ŞAN ORADA, ŞEREF ORADA… PEKİ YA SEN NEREDESİN?

Şahin YETİK

08-07-2025 07:33


Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

"Andolsun ki, size şan ve şerefinizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?!"
(Enbiyâ, 10)

Şan orada.
Şeref orada.
İzzet orada.
Kurtuluş orada.

Peki ya sen, neredesin?

Şan ve şeref arıyorsan, bakman gereken yer belli. Kur’ân, Rabbimizin bize doğrudan hitabıdır. Yücelik onda, izzet onda, tertemiz bir hayatın pusulası onda... Ama ne hikmetse, bu kitabı okumadan, tanımadan, anlamadan yaşayan bir kalabalık var. Hâlâ başka yerleri kazıp duruyor insanlar. Şan arıyor, şerefi özlüyor ama yönünü şaşırmış gibi.

Oysa Kur’ân kendini gizlemiyor. Bilakis apaçık bir şekilde çağırıyor:

"Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir Kitaptır."
(Hûd, 1)

"Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir."
(Mâide, 15)

"Andolsun ki, biz Kur’ân’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Hani, öğüt alan yok mu?"
(Kamer, 17)

Peki neden bu kadar açık bir Kitap, sanki anlamamak üzerine tasarlanmış gibi sunuluyor?
Neden birileri onun önüne cilt cilt yorumlar, duvar gibi kavramlar, ulaşılmazlık hissi doğuran aracı kitaplar koyuyor?

Kimisi “sen anlayamazsın” diyor.
Kimisi “ehli olmadan çözemezsin” diyor.
Kimisi “önce şu kitapları oku, sonra Kur’ân’a geç” diye sıralamalar çıkarıyor.

Ama Kur’ân bunların hiçbirini onaylamıyor. Aksine bu tür perdeleme çabalarını geçmişten bildiriyor:

"İnkâr edenler dediler ki: ‘Bu Kur’ân’a kulak vermeyin, okunurken gürültü yapın ki onun üstüne galip gelesiniz!’"
(Fussilet, 26)

Kur’ân’ı susturmaya çalışanlar vardı. Bugün de var. Gürültü değişti sadece. Şimdi o gürültü, akademik terimlerin içinde saklı. “O kelimenin Arapçası şudur” diyerek anlamı öteleniyor. “Bu ayetin sırrını ancak biz çözdük” diyenler çoğaldı. Kitabın kendisi yerine, kitabı perdeleyen metinler konuşuluyor.

Kur’ân, herkesin kitabı. Sıradan bir kulun da, koca bir âlimin de muhatabı o. Araya giren her ses, onun doğrudan hitabını boğuyor. Oysa ne diyor Rabbimiz:

"Kur’ân’dan, iman edenlere şifa ve rahmet olan şeyleri indiriyoruz."
(İsrâ, 82)

"Bu Kur’ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp ibret alsınlar diye insanlara bir bildiridir."
(İbrâhîm, 52)

Ancak bu şifadan, bu nûrdan, bu çağrıdan uzak duranlar da var. Sadece uzak kalmıyorlar; uzaklaştırıyorlar. Kur’ân’ı terk ediyorlar. Terk etmek sadece okumamak değildir. Onu anlaşılmaz saymak, insanlara da “anlayamazsın” demek de bir tür terktir.

"Ve Peygamber dedi ki: Rabbim! Kavmim bu Kur’ân’ı terk edilmiş bir şey edindiler!"
(Furkan, 30)

Terk edenin yolu nereye varır bilinmez…
Ama sen bırakma.

Çünkü şan orada.
Şeref orada.
Kurtuluş orada.
Sen de orada ol.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN