Türkiye'de faaliyet gösteren İHH İnsani Yardım Vakfı ekibi, Mısır ordusunun yönetime el koymasının ardından "Darbe karşıtlarının" günlerdir eylemlerini sürdürdüğü başkent Kahire'deki Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda binlerce kişiye iftariyelik dağıtıyor.

İHH Yönetim Kurulu Üyesi ve Hukuk Danışmanı Avukat Gülden Sönmez, "Mısırlılar, 'eğer insan hakları varsa uluslararası kuruluşların bizim haklarımıza da sahip çıkması gerekir' diyor" şeklinde konuştu.

Göstericilerin, Cumhuriyet Muhafızları Karargâhı önünde ordunun halka ateş açması sonucu yaşanan "katliam"dan sonra bunun tekrarlanması korkusu yaşadığını söyleyen Sönmez, şöyle devam etti: "Buradaki insanların iletişim hakları kısıtlanmış durumda. Hala yayın yapması yasaklanmış medya kuruluşları var. İnsan hakları örgütlerine sesleniyoruz. Haksız yere tutuklanmış binlerce insan var. Askerlerin namluları halka yöneltilmiş durumda."

Sönmez, meydanlarda sadece Müslüman Kardeşler Teşkilatı üyelerinin değil, 25 Ocak Devrimi sırasında darbelere karşı durmuş muhaliflerin de ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'ye destek verdiğini dile getirdi.

Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’nin askeri darbe ile görevinden alınması ve darbeye karşı koyan insanların barışçıl gösteriler yapmak için meydanlara inmesi Mısır’da hareketli günler yaşanmasına sebep oluyor.

Bölgede yaşananları yerinde gözlemlemek için İHH İnsani Yardım Vakfı içerisinde hukukçuların da bulunduğu bir ekibi Mısır’a gönderdi. Mısır’da çeşitli görüşmeler yapan Rabiat’ül Adevviye meydanında bulunan İHH ekibi Mısır’da yaşanan hukuksuzluklara karşı uluslar arası mekanizmalara, uluslar arası insan hakları örgütlerine ve sivil kuruluşlara çok ciddi sorumluluk düştüğünü belirterek çağrıda bulundular.

Uluslar arası sivil bir insani yardım ve insan hakları kuruluşu olarak, bu endişe verici gelişmelere binaen hukukçuları da içeren İHH heyeti Mısır’da görüşme, temas, yerinde tespitler gerçekleştirmiştir. İHH heyeti bu tespitlere dayanarak mevcut durumu insan hakları açısından genel olarak şu şekilde ifade etmektedir:‘Askeri darbe ile “demokratik” haklarının gasp edilmesinden kaynaklı genel bir hak ihlali yaygın şikayeti, sivillerin katledilmesi, liderler dahil olmak üzere 1000’in üzerinde bilinen tutuklunun bulunması, tutulan hiç kimse ile görüşme ve nerede tutulduklarına dair bir bilginin bulunmaması, haberleşmenin önlenmesi, yayın yasağı, yabancı gazetecilerin tutulması ve kötü muamelede bulunulması ve diğer askeri darbe rejimlerinde görülen ihlallerin var olduğu açıkça tespit edilmiştir.’

‘Bütün bu ihlallerin önlenmesi ve giderilmesi için uluslar arası mekanizmalara, uluslar arası insan hakları örgütlerine, sivil kuruluşlara çok ciddi sorumluluk düşmektedir. Mısıra acilen insan hakları gözlemcilerinin gelmesi, tutulan kişilerin akıbeti hakkında temas ve girişimlerde bulunması gerekmektedir.’ 

(Kaynak: Milat / Haksöz Haber)