��yer: Bizler t�m res�ller gibi �nce emin ki�iler olmal�y�z
�ktibas Dergisi`ne konu�an Yal��n ��yer: `Temsil bizim en temel sorumlulu�umuz. Bizler t�m res�ller gibi �nce emin ki�iler olmal�y�z. Bu toplum emin ve d�r�st insan hasreti i�inde. S�z�nde duran, insanlar� doland�rmayan, ahlaki s�n�rlar� g�zeten ve adab-� mua�erete riayet eden M�sl�manlara hasret. Bu konuda �ok yol almam�z gerekiyor.`

“Cumali Hoca” diye de tan�nan Yalç�n �çyer ile, Almanya’daki dâvet çal��malar� ve Avrupa’daki toplumsal durum, insanlar�n �slam’a bak���, �slam’a yönelimin ne düzeyde oldu�u, �slamofobi ve Avrupa toplumlar� üzerindeki etkisi, �slam dünyas�ndan gelip yerle�mi� gurbetçilerin yeni ku�aklar�n�n durumu gibi konularda söyle�i gerçekle�tirdik. Avrupa'da �slâm‘�nh�zla yay�ld���n� kaydeden �çyer, “Bunun sebebi insanlar�n ve özellikle dü�ünen insanlar�n demokrasi, sosyalizm, modernizm ve ça�da�l�k gibi izmlerin art�k mutluluk getirmedi�ine olan kanaat�. Almanya’da istatistiklere göre y�lda dört bin ki�i Müslüman oluyor. Ve ço�uda e�itimli kültürlü ki�iler” tesbitini yap�yor.
Almanya’da y�lda dört bin ki�i Müslüman oldu�unu kaydedenYalç�n �çyer:
Avrupa'da �slâm h�zla yay�l�yor
Söyle�i: �ükrü Hüseyino�lu / �ktibas Dergisi
Hocam y�llard�r Almanya'das�n�z ve �slami dâvet çal��malar� yap�yorsunuz. Almanya maceran�z�, ba�lang�c�ndan bugüne k�saca özetleyebilir misiz?
Kainattaki her �eyi emrimize veren âlemlerin Rabbine Hamdu senâlar etmek kulluk görevimizidir. Hamd etmeyi ya�ayarak bizlere Sünnetiyle ö�reten son Resûle, Ehl-i beytine ve Ashâb-� kiram�na salât ve selam olsun. Rabbim onlar�n yolunda gidenlerden raz� olsun, bizi de onlardan eylesin. Sözüme �u iki âyetle ba�lamak istiyorum, çünkü bu iki âyet buraya gelmemde çok etkili oldu. “...وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاًۙ .وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُۜ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِ فَهُوَ حَسْبُهُۜ اِنَّ اللّٰهَ بَالِغُ اَمْرِه۪ۜ قَدْ جَعَلَ اللّٰهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً
“...Kim Allah'tan sak�n�rsa, onun için bir ç�k�� yolu vareder.
Ve onu ummad��� yerden r�z�kland�r�r. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. �üphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her �ey için bir ölçü koymu�tur..”(Talâk, 65/2-3)
Almanya maceram �öyle ba�lad�. Ankara Demetevler lisesinde Din Kültürü ve Ahlak bilgisi ö�retmeniydim. Be� çocu�um vard�. Ankara’da çe�itli çal��malar yap�yorduk. Lise ve Üniversite çap�nda ö�renci evlerimiz vard�. 11 Eylül cuntas� ö�retmenlerin etmesi gereken bir yemin ç�kard�. Ben buna yemin demiyorum benim nazar�mda bu ‘bir dine veya ideolojiye �ehâdet etme’ anlam� ta��yordu. Bunu �irk kabul etti�im için istifa ettim. O zamanki yasalar gere�i üç ayl���na zorunlu askere götürüldüm, Mart 1983’te. �tiraz edip geç gitti�im için bir hafta ceza verdiler. Ve oradaki askeri yemine de itiraz edip protesto ettim ve elle bildiri yaz�p da��tt�m. Kim bu imzay� atarsa mü�rik olur dedim. Bu sebeple bir hafta daha ceza yedim. Benim bölü�ümdeki ço�u ki�i üniversite mezunuydu. �lahiyattan ve �slâm Enstitülerinden mezun arkada�lar, doçentler, müdürler…
Her hafta bir ki�inin hutbe versin diye aram�zda konu�tuk. �lk hutbe s�ras� bana dü�tü. Arkada�lar dediler ki “Yalç�n sen bu i�i beceriyorsun, hutbeleri sen ver.” Normalde yasak olmas�na ra�men arkada�lar�n da teveccühü ile bu görevi ben ald�m. Ard�ndan beni baz�lar� valiye ve Burdur müftüsüne �ikayet etmi�ler. Üç buçuk ay, bu ve benzeri sebeplerden baya maceral� geçti. Bu arada bizimle k�sa dönem askerlik yapan Almanya’dan gelen arkada�lar vard�. Cesaretli hutbelerime bakarak benden ders talep ettiler. Onlarla her gün ders yapt�k. Dediler ki “Hocam sizi Almanya’da görmek isteriz, orada çok ihtiyaç var. Seni oraya davet edelim.”
��te Almanya maceram�n ilk aya�� burada-Burdur'da-ba�lad�. Lakin iki sebepten dolay� kabul etmedim. Birincisi, �slâmi mücadelenin yerli olmas�na inan�yordum. Bu sebeple Almanya’ya hiç kimsenin gelmesine vesile olmad�m. O zamanki �slami dergilerin hepsine bir yaz� yollad�m. Yaz�m� sadece Mektup dergisi yay�nlad�. �öyle söyledim: “Kimse buralara gelmesin. Burada bir �ey yoktur.” Lakin Almanya’ya gelip buradaki ihtiyac� gördükten sonra fikrim de�i�ti. �kincisi ise o dönem Almanya’da ç�kan baz� dergileri takip ediyordum. Almanya’da Müslüman aileler aras�ndaki cemaat kavgalar� çok üzücüydü. Zaten 1971-1983 y�llar� aras�nda süren �slâmi mücadelemde çokça bu kavgalardan muzdarip olmu�tum.
Cemaatlar aras� kavgalardan nefret ediyordum. Ve halen ayn� kanaattay�m, hutbelerimde herhangi bir cemaata at�p tutmam, tarafgir olmam. Onun için red ettim. Askerlik bitince Ankara’ya geri döndüm. Birgün Almanya’dan bir mektup geldi. Dortmund Üniversitesindeki ö�rencileri ve Müslüman çocuklar� okutmak üzere davet edildim. Hüseyin Kamil abimiz vard�, dedi ki “Yalç�n gitme.” Hüseyin abi, hem Türkiye’de ve hem de Almanya'daki Milli Görü� hareketinin banilerindedi. Hatta Cemaleddin Kaplan’� da o oraya davet etmi�ti. Ve benim gelmemi istemedi. Dedim “Bir gidip bakay�m, iki üç ay sonra geri gelirim.” Böylece 29 May�s 1986 y�l�nda Almanya maceram ba�lad�. Köln’e Cemaleddin ve Polat Hocalar�n �slâm merkezine geldim. Beni 1 Haziran'da Essen'de küçük bir mescide yollad�lar. O tarihten beri, yani 34 y�ld�r ayn� adreste çal��malar�m�za devam ediyoruz. Almanya’ya geldi�imgünden beri yer de�i�tirmeyen ve çizgisini de de�i�tirmeyen hoca derler bana.
Dâvet çal��malar�n�zdan k�saca söz eder misiniz? Çal��malar�n�z bekledi�iniz ilgi ve kar��l��� buluyor mu?
�lk geldi�imde Cemaleddin Kaplan’�n mescidinde çal��t�m. Cemaat�n fikri yap�s� ve çal��malar� bana göre çok ayr� olmas�na ra�men buradaki amcalar�n samimiyeti ve herkes taraf�ndan sömürülmeleri beni onlara yard�mc� olmaya mecbur b�rakt�. Hatta üniversiteyi de bu sebepten ihmal ettim. Kaplan ve Polat Hocalar, Allah ikisine de rahmet etsin, ne sa�lam bir fikre ne de sa�lam bir çal��ma sistemine sahip de�ildiler. Bu konuda onlarla özel konu�malar yapt�m, mektuplar yazd�m. Ama pek faydal� olmad�. Okudu�um �slami eserler bana �unu ö�retmi�ti: “Bir çal��man�n yürümesi için be� �art gerekiyordu. Sa�lam fikir, sorumluluk yüklenen elemanlar, gerekli plan, isti�are ve yerli yerince kullan�lan mali destek ve itaat. Maalesef bunlar�n ço�u eksikti. Gurbetçi amcalar�, onlar�n çocuklar�n� okutmaya ba�lad�m.
Tüm hocalar 1.300 Mark maa� almalar�na ra�men ben almay� reddettim. Bir abimiz “Yalç�n memur maa��n� reddetti, parayla namaz k�ld�r�p zengin oldu” demi�. Kula�� ç�nlas�n. Hiçbir zaman mescitten maa� almad�m. �u anda bile alm�yorum. Emekli maa��m (Türkiye’den) ve kitap satan firmamla geçimimi sa�l�yorum. Elhamdulillah. Çal��malar�n süreklilik arzetmesi olmas� kanaatiyle 1989’da kararlar�m� yeniden gözden geçirdim. Avrupa’da m� kalacakt�m yoksa geri mi dönecektim? Hâlihaz�rda burada çal��malara ba�lam�� olmam ve buradaki ihtiyaç sebebiyle kalmaya karar verdim. Burada yerli olmu�tum.Karde�lerime söz verdim. Hatta ölürsem de beni burada defnedin diye vasiyet ettim. Cenazemin Türkiye’ye götürülmesini istemiyorum, hala böyle dü�ünüyorum. Onun için cenaze firmas� açan hoca arkada�lar bana çok k�zd�lar. Çal��malar�m�z� maddeler halinde �öyle s�ralayabilirim:
-�lk dönemler camide çocuk okutuyordum. Cemaatin çe�itli merkezlerinde sohbet ediyordum. Bu arada dergide yaz�lar�m yay�nlan�yordu. Benim as�l kendimi vermek istedi�im çal��ma, içeri�ini haz�rlad���m �slâmi �ahsiyet Çal��malar�, �slâmi Kavramlar ve haz�rl���n� sürdürdü�üm ‘Nüzul S�ras�na Göre Kur'ân Tefsiri.” Bu çerçeveler benim gerçek alan�md�. �lahiyatta da Tefsir ve Hadis bölümünü bitirdim. Temel kaynak Kur'an benin dünyam oldu. �lahiyat hocalar�m ve �eyho Duman Hocam�n bunda büyük paylar� vard�r. Bulundu�um bölgenin �ehirlerinde Kur’ân gruplar�m vard�. Yine dört üniversitede oda tahsis edilmi�ti, gençlerle yukar�da bahsetti�im konularda dersler yap�yorduk. Arap karde�lerimizle ili�kilerimiz çok canl�yd�. Üniversitede Cuma Hutbelerini Arapça ve Türkçe ben yapard�m.
-Rahmetli Cemaleddin Hoca halifeli�ini ilan etti ve biat �art� ko�tu. Bana göre çok komikti, bunu kendilerine izah ettim. Ama kabule yana�mad�lar. Ve halifeye biat etmeyenleri, mü�rik ilan ettiler. Böylece bizi tekfir ettiler, yollar�m�z ayr��m�� oldu. Türkiye’deyken daha bir prensip edinmi�tim; ‘Kendisini �slâmi gören hiç bir cemaattan adam ay�rmayaca��m, dü�üncesi ne olursa olsun.’ Bu yüzden kar��l�kl� bir ayr�lma oldu bizim için. Ard�ndan ders yapt���m gençleri toplad�m ve dedim ki “Karde�ler durum budur. Ben art�k bu cemaatla yürüyemem. Siz kendi cemaat�n�zda devam edin. Ben kendi ba��ma dü�ünürüm ne yapaca��m�.” Gençler “Hocam biz de seninle olaca��z” dediler. Bu arada Türkiye Cumhuriyeti Milli E�itim Bakanl��� benim Almanya’daki ö�rencili�imi iptal etti. Türkiye’ye de gelemiyordum. Burada kalmam�n bir sebebi de bu oldu. Böylece iltica ettim. Mescidin yan�nda bir bina vard�. Oras� kiraya ç�kt�. Gençler tutal�m dedi. Tuttuk. Daha sonra sat�n ald�k, mescidi geni�lettik. Askerde tan��t���m ve beni buraya davet eden karde�, Allah ondan raz� olsun çok yard�m etti. Genelde binalar kredi ile al�nmas�na ra�men biz elhamdulillah girmedik. Kimseden para dilenmeden ve tabii ki krediye girmeden caminin i�lerini hallettik. O gün bugün hala o mescitteyim, çal��malara devam ediyoruz.
-Almanya’da maalesef ki halen devam eden bir hastal�k ‘okumama kanseri’ var. Onun için çevremde ilk önce bunu y�kmaya çal��t�m. Okumay� sevdirmek için gençlerle kitap kulüpleri, kitap okuma yar��malar� yapt�k. Halka aç�k pazarlarda kitap masalar� olu�turduk. Ayr�ca mescide bir kütüphane ikame ettik. Bunun yan�s�ra gayri müslimleri �slâm hakk�nda bilgilendirme için �ehrin merkezinde ‘�slâm Tan�t�m Çad�rlar�’ kurdu. Son iki y�ld�r malesef belediye izin vermiyor bu faaliyetimize.
-Türkiye’den yazarlar getirdik. O zamanlar daha me�hur hocalar, yazarlar getiriliyordu. Biz bu gelene�ide�i�tirdik. Davet edilmeyen ama fikri yap�s� güzel, anlatacak bir derdi olan yazarlar� davet ettik ve sohbetler düzenledik.
-Benim alan�m e�itim oldu�u için hep daha çok ona önem veriyordum. Çocuklar�m gelinceye kadar, mescidde benimle yat�l� kalan gençler oluyordu. Cemaleddin Hocaya bu konuyu çok söyledim: “Türkiye’de �slâm Devleti kurma hayalini b�rakal�m. Madem buraya geldik, buradaki insanlara ve gençlere ve kaybolan nesillere ula�al�m. Anaokulu, ö�renci yurtlar� ve okullara yönelelim.” Bana “Sen çok derin dü�ünüyorsun molla” demi�ti. Dolay�s�yla çal��malar�m�z hep e�itim alan�nda devam etti. Yak�n �ehirlerdeki okul ö�retmenlerini toplad�m ve bu sorunu konu�tum. Çok be�endiler.
-Ben hep “�üphesiz rabbin, onlar�n her birine yapt�klar�n�n kar��l���n� tam olarak verecektir. Rabbin, onlar�n yapmakta olduklar�ndan haberdard�r. Senin yan�nda hak yola dönenlerle birlikte, sana buyuruldu�u gibi dosdo�ru ol! Siz de a��r� gidip sapmay�n. Allah, yapt�klar�n�z� çok iyi görmektedir. Zalimlerin yan�nda olmay�n; sonra ate� sizi de yakar. Allah’tan ba�ka dostlar�n�z olmad���na göre bir yerden yard�m da göremezsiniz.”(11/111-113 ) âyetleri çerçevesinde dürüstlük ilkesini kendime ilke edindim. Dolays�yla dini do�ru anlamak ve ya�amak en büyük prensibimdir. Tüm Resullerin yapt��� gibi, ben de o yolun yolcusu olmak istiyorum. Daru’l harb/daru’l küfür gibi kavramlara s���narak dini gizleme, tahrif etme, taviz verme gibi fetvalara ba�vurmad�m, yanl�� oldu�u kanaatindeyim.Toplumla aç�k ili�ki kurmay�, dürüst olmay� ilke edindim. Halen bu çizgiyi devam etmeye çal���yorum.
-Buradaki siyasilere ve devlete kendimizi aç�k deklare ediyoruz. �lkelerimizin, �slâm oldu�unu söylüyoruz. �nsan�n, mal�, can�, dini, �rz� ve akl� konusunda emin oldu�umuzu da aç�k söylüyoruz. ��te bu ölçüler içinde çal��malar�m�za devam ediyoruz.Çal��ma ilkelerimizi 'Bir Hay�rda Yar��man�n �lkeleri' adl� kitapç�kta tek tek aç�klad�m. �skeletini baz� karde�lerle haz�rlad�k. Ama içeri�ini yazmak bana nasip oldu.
Özelde Almanya ve genelde Avrupa'daki, �slam dünyas�ndan gelip yerle�mi� gurbetçilerin yeni ku�aklar� ne durumdalar hocam? Bu ku�aklar�n �slâmi dâvet çal��malar�na ilgisi ne düzeyde?
Bu konuyu anlatabilmek için büyük bir kitap yazmak gerekir, hat�rat�m bu konuyla alakal� ya�anm��l�klarla dolu. Benim buraya yerle�meye karar verdikten sonra kendime seçti�im sorumluluk alan� bu. Biz Müslümanlar Almanya’da be� nesil kaybettik. �statistiki bir bilgi vereyim. Ailelerinden çe�itli sebeplerle al�nan çocuklarla alakal�. Be� alt� y�l önceki rakamlara göre bu say� 46 bin çocuk. Bu çocuklar ailelerinden al�n�p yeti�tirme yurtlar�na verilen çocuklar. Bir de buradaki hayatta kaybolanlar var. Bir de bizim hiç ula�amayaca��m�z on binlerce çocuk var. Bu bilgileri Münster Üniversitesi’nde tez haz�rlayan bir arkada��n çal��mas�nda okudum. Tüm Almanya’daki camiler ve �slam ad�na kurulmu� kurumlar, çocuklar�n sadeceyüzde yirmi be�ine ula��yor.
Bir hat�ram� nakledeyim. Marx isimli bir genç Müslüman oldu. Bizler çok sevindik. Sonradan ö�rendik ki ad� Murat’m��. Üç ya��nda anne ve babas� i�e giderken Alman kom�ular�na teslim etmi�ler. Onlar da çocu�un ismini de�i�tirip, üstlerine kay�t edip ortadan kaybolmu�lar. Daha sonra Murat gidip annesini ve k�zkarde�ini Frankfurt’ta buldu… Ve Bosna’ya gitti. Gitmesini istemiyordum. Gitmemesi için çok �srar etmi�tim. Ama gitti. Orada �ehid oldu. Rabbim �ehadetini kabul etsin. Sonra ö�rendik ki, parklarda ve okullarda gidip �slam’� anlat�yormu�.
Maalesef bu konular çok dertli oldu�umuz meseleler. Bir de buradan ‘cihad’ etmek için Dae�’e kat�lan gençler var. Almanya’da yükselen �rkç�l�ktan sebep bu gençler d��land�lar. Özellikle bu Dae� gündeme getirilip cazip gösterildi ki gençler, özellikle dindar kesim gitsin. Almanya’dan 40 binin üstünde genç gitti. Bayram yap�yorlar bir de buna. Ben onlarca genci gitmekten vazgeçirdim. Cihada kar��y�m diye aleyhimde propoganda yapt� baz� kurulu�lar. Evet ben buradan hiç kimsenin gitmesine taraftar de�ilim. Yanl�� oldu�u kanaatindeyim. Elhamdulillah ki gençler dönü�e ba�lad�. Bir genç geldi birgün, ona Almanca hitap ettim. Fiziki görünü�ünü öyle de�i�tirmi�ti ki Alman sand�m. “Hay�r amca ben Müslüman�m. Bugün Müslüman oldu�umu anlad�m” dedi. �a��rd�m hikayesi �öyleymi� me�er. Okulunu birincilikle bitiriyor, mesle�inde kalifiye ama ba�vurdu�u bir yerde ve girdi�i imtihanda birinci oluyor. Bekliyor, i�e al�nm�yor. Sebebini �efe soruyor. O da “Çünkü Müslümans�n” diyor. Bunun üzerine bu genç karde�imiz kendini, özünü, dinini yeniden farkediyor ve bilinçlenme çal��malar�na ba�l�yor. Ve o gün müslüman oldu�unu anl�yor. 'Auslender' - 'Yabanc�lar' diye bir kelime var. Çok kar��y�m bu kelimeye.
Almanya toplumunun bugünü ve yar�n�n� toplumsal yönelimler ve gidi�at aç�s�ndan nas�l görüyorsunuz?
Bu soruya k�yasla cevap vermek do�ru olmaz. Çünkü Alman toplumunun birçok yönü ile Avrupa ülkelerine ve �slâm co�rafyalar�na göre k�yas edilemeyecek kadar pozitiftaraflar� vard�r. Cemaleddin Hocam�z bile burada baz� hak ve hürriyetlerin oldu�una inan�rd�. Ben o gün itiraz etmi�tim ama hoca hakl�yd�, vak�a olarak do�ru idi. Tabii �imdi o zamanlara göre biraz de�i�ti. �dare, ekonomi, i� anlay��� ve de i� ahlak� aç�s�ndan halen öndeler. Ancak aile yap�s�, neslin yok olma tehlikesi ve ya�l� nüfusun çoklu�u aç�s�ndan toplum olarak tükenmi� durumdalar. Alman nüfusunun yüzde altm��� ya�l�. �statistiklere göre bir milyondan fazla annesiz veya babas�z çocuk var. Eski bir istatistik. Bir o kadar evsiz. Esasen yer olsayd� bu konuda söylenecek çok �ey var…
Kad�nlara ve çocuklara yönelik taciz, tecavüz, istismar konular� kanayan yaralar. Bir gün Üniversitenin otopark�nda bir bölüm ke�fettim ‘kad�nlar otopark�.’ Çok �a��rd�m ve sebebini ö�renmek istedim. Kad�nlar� istismardan korumak için özel otopark açm��lar. Böyle bir �eyi Türkiye’de yapsalar ne yaygara kopar de�il mi? Bir keresinde bir reklam panosu görmü�tüm �öyle yaz�yordu “Babam�, karde�imi, amcam�, day�m� yata��mda görmek istemiyorum.” Yeterince aç�klay�c� san�r�m. Bir de böyle suçlar ortaya ç�ksa bile failler için yasalar�n cayd�r�c� bir cezas� yok. Bu sorun sadece Almanya’n�n de�il tüm Avrupa’n�n sorunu asl�nda. Frans�z bir avukat�n kitab�n� okumu�tum. Ya�anm�� bir roman. Bir gecede okudum. Avukat han�m üvey babas� ile ya�ad�klar�n� anlat�yor. Ve insan haklar�n� sessiz kalmamaya ça��r�yor.
Avrupa'da giderek derinle�en bir "�slamofobi" sorunu var. Bu sorunun Avrupa toplumlar�nda güçlü bir kar��l��� var m�, yoksa haçl� ve siyonist tandansl� kimi politik çevrelerce köpürtülen bir duruma m� tan�kl�k ediyoruz?
Bu sorun asl�nda yer yer yükselen, yer yer azalan bazen de sabit giden bir sorun. Kan�mca �slamofobi’nin üç sebebi var: Birincisi �slâm’�n durdurulamayacak �ekilde tüm Avrupa’da h�zla yay�lmas�. Siyasilerin, kilisenin ve sinagoglar�nbundan korkmas�. Ve medyay� kullanarak �slamofobiyi pompalamalar�. �kincisi ise kimi Müslümanlar�n yanl�� tav�rlar� ve herkesi dü�man ilan etmeleri. Bu a��r� davran��lar�yla emniyeti bozmalar�. Covid-19 sürecinde derslerimizi çevrimiçi yapmaya ba�lad�k. Lakin ilk dersimizde camiye bask�n oldu. Polisler geldi�inde �a�t�lar. Kimse yoktu. Dedim ki “Biz sizden daha çok insan sa�l���n� dü�ünüyoruz.” �ikayet üzerine gelmi�ler, özür dileyip gittiler. Belediye ba�kan�na mektup yazd�m ve “Toplum sa�l���na katk�da bulunmaya haz�r�z” dedim. Ama benim ismimi Youtube’de arat�rsan�z‘terörist’ olarak ç�kar ki aleyhimde olan tüm mahkemeleri kazanmama ra�men. Üçüncüsü ise dünyan�n genel konjonktürü. Genel olarak bütün dünyada �slâm yay�l�yor ve ilerliyor.
Bat� sistemleri art�k umut olmaktan ç�kt� ve böylece �slâm’a yöneli� artt�. Art�k sosyalistler gibi, ütopik demokrasi kitaplar� yaz�l�yor. Bat�l� bir Profesör �öyle diyor “�nsanlara vaat etti�imiz demokrasiyi hiçbir zaman uygulamad�k.” Almanca hocam, 68 nesli olarak Almanya’y� çok güzel tan�yordu ve tan�t�yordu. Son ayr�ld���mda Herr �çyer/�çyer Bey “Her �eye ra�men demokrasi” demi�ti. Birgün kendisini ziyaret gittim. Müslümanlara yap�lan bask�n ve sald�r�lardan dolay� bunu söylemi�ti. “Demokrasi ad�na senden özür diliyorum Böyle olmamal�” diye ekledi. Tebessüm ettim sadece. Benimle iligili de bas�nda okumu� tabii. Ama beni iyi tan�yor.
80'li, 90'l� y�llarda s�kça ihtida haberleri okur, Bat�da �slam'a yo�un bir ilgi ve yönelim oldu�undan haberdar olurduk. So�uk sava��n sona ermesi, 11 Eylül sald�r�lar� ve ard�ndan gelen Afganistan ve Irak i�galleri bu gidi�at� ne yönde etkiledi? Avrupal�lar aras�nda �slam'a ilgi ve yönelim ne düzeyde?
Avrupa'da �slâm çok h�zla yay�l�yor. Bunun sebebi insanlar�n ve özellikle dü�ünen insanlar�n demokrasi, sosyalizm, modernizm ve ça�da�l�k gibi izmlerin art�k mutluluk getirmedi�ine olan kanaat�. Almanya’da istatistiklere göre y�lda dört bin ki�i Müslüman oluyor. Ve ço�u da e�itimli, kültürlü ki�iler. Camimizin ismi ‘Kordoba.’ Burada esasen Endülüs’e bir at�f var. Kurtulu� için Avrupa’ya Endülüs‘ü öneren yazarlar var, bizler de o kanaatteyiz. Lakin �slâm’�n yay�lmas�n�n önünde iki engel var. �lk olarak biz Müslümanlar. Bizim bölgede bir milyona yak�n Müslüman oldu�unu söyleyen var. Ama bu bir milyonunyüzde doksan be�i olarak maalesef �slâm’�n önünde engeliz. Yalan söyleyebilen, randevusuna zaman�nda gelmeyen, sözünde durmayan, yeri geldi�inde sahtekarl�k yapanlar köüt örnek oluyor. Bir gün bir genç, ya�l�lar evinde görev alm��t�. Bana fetva sordu “Bunlar mü�rik ve kafirdir. Onlara hizmet edebilir miyim?” Tatl� sert k�zd�m bu gence, dedim ki “Çocu�un, hastan�n, mazlumun, kom�unun dini sorulmaz. Yaln�z onlara de ki ‘Ben Müslüman�m, be� vakit namaz�m var. Mümkün oldukça erkek ya�l�lara bakay�m –han�mlara da bakabilirsin-”
Saf Afganl� bir gençti, sevindi gitti. Aradan zaman geçti tekrar ziyaretime geldi. Nas�l geçti�ini sordum. Ona �öyle demi�ler “Seni çok sevdik. Senden öncekiler bizi hep kand�rd�. Namaza gidiyoruz dediler, e�lenmeye gittiler. Sen do�ru birisin, bu yüzden namaz�n�n vakti geldi�inde serbestsin. Hiç izin almadan git." Maalesef böyle kötü bir nam�m�z var Müslümanlar olarak. Niye bize özensinler. Bu konuda da çok söyleyeceklerim var, lakin bu kadarla iktifa edelim. Di�er bir engel ise bir önceki soruda biraz bahsetti�im, genel medyan�n yapt��� gayri ahlaki ve iftira dolu �slamofobi propogandas�. Bir kitap ba�l��� dü�ünün mesela �öyle 'Avrupa’da Kutsal Cihad.’ O kitab� okuyan, nerede cami görse sald�r�r, y�kar. Tüm bunlara ra�men yine de zann�mca en büyük engel biziz.
Bizzat tan�kl�k etti�iniz ihtida öyküleri oldu mu hocam? Olmu�sa bizimle payla�abilir misiniz?
Almanya’da kald���ma en çok sevindi�im nokta bu oldu. Rabbime hamdediyorum. Kitap dolusu anlatabilirim. �ki örnek vereyim. Bizim camimizi, iftira bir haber üzere polisler bast�lar. Beni ve hatta bir seferde Mehmet Pamak abi ile beraber götürdüler. Saatlerce hücrede tuttular. Günlerden çar�ambayd�, per�embe günü �slâm tan�t�m çad�r�m�z vard�. Sorgu bitince gönderdiler. Camiye geri döndüm “Toparlan�n, kitaplar� haz�rlay�n, yar�n çad�r kuraca��z.” Çoluk çocuk arkada�lar itiraz ettiler; “ Hocam bugün hücreye girdin ç�kt�n, yar�n çad�r m�?” Onlara �öyle cevap verdim “Evet o çad�r� kuraca��z. Onlar�n iste�i bizi korkutmakt�r. Bunu onlara vermeyece�iz. ” Israr�m� görünce haz�rland�lar. Ertesi sabah çad�r� kurduk. Bir genç geldi. “�slâm� ö�renmek istiyorum. Bana kitap verin” dedi ve gitti. Ona bir iki kitap verdik. Ak�am geldi ve dedi ki “Kitaplar� okudum, �imdi Müslüman olmak istiyorum.” Ve böylece Müslüman oldu.
Berlin’de bir yürüyü�e gitmi�tim. Örtülü bir k�z geldi. “Beni tan�d�n�z m�?” dedi. Me�erse bir gün bu �slâm çad�r�m�za gelmi� sorular sormu�, ona Allah’� anlatm���z, ard�ndan kitap verip göndermi�iz. Bu k�z da kitaplar� okuyup Müslüman olmu�. Bu konuda bir çal��mam var ‘Avrupa Sokaklar�nda Seni Aramak’ isimli. Bir gün bas�lmas�n� umuyorum. Bizim kurdu�umuz bu çad�rlar, bu toplum için çok gerekli ve tebli� yapmak için çok büyük f�rsat. Ne yaz�k ki yukar�da da belirtti�im gibi iki senedir izin alam�yoruz.
Almanya'ya önemli say�da Suriyeli, Afganistanl�, Senegalli, Somalili vs mülteci/muhacir giri�i oldu son 6-7 y�l içinde. Onlar�n durumlar�yla ilgili bilgi vermeniz mümkün mü? Say�lar� on bin civar�nda ifade edilen mülteci çocu�un kay�p oldu�u haberleri yay�nlanm��t�, bu konuyla ilgili bir kamuoyu duyarl�l��� var m�, durum nedir?
Evet, buraya çok geldiler ve hala daha az da olsa gelmeye devam ediyorlar. Son gelenler Suriyeliler. Bu konuda çok ac� hikayeler var. Onbinlerce kay�plar var. Ama bu konuda da �lahi hikmet oyunu bozdu, bizim beceriksizli�imize ra�men. Ba�ta mültecilerin Müslüman cemaatlarla irtibat�na izin vermediler. Ama daha sonra ç�kan sorunlarla beraber yalvard�lar gelip bize yard�mc� olun diye. Bir ö�rencim yak�n bir �ehirde belediye ba�kan dan��man�. Bana geldi dedi ki "Hocam ba�kan yalvar�yor, camilere söyleyin bize yard�m etsinler.” Oturum almak için din de�i�tirenler oldu mülteciler aras�nda. Özellikle baz� Suriyeliler Süryani olduklar�n� söylediler. Ancak, tarihsel bir vak�a var. Muhacirler tarih boyunca gittikleri yerleri de�i�tirmi�ler. Zaman geçtikçe bu dönü�ümü görece�iz gibi duruyor. �ehirler yabanc�lar�n ço�unlu�una dönü�üyor. �slamofobiyi çok te�vik eden bir yazar var. �ki kitab�n� okudum. Tabii çok abart�yor yabanc� ve Müslüman nüfusunun art���n�. Ke�ke dedi�i gibi olsa Müslümanlar. Onun öngörülerine göre 2050’de Almanya’n�n büyük �ehirlerinin belediye ba�kan� Müslümanlardan olacak. K�sacas�, kay�plar çok fazla, ancak �slâm’a da yads�namaz bir dönü� vard�r. Tabi �u sorular� sormamak olmaz. Nas�l �slâm, kime göre �slâm? Bunlar ciddi cevap isteyen sorular.
Koronavirüs salg�n�n�n, �slam'�n temizlik anlay��� ve Müslümanlar�n bu noktadaki temsiliyetleri üzerinden Almanya toplumunda �slam'a bir ilgi uyard�rd���n� söyleyebilir miyiz?
Bu konuda bir �ey söylemek için henüz erken. Ancak bir hayli pozitif haberler geliyor. Önceki zamanlara göre insanlar temizli�e daha çok önem veriyor, el y�kamaya, hijyene. Ama bunun �slâm’la ba�lant�s�n� ne kadar kurduklar�yla alakal� henüz bir çal��ma yok. Bir de �unu söyleyebiliriz ki virüs sürecinde insanlarda bir korku olu�tu. Gerek gayri müslimler gerekse Müslümanlar daha çok maneviyata yöneldiler. Bunu �öyle örneklendirebilirim. Ben internetten kitap sat�yorum. Bu süreçte en çok satt���m kitaplar �u konular üzerine oldu ‘aile, ahlak, Kur’ân, günah’ vb. Birçok kitap firmas� bu konuda ayn� �eyi söylüyorlar. Yine biz daha önce ezan� d��ar�ya okumazd�k, zaten yasak. Bu süreçte d��ar�ya ezan okundu. Bunun da pozitif getirileri oldu.
Almanya'daki ve tüm Avrupa'daki Müslüman gençlere ve gurbetçilerin kay�p nesiller olarak niteleyebilece�imiz yeni ku�aklar�na, �slam'�n do�ru temsili aç�s�ndan tavsiyeleriniz nelerdir?
Temsil bizim en temel sorumlulu�umuz. Bizler tüm resûller gibi önce emin ki�iler olmal�y�z. Bu toplum emin ve dürüst insan hasreti içinde. Sözünde duran, insanlar� doland�rmayan, ahlaki s�n�rlar� gözeten ve adab-� mua�erete riayet eden Müslümanlara hasret. Bu konuda çok yol almam�z gerekiyor. Bir seferinde kazara çok lüks bir arabay� çizdim. Kör bir noktayd�. Adam� bekledim gelmedi, acelem oldu�u için adres ve ismimi yaz�p araban�n üstünde b�rak�p ayr�ld�m. Birkaç saat sonra adam camiye geldi. Adamdan özür diledim ve sigortaya bildirmesini, ne yapmam gerekiyorsa yapmaya haz�r�m dedim. Bana �unu söyledi “Buraya para için gelmedim. Do�ru bir insan� görmeye geldim.” Bu beni çok duyguland�rd�. ��te bu yüzden güven çok önemli. �nsanlar bizlere yani Müslümanlara her �art ve durumda güvenmeliler. Bunu �slâmi ki�ili�imiz gere�i yapmal�y�z.
Son olarak �unu vurguluyay�m, bizim gayri müslim toplumla ileti�imi ö�renmemiz gerekiyor. Resûlullah hem Mekke’de hemde Medine’de sürekli toplumun her kesimiyle irtibat halindeydi. Bugün kendimizden biraz ayr� gördü�ümüzü kafir ilan ediyoruz ve tüm ili�kileri kopart�yoruz. �nsan ili�kilerini zay�flat�yoruz. Sekülarizm sadece siyasi hayatta yoktur, ferdi alanlara da inmi�tir. �li�kiler menfaat üzerine dü�ünülüyor. Almanya'ya ilk geldi�imde cami cemaatine dedim ki “Gidelim kom�ular�m�z� soral�m, tan�yal�m.” Cemaat kar�� ç�kt�. Benim �srar�mla gittik kom�umuza. “Biz kom�uyuz sizi ziyaret etmek istiyoruz” dedim. “Neden” dedi. Daha önce böyle bir �eyle yüksek ihtimal kar��la�mam��t�. Bizi içeri almad�. Kur'ân insan�n kitab�d�r. “Nas” diye ça��r�r insan�. “Kafir” kavram�n� imans�z ve inançs�z için de�il ‘Rabbine te�ekkür etmeyen, gerçe�i gizleyen için kullan�r’. Çünkü herkesin bir inanc� vard�r. Ve sayg� görmelidir. (2/256)
Son olarak bir örnek daha anlatmak istiyorum “Bir gün �slâm çad�r�m�za bir kad�n geldi. “Bu çad�r�n alt�na bir bomba koyup hepinizi yok etmek isterim,” dedi. �a��rd�m. “Neden” dedim. Konu�maya davet ettim. Bir buçuk saat boyunca konu�tuk. Sonunda �unu söyledi “Sizden özür diliyorum. Kimse ölmesin. Ben �slâm’� ve sizleri böyle bilmiyordum. Yahudi bir kom�um var. Hergün yirmi dört saat sizlerin aleyhinizde konu�uyordu. �imdi anlad�m ki onun sözleri do�ru de�ildir.”
Bizler emin olursak hakk�m�zda yap�lan yarg�lar bir gün gerçe�ini bulur. Bar�� içinde ya�ayal�m. Sezai Karakoç’un dedi�i gibi “Dirili� eri, �slâm’� öyle ya�a ki seni öldürmeye gelen sende dirilsin.” Bu söz her �eyi anlat�yor esas�nda. Camimize bir dernek kurduk, aç�l�m� �öyle ‘�nsana Kültürel Hizmet Derne�i.’ Bunu s�rf birilerine mesaj olsun için yapmad�k, buna inand���m�z için yapt�k. Rabbim amellerimizi ve söylediklerimizi �ahidimiz k�ls�n. Çok te�ekkür ederim böyle bir f�rsat� bana tan�d���n�z için.
Biz te�ekkür ederiz hocam, bu güzel söyle�i için teklifimizi kabul edip k�ymetli zaman�n�z� ay�rd���n�z için.
“Cumali Hoca” diye de tan�nan Yalç�n �çyer; Batman Sason’da 1953 tarihinde do�du. �lk ö�retiminin 4 y�l�n� babas�n�n ö�retmen oldu�u ilkokulda, son y�l�n� Sason �lkokulu’nda tamamald�. 1968’de Diyarbak�r Hani’de ortaokulu bitirdi. �lk Kur’an ö�retim dersini Hani’de bir berberden ald�. Liseyi Diyarbak�r ve Malatya’da okudu. Bu �ehirlerde �slami çal��malar ve okumalar� oldu, o günler Türkiye’de yeni yay�nlanan Seyyid Kutub, Hasan El Benna ve Mevdudi’ye ait kitaplar bilinç ve bilgisinin geli�mesinde önemli rol oynad�. 1971-72 y�llar�nda i� hayat�na bir f�r�nda katiplikle ba�lad�. 1973 y�l�nda Ankara Üniversitesi �lahiyat Fakültesi’ni kazand�. �lk y�llarda sokaklarda çorap satarak e�itimini devam ettirdi. 1975 y�l�nda tan��t��� �eyho Duman’�n nasihat�yla, çok çalkant�l� ö�renci olaylar�ndan ayr���p, hayat�n� �slami ilimlerde yo�unla�maya adad�. Bir taraftan okuyor, di�er taraftan Sanayi ve Teknoloji Bakanl���’nda memurluk yap�yordu. Ayn� zamanda bakanl�k bünyesinde bulunan mescidde Cuma hatipli�i yap�yordu.
1979’da �lahiyat Fakültesi’ni bitirdi ve ayn� y�l Ankara Demetevler Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ö�retmenli�ine ba�lad�. 1984 y�l�nda, 12 Eylül darbecilerinin ç�kard��� “memur yemini” sebebiyle ö�retmenli�i b�rakt�. 1984 y�l�ndaki zorunlu k�sa devre askerlik döneminde Almanya’dan gelen arkada�larla tan��t�. O arkada�larla ders yapmaya ba�lad� ve 1986 y�l�nda onlar kendisini Almanya’ya dâvet etti. Dortmund Üniversitesi’nde iken, T.C. MEB taraf�ndan ö�rencili�i iptal edildi. 1986 y�l�ndan beri Almanya’da ya�amaktad�r. Çe�itli alanlarda e�itim faaliyetleriyle ilgilenmektedir. Türkçe, Kürtçe, Arapça, Almanca dillerinde okuyup ders vermekte olan yazar, evli ve 2’si k�z 8 çocuk babas�d�r. �çyer’in bas�lm�� eserleri �unlard�r:
“Kur’an-� Kerim’deki Dualar ve Hayat�m�zdaki Yeri”, “Vahye Dönü�”, “�ahsiyet Ders Kitaplar�, 1-2-3-4-5”, “Arapça Dil E�itim Kitab�”, “Bir Hay�rda Yar��man�n �lkeleri”.
-
yal��n ��yer 17-04-2025 00:00
Olduk�a g�zel Rabb�m bereketli k�ls�n.