

BUGÜNÜN KUFELİLERİ OLMAK VEYA OLMAMAK
Şükrü HÜSEYİNOĞLU
08-08-2025 15:36
Tarihte yaşanmış öyle hadiseler, ortaya konulmuş öyle tutumlar vardır ki, zamanla tarihsel olmanın ötesinde evrensel ve zamanlar üstü bir mahiyet kazanmış, bir yönelimin, yaklaşım ve tutumun sembolü olmuşlardır.
Muaviye’nin, kendisinden sonra riyaseti Ümeyyeoğullarına hasretmek yerine Ümmete devretme konusunda Hasan (r.a.) ile yaptığı akdi bozarak veliaht tayin ettiği ve kendisine kılıç zoruyla biat toplamak için yapmadık zulüm bırakmadığı fâsık oğlu Yezid’in kanlı ordusunun, ona biat etmeyi reddeden Hüseyin (r.a.) ve beraberindeki az sayıdaki mü’mini hunharca katlettiği ve bir kısmını da esir aldığı Kerbela hadisesi ve Kerbela’yla bağlantılı kimi topluluklar ve onların tutumları bu niteliktedir.
Artık ne Hasan (r.a.) ile yaptığı akdi bozarak Ümmete ihanet eden Muaviye tarihsel bir figürden ibarettir, ne direniş yerine basiretsiz bir uzlaşmayı tercih eden Hasan (r.a.), ne Muaviye’nin fâsık oğlu Yezid, ne zalime ve fâsık yöneticiye boyun eğmek yerine direnişi, cihad ve şehadeti tercih eden Hüseyin (r.a.) ve beraberindeki 70 kişi civarındaki mü’min topluluk, ne Hüseyin (r.a.) ve yârenini Yezid fâsığının gayr-i meşru yönetimi uğruna katledecek kadar alçalan askeri birliğin komutanı olan Ömer b. Sad (Sad b. Ebi Vakkas (r.a.)’ın oğlu), ne de Hüseyin’i Irak’a dâvet edip ardından da Kerbela’da zalim Yezid ordusu karşısında yalnızlığa terk eden Kufeliler...
Bu aktörlerin her biri, her asırda yaşamaya devam etmekte, kendi iradeleriyle tercih ettikleri hak veya bâtıl rollerini oynamakta ve mutlak adalet günü olan Hesap Günü bu tercih ve rol alışlarının neticesiyle yüzleşmek üzere son nefeslerini verip hayat imtihanlarını neticelendirmektedirler.
Mesele, bugünün Muaviyelerini, Yezidlerini, Ubeydullah b. Ziyadlarını, Ömer b. Sadlarını ve onların zulme dayalı emirlerine itaat eden askerlerini, Kufelilerini ve diğer yanda Hüseyinlerini ve ona yârenlik eden sâdık mü’minleri tesbit edebilmek, her çağda, her an ve mekânda tekrarlanan bu sahnede doğru tarafta yer alabilmektir.
Kimdir bugünün Muaviyeleri, Yezidleri, Ömer b. Sad ve Kufelileri? Kimdir bu çağın Hüseyinleri ve yârenleri?
Biz bu tekrarlanan Kerbela sahnesinde hangi taraftayız? Belli bir bilinç üzere olan mü’minler olarak tabii ki alçak Yezid, katil Ubeydullah b. Ziyad, mücrim Ömer b. Sad ve onların kanlı ordusunun tarafında olma ihtimalimiz yok, dolayısıyla bir muhasebe yapacaksak -ki mutlaka ve sürekli yapmalıyız-, sahnenin olumsuz yönü itibariyle Kufeliler yönüyle kendimizi murakebe etmeliyiz.
Bizler, bugünün Kerbela sahnesinde Hüseyin ve yârenleri tarafında mıyız, yoksa bugünün Kufelileri miyiz, bunu çok ciddi bir şekilde sorgulamalıyız.
Unutmamalıyız ki Kufeliler, kalpleri o gün için Emevilerin temsil ettiği bâtıla karşı haktan yana olan insanlardı. Zaten o sebeple Hüseyin (r.a.)’ı Kufe’ye dâvet etmişler, onun riyasetinde bâtıl Emevi otoritesine karşı kıyam etmeyi düşünmüşlerdi.
Lakin kılıçları ondan yana olamadı. Evet, Yezid’den yana da olmadı kılıçları. Fakat bâtıla karşı olmak ve ona destek vermemek yeterli değildi. Haktan yana olmak ve fiilen hakkın yanında yer almak gerekiyordu. İşte Kufeliler, bizzat kendilerinin dâvet edip kıyam üzere ahidleştikleri Hüseyin (r.a.)’ı Kerbela’da yalnızlığa terk ederek hakkın yanında fiilen yer almaktan imtina ettiler. Bunun temel sebebi de, Allah’tan çok Emevi otoritesinden korkmalarıydı.
Son raddede eşleri, aşları, evlatları, ev-barkları, bağ-bahçeleri, çok değer verdikleri binekleri vs kendilerine Allah yolunda can feda etmekten daha sevimli geldi, iş fiilen taraf olmaya geldiğinde geçici dünyayı kalıcı âhirete tercih ettiler.
İşte Kufelilik budur ve Kufelilik, başta da belirttiğimz gibi artık tarihsel bir tutum değil, kıyamete kadar tekrarlanacak ve bugün el’an tekrarlanmakta olan bir tutumun adıdır.
Bir “Kerbela Bilinci” İnşa Edilmeli
Kerbela konusunda mevcut durumda İslam dünyasındaki dört yaygın yönelimin yaklaşımlarını şu şekilde özetlemek mümkün:
Şia, Kerbela’yı olması gerektiği gibi güncel tutmak ve gümdemleştirmekle kalmıyor, maalesef ötesine geçerek bu hadiseyi fetişleştiriyor, anma merasimleri, anlamaya yönelik faaliyetlerden öte insanların kendilerine fiziki zarar da verebildikleri mâtem ritüelleriyle ve muharref inanç ve söylemlerle öne çıkıyor.
Sünnilik’te ise maalesef Kerbela diye bir gündem söz konusu değil. Bu durum Sünni yaklaşımın Hüseyin (r.a.) ve direnişine yönelik bir tavrı değil tabii ki. Sünnilik tarihsel olarak Kerbela’da hakkın, haklı olanın yanında olmuştur, Muaviye ve Yezid’i ismen dahi silip atmıştır. Bu yönüyle hakkını teslim etmek gerekir.
Lakin Sünniliğin klasik yaklaşım biçimi olarak fiili tavır almaktan uzak durma, zulmün yanında yer almamakla birlikte, zulme karşı kıyam konusunda da aşırı temkini esas alan tutumu bu alanda da kendisini göstermekte ve Sünni dünyada bir “Kerbela bilinci” oluşmasına izin vermemektedir. Dolayısıyla Kerbela, tarihsel bir hadise olarak dillerde anılıp geçilmekte.
Tarihsel olarak Sünnilik çatısı altında kabul edilen, lakin birçok konudaki yaklaşımıyla klasik Sünnilik’ten büyük oranda ayrışan Selefilik’te ise durum maalesef vahim diyebileceğimiz boyutta. “Kerbela bilinci”ni bir tarafa bırakalım, çeşitli Selefi çevrelerin Muaviye’yi ve hatta kimilerinin daha da ileri giderek Yezid’i tezkiye ve tazim etmek gibi anlaşılmaz bir tutum içine girdiği gözlemleniyor.
Şia, Sünnilik ve Selefilik üstü, doğrudan Kur’an ve ona dayalı Nebevi örneklik (Sünnet) temelinde İslam’ı anlama ve yaşama çabası içerisindeki vasat Kur’ani çizgi ise, Kerbela konusunda Sünni çizgiyle aynı karede buluşuyor diyebiliriz. Maalesef Kur’ani çizginin geneli için de Kerbela, 7. asırda olmuş-bitmiş tarihsel bir hadise durumunda.
Şahsen bu dört tutumun dışında, Kerbela’nın hakkını verecek bir tutum inşa etmemiz, Kur’ani/Nebevi çizgide bir “Kerbela bilinci” oluşturup bunu diri tutmamız gerektiği kanısındayım.
Şunu bilmek gerekir ki Kerbela çok büyük bir kırılma noktasıdır. Tarihte yaşanmış hadiselerden bir hadise değildir. Hakla bâtılın müşahhaslaştığı, tıpkı Bedir günü gibi bir furkan günüdür. Rasulullah (a.s.) ve güzide ashabının (r.a.) nice meşakkatlerle 22 yılda inşa ettiği İslami toplumsal ve siyasal yapının, bir kabile asabiyeti uğruna türlü hile, desise ve zulümlerle ortadan kaldırılıp fısk-fücura dayalı bir saltanatın dayatılmasına karşı tevhidi itiraz ve isyanın sembolüdür.
Dolayısıyla İslami kesimlerin Kerbela gibi bir gündemi olmaması ciddi bir zaaftır, yanlıştır. Kerbela gibi insanlık tarihinde hakla bâtılın çok açık şekilde müşahhaslaştığı hadiseleri bile tarihin müzesine kaldıracak isek, biz neyi önemseyecek, tarihsel hafızamızı ne üzerine bina edeceğiz?
Kerbela’ya Giden Yol ve Tarihsel Kırılma Anı
Bilindiği üzere Rasulullah (a.s.)’dan sonra imamete/hilafete ilk olarak Ebubekir (r.a.) seçilmiş, ardından Ömer (r.a.) ve onun ardından da Osman (r.a.) bu görevi üstlenmişlerdir. Yine bilindiği üzere bu dönemde söz konusu yöneticilere “Halife” değil “Emri’ul Mü’minun” denilmekteydi. Yöneticiler için Halife tabir ve tanımı daha sonraları kullanılmaya başlanmıştır.
Osman (r.a.)’ın, tayin ettiği kimi valilerin kendilerine zulmettiği, sarhoş şekilde namaz kıldırdığı gibi gerekçelerle görevden alınmaları talebiyle Mısır, Basra, Kufe gibi vilayetlerden Medine’ye gelen topluluklar ve onlara katılan kimi Medinelilerce birkaç ay muhasara altında tutulup neticede katledilmesinin ardından, Ali (r.a.) ısrarlı talepler sonucu dördüncü emir/halife olarak göreve başlamıştı (H. 35 / M. 656).
Ne var ki birkaç ay sonra, Aişe (r.a.) ile Talha ve Zübeyr (r.a.)’ın öncülük ettiği bir grup Müslüman, Ali (r.a.)’ın imametini/hilafetini kabul etmeyerek bir ordu hazırlamış ve Ali (r.a.)’ın ordusuyla Basra yakınlarında karşı karşıya gelmişlerdir (H. 36 / M. 656). “Cemel Vakası” olarak tarihe geçen bu savaşta Ali (r.a.)’ın ordusu galip gelmiş, savaşın ardından Ali (r.a.), Osman (r.a.)’ın kanını talep gerekçesini öne sürerek biat etmemekte direnen ve Ali (r.a.)’ın Suriye valisi olarak atadığı Sehl b. Huneyf’in Suriye’ye girişini engelleyen Şam valisi Muaviye’ye biat dâvetini yinelemiş, lakin yine olumlu cevap alamamıştır.
Bunun üzerine Emir’ul Mu’minin Ali (r.a.) meseleyi askeri olarak çözne kararı almış ve bâği Muaviye güçlerinin üzerine yürümüştür. İki ordu, H. 36 / M. 657’de Suriye’nin Rakka ilinin doğusundaki Sıffin mevkiinde karşı karşıya gelmiş, Muaviye ordusu bozguna uğrayacağı sırada Amr b. El-As’ın hile dolu teklifi sonucu Muaviye’nin askerleri Kur’an sayfalarını mızraklara geçirip havaya kaldırarak “Kur’an’ın hakemliği” talebini dile getirmişlerdir.
Ali (r.a.) bu hamlenin bir hile olduğunu görmüş ve isyanın bastırılmasına kadar savaşma iradesini ortaya koymuş, lakin ordusundaki kimi bedevi unsurlar “Kur’an’ın hakemliği” talebinin cevapsız bırakılmasının kabul edilemez olduğunu belirterek tahkim talebine olumlu cevap verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Böylece Ali (r.a.)’ın ordusunda bir ikilik meydana gelmiş, ortaya çıkan fitnenin büyümesini önlemek maksadıyla da Ali (r.a.) tahkim talebini kabul etmiştir.
Yapılan ön anlaşmaya göre her iki taraftan bir hakem seçilecek ve hakemler ilk olarak Ali (r.a.) ve Muaviye’yi azledip daha sonra her iki tarafın da kabul edeceği bir emir üzerinde uzlaşacaktı. Anlaşma gereği Ali (r.a.) tarafının hakemi Ebu Musa el-Eşari, Ali (r.a.)’ın azlini açıklamış, buna karşın diğer tarafın hakemi Amr b. El-As ise Muaviye’nin meşru emir olduğu açıklamış ve böylece tahkimi çıkmaza sürüklemiştir.
Zaten bir hile olarak tasarladıkları tahkimi, Ali (r.a.)’ı imametten/hilafetten azledip Muaviye’yi meşru emir olarak ilan etmenin aracı haline getiren Muaviye tarafı, tahkim hilesiyle amaçladıkları gayeye ulaşmış, yenilmekte oldukları bir savaştan kurtuldukları gibi Ali (r.a.) ordusunda ikilik çıkmasını da temin etmişlerdi. Daha sonraları “Hâriciyye/Hâriciler” olarak vasıflandırılan ve nihayetinde Ali (r.a.)’ı katledecek olan fırka, tahkim hilesinin en acı meyvelerinden biri olmuştur.
Sıffin savaşı ve ardından tahkimin meseleyi çözmek yerine derinleştirdiği bir ortamda Hâricilerin yeni bir aktör olarak sahneye çıkıp Ali (r.a.)’ın meşru yönetimine karşı yeni bir cephe açmaları, o gün için İslam toplumunun geri dönülmez şekilde parçalanması anlamına geliyordu. Nitekim Ali (r.a.), bir savaş da Hâricilerle yapmak durumunda kalmış, Nehrevan’da (H. 38 / M. 658) mağlup edilen Hâriciler, bu yenilginin intikamını Ali (r.a.)’ı katlederek (H. 40 / M. 661) alma yolunu seçmişlerdi.
Ali (r.a.)’ın katlinin ardından, taraftarları oğlu Hasan (r.a.)’a biat ettiler (H. 40 / M. 661). Hasan (r.a.), Muaviye’yle yaptığı yazışmalarda bir uzlaşmaya varamayınca savaş maksadıyla ordusuyla birlikte Kufe’den ayrılıp Medain’e doğru hareket etti, bir öncü kuvveti de Musul civarına gönderdi. Muaviye ordusu da iki kol halinde Musul ve Medain’e hareket edip konuşlandı.
Ordusunda savaş konusunda isteksizlik olduğunu gören Hasan (r.a.), kardeşi Hüseyin (r.a.), Hucr b. Adî ve Kays b. Sa’d gibi isimlerin “dalâlet üzere olan bir kişiye (Muaviye’ye) biat edilemeyeceği” yönündeki muhalefetlerine rağmen belli şartlarla emirliği Muaviye’ye devretme kararı aldı (H. 41 / M. 661) ve Kufe’ye döndü.
Şartlardan biri de, Muaviye’nin kendisinden sonra yerine veliaht seçmeyip, yeni emirin Müslümanların şurasıyla belirlenmesiydi. Lakin Muaviye kısa zaman içerisinde anlaşmadaki bu şartı ihlal ederek, içkiye düşkünlüğüyle tanınan fâsık oğlu Yezid’i veliaht ilan etti (H. 53 / M. 673) ve ona biat toplamak için şehirlere temsilciler göndermeye başladı.
Hüseyin (r.a.), Abdullah b. Zübeyr (r.a.), Abdullah b. Ömer (r.a.) ve Abdurrahman b. Ebubekir (r.a.) gibi bazı sahabîler bu biat dayatmasına açıktan muhalefet ettiler ve tabi Muaviye yönetimiyle karşı karşıya geldiler. Muaviye’nin Medine valisi Mervan b. Hakem’in, Yezid’e biat talebini Mescid-i Nebevi’de okumasıyla birlikte, Allah’a itaat etmeyene itaat edilemeyeceği, fâsık bir kimseye biat edilemeyeceği, yönetimin babadan oğula geçtiği Bizans sisteminin kabul edilemeyeceği yönünde itirazlar dile getirildi.
Bu “biat toplanma” sürecinde Muaviye’nin temsilcilerinin başta Medine halkı olmak üzere Müslümanlara yaptığı zulümler, Sünni tarih ve tabakat kaynaklarında ayrıntılı şekilde anlatılmaktadır.
Muaviye’nin ölümünden (H. 60 / M. 680) sonra başa geçen oğlu Yezid, yeni Medine valisi Velid b. Utbe b. Ebu Süfyan’dan, biat etmemekte direnenlere karşı harekete geçmesini ve üzerlerindeki baskıyı artırarak biatlarını temin etmesini istedi. Vali Velid tarafından biat için görüşmeye çağırılan Hüseyin (r.a.), yapılan biat dayatmasını “halk önünde biat etmenin daha uygun olacağı” gerekçesiyle ertesi güne erteleme taktiğiyle savuşturup, yanına aile fertlerini alarak Mekke’ye hareket etti.
Bu durumu haber alan bazı Kufe ileri gelenleri, Hüseyin (r.a.)’a mektuplar yazarak ve sonrasında bir heyet göndererek kendisine biat etmek istediklerini bildirdiler ve onu Kufe’ye dâvet ettiler. Bu dâvet üzerine önce amca oğlu Müslim b. Akil’i Kufe’ye durumu incelemesi ve biat toplaması için gönderen Hüseyin (r.a.), Kufe halkının, Muaviye tarafından yeni vali olarak atanan Ubeydullah b. Ziyad’ın baskısı altında biatlarından vazgeçmesi ve Müslim’in de vali tarafından katledilmesinden habersiz olarak, 8 Zilhicce 60 günü, umresini tamamlayıp haccı beklemeden aile fertleri ve taraftarlarıyla birlikte Mekke’den Kufe’ye doğru hareket etti.
Hareket halinde iken Kufe’deki olumsuz gelişmeleri haber almasına, Kufelilerin vali Ziyad’ın tehdit ve baskılarıyla biatlarından vazgeçip kendisine desteklerini geri çektiklerini öğrenmesine rağmen yoluna devam etti.
Yezid ordusundan bin kişilik bir birlik, Hüseyin (r.a.), aile fertleri ve yaklaşık 70 kişilik birliğini adım adım takip etmekteydi. Nihayet Ubeydullah b. Ziyad, Ömer b. Sad’a, Kufe’ye 75 km mesafedeki Kerbela mevkiinde Hüseyin (r.a.) ve beraberindekileri durdurma ve kuşatma altına alma emri verdi (2 Muharrem 61 / 2 Ekim 680).
Hüseyin (r.a.) ve taraftarları, Kerbela’da Ömer b. Sad komutasındaki Yezid b. Muaviye birliği tarafından kuşatıldı. İki taraf arasında çatışma olmadan bir çözüme ulaşılması amacıyla çeşitli görüşmeler yapıldı, lakin Hüseyin (r.a.)’ın beraberindekiler birlikte Medine’ye dönme teklifi, Ömer b. Sad tarafından olumlu karşılansa da durumun kendisine iletildiği Kufe valisi Ubeydullah b. Ziyad, Yezid’e biat şartında direndi ve çatışma kaçınılmaz hale geldi.
Bunun üzerine kuşatma derinleştirildi ve Hüseyin (r.a.) ve yârenlerinin suya ulaşımı da engellendi. Nihayetinde de Yezid birliği saldırıya geçerek Hüseyin (r.a.) ve kıomutasındaki az sayıdaki askerleriyle (23 süvari ve 40 piyade) çarpışmaya başladı. Çatışma, Hüseyin (r.a.) ve askerlerinin şehid edilmesi ve başta kız kardeşi Zeyneb (r.a.) ve oğlu Ali Zeynelabidin olmak üzere aile fertleri ve bazı taraftarlarının esir alınmasıyla neticelendi (10 Muharrem 61 / 10 Ekim 680). Esirler, Hüseyin (r.a.)’ın kesik başıyla birlikte önce Kufe’ye Ubeydullah b. Ziyad’ın yanına, ardından da Şam’a Yezid b. Muaviye’nin yanına götürüldüler.
Böylece Hüseyin (r.a.) ve yâreni, bir bâğiye, bir fâsığa biat etmemenin, Rasulullah (a.s.) ve güzide ashabının nice meşakkatlerle vücuda getirdiği İslami toplumsal ve siyasal yapının tulekadan (Mekke’nin fethinde affedilenlerden) olan Ümeyyeoğullarının kabile asabiyeti uğruna ortadan kaldırılıp yerine kabile saltanatının kurulması sapmasına direnmenin bedelini canlarıyla ödediler.
Değil mi ki Hüseyin (r.a.), “Heyhat minezzille / Zillet bizden uzaktır” yaklaşımını temsil ediyordu. Zulme, ilhada, fıska, tuğyana boyun eğip zillet içinde yaşamaktansa, beraberindekilerle birlikte cihadı ve şehadeti tercih etti ve kıyamete kadar insanlığa örneklik teşkil edecek bir kıyamın öncüsü oldu.
Kerbela, yukarıda da belirttiğimiz gibi tıpkı Bedir günü misali bir Furkan günü oldu. Hüseyin (r.a.) ve beraberindekiler geçici dünya hayatı yerine kalıcı yurt olan âhireti, zillet yerine izzeti, güce rağbet yerine hakka rağbeti tercih ettiler.
Ömer b. Sad ve benzeri, aslında kapleri Hüseyin (r.a.)’tan yana olan, lakin dünyevi çıkar, beklenti ve endişeleri sebebiyle kılıçları Yezid’den yana olanlar ile, kalpleri Hüseyin (r.a.) sevgisiyle dolu ve İslam’ın egemenliğinden yana olduğu halde Ubeyddullah b. Ziyad’ın baskılarına boyun eğen ve Allah’tan çok tağutlardan korkma zilletine düçar olarak, şehirlerine dâvet ettikleri Hüseyin (r.a.) ve beraberindekileri zalimlerle başbaşa bırakan Kufeliler ise, âhiret yerine geçici dünya hayatını, izzet yerine zilleti, hakka rağbet yerine güce rağbeti tercih ettiler.
Böylece belki fiziken belli bir süre daha yaşama imkânı buldular, lakin o meş’um tercihleriyle manen o anda ölmüş, çetin Hesap Günü tercihlerinin neticesiyle karşılaşmak üzere tarihin çöp sepetine atılmış oldular. Gerçi dünyada dahi gün yüzü gördükleri söylenemez. Yezid b. Muaviye’nin, Ubeydullah b. Ziyad’ın ve Ömer b. Sad’ın ibretlik akıbetleri bu gerçeğin müşahhas ifadesidir.
Güncel Kufelilik
Bugün, 22 aya yaklaşan bir zaman dilimi içinde yeni bir Kerbela hadisesiyle karşı karşıya bulunmaktayız. Evet, Gazze bugünün Kerbelası’dır. Hakla bâtılın, Firavunizmle Musa (a.s.) tavrının, Darun Nedve tuğyanizmiyle Muhammed (a.s.) duruşunun, Yezid’le Hüseyin (r.a.) karşılaşmasının bir kez daha müşahhaslaştığı bir Furkan sahasıdır Gazze.
Ve bugün küresel bir mücadele ve ayrışma sahası haline gelen Gazze sahasında Hüseyin (r.a.) ve sâdık yârenleri de sahadadır, Muaviye b. Süfyanlar, Yezid b. Muaviyeler, Ubeydullah b. Ziyadlar da sahadadır, Ömer b. Sadlar da, Kufeliler de…
En çok göze batanlar da, kalpleriyle izzet timsali Gazze halkı ve direnişinin yanında, lakin kılıçlarıyla Amerikan emperyalizmi ve onun bölgemizdeki, arz-ı mukaddesteki işgal aparatı siyonizmden yana olanlar ile, kalpleri ve dilleri Gazzelilerden yana olmakla birlikte, fiiliyatta dünyevi endişe, korku ve beklentiler sebebiyle onları çağın Firavunlarıyla, Yezidleriyle başbaşa bırakan Kufelilerdir.
Gece gündüz Gazze halkı ve mücahidlerinin örnek direnişinden sitayişle söz eden, lakin Gazze için bir basın açıklaması dâvetine icabet etmekten dahi, fişlenmek, işini kaybetmek ve benzeri gerekçelerle imtina edenler mesela, bugünün Kufeliler tayfası içinde zikredilmeyi hak edenlerdendir.
Dilleri ve muhtemelen kapleri Gazzelilerden yana olup da, fiiliyatta Kürecik’le, Bakü-Ceyhan petrol boru hattıyla, limanlardan devam eden kanlı lojistik işleyişle insanlık düşmanı siyonistlerden yana konum belirleyen bugünün Ömer b. Sadları gibi, bugünün “Kufelileri” de Gazze imtihanının kaybedenler safında yerini almış durumdadırlar.
Bugün fert ve toplumlar, fiiliyatta çağın Firavunu ABD ve bölgemizdeki işgal aparatı siyonist işgal rejimine hısım olup, izzet timsali Gazze halkı ve direnişine hasım olanlarla, ABD ve siyonist işgal rejimine hasım, Gazze halkı ve direnişine hısım olanlar şeklinde ikiye ayrılmış bulunmaktadır.
Aziz komutan Ebu Ubeyde ve aziz Gazze halkına hasım olmak ne büyük ziyan, hısım olmak ise ne büyük şereftir. Rabbim bizleri bu şerefle müşerref kılsın.
(Not: Bu makale, İktibas Dergisi'nin Ağustos 2025 sayısında yayınlanmıştır.)
- 08-08-2025 BUGÜNÜN KUFELİLERİ OLMAK VEYA OLMAMAK
- 12-07-2025 ÜMMETLEŞME Mİ, ULUSLAŞMA VE APARATLAŞMA MI?
- 01-06-2025 PKK MESELESİ TAMAM, DARISI KÜRT MESELESİNE
- 17-05-2025 AKP SÜRECİNE MÂİDE SÛRESİ 105. AYETTEN BAKMAK
- 06-05-2025 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BÜYÜK BİR YANILGI: BEDELSİZ CENNET
- 09-04-2025 GAZZE, ULUSAL SINIRLARIN KURBANIDIR
- 06-03-2025 ÂDETTEN İBADETE: “SADE RAMAZAN” ÇAĞRISI
- 12-02-2025 GÜNCEL SURİYE VE GAZZE DERSLERİ
- 04-01-2025 SURİYE’DE DEVRİM İNKILABA DÖNÜŞECEK Mİ?
- 23-04-2024 ÂHİR ZAMANDA ERDEMLİ OLMAK VE ERDEMLİ KALMAK
- 08-02-2024 5816’YA KARŞI HAK VE HUKUK SAVUNMASI
- 19-01-2024 MÜSLÜMANLAR OLARAK BİR “BAYBURT DÂVÂMIZ” OLMALI
- 06-01-2024 KİTAB’IN ORTASINDAN KONUŞANLARA KULAK VERMEK
- 13-12-2023 ZULME VE ZALİME TUFAN GEREK!
- 26-10-2023 TERÖR NE? TERÖRİST KİM?
- 12-09-2023 SELAMUN ALEYKUM ARAPÇA, GÜNAYDIN TÜRKÇE Mİ?
- 27-08-2023 MEDYANIN GÜCÜ MÜ, GÜCÜN MEDYASI MI?
- 10-08-2023 KADİM BİR PUT OLARAK “GAVS” İNANCI
- 25-07-2023 DEĞİŞİM, ZORUNLU BİR İSTİKAMET MİDİR?
- 26-06-2023 DİYANET NİÇİN KURULDU, MEVCUT DURUMDA İŞLEVİ NEDİR?
- 10-06-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -III-
- 13-05-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -II-
- 13-04-2023 İYİ YAZMAK
- 23-03-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI
- 07-03-2023 İZLENİMLER... DEPREM DEĞİL KIYAMET
- 10-01-2023 TESETTÜRÜN EVRENSELLİĞİNDEN, ÇIPLAKLIĞIN EVRENSELLİĞİNE
- 08-12-2022 "TEVHİDİ" TARİKATLAR
- 11-11-2022 SEYYİD KUTUB BAĞLAMINDA DURUM TESBİTİ
- 15-10-2022 MODERN İNSAN, BİZ MÜSLÜMANLAR VE “HAYVAN HAKLARI”
- 09-09-2022 "BÜYÜK İKRAMİYE" HEP DÜZENE!
- 17-08-2022 KOMPLO TEORİLERİ VE SAVRULMALAR ARASINDA 15 TEMMUZ MUHASEBESİ
- 22-07-2022 KERVAN MI, ORDU MU?
- 20-06-2022 POLİTİK VE EKONOMİK BİR ENSTRÜMAN OLARAK “HOLOKOST” KAVRAMI
- 17-05-2022 TRİBÜNLERE OYNAMAK!
- 11-04-2022 MÂBED DİLİ, SİYASAL DİL, DÂVET DİLİ
- 15-03-2022 FARKLI BOYUTLARI VE MERHALELERİYLE “HİCRET” KAVRAMI
- 10-02-2022 YAŞANAN İSTİKAMET KRİZİ SÜRECİ VE “MERHALE FIKHI” SÖYLEMİ ÜZERİNE
- 12-01-2022 MUTAFFİFÎN DÜZENİ OLARAK KAPİTALİZM
- 18-12-2021 İBRAHİM (A.S.)’IN, MUSA (A.S.)’IN, MUHAMMED (A.S.)’IN RABBİNE İMAN ETMEK
- 08-12-2021 DİYARBAKIR İZLENİMLERİ
- 16-11-2021 KADİM VE GÜNCEL BOYUTLARIYLA “CÂHİLİYE”
- 06-11-2021 HATIRALARLA, AHMED KALKAN HOCAYA TANIKLIĞIM
- 11-10-2021 ALLAH’A İMAN ETMEK NE DEMEKTİR?
- 25-09-2021 POST-MODERN BİR İĞVA BİÇİMİ OLARAK “KUR’AN’IN GÖRECELİLİĞİ” İDDİASI
- 15-09-2021 RABBİMİZİ, KUR’AN’DAKİ İSİM VE SIFATLARIYLA TANIMAK, BİZİ KULA KULLUĞUN HER TÜRÜNDEN KORUR
- 06-09-2021 AFGANİSTAN’DA BATI VE DOĞU EMPERYALİZMİ ARASINDA İSTİKRAR ARAYIŞI VE TALİBAN'IN DÖNÜŞÜ
- 22-08-2021 ULÛHİYYET, RUBÛBİYYET VE İSİM-SIFAT TEVHİDİ TASNİFİ NE ANLAMA GELİYOR?
- 20-07-2021 TEVHİDİN İKAMESİNDE TEBERRİ VE HAMD KAVRAMLARININ ÖNEMİ
- 07-07-2021 BAŞÖĞRETMEN
- 11-06-2021 TEVHİD ESMÂSI VE ŞİRK ESMÂSI
- 11-05-2021 AKİDEMİZİ GELENEKSEL, MODERN VE POST-MODERN HURAFELERDEN ESMÂ İLE SELİM KILMAK
- 14-04-2021 TEMEL İMAN İLKELERİNİ, KUR’AN’DAKİ ESMÂ İLE KAVRAMAK -I-
- 11-03-2021 KAPİTALİST-MODERNİST TUĞYANA TEOLOJİK HİZMETTE SON ZIRVA: "BAŞÖRTÜSÜZ TESETTÜR"
- 02-02-2021 ÜMNİYYE/EMANİYYE KAVRAMI
- 09-01-2021 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ -II-
- 11-12-2020 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ
- 14-11-2020 DİRİLERE MENKIBE, ÖLÜLERE KISSA!
- 11-10-2020 LAİK DÜZENDE HUTBE VE KILIÇ!
- 16-09-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -V-
- 08-09-2020 İKTİDARIN EMPERYALİZM KARŞITLIĞI (!) GÖZ DOLDURUYOR
- 15-08-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -IV-
- 26-07-2020 HACCIMIZ, KURBANIMIZ, NAMAZIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 10-07-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -III-
- 09-06-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -II-
- 14-05-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -I-
- 01-05-2020 DİYANET BAŞKANI'NIN ÇIKIŞI, TEPKİLER VE HİÇ EKSİK OLMAYAN MASALLAR
- 17-03-2020 İP
- 10-02-2020 LAİK DÜZENİN TOKİ’Sİ, LAİK DÜZENİN BANKASI, LAİK DÜZENİN DİYANET’İ
- 09-01-2020 SANDALYELER KALDIRILINCA CÂMİLER ASLINA DÖNMÜŞ OLDU MU?
- 11-12-2019 AFRİN İZLENİMLERİ
- 19-11-2019 CÂHİL DOSTLARI VE AZGIN DÜŞMANLARI KISKACINDA PANODAKİ AYET
- 04-11-2019 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 10-10-2019 MODERNLEŞME POLİTİKALARININ NESNESİ VE DOLAYISIYLA MAĞDURU OLARAK KADIN
- 12-09-2019 “ATALAR DİNİ”NE HAYIR, “ATA DİNİ”NE EVET Mİ?
- 08-08-2019 KURBAN İÇİN, BIÇAĞINDAN ÖNCE BİLİNCİNİ BİLE!
- 10-07-2019 TARAF OLAN BERTARAF OLUR!
- 03-07-2019 İLİM HAKLA BÂTILI AYIRMAK, ÂLİM YAŞADIĞI ÇAĞDA HAKLA BÂTILI AYIRANDIR
- 23-06-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-06-2019 ASIRLARDIR “SEMBOLİK KRAL” MUAMELESİ YAPILAN KUR’AN’I, YENİDEN KAYNAK EDİNMELİYİZ
- 11-05-2019 TÜM MESELE, “TEMEL KAYNAĞIN” NE OLDUĞU
- 10-04-2019 SELEFİYYE, HURAFELERE KARŞI SAHİH İSLAM SÖYLEMİNDE NE KADAR TUTARLI?
- 24-03-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-02-2019 YAŞAR NURİLEŞME TEMAYÜLÜ
- 01-01-2019 BÜYÜ, NAZAR, RUKYE VE CİNLERLE ETKİLEŞİM KONULARINA GİRİŞ
- 10-12-2018 SON AYLARIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERİMİZE DAİR KISA KISA
- 10-11-2018 KEMALİSTLERİN ANDI, BİZİMSE AKİDEMİZ VAR!
- 09-10-2018 AVM VE STADYUM ARASI “MESCİD”, CAHİLİYE ARASI “İSLAM”
- 09-09-2018 İSLAM COĞRAFYASINDAKİ İKTİDARLARIN ALLAH’I OLSAYDI, ONLARIN DOLARI OLMAZDI
- 28-08-2018 RASULULLAH (A.S.) YERLİ VE MİLLİ MİYDİ?
- 08-08-2018 KUTSAL DEVLET OLUR MU?
- 07-07-2018 MUHAFAZAKÂR CENAHTA YÜKSELEN TREND: LAİKLİKTEN LAİKLİK BEĞENMEK
- 19-06-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 07-06-2018 DÜNYEVİLEŞME SADECE “TEK DÜNYALILAR”IN SORUNU MU?
- 22-05-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 11-05-2018 İSLAM DÂVÂSININ/DÂVETİNİN İLK AŞAMASI: HAKLA BÂTILIN AYRIŞTIRILMASI
- 27-04-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 09-04-2018 MÜ'MİN İLE MÜRİD FARKI
- 30-03-2018 ÇİFTLİK BANK OLAYI, KUR'AN'I KABİRLERDE OKUYUN FERMANI VS
- 13-03-2018 MEYDANI DİN HAKKINDA AHKÂM KESENLERE BIRAKMIYORUZ!
- 06-03-2018 “YENİ TÜRKİYE”DE “ESKİ TÜRKİYE”LEŞME TEMAYÜLLERİ
- 12-02-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR TESBİTLERİM
- 27-01-2018 CAHİLİYEYE İSLAM AŞISI BİD’ATI
- 04-01-2018 HAYAT: İKİ “İKRA” EMRİ ARASI
- 22-12-2017 EMANİYYEDEN/KURUNTULARDAN İLME, ÜMMİLİKTEN KİTABİLİĞE
- 16-12-2017 KUDÜS GÜNDEMİNE DAİR
- 27-11-2017 KERKÜK'ÜN DİLİ OLSA
- 15-11-2017 SON KURTARICILAR KEMALİZMLE BÜTÜNLEŞİRKEN…
- 05-11-2017 KADINLARIN, KOCALARININ İSTİKAMETSİZLİĞİ İLE İMTİHANI
- 17-10-2017 DİNDARLAŞMA TRENDİNDEN, DİN(İ)DARLAŞMA TRENDİNE
- 08-10-2017 SUS PAYLARINA RÂZI OLMAK VEYA OLMAMAK
- 19-09-2017 İSLAM YOLUNUN, KRALLARI DEĞİL KURALLARI VARDIR
- 31-08-2017 KURBAN ETİ "DİN"LENDİRİLMELİ
- 13-07-2017 KUR’AN’DA “DAMAL SİLUET ŞENLİKLERİ”
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (HAZİRAN)
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (MAYIS)
- 30-05-2017 TARİHTEN İKİ ÖRNEK OLAY IŞIĞINDA GÜNCEL ŞAHİTLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ
- 21-05-2017 KADINLARA AÇIK MEKTUP
- 26-04-2017 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 13-04-2017 GÜNCELE DAİR KISA KISA
- 13-03-2017 “KUTSAL DEVLET” ANLAYIŞI ZULÜM ÜRETİYOR
- 08-03-2017 LÂ DEMEK VE FAKAT İLLALLAH DİYEMEMEK!
- 30-01-2017 KUR’AN’I NİHAİ BAŞVURU, HÜKÜM VE ÇÖZÜM MERCİİ OLMAKTAN ÇIKARMAK
- 22-12-2016 HALEP, ŞEHİD ŞEHİRLER KERVANINA KATILIRKEN…
- 10-11-2016 ERDOĞAN’IN “MÜSLÜMAN SİYASETİ" SÖZÜNE DAİR
- 03-10-2016 STK'DAN CEMAATE, KİLİSE FORMUNDAN MESCİDE
- 24-09-2016 SÖZ KONUSU OLAN İSLAM İSE, HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR
- 17-09-2016 KURBAN VE HACC, BİR SON MUYDU, BAŞLANGIÇ MI?
- 20-07-2016 YALNIZ DARBEYE DEĞİL, DEMOKRASİYE DE TEKBİRLE DİRENMELİ
- 07-07-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –II-
- 22-06-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –I-
- 29-05-2016 PARÇALANAN BEDENLERİMİZ VE PARÇALANAN AKİDEMİZ
- 26-04-2016 YENİ TÜRKİYE ve LAİKLİK
- 07-03-2016 MUHAFAZAKÂR KESİMDE PERİNÇEKLEŞME SENDROMU
- 24-02-2016 SELEFİLİĞİN, KUR’ANİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ -I-
- 05-02-2016 ŞAPKAYI NASIL GİYDİRDİLER?
- 31-12-2015 ALLAH’A KARŞI TAŞKINLIK, HALKA KARŞI TAŞKINLIK
- 04-12-2015 SEKÜLERLEŞEN DİL
- 15-11-2015 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 27-10-2015 “NAZAR” VAR MI?
- 19-09-2015 NAMAZIMIZ, HACCIMIZ, KURBANIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 28-07-2015 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 22-06-2015 ALLAH’TAN BAŞKALARIYLA KORKUTULMAK
- 21-05-2015 “DİNDAR” KELİMESİ HANGİ BOŞLUĞU DOLDURUYOR?
- 31-03-2015 İNSANIN HAKKI, ALLAH’IN HAKKI
- 18-02-2015 “LAİKLİĞE VEDA” MI?
- 13-01-2015 MÜSLÜMAN DUYGUYLA DEĞİL, ÖLÇÜYLE HAREKET EDER
- 17-12-2014 DEVLETİN PARALELİ, DİKEYİ
- 18-10-2014 İSLAM'A TESLİM OLMAK MI, İSLAM'I TESLİM ALMAK MI?
- 03-10-2014 ALAN HÂKİMİYETİ VERSUS BÖLGESEL VE KÜRESEL HÂKİMİYET
- 16-09-2014 "ESKİ TÜRKİYE" - "YENİ TÜRKİYE" FARKI
- 27-08-2014 GAZZE HALKI İZZETİ ÖĞRETİYOR
- 03-08-2014 RİVAYET KÜLTÜRÜYLE HESAPLAŞILMADAN, IŞİD’E KARŞI ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
- 19-07-2014 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 23-05-2014 TEKASÛR SORUNU ve SOMA FACİASI
- 30-04-2014 HİRA SONRASINA AİT BİR DURUŞA SAHİP OLMALIYIZ
- 01-04-2014 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -IV-
- 05-03-2014 MÜSLÜMANLARIN KURUMSALLAŞMAKLA İMTİHANI
- 27-02-2014 PAKİSTANLI ÇOCUKLARA 10. YIL MARŞI OKUTAN "HİZMET"
- 11-02-2014 FİRAVUN'UN SARAYINDA İMANINI GİZLEYEN MÜ'MİN KISSASI BİZE NE DİYOR?
- 11-01-2014 BU NEYİN KAVGASI?
- 12-12-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -III-
- 28-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -II-
- 17-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -I-
- 12-11-2013 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 11-10-2013 CAMİ AVLUSUNDAKİ LAİK REJİM
- 06-10-2013 CAMİ–CEMEVİ VE CAMİ-AVM
- 27-09-2013 DEĞİŞEN MEDYA DÜZENİ, DEĞİŞMEYEN MEDYA ALIŞKANLIKLARI
- 17-09-2013 BİR KÖYDE İKİ MUHTAR OLMAZ
- 25-08-2013 MURSİ'YE YAKIŞAN, MISIR'IN SARAYI MI ZİNDANI MI?
- 11-08-2013 ERGENEKON VE İKİ MAĞARANIN TANIKLIĞI
- 19-07-2013 BATI PUTUNU, MÜSLÜMANLAR İLKELERİNİ YİYOR
- 08-07-2013 DEMOKRASİNİN SINIRLARI
- 04-07-2013 KAVRAM TÜKETİCİLİĞİ
- 22-06-2013 MÜSLÜMANIN İSTİKAMETİNİ KONJONKTÜR DEĞİL İLKELER BELİRLER
- 16-06-2013 PEYGAMBERLERE İMAN, ALLAH'IN HAYATA MÜDAHİL OLUŞUNA İMANDIR
- 08-06-2013 MAHKÛM DEĞİL, HÂKİM OLAN ALLAH'A İMAN ETMEK
- 31-05-2013 YEREL ERGENEKON MU, KÜRESEL ERGENEKON MU?
- 20-05-2013 MAVİ MARMARA ÜZERİNDEN SİYONİST REJİMİ MEŞRULAŞTIRMAK
- 28-04-2013 BİR MUHASEBE DENEMESİ VE İSTİKAMET HATIRLATMASI
- 22-04-2013 KUR'AN KISSALARINDA TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN İLKELERİ
- 12-04-2013 "ANKARA'DA KIRK BEŞ YIL" KİTABI ÜZERİNE
- 06-04-2013 "SOSYAL MEDYA" VEYA ÇAĞIN LOTUS ÇİÇEKLERİ
- 22-03-2013 “ÖZGÜR SURİYE” Mİ, “İSLAMİ SURİYE” Mİ?
- 17-03-2013 BÖYLE BİR CİHAD ANLAYIŞI OLUR MU?
- 28-02-2013 AKP'NİN YAPTIĞI "KİMLİK SİYASETİ" DEĞİL Mİ?
- 12-02-2013 MÜNKERLE BARIŞIK MÜSLÜMANLIK!
- 20-01-2013 "İSLAMİ KAPİTALİZM" SAPTIRMASI
- 10-01-2013 GANNUŞİ’DEN DEMOKRASİ VAAZI DİNLEMEK
- 28-12-2012 TASAVVUF NEDİR, NE DEĞİLDİR?
- 12-12-2012 SİYASETİ AKİDEDEN BAĞIMSIZLAŞTIRMAK
- 06-12-2012 NEO-MÜRCÎLİK VE NEO-HARİCİLİK ARASINDA
- 30-11-2012 BİZİM "SANDY KASIRGAMIZ"
- 15-11-2012 HAKLA BÂTIL BİRBİRİNE KARILIRKEN MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
- 09-11-2012 PEYGAMBER KISSALARINDA İSLAMİ MÜCÂDELENİN İLKELERİ
- 01-11-2012 YARIM KALAN DUA
- 20-10-2012 BU NEYİN REKABETİ?
- 15-10-2012 KUR'AN KARŞISINDA BİR POSTMODERN GÜRÜLTÜ: GÖRECELİLİK İDDİASI
- 08-10-2012 KOMPLOCULUK?
- 01-10-2012 ALLAH'IN DİNİ PAYANDALAŞTIRILIRKEN SESİZ KALMAK
- 16-09-2012 TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
- 09-09-2012 "ŞAM'IN FAZİLETLERİ" RİVAYETLERİ ÜZERİNE
- 02-09-2012 K. ALPAY VE A. DURSUNOĞLU: GERÇEĞİN İKİ YARISI
- 25-07-2012 SURİYE DİRENİŞİNE BAKIŞIMIZ
- 12-07-2012 RAMAZAN AYI VE BİR FARKINDALIĞI ŞAHİTLİĞE DÖNÜŞTÜRME ZORUNLULUĞUMUZ
- 12-06-2012 "HARAMEYN DÅVAMIZ" DA OLMALI
- 08-06-2012 HARAMEYN VE ACI GERÇEKLER
- 28-05-2012 "ANAYASA" İÇİN SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ BU MU?
- 23-05-2012 UMRE YOLCULUĞUNUN ÖĞRETTİKLERİ
- 07-05-2012 MÜLK KAVRAMINI DOĞRU ANLAMAK
- 21-04-2012 KULLANAN - KULLANILAN!
- 01-04-2012 FE EYNE TEZHEBÛN!
- 23-03-2012 TARİH NİÇİN TEKERRÜRDEN İBARETTİR?
- 18-02-2012 İDDİALARIMIZ VARDI BİZİM
- 02-02-2012 SURİYE DİRENİŞİ VE ÂDİL ŞAHİTLİK SORUMLULUĞU
- 14-01-2012 DERGİ DEĞİL MEKTEB: İKTİBAS
- 30-12-2011 "KORSAN" VE "KAÇAKÇI" NİTELEMELERİ ÜZERİNE
- 23-12-2011 MÜSLÜMANLARIN KURUMLAŞMAKLA İMTİHANI
- 13-12-2011 KÜRESEL NEVZAT TANDOĞAN: NATO
- 03-12-2011 FETVA
- 18-11-2011 "ÇÖZÜM İSLAM'DA" HAKİKATİNE BURUN KIVIRMAK
- 23-10-2011 "İDEOLOJİSİZ ANAYASA" TALEBİ VE MÜSLÜMANLAR
- 12-10-2011 NİÇİN CİDDE VE KAHİRE?
- 21-09-2011 SUS PAYLARI VE MÜSLÜMANLAR
- 16-09-2011 BİLGİ FETİŞİZMİ
- 19-08-2011 AÇLIK SORUNU, İNSANİ YARDIM VE İSLAMİ MÜCADELE
- 16-08-2011 YÜZDE 81 DİNDAR, YÜZDE KAÇ MÜSLÜMAN?
- 25-07-2011 UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DİL: TEVHİDCE
- 20-07-2011 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 07-07-2011 NAMAZDA KUR'AN OKUDUĞUMUZUN FARKINDA OLMAK
- 30-06-2011 HUDEYBİYE İSTİSMARINDA SON NOKTA
- 22-06-2011 İSLAM COĞRAFYASI, TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLAR VE ÜÇ TUTUM
- 13-06-2011 RAHAT KAÇIRAN ÂYETLER!
- 02-06-2011 SİSTEM İÇİ DEĞİŞİM MÜSLÜMANLARIN LEHİNE Mİ İŞLİYOR?
- 27-05-2011 İTİDAL KAVRAMI DOĞRU ANLAŞILIYOR MU?
- 10-05-2011 "MEÂL - TEFSİR" FORMU DOĞRU MU?
- 01-05-2011 "TÖRENLER CUMHURİYETİ" VE ÇOK KUTSALLILIK
- 15-04-2011 İSLAM TOPRAKLARI NİÇİN KOLAY BOMBALANIYOR?
- 10-04-2011 BDP ÇOK GEÇ UYANDI!
- 25-03-2011 SENİN QULHUN SANA, BENİM QULHUM BANA!
- 05-03-2011 BÖLGEDEKİ GELİŞMELER: "İSLAM'SIZ LÂ" NE GETİRİR?
- 28-02-2011 ÖLÜM, İLKELER, PRAGMATİZM
- 18-02-2011 ŞEHADET: ALLAH İÇİN OLMAK
- 12-02-2011 TUNUS VE MISIR DENKLEMİ
- 31-01-2011 “Tarihin sonu"ndan devrimler çağına
- 21-01-2011 BİN ALİ, NE ÖZENTİSİYDİ?
- 07-01-2011 SEYYİD KUTUB VE BİZ: GERİ DEĞİL İLERİ
- 11-12-2010 “SEYYİD KUTUB’U AŞMAK” SÖYLEMİ
- 27-11-2010 KAPİTALİST KUŞATMAYA KARŞI ÇARESİZ MİYİZ?
- 10-11-2010 BİR AĞAÇ GİBİ TEK BAŞINA, BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇE
- 26-10-2010 MÜ'MİNLER BİRBİRLERİNİN VELîSİ Mİ?
- 23-10-2010 DANİEL BEBEK
- 12-10-2010 İSLAMİ SİYASET, MUHAFAZAKÂR SİYASETTEN AYRIŞMAKLA BAŞLAR
- 24-09-2010 KUR'AN MI TEMEL BELİRLEYİCİDİR, HADİSLER Mİ?
- 13-09-2010 AHALİYİ KİMLİKSİZLEŞTİRME PARTİSİ
- 07-09-2010 SON OLARAK...
- 28-08-2010 TERAZİNİN AYARLARIYLA OYNAMAK
- 23-08-2010 PRAGMATİZM ÇIKMAZI
- 13-08-2010 ERCÜMEND ÖZKAN FARKI
- 06-08-2010 HANGİ KÜRT MESELESİ?
- 16-07-2010 DUAYI BİREYSELLEŞTİRMEK
- 07-07-2010 RASULULLAH NİÇİN HABEŞİSTAN’A HİCRET ETMEDİ?
- 21-06-2010 ZAYIFLATILAN İSLAM DEVLETİ PERSPEKTİFİ
- 11-06-2010 ŞEHİDİN ARKADAŞI OLMAK
- 03-06-2010 KAHROLUYORUM
- 21-05-2010 MÜ'MİN ZİHNİN TEMEL KODLARI
- 15-05-2010 İLİŞTİRİLMİŞ DUYARLILIKLAR VE AFGANİSTAN
- 27-04-2010 TEVHİDDEN BAĞIMSIZ ADALET SÖYLEMİ
- 21-04-2010 MÜSLÜMANLAR VE "SİSTEMİN YENİDEN İNŞASI"
- 19-04-2010 TERÖRİZMİ KINAMAK
- 12-04-2010 TEKNOLOJİ: NE MAHRUMİYET, NE MAHKÛMİYET
- 10-04-2010 PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALMAMALI
- 30-03-2010 KENDİ YERİMİZDE VE KENDİMİZ OLARAK...
- 26-03-2010 BUGÜNE KADAR HELAL MİYDİ?
- 12-03-2010 SOMALİ'DE "KORSANLAR VE İMPARATORLAR"
- 02-03-2010 MİNBERLER VE MİHRABLAR
- 19-02-2010 NATO'YA KİM "ONE MİNUTE" DİYECEK?
- 14-02-2010 SORGULANMAYAN VESAYET
- 06-02-2010 BAŞÖRTÜSÜ: ÇÖZÜM YAHUT ÇÖZÜLME
- 25-01-2010 DAVETTE YUVARLAK MASA MODELİ
- 19-01-2010 İSLAM RESTLEŞMEDİR!
- 09-01-2010 ÜÇ TARZ-I SİYASET
- 28-12-2009 BİZİM DE MUNTAZERİLERİMİZ OLMALI
- 17-12-2009 YOL AYRIMINDA İKİ PROJE
- 10-12-2009 O ZATEN KEFENİNİ GİYMİŞTİ
- 02-12-2009 İSLAM, KAPİTALİZMİN VİCDANI KILINAMAZ
- 26-11-2009 KURBAN
- 14-11-2009 GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ DİNDARLIK
- 08-11-2009 KİRLİ ÇORAP - KİRLİ MAHYA İKİLEMİNDE DİYANET
- 31-10-2009 ZİKR: RİTÜELLEŞTİRİLEN HAYAT ÖLÇÜSÜ
- 22-10-2009 İSTİKRAR
- 10-10-2009 ÇÖP İŞÇİSİNİN ÖLÜMÜ
- 24-09-2009 'DİNDARLIK ANKETLERİ'NDE SORULMAYAN SORU
- 06-09-2009 HANGİ EHL-İ SÜNNET?
- 26-08-2009 NAMAZ KILMAYANLAR NİÇİN ORUÇ TUTAR?
- 10-08-2009 RAMAZAN NİÇİN ZAM AYI OLDU?
- 15-07-2009 SEN DE Mİ ADEM!
- 01-07-2009 İSLAM İHTİLALCİ DEĞİL İNKILABCIDIR
- 16-06-2009 İRAN'DA "CUMHURİYET MİTİNGLERİ"
- 30-05-2009 DİNİ PAYANDALAŞTIRMAK
- 16-05-2009 OBAMA'DAN "CAN ALICI" MESAJLAR
- 04-05-2009 NÖBET YERLERİMİZİ NE ÇABUK TERK ETTİK
- 19-04-2009 "KUTLU DOĞUM" NE ZAMAN?
- 03-04-2009 "BEN YAPTIM OLDU" UMURSAMAZLIĞI
- 26-03-2009 BULDUĞUMUZ DEĞİL UMDUĞUMUZ
- 19-03-2009 PUTİN RUSYASI ve İSLAM
- 11-03-2009 BEN “SEÇİM”İMİ O GÜN YAPMIŞTIM
- 28-02-2009 AK PARTİ 28 ŞUBAT’IN MUSA’SI MI, ÂSÂSI MI?
- 19-02-2009 BAŞÖRTÜSÜNÜ SAVUNMAYA VAR MISINIZ?
- 13-02-2009 GAZZE'NİN KİMLİK İHRACI VE ÇOCUKLAR
- 30-01-2009 BİR AYAKKABI DA ERDOĞAN’DAN
- 18-01-2009 KAZANAN GAZZE HALKI OLDU
- 05-01-2009 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 11-12-2008 ARABESKİN EN TEHLİKELİSİ
- 28-11-2008 KURBAN ORTAKLIĞI
- 20-11-2008 BÜYÜCÜLER VE KEMALİSTLER
- 08-11-2008 OBAMA KİMİ KURTARACAK?
- 08-10-2008 KÜRT SORUNU: ÇÖZÜMSÜZLÜK MÜ, ÇÖZÜM MÜ?
- 18-09-2008 RAMAZAN, KUR’AN VE KADINLAR
- 07-09-2008 ANNE-BABAYA "ÖF" DEMEYEN BİR TOPLUM!
- 27-08-2008 RAMAZAN DENİNCE
- 19-08-2008 AKVARYUM MÜSLÜMANLIĞI
- 03-08-2008 PUTLARIN HAKKI DEVİRİLMEKTİR, ISLAH EDİLMEK DEĞİL!
- 17-07-2008 İSLAM’IN İLK ŞARTI CİDDİYETTİR!
- 08-07-2008 MÜSLÜMANLAR CAHİLİ SİSTEME KANAT OLMAMALI!
- 29-06-2008 ÇİZGİ FİLMLER NE KADAR MASUM?
- 20-06-2008 PROVOKATÖR İTHAMI ÜZERİNE
- 03-06-2008 DOĞRU CAMİLER AÇIK, FAKAT NEYE?
- 24-05-2008 YANGINDA İLK KURTARILACAK
- 14-05-2008 BOYKOTUN ÖNEMİNİ KAVRAYAMAYANLAR İÇİN BİR HABER
- 03-05-2008 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 19-04-2008 NE "HOŞKÖRÜ", NE ŞİDDET KÖRÜ!
- 05-04-2008 HATİM KAMPANYALARI
- 11-03-2008 KADIN-ERKEK: REKABET Mİ, VELAYET Mİ?
- 01-03-2008 “MÜCAHİD DENKTAŞ” İSLAMİ DEĞERLERE KARŞI!
- 23-02-2008 KUR’AN İLAÇ DEĞİL REÇETEDİR
- 07-02-2008 HERKES DİNİNİN SAHİCİ ADAMI OLMALI
- 26-01-2008 BU KADAR CEHALET İÇİN "AYDIN" OLMAK ŞART MI?
- 20-01-2008 BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI KEMALİZM-APOİZM İTTİFAKI MI?
- 06-01-2008 NAMAZLARIMIZI HIZDAN KORUYALIM
- 25-12-2007 HACCIMIZI GERİ İSTİYORUZ
- 04-12-2007 BU SENARYO, ALFRED HİTCHCOCK'A MI AİT?
- 19-11-2007 KUDÜS BULUŞMASI: RENKLER AYRI, DUYGU VE SLOGANLAR AYNI
- 01-11-2007 TOPLUM MÜHENDİSLERİNİN YENİ GÖZDELERİ: NEOMENKIBECİLER
- 08-10-2007 TV ESİR ALIYOR; ESİR OLACAK MIYIZ?
- 01-10-2007 "NİŞANLILIK DÖNEMİ NİKAHI": KİTABA UYMAK YERİNE KİTABINA UYDURMAK
- 11-09-2007 BELEDİYELER VE RAMAZAN: GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ!
- 01-09-2007 KAVRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM!
- 07-08-2007 “İSLAMSIZ İSLAM” SAPTIRMALARINI BOŞA ÇIKARMAK
- 27-07-2007 ULUSALCILARIN MUMU YATSIYA KADAR YANDI!
- 23-07-2007 İSLAMİ MÜCADELE BİR BÜTÜNDÜR, PARÇALANAMAZ!
- 12-07-2007 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 02-07-2007 JAKOBENİZMİN YENİ MEVZİSİ, YENİ MASKESİ: ULUSALCILIK
- 14-06-2007 ÇEVRESEL İFSADIN SONUCU: "SEKÜLER KIYAMET" BEKLENTİSİ
- 05-06-2007 LAİSİZMİN MERCAYUN'U, İSLAM'IN BİNT CİBEYL'İ
- 25-05-2007 İSLAM SADECE ANLATILMAZ, YAŞANIR
- 12-05-2007 ÇÖZÜM; MEŞAKKATLİ FAKAT İSABETLİ OLAN NEBEVİ HAREKET METODUDUR
- 01-05-2007 HAYALCİ VE ERTELEMECİ SİYASETİN SONU: "TİYATROMUZ BURAYA KADARDI!"
- 27-04-2007 PROVOKASYONLAR, TEKTİPÇİ ULUS KİMLİK KURGUSUNDA DÜĞÜMLENİYOR
- 18-04-2007 “ILIMLI MÜSLÜMAN” KİMDİR?
- 11-04-2007 KAVMİYETÇİLİK, EMPERYALİZME KUSURSUZ HİZMETİNİ SÜRDÜRÜYOR
- 30-03-2007 İNTERNETİ MÜSLÜMANCA KULLANMAK
- 22-03-2007 ESKİDEN BAKKALLARIMIZ VARDI
- 12-03-2007 “BÜYÜK BULUŞMA"DAN BÜYÜK TAHRİBAT
- 23-02-2007 “MUHAFAZAKAR DEMOKLES”İN KILICI İLKAV’IN TEPESİNDE
- 07-02-2007 KUR'ANI TAHKİR VE TEZYİF SUÇU
- 22-01-2007 İKİ YÜZLÜ MEDYANIN “ÇILGIN TÜRKLER”İ
Makaleler
Hava Durumu