Cevdet K�l��lar`�n Halep�e �zerine yapt��� s�yle�i
Mavi Marmara gemisine yap�lan siyonist sald�r�da in�aallah �ehadetle Rabbine kavu�an Cevdet K�l��lar`�n Halep�e katliam� �zerine Sirvan Abdussamid Abid ile yapt��� s�yle�iyi dikkatlerinize sunuyoruz...

6 Mart 1988`de Irak diktatörü Saddam Hüseyin Kuzey Irak`ta kendisine muhalif olan Kürtlerin bulundu�u Halepçe kentine kimyasal silahlarla sald�rd�. Sald�r�da 5 binden fazla insan hayat�n� kaybederken binlercesi yaraland�. Onbinlerce �nsan Halepçe`yi terkederek Türkiye ve �ran`a s���narak hayat�n� kurtarmaya çal��t�. Kaderin ac� bir oyunu ki y�llar sonra Saddam Hüseyin Halepçe`yi ortadan kald�rmak için kulland��� Kimyasal silahlar bahane edilerek devrilecek ve ba�ta Halepçe`de toplu katliam yapmak ve ülkesi içindeki muhalifleri sistemli olarak yok etmek suçlamas� ile idam edilecektir.
Tarihe utanç tablosu olarak geçecek Halepçe katliam�n�n y�l dönümünde bu katliamdan k�l pay� kurtulan ve Halepçe`de ya�ad�klar�n� “Küçük bir k�yamet” olarak de�erlendiren Sirvan Abdussamid Abid ile görü�tük. Abid halen Süleymaniye`de ya��yor ve Kuzey Irak`ta faaliyet gösteren �ttihadi �slam partisinde aktif siyaset yap�yor.
- Halepçe katliam� oldu�unda kaç ya��ndayd�n�z, neredeydiniz, ne yap�yordunuz? Bize o günü anlatabilir misiniz?
- Halepçe katliam� gerçekle�ti�inde liseyi yeni bitirmi� s�radan bir vatanda�t�m. �lk bomba patlad���nda çar��dayd�m.
- Kimyasal bomba kullan�lmadan önce herhangi bir duyum alm�� m�yd�n�z?
- Biz Saddam`�n kimyevi silahlarla sald�raca��n� hissediyorduk. �ran ordusundan Pastarlar ve Pe�mergeler gündüz vakti Halepçe`ye iniyorlar gece ise da�lara çekiliyorlard�. Bunlar�n davran��lar� Saddam`�n kimsayal silah kullanabilece�ini bize hissettiriyordu. Öte yandan �ran Irak sava��n�n son günlerinde Saddam`�n ordular�n�n Halepçe`ye sald�raca�� haberleri s�k s�k duyuluyordu.
- Muhtemel sald�r�lara kar�� bir haz�rl���n�z var m�yd�?
- Halepçe halk�n�n kendisini savunacak hiçbir silahl� gücü yoktu. Pe�mergeler ve Pastarlar�n ellerinde bir tak�m silahlar� vard�. Ama Saddam`�n, �ran`�n kum kenitini bile vurabilecek güçteki füzelerine kar�� koyacak ölçüde silahlar de�ildi. Dolay�s�yla yap�labilecek çok bir�ey yoktu.
- Peki niye Halepçe? Niye Süleymaniye, Dahok veya Erbil de�il de Halepçe?
- Saddam`�n Halepçe`yi seçmesinin nedeni öncelikle �ran s�n�r�na yak�n olmas�. �kincisi ise Halepçe halk�n�n zulmü kabul etmeyen, zulme kar�� duran �slamc� ve devrimci bir kimli�i vard�. Dolay�s�yla Süleymaniye, Erbil veya Dahok kentlerinin seçilmeyip Halepçe`nin seçilmesinin nedeni bunlar... Saddam Halepçe`ye sald�r�rsa insanlar �ran da�lar�na kaç�yor, Saddam`�n ordusu, da�lara kaçan halk�n ard�ndan gidemiyordu.
- Tekrar sald�r� gününe dönecek olursak, çar��dayd�m demi�tiniz. Bombard�man ba�lad���nda neler yapt�n�z?
- Saat ö�leden önce 11 s�ralar�yd�, çar��da geziyordum. Irak ordusunun kulland��� Rus yap�m� M�G 23 uçaklar� ve Frans�z yap�m� Mirage uçaklar� �ehir üzerinde alçak uçu� yapt�. O alçak uçu� esnas�nda Napalm bombalar�yla kenti bombalamaya ba�lad�lar -ki bu silahlar�n kullan�m� hangi nedenlerle olursa olsun sava� suçu say�l�yordu.- Halepçe önce Napalmle bombaland�. Bombalanan yerlerde her�ey alt üst oldu ve ne varsa yand�.
�kinci a�amada halk�n bir k�sm� vadilere ve da�lara s���nd�. Kaçamayacak durumda olanlar da binalar�n bodrum katlar�na sakland�lar. Fakat bunlar Saddam`�n kimyasal silahlar�na kar�� s���nd�klar� bodrumlar�n kendilerini koruyamayacaklar�n� biliyorlard� ve çaresizce ölümü bekliyorlard�. Fakat böyle olmazd�. Bizim kendimizi korumak için bir�eyler yapmam�z gerekiyordu. Biz kömür ald�k ve kömürü kuma�la sararak burnumuza bir maske �eklinde takt�k. Bunun d���nda battaniyeleri �slat�p alt�na girerek kimyasal sald�r�dan korunmaya çal��t�k.
-Böyle teknikleri nereden ö�rendiniz?
- �ran Irak sava�� esnas�nda iki s�n�r kenti vard�. Serde�t ve Bana kentleri. Sava� s�ras�nda Saddam bu iki kenti kimyasal silahla vurmu�tu. Pastarlar bu iki kentin insanlar�na Saddam`�n kimyasal silahlarla sald�rmas� halinde kendilerini nas�l koruyacaklar�n� ö�retmi�ti. Nitekim bu oldu. Saddam bu iki kente kimyasal silahlarla sald�rd�. Oradaki halk kendini bu yöntemle k�smen korumu�tu. Biz bu yöntemleri onlardan ö�rendik. �ran Irak sava�� s�ras�nda Basra`ya yak�n olan Fav liman�nda çok büyük muharabeler meydana geldi. Çok �iddetli çarp��malar oldu. �ran az kald� tüm Basra`y� ele geçirecekti. Bu sava� s�ras�nda insanl��a asla yak��mayacak her�ey mübah hale geldi. Her iki tarafta da bu böyleydi. Ordular insanl�k d��� ne varsa bu sava� s�ras�nda ö�rendiler ve bunu uygulad�lar.
- Siz ne yapt�n�z, bu sald�r�lardan nas�l kurtuldunuz?
- Ben o esnada çar��dan yumurta ve tahin alm��t�m, onlar� eve götürüyordum. Yumurta ve tahinden ekmek yapar�z ve bir sald�r� olursa da ekme�i yan�m�za al�r kaçar�z diye haz�rl�k yapacakt�k. Babam o s�rada Halepçe de de�il, Ba�dat`ta çal���yordu. Bir küçük karde�im Süleymaniye`de ö�renim görüyordu. Evin reisi olma görevi bana kalm��t�. Biz ikinci sald�r� olmadan önce ta��yabilece�imiz kadar e�yalar�m�z� toplad�k. Yolda bize yetebilecek kadar g�da ald�k. Halepçe`den bir kilometre kadar uzakla�t�k yada uzakla�mam��t�k ki sald�r� ba�lad�. Yan�m�zda kad�nlar vard�, ben ya�l� oldu�u için babaannemi s�rt�mda ta��yordum. Hava sald�r�s�nda kom�ular�m�z�n ço�u öldü veya ciddi yaralar ald�lar.
Biz Halepçe`den ayr�ld�ktan sonra �ran`a geçmek istedik. Fakat Saddam bunu biliyordu. Uçaklar Halepçe‘yi bombal�yor, sonra oradan kalk�p �ran s�n�r�n� bombal�yordu. Saddam bu s�rada Süleymaniye`deydi ve telsizle oradaki komutan�ndan bilgi al�yordu. Halepçe`deki sald�r�lar� yöneten komutan Saddam`a "sen zalimsin, sen alçaks�n. Ben art�k Irak`ta de�ilim �ran`a gidiyorum. Senin gibi zalim bir adam�n emrinde çal��amam" diyerek a�z�na gelen her �eyi söyledi -ki bu s�rada Saddam canl� yay�ndayd� ve bu olay televizyonlarda yay�nlan�yordu-. Komutan�n sözleri halka ula�mas�n diye ses kesildi. Saddam`�n yüzü sarard� ve duyduklar�ndan son derece rahats�z oldu�u yüz ifadelerinden anla��l�yordu.
- Halepçe`ye dönemiyorsunuz, �ran`a da geçemiyorsunuz, nereye s���nd�n�z?
- Halepçe`ye iki kilometre uzaktaki Ebu Ubeyde köyüne s���nabildik. Orada bizim gibi birçok insan vard�. Manzara anlat�labilecek gibi de�ildi. Baba kendi ba��na �ehri terketmi�, küçük çocuklar� evde kalm��. Ya�l�lar evde kalm��. Delikanl�lar alm�� ba��n� gitmi�. Gökte uçaklar, yerde Saddam`�n muhaf�z ordusu. Yaral�lar can çeki�e çeki�e hayatlar�n� kaybettiler. Gece insanlar ellerindeki küçük el fenerleriyle da�larda yollar�n� bulmaya çal��t�lar. O ya�anan tablo hakikaten çok zor bir tabloydu. Allah`�n Kur`an da k�yameti tasvir ederken kulland��� "O gün ki�i annesinden, babas�ndan evlad�ndan kaçar" ayetininin bir tefsiriydi -ki biz o gün küçük bir k�yamet sahnesi ya�ad�k-. Ebu Ubeyde köyünde 20 aile bir ma�araya s���nd�k. Biz sa�l�kl� büyükler olarak iki kilometre uzaktan ma�araya bulabildi�imiz kaplarla su ta��yorduk. Kimyevi silaha maruz kalan insanlar�n vücutlar�nda �iddetli bir hararet olu�uyor. Getirdi�imiz sular� çocuklar bir ç�rp�da içip bitiriyorlar. Biz tekrar getiriyoruz onlar tekrar bir ç�rp�da içiyorlar ve hararetleri bir türlü al�nam�yor. Biz yeti�kinler o geceyi su ta��yarak geçirdik. Ma�arada iki gün kald�k. Patlama seslerinin azald���n� hissediyorduk. Kendi kendimize �unu diyorduk. Elhamdülillah güçlü uçaklar art�k bombalamay� b�rakt�lar. Seslerin azalmas�ndan k�sa bir süre sonra yerden yükselen sar� dumanlar gördük ama yer �iddetle sars�lmad��� için bunlar�n küçük bombalar oldu�unu dü�ünüyorduk. Biz nereden bilelim bu sar� dumanlar�n kimyasal silahlardan kaynakland���n�.
- Sald�r�lar boyunca hep ma�arada m� kald�n�z?
- �kinci günü ak�am�nda Halepçe`deki kom�umuz Kuyumcu �brahim ma�araya geldi. “Neden burada bekliyorsunuz? �ran radyosundan duyuru yap�ld�. �ran Kürt mültecileri kabul edece�ini duyurdu. Hadi �ran`a gidelim” dedi. Bunun üzerine yap�lacak bir�ey yoktu. Bomba riskini de göze alarak ma�aradan ç�kt�k, ancak s�n�r bize 10 kilometre uzaktayd�. Biz hepimiz evden apar topar ç�kt���m�z için ço�umuzun aya��nda ayakkab� bile yoktu. Yola ç�kt�k ve Anep denen bir köye geldik. Ancak bu köy öyle yo�un bombalanm��t� ki ta� ta� üstünde kalmam��t�. Sokaklarda insan cesetleri ile hayvan cesetleri bir birine kar��m��t�. Biz yerde yatan insanlar�n gözlerinin oyulmu� oldu�unu gördük. Bir ota yada bir e�yaya dokundu�umuz zaman elimizin yand���n� hissediyorduk. Sonra gözlerimiz yanmaya ba�lad�. Bir anda tüm vücudumuzda korkunç bir susuzluk hissettik. Orada ilginç bir �ey daha gördük. Irak ordusunun kara birliklerinden gaz maskelerini takmaya zaman� olmayan askerlerin hayatlar�n� kaybettiklerini gördük. Hatta araçlar�n�n farlar� bile aç�k kalm��t�. Saddam, kendi askerleri içindeyken �ehirleri bombalam��t�.
Dera�i� ad�nda s�n�ra yak�n bir yerle�im bölgesine geldi�mizide �ran ambulanslar�n� gördük. Ben ailemle birlikte toplam 7 ki�iydik. Ambulanstan bir devrim muhaf�z� indi ve bana “sen burada kalacaks�n ailen bizimle gelecek” dedi. Ailemi �ran`�n iç bölgelerine götüreceklerini söyledi. Ben “ailemden ayr�lamam siz onlar� götürürseniz bir daha onlar� bulamam” dedim. Onlarda “sen erkeksin yürüyebilirsin ama onlar yürüyemez” dediler. Sonunda raz� oldum ailem araçla gitti ben yürüdüm... �ki saat yürüdükten sonra Irak`�n son s�n�r köyü olan Tavila Köyü`ne ula�t�m. Gece saat 1`de Pastarlar bize “geceyi tavilada geçireceksiniz yar�n �ran`dan araçlar gelecek ve �ran`a geçeceksiniz” dediler. Biz sabah olupta arabalarla �ran`a geçince ilk i� olarak �ran sa�l�k ekipleri bizim gözlerimize damla damlatt�lar. Üzerimizdeki elbiselerin tamam�n� ç�kart�p yakt�lar.
- Baban�z o s�rada Ba�dat`tayd�. Halepçe`nin bombaland���n� duyunca ne yapm��. Neler hissetmi�. Kendisi ile bulu�abildiniz mi?
- Üç ay sonra babam bize �ran`da ula�abildi. PKK`n�n kontrolünde olan Kandil bölgesini kullanarak gelebilmi�ti. Halepçenin nüfusu 75 bindi. Bizim için en zor a�amalar�ndan biri de ailelerimizi bulmak oldu. �ran`da Halepçe`den götürülen insanlar�n yerle�tirildi�i onlarca kamp vard� ve biz ailelerimizi nas�l bulaca��m�z� bilmiyorduk. Tam 22 gün ailemi arad�m. Okullara, camilere, resmi dairelere gidiyordum. Çünkü mülteciler oralarda bar�n�yordu. 22 gün sonra Kemiran Kamp�`nda ailemi buldum. Bu s�rada babam Ba�dat`ta, karde�im ise Süleymaniye`deydi. �ki buçuk üç ay gibi bir süre sonra Babam ve karde�im �ran`a geldiler ve biz bir araya gelmi� olduk. �ran`daki kamplarda ya�am standartlar� çok kötüydü. Rahmetli �mam Humeyni Halepçe halk�n�n sorumlulu�unun kendi üzerinde oldu�unu ve �ran halk�n�n özel misafirleri oldu�unu ilan etti. Arkas�ndan da bize kar�� bir sahiplenme oldu. Buna ra�men hizmetler çok zay�ft�. Biz bin 500 aile �ran`daki kamplardan �ran Afganistan s�n�r�nda yer alan Kirman bölgesine gittik. Kirman`da 7 ay kald�k. �klim çok sertti. �iddetli f�rt�nalar olu�uyor ve çad�rlar�m�z� söküp at�yordu. Sonunda �ran hükümetinden bizi �ran Kürtlerinin bulundu�u bölgelere götürmelerini istedik. Onlarda kabul ettiler. Oraya gittikten sonra çal��maya ba�lad�k. Bu s�rada Saddam hükümeti kaçanlar için genel af ilan etti. Bu genel aftan sonra Irak`a dönmeye karar verdik. S�n�rda Irak askeri beni sakall� görünce cebinden bir çakmak ç�kard� ve benim sakallar�m� yakt�. Ben “bu sünnettir neden bu kadar rahats�z oluyorsun” dedim. "Ben sünnet, peygamber tan�mam Allah`ta tan�mam" dedi. Bu kar��lamadan sonra döndü�ümüze pi�man olduk.
- Halepçe`ye mi döndünüz tekrar?
- Halepçe askeri bölge ilan edilmi�ti ve girilmesi yüzde yüz yasakt�. Bu yüzden dönemedik. Gençleri kad�nlar� ya�l�lar� ve olgunluk ça��ndaki erkekleri parça parça gruplara böldüler. Gençler askerlik hizmetine gönderildi. Kad�n ve ya�l�lara bu gün “Yeni Halepçe diye adland�r�lan bölgeye gidin” dediler. Yeni Halepçe`de o dönem ev yoktu. Sadece çad�rlar vard�. Biz döndükten sonra “sen �u gurubun üyesisin, sen �ran ajan�s�n” gibi bask�lara maruz kald�k. �ran kamplar�nda bizi selefi olmakla itham ediyorlard�. Irak`ta ise �hvan� Müslimin veya �ii taraftar� olmakla itham ettiler.
Bizi askerlik hizmetine ald�lar. Ailemizi de Erbil`e 10 km uzaktaki bir yerle�im birimine gönderdiler. Erbil`de ailelerimizin yerle�tirildi�i kamplarda çok zor �artlarda ya�am mücadelesi veriliyordu. Camii yoktu, namaz k�lmak yasakt�, kuran okumak yasakt�. Hiçbir �eye müsaade etmiyorlard�. Hiçbir ihtiyac�m�z kar��lanm�yordu. �ran`daki kamplarda ko�ullar neyse Erbil`deki kamplarda da oydu. Saddam�n askerleri kamplarda jiplerle dola�arak sürekli insanlara eziyet ediyorlard�.