sonra a��r� laik Fransa'n�n liselerine laiklerin t�m itirazlar�na ra�men zorunlu din derslerini koydurttu. Ye�il Ku�ak Projesi kontrol edilebilir bir �slam'� tasarlam��t�; ama Kur'an'�n diriltici �z�, �slam� duyarl�l��� y�kselen insanlar� kontrol d���na �ekti. 12 Eyl�l 1980 darbesinin �slamizasyon politikalar� da a��lma istidad� g�sterdi�i i�in 28 �ubat 1997 darbesinde �HL'ler kapat�ld� ve ��renim hayat�nda ba��rt�s� yasakland�.

Kom�nist tehlikeden sonra ABD k�resel kapitalist d�nyada inisiyatifini devam ettirmek i�in d��man bulmas� gerekiyordu ki, o da bulundu ve �slam� geli�meler hedef tahtas�na konuldu. Ayr�ca k�reselle�en kapitalist sisteme d�nyada cevap �retebilecek tek dinamik g�� �slam'd�; bu nedenle onun potansiyel g�c� �iddetle veya uzla�mayla zay�flat�lmal�yd�.

Kapitalizmin �iddet politikalar� kan, katliam, i�kence ve s�m�r� boyutuyla g�r�lebilen bir durum oldu�u i�in anlat�m� kolay bir aland�r. Ama emperyalizmin as�l sinsi ve m�naf�k�a boyutu, M�sl�manl���n i�ini bo�alt�p, M�sl�manlar� kimliksel olarak post-modern bir hale getirirken, �ekli aidiyetlerine ve rit�ellerine izin vererek onlar� �zg�n siyasal talep ve d���ncelerinden uzakla�t�rmaya �al��mas�d�r. Yani emperyalizm, M�sl�manl���, zarf� �atafatl� ama i�i bombo� bir alt kimlik haline indirgemeye �al��maktad�r. Kendi �zg�n kimlikleriyle var olamayan ve da��lma psikolojisi ya�ayanlar ise, kendilerine sunulan art�klarla idare etmeye ve �teki ile kimliksel aidiyetlerini zay�flatarak veya uzla�arak var kalmaya �al��maktad�rlar. �teki ile kimliksel olarak uzla�may� �neren ve M�sl�manl�kla irtibatland�r�lan her bir proje, �slam'a ait de�il; m�dahane i�ine giren yani �irk unsurlar� ve cahiliye ile uzla�ma politikas�n� g�den ve kendini M�sl�man olarak takdim eden yozla�m��, ��z�lm�� ve tahrif olmu� niyet ve kimliklere ait bir durumdur.
�slam'�, her t�rl� zul�m, �irk ve cahiliyeye ve yabanc�la�maya kar��, yeniden vahiyle ve f�tratla bulu�man�n temel arac� olarak alg�layamayan insanlar, tabii ki itikadi alanda da, iktisadi, siyasi, sosyal, k�lt�rel alanda da bir uzla�may� ya�ayacaklard�r. ��te 21. y�zy�l�n k�reselle�mesine ayak uydurmaya �al��an "Sivil �slam" veya "Il�ml� �slam" s�ylemi ile kar��m�za ��kan ve �n� a��lan dindarlar�n durumu bu inhiraf� ifade etmektedir. Mehdici-Mesihci anlay��la, ulus k�lt�n�n i�ine �slam� de�erleri t�k��t�rmayla, kapitalist ekonomide kalk�nma yar���n� i�selle�tirmeyle, modernizmi yayg�nla�t�ran T�rk Kolejleri'ni "k�reselle�meye kar�� T�rkiye'nin cevab�" olarak sunan bir demagojiyle cemaatlerin dini duyarl�l�klar�n� g�z ya��yla ve infak anlay���yla de�arj etmeye �al��an bir inhiraft�r bu. Tabii ki y�z�n� k�resel kapitalizme d�nen bu dindarl�k, d�n nas�l ki sa�c� milliyet�i kimli�i ile T�rkiye'deki Tevhidi uyan�� s�recini �nce reformist, mezhepsiz, vahhabi sonra da siyasal �slamc�, �ranc� olarak itham ettiyse; �imdi de tevhidi uyan�� s�recinin tecr�besini Kur'an� mesaj� anlamak ve sosyalle�tirmek azmindeki �abalar� radikal, siyasal �slamc� hatta tamamen demagojik bir sapt�rmayla "Resmi �slam" olarak g�sterip d��lamaya ve g�zden d���rmeye �al���yor. Oysa en ideal "Resmi �slam" modeli, �tekilerin istemlerine g�re kurgulanan "Il�ml� �slam" veya "Sivil �slam" projesidir.

Bu zihniyet, d�n �ngiliz s�m�rgecilerinin emrindeki Ali Abdurraz�k gibi, Kur'an'�n siyaset alan�yla bir ilgisi olmad���n� belirtti�i gibi; bug�n de dini sadece din� rit�ellere ve mistik bir ahlak d�zeyine indirgemeye �al��m�� ve karanl�ktan nura y�neltecek vahiy-temelli ��hedal�k g�revi ile ilgili tek bir c�mle kurmam��t�r.

Bu zihniyet, d�n �ngiliz s�m�rgecilerinin emrindeki Ali Abdurraz�k gibi, Kur'an'�n siyaset alan�yla bir ilgisi olmad���n� belirtti�i gibi; bug�n de dini sadece din� rit�ellere ve mistik bir ahlak d�zeyine indirgemeye �al��m�� ve karanl�ktan nura y�neltecek vahiy-temelli ��hedal�k g�revi ile ilgili tek bir c�mle kurmam��t�r.

BOP Projesi, TC'nin e�g�d�m ba�kanl���nda Ortado�u'yu �zg�rl�k, insan haklar� ve demokrasi emperyalizmiyle dini reformasyona u�ratmay� hedefliyordu. Ama bu hedef Ortado�u'dan �nce AK Parti ile irtibat� olan Mili G�r�� ve Tevhidi uyan�� �izgilerinden gelen cemaatlere ve baz� kanaat �nderlerine uyguland� ve baz� d�n���mler de sa�land�.

Allah g�nleri insanlar aras�nda d�nd�rmektedir. T�rkiye tevhidi uyan�� s�recinin olu�turdu�u duyarl�l�k potansiyelindeki t�m kay�plara ra�men, bug�n m�cadele s�recimizde gayb� konularda, k�lt�rde, metodta, yerel ve k�resel sistemi tan�ma becerisinde �ok daha basiretli ve Kur'an temelli d���nen insanlar�n birikimleri ve birbirlerine y�nelttikleri zinde diyalog talepleri �n plana ��kmaktad�r. Bu y�nelim, nicelik olarak az, ama i�inde ya�ad���m�z co�rafyan�n tarihi s�reci itibariyle en itibarl� ve nitelikli tan�kla�ma potansiyelini ifade etmektedir.

 

YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !