SİYONİZME KARŞI DİRENEN İRAN

Mehmed MAKSUT

18-06-2025 15:04


Tarihçiler tarafından " Fırtınalar Merkezi" olarak ifade edilen "Ortadogu"da olaylar çok hızlı gerçekleşiyor. İki yıldır devam eden "Aksa tufanı" ve Gazze direnişi; İran, Yemen, Lübnan Hizbullah'ının (imkanlar dahilinde) desteği dışında tek başına büyük bedeller ve ihanetler görerek devam ediyor. 

Gazze'de İsrail'in zulmü, bölge ülkelerinin satılmışlığı, Mahmut Abbas'ın ihanetleri yetmezmiş gibi "DAEŞ bağlantılı Yasir Ebu Şebab" fitnesi de ortaya çıktı. İçeride ve dışarıda İsrail tüm kozlarını kullanarak direnişi yok etmeye çalışırken diğer yandan küresel intifadanın ayak sesleri vicdanlı insanların yüreğinde makes buluyor.

Filistin davasına sahip çıkan herkes bedel ödüyor. Bu bedel hususunda başta Hamas olmak üzere İran, Yemen, Lübnan en büyük paya sahiptir. İsrail'in İran'a yönelik son operasyonları da bu bedelin en somut göstergesidir. Her ne kadar bir çok kesim görmek istemese de İran; ABD ve İsrail emperyalizmine teslim olmayan politikalarıyla Filistin'i savunmaya devam ediyor. Bunun sonucunda da birçok üst düzey devlet adamını, komutanını feda ediliyor. Her ne kadar milli ve mezhebi gözlüklerle olaylara bakanlar İran'ın bedel ödemesini inkar etselerde Filistin direnişinin sözcüsü Ebu Ubeyde yaptığı açıklamalarla bu durumu alenileştirmektedir. Kassam Tugayları Askeri Sözcüsü Ebu Ubeyde yaptığı açıklamada:

"Zalim Siyonist saldırı karşısında İran İslam Cumhuriyeti ile dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. İran’a yönelik bu saldırı, onun Filistin halkının yanında durması ve onurlu direnişçilerine verdiği büyük destek nedeniyle gerçekleşmiştir. Aynı zamanda bu korkakça saldırı sonucunda şehit olan İranlı büyük liderleri ve şehitlerini rahmetle anıyoruz." 

Direnişin lideri yukarıdaki sözleri söylerken birileri hala "Danışıklı döğüş, animasyon, tiyatro" gibi alayvari ve küçümseyici ifadelerle meseleleri değerlendirmesi gerçekten üzücüdür. Slogan atanlar, taş atanlar, çamur atanlar, füze atanlar...Herkes bir şeyler atıyor ve herkes attığıyla karakterini de safını da sergiliyor. İsrail'e düşen bombaları "Tiyatro - Animasyon" olarak görenlerin "DESTANINI" acaba ne zaman göreceğiz? 

Zalimlere karşı bir slogan dahi atamayan mücahitlerimiz! var. Kendi ülkesinde ABD ve İsrail'e karşı bir slogan atamayanlar, kendi iktidarlarının aleni veya örtük İsrail'le ilişkisine karşı ses çıkaramayanlar İran'a tüm soruları ve sorumlulukları yöneltiyorlar. Oysa lafa gelince "İsrail ümmet için büyük bir urdur, tehdittir, tehlikedir" demesini bilenlere şunu sormak lazım. Bunca tesbit ve tehlikeye karşı siz iktidarlar ve halklar olarak ne yapıyorsunuz? İsrail'e karşı direnemeyebilirsiniz lakin kendinizi, topraklarınızı, imkanlarınızı düşman dediğiniz İsrail'e kullandırmaktan utanmıyormusunuz? Madem İsrail herkes için tehdit ve düşman. Neden bu tehdit ve düşmanı büyüten bir politik arenanın içinde yer alıyorsunuz? Madem İsrail bölgesel ve küresel bir sorundur. Neden bu sorunla aktif mücadeleyi tek İran'a yüklüyorsunuz? Madem nihai hedefte Türkiye var. Neden Türkiye hala İsrail'e karşı caydırıcı bir önlem almıyor? Bu ikircikli tutum Maide Suresi 24. Ayette israiloğullarının karakterini ifade eden şu ayetin tezahürü değil midir: "Ey Musa! Onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın, doğrusu biz burada oturacağız" demişlerdi." 

Düşmanlarımızı milli ve politik çıkarlarımıza göre değil inancımıza göre tanımlamalıyız ve tanımalıyız. Günlük politik hesaplarla "Kardeşim Sisi, Dostum Trump" derseniz kardeşinizden de dostunuzdan da darbeyi ilk fırsatta yersiniz.  Habilleri kardeş kılmak varken kabillerle yol alırsanız yorulursunuz, yıpranırsınız. 

İran hem içeride hem dışarıda mücadelenin içindedir. Bu mücadelede başarılı olması için dua edelim, destek verelim. Zira İran kaybettiğinde Türkiye ve bölge ülkeler kazanmayacak. Tüm bölgeyi esaret altına almaya çalışan ABD ve İsrail emperyalizmi kazanacaktır. Müslümanlar basit siyasi hesaplarla, tarihsel hesaplaşmalarla, mezhebi ve etnik okumalarla çağımızın Moğolları olan ABD ve onun şımarık çocugu İsrail'e karşı aynı safta, bilinçte, duyguda olmalıdır. Bugün düşman karşısında aynı duygu ve bilinçte olmayanlar yarın aynı cephede olamazlar.

Düşmanlarımızı iyi tanımalıyız ve asla onların süslü sözlerine inanmamalıyız. Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz. Barış görüşmeleri yapılırken İsmail Haniyye, Hasan Nasrallah şehit edildi. Nükleer görüşmeler yapılırken aslında görüşmenin İsrail'e zaman kazandırma amaçlı olduğu ifade edildi. Asla İsrail ve ABD güvenilmemesi gerektiğini anlamak için daha ne kadar bedel ödeyeceğiz. 

Asla batıya güvenilmemelidir. Barışlarında savaş, özgürlüklerinde ölüm vardır bize. Yüce Rabbimiz "Düşmanlarınızı tanıyınız ve onlara karşı hazırlıkta gevşek davranmayın" der. ABD ve şımarık çocugu, kibir abidesi İsrail er yada geç yenilecektir. Beled Süresi 5. Ayetin ifadesiyle: "İnsanoğlu, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?"

Aslında İsrail başta olmak üzere Batı bireysel ve kültürel alanda kalan Müslümanlardan korkmuyor. Ancak Müslümanların sistemsel olarak devlet olmalarından ve devleti İslam esaslarına göre yönetmelerinden çok korkuyor. Bu yüzden sık sık; "Hilafet'in kurulmasına izin vermeyeceğiz, Osmanlı İmparatorluğu tekrar kurulmayacak, bu savaşın sonunda İran'da rejim değişikliği olacak, Filistinde Hamas'ın, Mısır'da İhvanın varlığına müsaade etmeyeceğiz" diye sayıklayıp duruyorlar. Onlarda çok iyi biliyor ki Ortadoğu'da Müslümanlar İslam'a göre devlet yönetecek olurlarsa onların esamesi okunmayacak. Yıllarca İslam devleti talep edenlerin "İslamın devlet talebi yoktur" noktasına gelmelerinin altında yine bu Batı'nın sinsi söylemleri vardır. Ayet ve hadislerle devlet husuna yaklaşmaktan ziyade bize yaşatılan acılara baktığımızda İslam devletinin ne kadar elzem oldugu aşikarlaşıyor. 

İran'ın içerisindeki Mossad ajanlarının bu kadar etkin olması büyük bir zaaftır ki Mossad genelde eski rejim yanlıları ile farklı etnik gruplardaki muhalifleri kullanıyor. Bu etnik gruplar İsrail ve ABD'nin aklıyla harekete geçirilmek isteniyor. 

Mossad ve işbirlikçileri önceden tesbit edilebilir miydi? ABD, İngiltere istihbaratının tamamı İsrail'e hizmet ederken ve NATO ya sunulan tüm bilgiler İsrail'e sunulurken İran'ın istihbarat hususunda ciddi ve zor bir imtihanı var. Ülkemizdeki İletişim Başkanlığı, “Kürecik Üssü’nden İsrail’e bilgi aktarılıyor” haberlerini yalanlayıp bilgilerin sadece NATO müttefiki ülkeler ile paylaşıldığı ifade ediyor.

Peki NATO eşittir ABD; ABD eşittir İsrail değil midir?  Siz mi çok akıllısınız yoksa biz mi çok safız?

İran'da son operasyonlardan sonra "Mossad ajanlarına yönelik  yapılan operasyonlar İsrail'e atılan füzeler kadar etkilidir ve kıymetlidir." Savaş gerçek dostlukların, gerçek düşmanlıkların, muhsinlerin, muhsinlerin ve münafıkların ortaya çıktığı yerdir. 

İran'daki ayrılıkçı örgütler İran’da ayaklanma başlatmaya hazırlanıyor. Siyonist rejim ordusunun askeri-sivil hedeflere yönelik saldırılara başlamasının ardından, Ceyşu’l-Adl (Ayrılıkçı Beluc örgütü) ve Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) gibi ayrılıkçı gruplar bir bildiriyle İsrail saldırılarını açıkça desteklediklerini ve bu zaman diliminde askeri operasyonların yapılması gerektiğini vurguladılar. Ulaşılan raporlar, İsrail’in saldırılarıyla eş zamanlı olarak bu ayrılıkçı grupların hareketliliğinin de arttığını göstermektedir.

Tarih boyunca her daim direnmenin ve samimiyetin bir bedeli olmuştur. ABD ve beslemesi İsrail'e karşı olan herkes bu bedeli göze alarak zaten duruş sergilemiştir. ABD ve İsrail'e karşı acziyet ve teslimiyet sergilemekle gelecege yol almayı düşünen herkes varolsada yok olmaya mahkumdur. ABD siyasetine teslim olan Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap emirlikleri başta olmak üzere bir çok devlet yapısal olarak var iradi olarak yoktur.  Sınırları ve bayrağı olan ama iradesi olmayan bağımlı devletlere dönüşen bu yapılar İslam ümmetinin önünde en büyük engel ve en büyük utançtır. 

Bir yanda zaaflar, diğer taraftan ihanetlerle dolu bir ortamda kötülerin işi kolay, iyilerin işi elbette zordur. 

İran hem içindeki zayıflıkları ve zaafiyetleri hem de etrafındaki bunca ihanet içindeki devletlerin varlığına rağmen ABD ve İsrail'e meydan okuma bilincini gösterebilmiş olması bile tek başına kıymetlidir.

İran'ın iç güvenliğinin bu kadar zayıf olması ve bölge ülkelerinin İsrail'in yanında yer alması İsrail saldırganlığı kolaylaştırıyor. İran'ın içindeki güvenlik zaaafları ve İran'a karşı İsrail'in yanında yer alan Ortadogu devletlerin varlığı da yaşadığımız acı kadar üzücüdür. Ortadogudaki mevcut iktidarlar İsrail'in aleyhine olacak her türlü eylemin önleyicisi ve lehine olan her türlü gelişmenin öncüsü durumundadırlar.

İçerdeki zaafiyetler dışarıdaki zaferlere ulaşmada en büyük engeldir. İran'ın içindeki zaafiyetler gündeme getirmek ne kadar adil ise İsrail'in tüm Ortadogu ülkelerini avucunun içine alıp istediği gibi kullanması, bu zaafiyetlerin ve zillet halinin görülmemesi de adil değildir. Ortadogudaki tüm ABD ve NATO üsleri aleni bir şekilde ABD ve İsrail'in emrindedir. 

"Düşman topluluğunu izlemekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı duyuyorsanız, kuşkusuz onlar da sizin acı duyduğunuz gibi acı duyuyorlar. Üstelik siz Allah’tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nisa 104)

İran'ın füze saldırıları sırasında Netanyahu dahi en az 7 milyon siyonist yerleşimci gece boyunca sığınaklara kaldı.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog: "İsrail için çok zor bir sabah." ABD'nin siyonist rejim Büyükelçisi Mike Huckabee, "israilde zor bir gece yaşandı, gece boyunca beş kez sığınağa gitmek zorunda kaldım" dedi. SABAH YAKIN DEĞİL Mİ? (Hud Süresi 81) sorusunun cevabı: Direniş bilincimizi birleştirdiğimiz kadar yakındır kardan aydınlık. 

Ortadogu devletlerinde irade ve cesaret olsa aslında İsrail'in bir gecelik ömrü vardır. Dünkü geceleri her gün bir Ortadogu devleti yaşatsa İsrail ya ABD'de ya cehennemde soluğu alır. 

Bir gecelik cesaret ve irade gösteremeyenlerden dolayı bir ömür boyu esaret yaşıyoruz.

İran vuruyor diye İsrail'in yıkıntı görüntülerini paylaşmaktan çekinmeyin paylaşın. Kibir abidesi olmuş İsrail'in kibri görülsün. Ezilmişlik psikolojisine bürünmüş müslüman halkalara biraz cesaret olsun. Acınızı paylaştığınız gibi sevincinizi de paylaşın.

İsrail'le karşı karşıya gelmeme politikasını ne kadarda uygulasanız İsrail sizinle karşı karşıya gelecektir. Allah'ın düşmanlarınıza karşı hazırlık yapın ve onları takip edin ayeti artık kaçınılmazdır.

İran düştüğünde siz kazanmayacaksınız düşmanlarınız kazanacak. Dost olması gerekenlerin düşman; düşman olması gerekenlerin dost oldugu bir zeminin ve zamanın mücadelesi de zordur...

Her akşam Gazze'nin üzüntüsünden uyuyamıyorduk bu aralar ise İsraile düşen füzelerin sevinciyle uyuyamıyorum. Bazen ateşte insanın içindeki yangını söndürürmüş...

Gazze'de iki yıldır insan, hayvan demeden her türlü canlıyı paramparça hale getirenler "israilde siviller ölüyor, dünya buna sessiz kalmamalı" diyor. Bu durum aslında üstün ırk anlayışının bir tezahürüdür ki kendilerinden başka hiçkimseyi hele ki müslümanları insan görmemenin göstergesidir.

Bunlar ikiyüzlüdürler ve müslümanların lehine hiçbir şey istemezler. Yüzünü ve geleceğini ABD siyasetinde görenler ya yüzsüz! ya da yüzüstü kalacaktır.

İran'ın İsrail tarafından vurulmasına sevinecek kadar aşağılık bir duruma düşmekten bizi koru...İçimizdeki İsraillilerle (diktatör ve kukla yönetimlerle) yüzleşip hesaplaşmadan dışımızdaki İsraillilerle mücadele edemeyiz.

İnsanların başına bombalar atmak, yakıp yıkmak neymiş bir nebze olsun İsraile bunu yaşatan İran'a başarılar diliyorum. Rabbim attıklarını hedefine ulaştır.

Allah'ım Gazze'nin bunca acısının yanında bize yeni bir Gazzeyi İran'da yaşatma. Müminlerin sevineceği, zalimlerin yenileceği bir zaferi lütfeyle...

Rabbim! ABD ve İsrail karşısında boyun egmeyen İRAN'I muzaffer eyle. Bu savaşı soykırımcı İsrail'in sonuna vesile eyle

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN