Zul�m sehpalar�nda mazlum bir ���l�k
�eyh Said`in K�rt milliyet�isi oldu�u ve k�yam�n K�rt isyan� oldu�unu zihinlere kaz�maya �al��an resmi ideolojiye verdi�i en g�zel cevap ise `Benim yeg�ne maksad�m, din h�k�mlerini tatbik ettirmekti. K�rdistan Krall����n� kat�iyyen d���nmedim. Kesinlikle m�stakil bir K�rt Devleti ve K�rt Krall��� de�il, �eriat��n ya�anmas�n� arzulam��t�m. Putperestlik din�ni ihyaya ve �yan-� mefk�relerini icraya �al��an bu laik T�rk h�k�metini, Cemiyet-i �sl�m�yye tenb�l ederek bir �sl�m h�k�meti v�cuda getirmek amac�nda idim`` s�z�d�r.

Zulüm Sehpalar�nda Mazlum Bir Ç��l�k: �ehid �eyh Said-i Palewi
Mehmed Maksut
�slam ve HayatG�R��
1925 �eyh Said K�yam�; kapsam�, etkileri ve sonuçlar� bak�m�ndan önemli bir konuma sahiptir. �stisnalar hariç olmak üzere Kürtler için bu hareket bir “k�yam” hareketidir. Bu hareketi gerçekle�tirenler kahraman olarak kabul edilir. Özellikle laik kesimin gayretiyle Türkler için bu hareket toplumun zihnine “isyan” olarak nak�edilmi�. Ve genelde isyan, gerici, bölücü olarak nitelene gelmi�tir. Yapanlar ise cumhuriyet dönemi belgelerinde asi, mürteci, bölücü, kan dökücü olarak tarih kitaplar�na geçmi�tir. Resmi tarihin mantalitesine göre �ekillendirilen devletçi-ç�karc� tarih anlay���n�n birer ürünü olarak bu hareket hep kötülenmi�tir. Sadece bu hareket mi kötülenmi�tir sorusuna hay�r diyoruz. Cumhuriyet döneminin temel felsefesinde kendisine yönelik yap�lan hareketler kötüdür. Ve haliyle kötülerde yok edilmelidir. Bundan dolay� en ufak bir muhalefet ve hareket hemen en �edid bir �ekilde bast�r�lmaktad�r. Söz konusu unsur �slami olunca bu �iddetin dozu da farkl�la�maktad�r.
�eyh Said k�yam�; �slami vurgusu aç�s�ndan bu topraklar üzerinde gerçekle�tirilen ve �slami unsurlar� a��r olan bir harekettir. Bütün olumsuz söylemlere ve say�s�z karalamalar ra�men �eyh Said yaln�z Kürt halk�n�n de�il dindar Türkler dahil tüm Müslümanlar�n iftiharla bahsetti�i �ahsiyetlerin en ba��ndan gelenlerden biridir. Ya�am�, ki�ili�i, takvas�, cesareti ve mücadelesi ile e�siz insanlardand�r.
�eyh Said K�yam�, sonucu itibariyle dünyevi anlamda yenilgiyle sonuçlansa da özellikle Kürtler üzerinde b�rakt��� etki ile hiçbir zaman unutulmam�� ve her daim konu�ula gelmi�tir. Hatta Güneydo�udaki ya�l�lar çocuklar�na bu olay� her dem anlatm��t�r. Özellikle son iki yüzy�l kürtler için ayn� zamanda k�y�mlar tarihi de olmu�tur. �eyh Said K�yam� bu anlamda en çok k�y�mlar�n yap�ld��� k�yamlar�n ba��nda gelir. Erzurum'dan ba�lay�p, Mu�, Bingöl, Amed, Siirt, Harput, Van, Bitlis, ��rnak, �stanbul, Halep'e kadar sesini ula�t�r�p Bitlis'te, Harput'ta ve Amed'de önder kadrolar�n�n önemli bir k�sm�n�n �ehit edilmesiyle noktalanm�� bir harekettir.
Bizler Müslümanlar olarak tarihi ya da güncel olaylar� yorumlarken ba�ta yüce Allah’�n bize emretti�i adil �ahitlik ölçüsünde yakla�mal� ve zalimlerle ayn� dili konu�mamak için olanca çaba sarf etmeliyiz. �üphesiz bu bizim için daha hay�rl� ve daha onurlu bir tutumdur.
�eyh Said-é Palewi
1865 y�l�nda Elaz�� ili Palu ilçesinde dünyaya gelen �eyh Said’in babas�n�n ad� �eyh Mahmut Fevzi’dir. �eyh Said’in ailesi Kürdistan’�n köklü ve büyük ailelerden biri olup, mücadeleci bir gelene�e sahiptir. �eyh Said’in dedelerinden Seyyid Kas�mé Ha�imi, Osmanl� Padi�ah� 4. Murat’a biat etmedi�i için öldürülmü�tür. Dedesi Ha�im “Ben içkiyi halka yasaklay�p da içen birisine biat etmem” diyerek itiraz etmi� ve bunun sonucunda öldürülmü�.
�eyh Saidin çok zengin bir ailesi vard�. En önemli gelir kaynaklar� sürüleriydi. Sürülerini Erzurum’dan ta Halep’e, Musul’a, �am’a kadar götürüyordu. �eyh Said bu arada hem ticaret yap�yor hem de gitti�i yerlerde insanlarla ili�ki geli�tiriyordu. Bundan dolay� onu tan�yanlar ve sevenler çoktu. Kazand���n�n ço�unu medreselerdeki e�itime vakfetmekten geri durmuyordu. Bu fedakârl���na ra�men baz� kesimlerin idam esnas�nda �eyh Said’in paralar�n� dü�ünüp dillendirdi�i iddialar� iftiradan ba�ka bir �ey de�ildir.
�eyh Said ilim ö�renmek için medreseye ba�lar. Mu�, Malazgirt, H�n�s ve Palu’da e�itimini tamamlar. �eyh Said bilinçli ve ak�ll� bir insand�. Medrese e�itiminin belli bir a�amas�ndan sonra kendisini züht ve takvaya vererek irfani yönde geli�tirir. Züht, takva ve irfan noktas�nda donan�m�n� tamamlayan �eyh Said, çevresindekilere �slâm'�n temel esaslar�n� ve tevhidi anlatmaya çal���r. �eyh Said Medreselerde e�itim görmü�, dönemin en iyi din tedrisinden geçmi�, Arap-�slam felsefesinin yan�nda eski Yunan felsefesi ile mant�k derslerini okumu�tu. Arapçay� Kürtçe kadar iyi konu�uyor, okuyor ve yaz�yordu. Muhammed Said, daha sonra babas� �eyh Mahmud Efendi taraf�ndan Kalikala (Erzurum)’n�n Xînûs (H�n�s) ilçesine yerle�tirilip ikamet ettirilmi�tir. Kürdistan Teali Cemiyeti’nin de bir üyesi olan �eyh Said, bu cemiyetin kapat�lmas� üzerine 1921’de kurulan Azadi cemiyetinin daveti üzerine bu cemiyete üye olur. Azadi’nin ba�kanl���n� ise �eyh Said’in kay�nbiraderi Cibranl� Halit yürütüyordu. �eyh Sait köy köy gezip �slam bilincini insanlara vermeye çal���r. Osmanl�’n�n y�k�l�p Cumhuriyetin kurulmas�yla beraber Cumhuriyetin kurucular� gerçek yüzlerini göstererek �slam kar��tl���na dayal� �rkç� politikalar�n� gün yüzüne ç�karmaya çal���r. Gün çal��ma günüydü. �eyh Sait ald��� e�itim gere�i bu yap�lanlara sessiz kalamazd�.
4 Ocak 1925 günü �eyh Sait ve çok say�da ileri gelen bölge �eyhleri ve a�alar K�rkan köyünde bir toplant� yaparlar. Bu toplant�da �eyh Said’in �unlar� beyan ediyordu: “Mustafa Kemal’in, devleti kurduktan sonra toplumun hayat�ndan �slami kural, kanun ve örfü ç�karmak için yapt��� icraatlar ve Kürd’lere verilen sözlerin yerine getirilmemesinden dolay� Müslüman Kürd halk�n�n sabr� ta��yordu. Devletin gittikçe �slam’la alakas�n�n kesildi�ini gören �eyh Said’in zihninde, silahl� bir k�yamdan ba�ka bir çarenin kalmad��� fikri iyice peki�mi�, devletten umudunu keserek, bundan sonra Türklerle bir ba�lar�n�n kalmad���n� �u cümleyle dile getirmi�ti; “Bizi Türklerle birlik k�lan �eriat ve hilafetti. Türkler �eriat� yok say�p hilafeti kald�rd�klar�na göre art�k bizi birbirimize ba�layan bir �ey kalmam��t�r.”
�eyh Said, Müslüman Kürd halk�n�n k�yam�na öncülük etmek için ciddi haz�rl�klar yapar. ��in ciddiyetini anlayan han�m�, �eyh Said evden ç�kaca�� s�rada �unlar� sorar: “Bey bey! Bizi b�rak�p da nereye gidiyorsun? Sen gidersen bizim namusumuzu kim koruyacak? Bizim namusumuzu hiç dü�ünmez misin?" Oysa �eyh Said’in cevab� nettir: “Han�m han�m! �slam’�n namusu ayaklar alt�ndad�r.” Han�m�, engel olamayaca��n� anlam��t�r. �eyh Said, �u sözleri dile getirip evinden ayr�l�r: “Han�m! Yar�n ben k�yamet gününde Allah’�n ve Peygamberi’nin huzuruna suçlu olarak ç�kmak istemiyorum. O zaman Allah bana ‘Ey Said! �slâm dinînin hükümleri ayaklar alt�na al�nd���nda sen niçin sessiz kald�n, gücün ve imkân�n oldu�u halde niye ba�kald�rmad�n?’ diye sordu�unda ben ne cevap verece�im? Cehennem zebanileri beni sar���mdan tutup cehenneme çektiklerinde ben ne edece�im? Hay�r! Andolsun Allah’a ki, yaln�z ben ve elimdeki asa bile kalsa bat�l�n kar��s�na ç�k�p k�yam edece�im. �ehit olana kadar da mücadelemden asla dönmeyece�im. Hem, ne ben Hz. Hüseyin’den daha makbulüm ve ne de siz O'nun ailesinden, Ehl-i Beyti’nden daha makbulsünüz. Ben üzerime dü�eni yapmak zorunday�m. Allah’a emanet olun!” Evet, ben cihada ba�lad�m ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkaklar�n yolu de�ildir! Karde�i Bahaddin ise O’na �öyle der: “A�abey sen biliyorsun Kürt halk� bilgi yönünden pek geli�kin de�il. Sen ba�aramazs�n.”�eyh Said’in cevab� takdire �ayand�r. Bahaddin, Bahaddin! Hiç merak etme ben Amed’de as�laca��m, sen de Kuran’�n üzerinde �ehit dü�eceksin demi�tir.
K�yama Dair Birkaç Belge
Es- Selâmun Aleykum ve Râhmetullâhi ve Bereketuhu ve lehu’l- Hâmd Ve’l- minne hidâyet-i Rabbanî ile Dîn-i Mûbin-i Ahmedî’yi kâfir olan Mustafa Kemal’in yed-i zûlmünden tahlîs etmek �azas� niyetiyle Su�ar’a hareket edildi. Bu �âzâ ile Cihad’�n mezheb ve târikat tefrîk edilmeden L �LÂHE �LLALLÂH – MÛHÂMMEDÛN RESÛLULLÂH diyen bütün �slâm muvâhhîdleri üzerine farz oldu�undan, mine’l- kadîm memleketimizde büyük bir gayret ve �ecaat sahibi olan Müslüman a�iretinizin de �eriât-i �arra-i Ahmedîyye’ye ve bu Cihâd-� Ekber’e ittibâ edece�inize itimâd�m berkemâldir. Yâ eyyuhe’l- Ensâr,
Dinîmizi ve namusumuzu bu mülhîdlerin elinden kurtaral�m. Size istedi�iniz yerleri verelim. Bu dinsiz hükümet, bizi de kendisi gibi dinsiz yapacak. Bunlarla cihâd farzd�r. Kuruldu�u günden beri Din-i Mûbin-i Ahmedî’nin ( sav ) temellerini y�kmaya çal��an Türk Cumhuriyeti reisi Mustafa Kemal ve arkada�lar�na, Kûr’ân ahkâm�na ayk�r� hareket, Allah ve Peygamber’i inkâr ettikleri ve Halife-i �slâm’� sürdükleri için gayr-i me�ru olan bu idarenin y�k�lmas�n�n bütün müslümanlar üzerine farz oldu�unu, cumhuriyetin ba��nda bulunanlar�n ve cumhuriyete tabi olanlar�n mal ve canlar�n�n �eriat-i �arra-i Ahmedî’ye göre helâl oldu�unu bildiririm.(4 Kanun-i Sânî 1341 Emîr’el- Mûcâhîdîn El Seyyîd Muhammed Sâîd El Nak�ibendî)
�eyh Sâîd Piran’daki dü�ünde �u konu�may� yapar: “Medreseler kapat�ld�. Dinî kurum ve kurulu�lar yasakland�. Din ve Evkaf Bakanl��� kald�r�ld�. Din mektepleri Millî E�itim’e ba�land�. Küfür ve �irk hâkim oldu. Topraklar�m�z i�gal edildi. Gazetelerde birtak�m dinsiz yazarlar dine hakaret etmeye, Peygamberimize (sav) dil uzatmaya cesaret ediyorlar. Ben, bugün elimden gelse bizzat dövü�meye ba�lar ve dinîn yükseltilmesine gayret ederim.”
“Haberiniz olsun ki ben kötü bir amaç için yola ç�kmad�m; zalim de de�ilim, bozguncu da. Kötü bir azg�nl�k ya da haks�z bir isyan ç�karma amac�nda da de�ilim. Aksine Hz. Muhammed ( sav ) ümmetinin kötüye giden durumlar�n� düzeltmek için yola ç�kt�m. Emr-i bi’l- maruf ve nehy-i âni’l- münker istemekten ba�ka bir amac�m yoktur. Her kim beni bu yolda hakl� görürse �üphesiz ki Allah hakka daha lây�kt�r. Ve her kim de benim �u söylediklerimi bana geri çevirip reddederse, Allah benimle onlar aras�nda hükmünü verinceye kadar bekleyip sabredece�im. Muhakkak ki Allah, benimle kavmim ve milletim aras�nda bir hüküm verecektir. �üphesiz ki O, hakk�n ve hakl�l���n en iyisini bilir.”
Daha sonra �u ayet-i kerimeyi okudu: “Ey iman edenler! Dü�mana kar�� sava� haz�rl�klar�n�z� görün ve silâhlar�n�z� tak�narak cenge haz�r olun da, birlikler halinse sava�a ç�k�n veyahut seferber olun.” ( Nisâ, 71 ) Tarih: 13 �ubat 1925Ans�z�n Patlayan Silahlar ve Umulmad�k Anda Ba�layan K�yam Hareketi
�eyh Sait 12 Ocak'ta Çapakçur'da (Bingöl), 15 Ocak'ta Daraheni'de( Genç), 21 Ocak'ta Lice'de ve 25 Ocak'ta Hani'de idi. �eyh Sait buralarda halktan ve baz� Kürt a�alar� ile toplant�lar yapar. �eyh Sait Piran'da karde�i Abdurrahim'in evinde iken, Türk askerleri evi bas�p, �eyh Abdurrahim'e s���nm�� baz� Kürtleri almak isterler. �eyh Abdurrahim, kendisine s���nm�� bu insanlar�, �eyh Sait orada iken vermeyi reddetti�inden, askerler bu ki�ilere sald�r�rlar. Kürtlerde kendisine s���n�lan ki�inin ba�kalar� taraf�nda zorla al�nmas� ho� görülmezdi. Bu tür giri�imler kendilerine sayg�s�zl�k olarak alg�lan�rd�. Bunun neticesi olarak askerler ile oradakiler aras�nda çat��ma ç�kt�. Böyle bir k��k�rtma sonucu, k�yam hareketi beklenmedik bir �ekilde, planlanm�� zamandan önce, 8 �ubat 1925'de ba�lad�.
K�yam kar��s�nda zor duruma dü�en rejim baz� oyunlara ba�vurarak k�yam�n önünü kesmeye çal���r. �nsanlar� para ile sat�n almaya çal��an ve bunun için o zamanki �artlarda büyük mebla�lar� döken Kemalist rejim, baz� a�iretlerin k�yama kar�� cephe almas�n� ve kendileri ile i�birli�i yapmas�n� sa�lar. O dönem bu tip insanlar �eyh Said’e ba�l� görünüp halk�n namusuna ve mal�na tecavüz etmek suretiyle k�yama �aibe dü�ürmeye çal���rlar.Geri çekilme s�ras�nda �eyh Said ve beraberindekiler, 14 Nisan’da �ran’a geçmek için do�uya yönelirler. 15 Nisan’da, Mu� ve Varto aras�ndaki Abdurrahman Köprüsünde büyük bir k�sm� yaral� olan di�er liderlerle birlikte bizzat bacana�� Binba�� Kas�m’�n rejim güçleriyle irtibata geçmesiyle �eyh Said ve arkada�lar� pusuya dü�ürülerek teslime zorlan�rlar.
Türk Hükümetinin eline esir dü�er ve hep beraber Amed’e (Diyarbak�r) gönderilirler. Yarg�land�klar� zaman karar zaten belliydi. �eyh Said ile beraber 48 arkada�� idam edilir. �eyh Said ve arkada�lar�, 28 Haziran’� 29 Haziran’a ba�layan gece, saat 02: 00’de büyük bir cesaretle yürür dara�ac�na. Behçet Cemal’in yazd���na göre, Da�kap� meydan�nda dizilen 48 dara�ac� seyre ça�r�lanlar�n iyi görmesi için ayd�nlat�lm��t�. Seçkinlerin tribünü, dara�açlar�n�n hemen kar��s�ndayd�. �dam mahkûmlar�, s�ralar�n� beklemek üzere tribünün önünde dural�yorlard�. Gecenin sabah�nda Kürt analar� bu olay�n etkisinde �u a��t� kütçe yakarlar: “Ezâ ezâ günüdür, Bugün ezâ günüdür. �dam edildi �eyh Sâîd. Bugün matem günüdür.”
�eyh Said ve arkada�lar� sadece k�yam ve cesaretleriyle de�il, idam� s�ras�ndaki mesajlar�yla da bir neslin dirilmesine vesile olmu�lard�r. ��te �eyh Saidin ölüm an�ndaki ölümsüz mesajlar�ndan birkaç�: “Ba��mdaki saçlar�m adedince kellem olsa ve her birini tek tek koparsan�z da gam yemem. Yeter ki davam Allah ve din için olsun.“ Cellâtlar ipi boynuna geçirince Kürtçe söyledi�i son sözü �u olmu�tur; “�u anda fani hayata veda etmek üzereyim. Halk�m için feda oldu�uma pi�man de�ilim. Yeter ki torunlar�m dü�manlar�ma kar�� beni mahcup etmesinler.” �eyh Said as�laca�� s�rada bir kâ��d�n üzerine Arapça �öyle yazar: “De�ersiz dallarda beni asman�za pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve �slâm içindir."
�eyh Said Hareketi Sonucu �dama Mahkûm Edilenler[1]
1 – �eyh Sâîd-ê Palewî
2 – M�j (Mu�) ve Gûmgûm (Varto) Cepheleri Kumandan� �eyh Abdullah Mel�kanî
3 – Gûmgûm’a (Varto) sald�ranlardan a�iret reisi Hâlîd o�lu Kâmîl Toklîyanî
4 – Kâmil Toklîyanî’nin karde�i Baba Bey
5 – Mezrâ (Elâz��) Cephesi Kumandan� �eyh �erîf
6 – Dara Hênê (Genç) �nzibât Kumandan� – Geri Hizmetler Âmiri ve f�k�h otoritesi olarak tan�nan Fâkîh Hesen Fehmî
7 – Dara Hênê (Genç) m�nt�kas�ndaki Hac� Sâd�k Valirî
8 – Palo (Palu), Mezrâ (Elâz��) ve Çêwlîk (Bingöl) cephelerinde çal��an ve K�yâmc�lar nâm�na Bingöl'de idâreyi ele alan reislerden �eyh �brahim
9 – Xarp�t (Harput) cephesinde sava�an ve mücâhîdler üzerinde etkisi olan �eyh Ali
10 – �eyh Celâl
11 – Dep’in (Karakoçan) Çan nâhiyesinden �eyh Hesen
12 – Amed (Diyarbak�r) ve L�cê (Lice) çat��malar�nda müfreze komutanl��� yapan �zzet �eribî o�lu Mûhâmmed Bey
13 – Çat��ma sonucu yakalanan reislerden Mustafa Hênî (Hanili)
14 – Salih Bey
15 – Nezîb Da�lar�’nda tutuklanan Karakoçan’�n Çan nâhiyesinden �eyh Abdullâh
16 – Karakoçan’�n Çan nâhiyesinden �eyh Ömer
17 – Tekkesinde k�yâm haz�rl�klar� için toplant�lar yapan �eyh Adem-ê Hênî
18 – Madena Er�enê (Maden) �nzibât Komutan� Kâdrî Madenî
19 – Mücâhîdlerin temsilcisi olarak Molla Mâhmud-ê Pîranî
20 – �eyh �eymseddîn Farqînî (Silvan)
21 – K�yâm propagandac�lar�ndan �eyh �smâil Termilî
22 – �eyh Abdullâtif Termilî
23 – Gûmgûm (Varto) bask�n�ndan Molla Emîn Bel�kanî
24 – Sâlîh Bey o�lu Hesen Hênî
25 – Arap Abdî
26 – Gûmgûm’a (Varto) yüz atl�s�yla sald�ran Helîl o�lu Muhammed
27 – �eyh �erif’in kâtibi ve arkada�� Hesen o�lu Sûleyman �in�kî
28 – Palo ve Mezrâ muhâcîrlerinden köy ö�retmeni Molla Cemîl Musyanî
29 – A�iretiyle ayaklanmaya kat�lan Az a�ireti reisi Demirci Ömer o�lu Sûleyman
30 – Gê�î ( Ki�� ) sald�r�s�na kat�lan �erîf o�lu Sûleyman
31 – Fakih Hesen’in kâtibi Tâhir
32 – Mustafa Bey o�lu Muhammed Hênî
33 – Gûmgûm’dan (Varto) �eyh Abdullah ile çal��an �eyh Musâ o�lu �eyh Ali
34 – Gûmgûm mücâhîdlerinden Hac� Hâlîd-ê Bel�kanî
35- Gûmgûm’u fethedenlerden Gihadîn ( Diyadin )’li Timur A�a
36 – Kâmil Hînûsî o�lu Abdullâtif
37 – Gûmgûm fatihlerinden Muhammed M�jî ( Mu�lu )
38 – Sûleyman M�jî
39 – Bahrî M�jî
40 – Usad �eyhlerinden �eyh Cemil Zorâbâdî
41 – Çapakçurlu (eski Bingöl) Sûleyman o�lu Yusuf Çêwlîkî
42 – Yamaç a�iretinden Ali Badan
43 – �eyh Abdullah’�n yan�nda sava�an Hâlîd
44 – Çat��malarda yaralanan Muhammed o�lu Tahir
45 – Nahiye Müdürü Tayyib Ali
46 – Çêwlîk Kaymakam� Hûseyn Hilmi
47 – �eyh Sâîd’in Alevî hizmetkâr� “Çerko” lakapl� Yusuf o�lu Çerkes Jandarma Hâmîd �eyh (Sâid’in Alevî hizmetkâr� Çerko, mahkeme karar�yla serbest b�rak�ld�. Mahkeme reisi, Çerko’nun beraatini tebli� edince, Alevî olan Çerko salona giriyor ve kahramanca �öyle hayk�r�yor: “�eyh Sâîd’in olmad���, �slâms�z bir dünyada, benim için hayat haramd�r. Zillet alt�nda ya�amaktansa, izzetlice idam sehpas�nda ölmek daha evlâd�r.”Çerko idam ediliyor…
48–Sâliho�lu Hesen
Günümüz �ftiralar�na, �eyh Saidin Yarg�lama S�ras�nda Verdi�i Cevaplar
K�yam bölgesi �stiklal Mahkemesi ba�kan� Giresun Mebusu Hacim Muhiddin (Çar�kl�), savc� Karesi Mebusu Ahmet Süreyya (Özgeevren)
üyeler Kozan Mebusu Ali Saib (Ursava�)
K�r�ehir Mebusu Lütfi Müfit (Özde�) ve yedek üye Bozok Mebusu Avni'den (Do�an) olu�uyordu. Hacim Muhiddin'in göreve ba�lamadan istifa etmesi üzerine
mahkeme ba�kanl���na Denizli Mebusu Mazhar Müfit (Kansu) getirildi. Yarg�çla �eyh Said aras�nda geçen birkaç diyalogu al�nt�lamam�z meseleyi daha iyi anlama noktas�nda bizlere yard�mc� olacakt�r:
Din hükümleri zay�flam��t�. Gere�ini yapmak istiyordum. Yüce �eriat’�n hükümlerini uygulamayan bir hükümete kar�� ayaklanmak vâcîbdir. Bu, bizim f�k�h kitaplar�m�zda yazar. Biz de bunu için k�yam ettik ve hükümete biraz olsun, �eriat meselesini anlatmak istedik. �eriat’� uygulamalar�n� teklif edecektik. Allah’�n takdiri do�rultusunda bu i� geli�ti. �er’ân vacip oldu�u için bu k�yama kat�ld�k.
— K�yam�n�z�n sebebi nedir, onu söyleyiniz.
— �eriat meselesi, bir de Sebil’ur- Re�âd’�n yazd�klar� hiddetimi artt�r�yordu. Bizi te�vik ediyordu. Ben bu fikri, yaz� ile halletmek için gidip münaka�a-i ilmîyye yapay�m dedim ve baz� rüfeka bulmak istiyordum. Fakat Takdir-i �lâhî beni Pîran’a sürükledi.
— �eyh Efendi bunlar� b�rak, k�yam sebeplerini söyle!
— K�yam�m�z�n sebebi, Pîran köyünde bir olay oldu. Çat��ma oldu. Taraflardan mecruhlar oldu. Bu da bana atfolundu.
— Pîran’a gelmezden evvel de din meselesinden dolay� k�yam� dü�ünüyordun, de�il mi?
— Kalbimde tasavvur ediyordum, lâkin muharebe suretiyle de�il, risale yaz�p �eriat ahkâm�n� bildirmek için kanunlar� da �er’â mutab�k bir �ekilde talep etmek istedik. Meclis-i Mebusan’a göndermek istedim.
— Ne için yapmad�n�z, böyle bir risale yazmad�n�z?
— Allah’�n kaderi b�rakmad�. Pîran olay� ç�kt�, önünü alamad�k.
— �eriat ahkâm� icra edilmiyor diye isyan ettiniz demek?
— �mam, �eriat ahkâm�n� icra etmezse, dedim. Bu k�yam�n cevaz�na delildir. Vekta ki vuk’u buldu, i�te �eriat da “vâcibdir” diyor. “Hiç olmazsa günahkâr olmay�z” dedim.
�eriat hükümleri tatbik edilmezse, tüm Müslümanlar üzerine k�yam vâcibdir.
— Amac�n�z neydi?
— �eriat hükümlerinin hükümet taraf�ndan uygulanmas�n� sa�lamak dü�üncesi, benim ba��mda ya�ayan bir fikir ve arzuydu. Bunu, gerekti�inde söylemekten de çekinmezdim.
— Neticelerini dü�ünmediniz mi?
— �eriat u�runda ölürsek, dinsiz gitmeyiz.
Ayaklanmay� nas�l dü�ündünüz? Sizi k��k�rtanlar var m�yd�? Yoksa ilham m� vaki oldu?
— Hâ�â! �lham vaki olmad�. Kitaplarda gördük. �mam ne zaman �eriat kurallar�n� uygulamazsa üzerine k�yam vâcibdir. Hükümete �eriat kurallar�n� uygulama sorumlulu�unu anlatmak istedik.
Ba�ar�y� ne ile tahmin ediyordunuz?
—"Üzülmeyin, gev�emeyin! E�er gerçekten iman etmi�seniz, muhakkak ki üstün gelecek sizlersiniz” ayetinden anl�yoruz.
—�slâmiyet böyle oldu, �öyle oldu, ayaklanma vâcîbdir,” diyorsunuz. Sonra ayaklan�yorsunuz. Bunca Müslüman kan� dökülmesine sebep oluyorsunuz. Bu günah� dü�ünmediniz mi? Bu günah de�il mi?
— �eriat’� in�allah tamir ederiz, bir miktar can kayb� olsa da yine �eriat içindir, dedik.
— Herhalde bir tertibat�n�z vard�r. Tertibats�z, �uursuz böyle beyhude yere Müslüman kan� ak�tmak caiz mi? Bunu niye evvelden dü�ünmediniz?
— �eriat’� in�allah bozmam, dedim.
— �eriat kurallar� uygulanm�yor diye ayakland�n�z öyleyse.
— Allah, Kûr’ân-� Kerim’de �öyle buyuruyor: “Fitne ortadan kalk�p, din yaln�z Allah’�n oluncaya kadar onlarla sava��n” (Enfâl, 39) �mam �eriat ahkâm�n� icra etmezse dedim, bu ayaklanman�n me�rulu�una, geçerlili�ine delildir. Vekta ki vuk’u buldu, i�te �eriat “vâcibdir” diyor. Hiç olmazsa günahkâr olmayal�m, dedim. Hepimizin bildi�i gibi, Hz. Hûseyn, zalim olan Yezit’e kar�� k�yam etmi�tir.
— Diyarbekîr’i ald�ktan sonra müstakil bir Kürdistan Krall��� kurmak istiyor mu idiniz?
— Krall�k bilmiyoruz. Benim yegâne maksad�m, din hükümlerini tatbik ettirmekti. Kürdistan Krall���’n� kat’iyyen dü�ünmedim. Kesinlikle müstakil bir Kürt Devleti ve Kürt Krall��� de�il, �eriat’�n ya�anmas�n� arzulam��t�m. Putperestlik dinîni ihyaya ve âyan-� mefkûrelerini icraya çal��an bu laik Türk hükümetini, Cemiyet-i �slâmîyye tenbîl ederek bir �slâm hükümeti vücuda getirmek amac�nda idim.
— Siz yaln�z Kürtlerle mi i� görmek istiyordunuz? E�il taraflar�nda Türkler ve büyük adamlar da var, onlarla neden görü�üp i�birli�i yapm�yordunuz?
— Eglê taraflar�na, Ergene’ye gittim. Türkleri de ça��rd�m. Onlara “dinîmize çal��al�m” diyordum.
— Onlar sizinle beraber ayakland�lar m�?
— Tutan tutuyor, tutmayan tutmuyordu sözümü…
Sonra Mazhar Müfit Kansu, elindeki belgeyi sesli bir �ekilde okumas� için kâtîbe emretti. Bunun üzerine kâtip, belgeyi okumaya ba�lad�:
“Türk Cumhuriyeti’nin �slâmiyet’e mugayir ahval ve harekât� ve bilhassa muhibb-i �slâmîyet olan Kürt e�raf ve hanedan�na reva görmekte oldu�u mezâlim ve hakaret ve kin ve nefret birkaç seneden beri gazete ve evrak-i remîyyelerinde okunuyor. Ve bunlar Ermenîlere yapt��� muâmeleyi Kürt müteneffizân�na da bir muâmele yapmak fikrinde olduklar� ve hatta geçen sene içtima eden Meclis-i Mebusan’da bu hususun müzâkere k�l�nd��� ve karar verildi�i de mevsuk-i menafiden istihbâr k�l�nm�� ve buna dair de birçok alim mesbuk ve mevcud olmu�tur. Salâbet-i �slâmîyye ve asabîyyet-i Kürdîyyesi galeyana gelen birçok zevat bir Cemiyet-i �slâmîyye te�kil ederek mûstakîl bir �slâm hükümeti vücuda getirmek fikrindedirler. Allah muvaffakîyyet versin. Âmin.
��te �slâmiyet’ten fersah fersah Irak olan, âded-i kadim putperestlik dinî ihya ve ayin-i metrukelerini icraya ha�ve atan bu Türk Laik Hükümeti’nin izmihlâline çal��anlara an semi’ul- kele muavenet-i maddîyye ve bedenîyyede bulunaca��m�z� ve bu u�urda icap eden her türlü fedakârl��� ifada tereddüt ve rehavet göstermeyece�imizi ve emin oldu�umuz her ferdi, her zat� bu hususa tahrik ve te�vik edece�imizi taahhüt eyledi�imizden i� bu taahhütnamenin zî’rini bitawerriza imza ve tehmir eyleriz.
— Ama hükümet din hükümlerini b�rakm��t�.
— Hamdolsun hepimiz müslüman�z. Kur’an okuyoruz, zekât veriyoruz.
— �slâm, sadece Kûr’ân okumak ve zekât vermekten ibaret bir din de�ildir. �slâm, okunan Kuran’� hayat�m�za ve devlet-i âliye hâkim k�lmak demektir. Hem din cezalar�ndan hangisi var?
Ali Saip sertle�ti:
— �slam içinde sizden bilgin yok mu? Varsa neden sadece siz dü�ünüyorsunuz?
—Âlim elbette çoktur.
—Bunlar yap�lm�yorsa, onlar neden talep etmiyorlar?
—Ne kadar ehli �eriat varsa hepsi talep ediyor. Fakat can�ndan, mal�ndan korkuyorlar.
—Bunlar�n içinde âlimi ve cesuru sen misin?
—En âlimi ben de�ilim, fakat tehlikeye at�lan benim.
Mahkemenin bitmesi üzerine �eyh Sâîd Efendi, etraf�ndakilerin duyabilece�i bir �ekilde �unlar� m�r�ldan�r: “Art�k ölümden korkmuyorum, �u anda gelse bile… Allah bu davay� ölüme terk etmeyecektir. Sonucu Allah’a b�rak�yor ve O’nun verece�i cezaya raz�y�m.” Zalim ve katillerle elbet mah�er gününde hesapla�aca��z. Boynuzsuz keçinin âh�n� boynuzlu keçiden al�rlar. Bana �ehâdeti nasip eden Allah’a �ükrediyorum. �unu bilin ki, benim kan�m sizin ink�lâb�n�z� bo�acakt�r.
�eyh Sâîd K�yâm�’nda, TC taraf�ndan dünyada ve tarihte e�ine ender rastlan�r bir �ekilde terör estirildi; rejim, önüne gelen herkesi ast�. S�rf Türkçe bilmedi�i için as�lanlar oldu. Mahkeme hâkimleri kimi zaman kar��lar�na Türkçe bilmeyen insanlar getirildi�inde, “Türkçe bilmeyen birinden vatana millete zaten fayda gelmez” deyip idam kararlar� veriyorlard�. K�yamda ölenlerin say�s� hakk�nda resmi rakamlarla gayr� resmi rakamlar aras�nda çeli�kiler vard�r. Gayr� resmi rakamlara göre bu k�yam�n sonucunda 14 �ehir, 700 köy, 9000’e yak�n ev harabeye döndü. 50.000 ki�i göç ettiriliyor, yakla��k 7.500 ki�i zindanlara at�l�yor 660 ki�i idam ediliyor. 80.000 insan öldürülüyor. Bu zulüm 1927’ye kadar devam ediyor. Birçok yerde insanlar ah�rlarda toplu bir �ekilde yak�l�yorlar. Zalimler için çocuk, ihtiyar, kad�n veya hayvan hiç fark etmiyor. Hepsi birlikte yak�l�yorlard�. K�yam s�ras�nda onlara destek veren insanlar da zulümden kurtulamad�lar. Sistem bu �ekilde kendilerini garantiye al�yordu.
E�risiyle Do�rusuyla �eyh Said’in Ard�ndan Söylenmi� Birkaç Söz
Rejim taraf�ndan sürekli ayr�l�kç�, bölücü, �ngiliz destekli olarak iftiralara u�rayan �eyh saidin k�yam� hakk�nda birçok ki�i görü� belirtmi�lerdir. �eyh saide kar�� ç�kanlar bile kendi söyledikleriyle sonradan çeli�mi� ve k�smen de olsa hakikati dile getirmi�lerdi. Ayaklanman�n �slami bir karaktere sahip oldu�u itiraf� bizzat Mustafa Kemal, �smet �nönü, Celal Bayar, Metin Toker, �evket Süreyya Aydemir, Behçet Cemal ve �ngilizler ifade etmi�lerdir.
Cumhuriyet dönemi Türk-�ngiliz �li�kileri konusunda yetkin bir uzman olan Ömer Kürtçüo�lu konu hakk�ndaki �ngiliz belgelerini (tabi ki izin verilenler kadar�yla) tarad�ktan sonra “�ngiltere’nin Kürt sorununa kar�� genel ilgisi gere�i ayaklanmay� yak�ndan izledi�i fakat destekleyici bir tutumdan da kaç�nd���” tespitini yapar.
Konunun uzmanlar�ndan bir ba�ka akademisyen Mete Tuncay ‘Hemen belirteyim ki resmi ideolojinin ileri sürdü�ü ve sol çevrelerde de benimsenen bu harekete �ngiliz k��k�rtmalar�n�n yol açt��� tezi inan�lmas� güç görünüyor” demi�tir. [2]
�smet �nönü: �eyh Said isyan�n� do�rudan do�ruya �ngilizlerin haz�rlad��� ya da meydana ç�kard��� hakk�nda kesin deliller bulunamam��t�r.[3]
Resmi tarihin ‘�ngiliz deste�i’ iddias� taktik ve stratejik aç�dan da tutars�zd�r. Çünkü yabanc� yard�m�na dayal� bir ayaklanman�n ülkenin ortas�nda de�il, yabanc� yard�m�n�n en kolay ula�aca�� s�n�r bölgelerinde ba�lamas� gerekirdi. Oysaki Seyh Said ayaklanmas� yabanc� yard�m�na hiç elveri�li olmayan iç kesimlerde gerçekle�mi�tir. Bu gerçe�i dönem�n Erzurum milletvekili General Rü�tü’nün k�yam vesilesiyle bas�na yapt��� aç�klamada da görmek mümkün. General diyor ki,‘Hadisede yabanc� parma�� oldu�unu zannetmiyorum. Çünkü Genç ve Mu� memleketin ortas�ndad�r. Yabanc�larla temas etmek amac� olsayd�, asiler s�n�ra yak�n mesela Zabo ‘ya çekilip �imdiye kadar tek bir memurumuzun girmedi�i a�iretlerle birle�ebilirdi.[4]
Ayaklanman�n ilk günlerinde ortaya ç�kan ‘�ngiliz deste�i’ söylentisini �ngilizler ba��ndan sonuna kadar reddetmi�lerdir, o günden bu güne bu iddiay� destekler hiçbir belgede bulunamam��t�r.[5]
Mr. Lindsay 23 Mart 1923 tarihli raporunda ‘ �ç kar���kl�klar�n�n Türkiye’yi bar�� içinde kalk�nma i�inden al�koymas�n�n �ngiltere’nin ç�karlar�na uygun dü�medi�ini söyledi�ini söylemektedir’[6]
Hilafetin kald�r�lmas�na Musul’daki �ngiliz yetkili bak�n nas�l tepki veriyordu:” Bu �ngiltere için inan�lmayacak kadar mükemmel bir �ey. Musul sorunun çözüme kavu�turulmam�� oldu�u bir s�rada halifeli�in kald�r�lmas� �ngiltere’nin �slam etkeni dolay�s�yla duyabilece�i endi�eyi gidermek için bire birdi.[7]
Dr. R�za Nur k�yam�n Kürtçülükle bir alakas� olmad���n� kanaatini bizzat �eyhi yarg�layan mahkemenin reisinin a�z�ndan nakletti�i bir söze dayand�r�r. ”�eyh Said gayet dindar bir adamm��. Medreseler ve tekkelerin ilgas�, �apka giydirilece�i �ayias� bu adam� tehyiç etmi�ti. Resmi tahkikat asla milli bir Kürt isyan� olmad���n� göstermi�tir. Ben bunu orada �stiklal mahkemesi reisli�i yapan Ali Saib’e sordum. O da ‘asla Kürtçülük meselesi yoktur, S�rf dindir” dedi.[8] Zaten �eyh Said’in son sözleri; Velaübali bi-salbi ala cüzui’r-rediLev kane masrai fillahi ve fiddin ( E�er Allah ve din için kavga vermi�sem Basit dallarda as�lmaktan perva etmem.) tüm bu iddialar� susturmaya yetiyor.Cemal Kutay (Tarihçi):“�syan�n gayesi dini kurtarmak ve bilhassa Osmanl� Halifeli�ini yeniden kurmak �eklinde gösterilince, Genç ve Diyarbak�r d���nda bulunan ve �eyh Said’in manevi nüfuzu alt�nda bulunmayan Kürt a�iretleri isyana iltifat etmedi.”[9]
�evket Süreyya Aydemir (Tarihçi):“�syan bir milli hareket, yani Kürtlük, Kürt istiklali gibi sloganlarla de�il, ‘dini kurtarmak, �eriat� kurmak’ gibi dumanl�, s�n�rlar� belirsiz tahriklerle ba�lad�. �syan bir hafta gibi k�sa bir zaman içinde baz� vilayetlere yay�lmakla beraber, daha ziyade bir ‘beyler, �eyhler’ isyan� olarak kald�. Bu beylerin, �eyhlerin iradelerine ba�l� olarak isyana sürüklenen kullar�n, müritlerin önemli yekûnlara varmas�na ra�men, bir halk hareketi halini almad�. Kürtlerle meskûn bütün bölgelerde, milli bir hareket haline gelmedi. Bu sebeple baz� yazarlar�n kulland��� ifadeye ra�men, �eyh Said isyan�n�, bir Kürt isyan� olarak vas�fland�rmak zordur.”[10]
Feridun Kandemir (Yazar):“�eyh Said’in pe�ine takt��� adamlarla ayaklanmas� suretiyle ba�layan bu isyan, asla bir ‘Kürt isyan�’ de�il, memlekette, bilhassa o devirlerde s�k görülen mevzii ayaklanmalardan biri idi.”[11]
Metin Toker (Gazeteci-Yazar):“�eyh Said, bir Kürt lideri gibi davranmaktan ziyade bir ‘kar�� ihtilal’in ilk darbecisi gibi hareket ediyordu ve açt��� bayrak, hilafet bayra��yd�, �eriat bayra��yd�.”[12]
U�ur Mumcu (Gazeteci-Yazar):“�eyh Said ve yarg�lanan di�er �eyhler, amaçlar�n�n ‘Kürtlük’ olmad���n�, ‘din u�runa k�yam ettiklerini’ söylemi�lerdi. Gerçekten de ayaklanman�n kökeninde dinsel duygular yer almaktayd�. Türk-Kürt çeli�kisi söz konusu bile de�ildi. Çeli�ki, laik devlet ile Nak�ibendî tarikat� aras�ndayd�.”[13]
�lhan Selçuk (Gazeteci-Yazar): “�eyh Said ayaklanmas�nda, cumhuriyetçiler ile �eriatç�lar çarp��t�lar. Çat��madaki‘etnik’ renk, olay�n toplumbilim aç�s�ndan özünü sapt�ramaz. Bilimsel yakla��m, etnik ayr�m�n da alt�n� çizmekle birlikte, tarihsel dönü�ümün cumhuriyetçi-�eriatç� çeli�kisini öne ç�karmak zorundad�r.”[14]
�smail Be�ikçi (Yazar):“Do�udaki a�iret reisleri, çok çe�itli görevleri bir arada yürütüyorlard�. Baz� a�iret reisleri sadece a�iret reisi olarak kald�klar� halde, baz�lar� a�iret reisli�i ile birlikte dini reisli�i, yani �eyhli�i de beraber yürütüyorlard�. Baz�lar� ise, hem a�iret reisi, hem dini reis, hem de milli liderlik fonksiyonlar�n� benimsemi�lerdi. �eyh Sait, böyle bir liderdir. �eyh Sait, Palu ve H�n�s’taki çe�itli medreselerin kurucusu, yani Palevi Tarikat�’n�n da ba�� oldu�u gibi, çevredeki a�iretlerin de reisidir. Bu üç fonksiyonun onda birle�mesi kendisini çok güçlü k�lm�� ve merkezle meydana gelinen büyük çat��man�n liderli�ini yapm��t�r. Fakat �uras� muhakkak ki, �eyh Sait hareketinin ulusal bir niteli�i yoktur. �eyh Sait isyan� merkezin yetkilerine kar�� yap�lan ilk büyük ç�k�� olmu�tur. Bu isyanda tamamen dini sloganlar kullan�lm�� ve hareket tamamen irticai mahiyette bir hareket olmu�tur. Bu hareketin geni� kapsaml� olu�unun en önemli sebebi, isyan�n lideri olan �eyh Sait’in yukarda söz konusu etti�imiz fonksiyonlara (a�iret liderli�i ve tarikat liderli�i) sahip olmas�d�r.”[15]
Necip Faz�l K�sakürek (�air-Yazar): “�eyh Said’in �ngilizlerin adam� ve müstakil Kürtlük ideali pe�inde oldu�u bir yaland�r. Öyle olsayd� ilk ba�ar�lar�n�n ard�ndan cenup (güney) istikametinde s�n�ra do�ru sarkar, Irak Kürtleri ve �ngilizlerle irtibat kurar ve davas�na, gerilerini ve yard�m kaynaklar�n� sa�lam�� olarak belli ba�l� bir çevre içinde giri�irdi. Bu vaziyette, Türk hükümetinin dine kar�� tavr� da, kendi devletinin nizam�n� kurmak varken onu fazla alakaland�rmamak gerekirdi. O, dini zedelenmeye do�ru giden bir Türk gibi hareket etti ve neticelerini hiç dü�ünmeden kendi öz hükümetini, Ankara’y� toslamaya davrand�. Bu davran���n yanl��l��� yan�nda samimiyeti aç�kt�r ve �eyh Said’e, Mahkeme’de verdi�i cevaptan da anla��laca�� gibi, Kürtlük gayreti ve �ngilizlerle irtibat zilleti isnat etmek vicdans�zl�kt�r.[16]
Lord Kinross:“Piran’da ba�layan ve Do�u illerine yay�lan isyan�n eleba��s� �eyh Sait ad�nda H�n�sl� bir a�iret ba�kan� idi. O bölgedeki Nak�ibendî dervi�lerinin de ba�� olan �eyhSaid, a�iretini, halifeli�in kald�r�lmas�na ve Kemalist hükümetin ‘kâfirce’ siyasetinekar�� ayaklanmaya ça��rd�. 13 �ubat 1925’te, birkaç haftal�k sürekli bir propagandadan sonra ‘Allah’�n emriyle’ isyan ilan etti. Ye�il Müslüman sanca�� alt�ndaki kuvvetleri, �eriat� geri getirmek amac�yla, bölgeye yay�larak hükümet binalar�n� ele geçirdiler. Jandarmalar� tutuklad�lar. Elaz�� ve Diyarbak�r �ehirlerine yürüdüler. Lakin Halk F�rkas�’n�n a��r� kanad�ndakiler, aksi görü�ü savunuyorlard�. Bu ayaklanma bir kar�� ihtilal te�ebbüsü olabilir, Do�u illerinden Türkiye’nin ba�ka yerlerine s�çrayarak, rejimi devirmeyi hedef tutan bir hareket halini alabilirdi. �eyh Sait’le adamlar�, da�l�k Do�u bölgelerinde ellerinde ye�il sancak, gö�üslerinin üzerinde Kur’an-� Kerim; bankalar�, evleri, dükkânlar� bas�p yakarak ‘Hak yolunda ilerliyorlard�. Türklerden, Tanr� ad�na teslim olmalar�n� istiyorlard�. Vaizler onlara cennette ödüller vaat ediyordu. Yerden ve havadan; Halife’nin kendilerinden fedakârl�k istedi�ini, halifelik olmadan Müslümanl���n da olamayaca��n� bildiren beyannameler da��t�l�yordu. �eriat geri getirilmeli; okullarda dinsizlik ö�reten, kad�nlar� yar� ç�plak gezdiren hükümetin ba�� ezilmeliydi. �eyh Sait, Kürt istiklali yerine din davas� ile ortaya ç�kt��� için kom�u kabilelerden kendine fazla taraftar toplayamam��t�. Bunlar bir Nak�ibendî dervi�inin ruhani ba�kanl���n� kabule yana�m�yorlard�. �eyh Sait, dava s�ras�nda sakin davrand�. Din elden gitti�i için isyana kalkt���n� söyledi. Öteki Müslümanlara k�l�ç kald�rmakla günaha girdi�ini kabul etmedi, onlar nas�l olsa imans�zd�lar. �syan� ba�arabilmi� olsa, medreseleri tekrar açarak, �eriat� geri getirecek, Mecelle’yi [Osmanl� hukuku] yeniden uygulayacak; yalanc�n�n dilini, h�rs�z�n elini kesecekti. �eyh Sait sehpaya ç�karken, mahkeme ba�kan�na gülümseyerek: ‘senden ho�land�m, ama k�yamet gününde hesapla�aca��z’ dedi[17]
Celal Bayar (Cumhurba�kan�):“�eyh Said’in 1925’lerde yapmak istedi�ini, �ran’da Humeyni yapmaktad�r.”[18]
Kaz�m Karabekir (�ark Cephesi Komutan�):“�ark vilayetlerimizde idare-i Örfiyeyi (s�k�yönetim) gerektiren hadiseler zuhura gelmi�tir. Bu mahdut m�nt�kan�n harici te�vikatla (d�� k��k�rtmalarla) baz� emellere nail olmak için halk� dini tahrik ile ihlal ettikleri anla��lm��t�r. Dini alet ittihaz ederek mevcudiyet-i milliyemizi tehlikeye koyanlar lanete lay�kt�r.”[19]
Süleyman Demirel (Eski Cumhurba�kan�):“Türkiye’de irtica laflar�, �eyh Said isyan�yla beraber ba�lar. �eyh Said isyan� mahkemesinin iddianamesinde irtica vard�r. Terakkiperver Cumhuriyet F�rkas�’n�n ve Serbest F�rka’n�n kapat�lmas�nda da bu iddialar vard�r.”[20]Sadi Koça� (Eski Ba�bakan): “Bu ayaklanmada görülen ve iddia edilen en önemli gerekçe dini idi. Laik devlet anlay���n� hazmedememi�, özellikle d�� mihraklar�n tahrik etti�i sözde dindar �eyh Said ve benzerlerinin aç�klad�klar� tek gerekçe, ‘din elden gidiyor” slogan�yd�.”[21]
Avni Do�an (�ark �stiklal Mahkemesi Üyesi):“Asilerin propagandalar�, Türkiye Cumhuriyeti idaresinin �eriat� kald�rmas� ve �apka giyilmesi, k�z ve o�lan çocuklar�n�n bir arada tahsil yapmalar� gibi irticai esaslara dayan�yordu. �syan geni�ledikçe bu propagandaya Kürtlük cereyanlar� da kar��maya ba�lad�. �eyh Said, sa�a sola yollad��� emir ve tebli�lerde ‘Emir’ül-Müminin’(Müminlerin lideri) imzas�n� atacak kadar cesaretlenmi�ti.”[22]
Mahmut Golo�lu (Yazar):“�slam dininin en ba�naz ve tutucu olanlar�n� içinde toplam�� olan Nak�ibendî tarikat�n�n en çok etkili oldu�u Do�u bölgesinde; hükümetin dinsizli�i, milletin dinsizli�e götürüldü�ü, dinin kald�r�lmak istenildi�i, dinin yitirilmekte oldu�u, bunu önlemek gerekti�i gibi söylenti ve propagandalarla devrim tepkilerinin belki de en büyü�ü denebilecek olan ayaklanma ba�lad�.”[23]
Hikmet K�v�lc�ml� (Sosyalist): “�eyh Said isyan� gerek milli, gerekse milletleraras� mikyasta irticayd�.”[24]
Murat Bardakç� (Tarihçi):“1925 y�l�nda ç�kan �eyh Said ayaklanmas�nda, dava ba��ms�z devlet sorunu de�ildir. �eyh Said’in ihtilal de�il, istekler beyannamesi ele geçmeden, kendisi idam edilmi�tir. Bu belge, bildi�imiz bir devlet kurulu�undad�r. �çinde sadece, Islami beraberli�in neden ihmal edildi�i anlat�l�r ve kendilerinin devlete sadakatleri hikaye edilir.”[25]
Kadir M�s�ro�lu (Yazar): “�eyh Said’i isyana icbar ettiler. Gözda�� vermek için. �artlar� öyle haz�rlad�lar. Ama �eyh Said Kürtçü de�ildir. �eyh Said kurband�r. Aferin iyi yapt� diyemem, onun hareketiyle zulmün ceberruti gücü sabit oldu; ba�kalar� isyan etmemekte mazur oldu. Ama hesap yanl��� yapt�, bu kadar insan�n öldürülmesine sebep oldu. Yaln�z �arka, onu ezerek gözda�� vermek istediler.”[26]
Orhan Türkdo�an (Bilim Adam�):“Manisa’da Nak�ibendî tarikat�na mensup olan Giritli Mehmet ve arkada�lar�n�n tekke ve tarikatlar�n�n kapat�lmas�na tepki olan ayaklanmalar�, 1925 y�l�n�n �ubat�nda Nak�ibendî tarikat�n�n en yo�un oldu�u Do�u bölgesinde patlak veren �eyh Sait ayaklanmas� ile ortak noktalar ta��r. Do�u ayaklanmas�n�n ba� yöneticisi olan Nak�ibendî �eyh Sait; dinin elden gitti�i gerekçesi ile eyleme geçti.”[27]
Thomas Bois:“Piran’l� �eyh Said’in 1925’teki isyan�, ho�nutsuzlu�un ilk i�areti olmu�tur. Müslümanlar�n fanatizmi olarak nitelendirilen bu isyan, Cumhuriyetin reformlar�n� tehdit etmesi nedeniyle feodal kal�nt�lar�n ve halifeli�in Atatürk taraf�ndan kald�r�lmas�na kar�� düzenlenmi�tir.”[28]
Arnold J.Toynbee:“�eyh Said 13 �ubat’ta isyan bayra��n� açm�� ve birkaç hafta içinde ayaklanmay� geni� bir bölgeye yaym��t�. �syanc�lar�n programlar�n�n ba�l�ca maddeleri, Mustafa Kemal Pa�a’n�n laik hükümetinin kald�rd��� �eriat� geri getirmek ve Sultan Hamid’ino�ullar�ndan Selim Efendi’yi Sultan ve Halife ilan etmekti.”[29]
Bernard Lewis:“Ayaklanmay�,‘Allahs�z Cumhuriyeti’ devirmeyi ve Halife’yi geri getirmeyi isteyen dervi� ve �eyhler yönetmi�ti. Bunun üzerine Mustafa Kemal, tekkelerini kapatarak, birliklerini da��tarak ve toplant�lar�n�, ayinlerini ve özel k�yafetlerini yasaklayarak, dervi�lere kar�� harekete geçti.”[30]
Paul Gentizon:“�eyh Said, din ad�na ‘Cumhuriyetin imans�z öncülerine’ kar�� koydu. Dervi�ler, �eyhler, hatta baz� hocalar, büyücüler, sihirbazlar, istihareciler bir nevi mâlikane sayd�klar� bölgelerinde, Cumhuriyetin yenile�tirme gerçe�ine kar�� koymakta yarar görüyorlard�. Bu bak�mdan eski sar�kl�lar, Ankara’dan gelen en ilmi gerçe�i bile yanl��l�k ve dinsizlikle lekelemek için ellerinden geleni yap�yorlard�.”[31]Mustafa Akyol: �eyh Said’i �ngilizlerin k��k�rtt���”n� okur dururuz. Bu, bize yine devlet taraf�ndan belletilen “iç dü�manlar� kullanan d�� mihraklar” ezberinin “kurucu efsane”sidir. Gelgelelim, bu efsanenin pek bir temeli yoktur. Çünkü gerçekte �eyh Said’in �ngilizler ad�na hareket etti�ini, onlardan aktif destek ald���n� gösteren hiç bir delil yoktur elde. Dr. Ya�ar Kalafat’�n isyan hakk�ndaki kitab�nda belirtti�i gibi “bu konuda çe�itli iddialar ortaya at�lm��sa da �ngiltere’nin isyandaki yeri hakk�nda belgelere dayal� kesin bilgiler ortaya konulamamaktad�r.” (�ark Meselesi I����nda �eyh Sait Olay�, s. 179) Asl�nda isyan�n kayna�� “d��”ta de�il “iç”tedir. En büyük sebep de, Ankara’n�n Kurtulu� Sava��’ndaki “Müslüman karde�li�i” temas�n� b�rakarak birden bire laikçi ve Türkçü kesilmesidir. K�r�lma noktas�, �eyh Said isyan�ndan on ay önce Ankara’da al�nan iki karard�r: Medreselerin yasaklanmas� ve Hilafetin kald�r�lmas�.[32]
Kürt tarihi uzman� David McDowall (tarihçi-yazar): “Hilafetin kald�r�lmas�… Kürtler’in Türklere kar�� duydu�u son ideolojik ba�� da kopard�… Türkiye’nin 1912–22 aras�ndaki sava� y�llar�n� a�mas�na yard�mc� olan Kürtler, bu kez onun dü�manlar� haline geldiler… Bunlar, dindar �eyhler ve eski Hamidiye a�alar�yd� ki, Halife’nin savunulmas�na samimi olarak inan�yorlard�. �imdi bu insanlar aras�nda, onlar�n daha önceden en ufak bir ba�lant� kurmay� kabul etmedikleri ki�iler, yani Kürt milliyetçileri, bir direni� geli�tireceklerdi.”[33]
Sad�k Yanl�zucan: Necip Faz�l bir ‘öcü’, bir ‘canavar’ olarak sunulan �eyh Said’e ili�kin, o ana de�in okuduklar�m� tümüyle ters yüz edecek �eyler anlat�yordu. �eyh Said ve yak�nlar�n�n, dostlar�n�n sözüm ona Cumhuriyeti y�kmak üzere muazzam bir ‘k�yam’ gerçekle�tirdikleri, bunun ‘d�� güçlerce geriden kurgulanm�� bir ‘hain sald�r�’ oldu�u söylenerek bu güzel insan ve yak�nlar� ac�mas�zca yok edilmi�tir. Yarg�lanmalar�, as�lmalar� zaten ba�l� ba��na hukuk d���, ahlak d��� ve zorbacad�r. Kamu vicdan�nda derin yaralar açan böylesi k�y�mlar bizim yak�n tarih belle�imizi olu�turur.
Egemen sisteme ters dü�enin hain, alçak, d�� güçlerin piyonu biçiminde nitelendi�i kara bir dönem… Hukukun çi�nendi�i, ahlaki olan�n tersyüz edildi�i bir süreçtir bu… Esas itibariyle, �eyh Said’in kalk��mas�ndaki temel motivasyon, Cumhuriyet modernle�mesinin köktenci seküler reformlar�nad�r. Bu itiraz’�n ustaca kotar�lm�� bir manipülasyonla, bir tür örgütlü bir ‘isyan’ biçiminde nitelenmesi ve her türden bireysel ve kamusal hukuk normlar�n�n çi�nenerek k�y�c� biçimde bast�r�lmas�n�n ne bunu yapanlara ne de kamuya bir yarar� olmad��� gibi, bugün hala kamusal vicdan�n, özellikle de Kürtlerin belle�inin kanamas�na yol açt��� aç�kt�r. Hatta hareketin neden ba�ar�ya ula�mad��� konusunda �u tespit önemlidir: �eyh Said'in ulusalc� bir çizgiden çok �slamî bir kimlik benimsemesi ve bu nedenle özellikle alevi Kürtlerden yeterli deste�i görmemesi. [34]�eyh Said'in ulusalc� bir çizgi benimsemedi�ini �u sözlerinden de anlamak mümkündür ; "Hamdolsun Müslüman’�z, Kürt, Türk yoktur, bütün hatt� harekât�m�z� bizim Kur'an-� azimü��andan ihraç ediyoruz."
�eyh’in torunlar�ndan Ahmed F�rat’�n Dava dergisinde yay�mlanan bir söyle�isinde (Haziran-Temmuz, 1990) söyledi�i gibi, kendisinin ‘�ngilizlerle ili�kisi oldu�u’na dair iddia kirli propagandan�n bir parças�d�r. Kalk��man�n özünü, seküler reformlara itiraz olu�turmaktad�r.
Gördü�ünüz gibi kaynaklar�yla her çe�it görü�ten insanlar�n yorumlar�yla �eyh Said k�yam�n�n Kürtlük ve �ngiliz deste�iyle alakas� olmad���n� anlamak hiçte güç de�il
�eyh Said ba�ta olmak üzere, yak�n tarihimizin bütün itirazlar�n� resmi tarihin etkilerinden azade biçimde okumam�z ve yorumlamam�z, yeni ku�ak aç�s�ndan çok önem arz etmektedir. Cumhuriyet’i kuran iyilerle, onu y�kmaya çal��an kötülerin hikâyelerine dayal� mistik bir tarih kurgusunun d���na ç�kma vaktinin geldi�ine art�k kendimizi inand�rmal�y�z. Ve bu konuda her zaman resmi ideolojiden ba��ms�z olarak bir �eyler ortaya koyabilmeyi becerebilmeliyiz. �eyh Said'in Kürt milliyetçisi oldu�u ve k�yam�n Kürt isyan� oldu�unu zihinlere kaz�maya çal��an resmi ideolojiye verdi�i en güzel cevap ise ''Kürdistan diye bir devlet hiç dü�ünmedim. Benim yegâne maksad�m �slam'�n hâkim olmas� ve hükümlerinin tatbik edilmesiydi!'' sözüdür.
�eyh Said ve Arkada�lar�n�n mücadelesinin �slami bir mücadele oldu�unu ve onlar�n sevdas�n�n milliyetler ve uluslar üstü oldu�unu vurgular, �eyh Said ve arkada�lar�n� rahmetle ve dua ile yâd ederiz.
D�PNOTLAR:
[1] �brahim Sediyani, �eyh Said K�yam�, http://www.haksozhaber.net/sehid-seyh-saidi-rahmetle-aniyoruz-15275h.htm
[2] Mete Tuncay T.C.T.P.Y.K(1923–1931) S.130
[3]�smet �nönü, Hat�ralar, 2.Kitap, Bilgi Yay�nevi, Ankara 1987, s.202
[4] B.Cemal s,51
[5] M.K. Öke Musul meselesi kronolojisi s 168
[6] B.�im�ir �ngiliz Belgeleriyle Türkiye’de Kürt sorunu(1924–1938) s 291–292
[7] M.K. Öke �ngiliz ajan� Binba�� E.W.C.NOEL ‘in Kürdistan misyonu s,22–23
[8] R�za Nur, Hayat ve Hat�rat�m, IV, �stanbul 1967,
[9] Cemal Kutay, Türkiye �stiklal ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi, cilt: 19, s.11505.
[10] �evket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal, Cilt: 3, �stanbul 1975, s.225–227
[11] Feridun Kandemir, “�eyh Said �syan�”, �nci Dergisi, Say�: 16 (28 Haziran 1952), s.20
[12] Metin Toker, �eyh Said ve �syan�, Akis Yay�nlar�, Ankara 1968, s.17.
[13] U�ur Mumcu, “Halklar Karde�tir”, Milliyet Gazetesi, 03 Mart 1992, s.7.
[14] �lhan Selçuk, “K�yam”, Cumhuriyet Gazetesi, 07 A�ustos 1991
[15] �smail Be�ikçi, Do�u Anadolu’nun Düzeni, Sosyo-Ekonomik ve Etnik Temeller, EYay�nlar�, �stanbul 1969, s.210, 212
[16] Necip Faz�l K�sakürek, Son Devrin Din Mazlumlar�, Büyük Do�u Yay�nlar�, 10.Bask�, Istanbul 1990, s. 53, 54
[17] Lord Kinross, Atatürk: Bir Milletin Yeniden Do�u�u, Milliyet Yay�nlar�, �stanbul 1965,s.605, 607, 610, 611
[18] Kurtul Altu�, “Celal Bayar Anlat�yor, Kritik Olaylar�n Perde Arkas�”, Tercüman Gazetesi,12 Ekim 1986
[19] T.B.M.M. Zab�t Ceridesi, c.2, s.309 (25.02.1925)
[20] Tercüman Gazetesi, 30 Temmuz 1986
[21] Nokta Dergisi, Say�: 25 (28 Haziran 1987), s.17.
[22] Avni Do�an, Kurtulu�, Kurulu� ve Sonras�, Dünya Yay�nlar�, �stanbul 1964, s.172.
[23] Mahmut Golo�lu, Devrimler ve Tepkileri (1924–1930), Ba�nur Matbaas�, Ankara 1972,s.101
[24] Hikmet K�v�lc�ml�, �htiyat Kuvvet: Milliyet (�ark), Yol Yay�nlar�, �stanbul 1979, s.194
[25] Zaman Gazetesi, 06.08.1991.
[26] Milli Gazete, 01.05.1990
[27] Orhan Türkdo�an, “Tepedeki Adam: Mustafa Kemal”, Atatürk Üniversitesi 50.Y�l Arma�an�, Say�: 2, s.426
[28] Thomas Bois, The Kurds, Beyrut 1966
[29] Arnold J.Toynbee, Türkiye: Bir Devletin Yeniden Do�u�u, MilliyetYay�nlar�, �stanbul 1971, s.288
[30] Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Do�u�u (Çev. M.K�ratl�) 2.Bask�, Ankara 1984, s.266.
[31] Paul Gentizon, Mustafa Kemal ve Uyanan Do�u, (Çev. Fethi Ülkü), T.C. Kültür ve Turizm Bakanl��� Yay�nlar�, Ankara 1983, s.106
[32] Mustafa Akyol, Gayr� Resmi Yak�n Tarih, Etkile�im Yay�nlar�
[33] David McDowall, A Modern History of the Kurds, s. 192
[34] Sad�k Yals�ucanlar, http://www.sadikyalsizucanlar.net/en-son-okuduklarim/kurtlerin-en-huzunlu-kahramani-seyh-said.html
-
mehmet maksut 30-06-2011 12:10
ismail abi o ibare sosyolojik bir tesbitten ibarettir. yoksa k�rtl�k vurgusu degildir. o yap�lan tesbitle �eyh saidin hareketini k�rtl�kle vurgulama gibi bir anlam ��km�yor. ayr�ca hareketin i�inde k�rt �rk�na mensup insanlar�n olmas� ve �oven milliyet�ili�in yogunoldugu bir d�nemde k�rt nufusuna yap�lan bask�larda �eyh saidin k�yam sebeblerinden baz�lar�d�r. ancak sizinde bizimde ifade etti�imiz gibi asli unsur islam ve m�sl�manlara yap�lan z�l�md�r. zaten �eyh said nasyonalist bir zihniyetle k�rtlere yap�lan z�lm� dillendindirmiyordu. aksine islami �ahsiyetinden dolay� zalime kar�� islami referanslarla kendi i�inde bulundugu toplumun ac�lar�na y�neliyor. ve ��z�m olarak kar�� milliyet�ilik geli�tirme yerine dinin ikamesi ve �eriatin uygulanmas�n� sonuyordu... katk�lar�n�zdan dolay� te�ekk�rler agabeyim... umud olabiliyorsak sizin ekti�iniz fidelerin sayesindedir. Allah sizden raz� olsun. Ve daha nice gen�ler yeti�tirmeyi nasip etsin...
-
mehmet maksut 30-06-2011 11:20
�. MET�N AGABEY�ME SELAM VE SAYGILARIMI SUNARIM... �eyh Said irfani noktada kendisini geli�tirmi� bir zatt�r. �irfan" kavram� tasavvuf k�kenli oldu�u hakk�nda kavram�n tarih�esine bakmak laz�m. Ama e�er tasavvuf kavram� bile olsa bunu kullanmama gibi tav�r tak�nmak veya sadece bir kesime m�nhas�r k�lmak yanl��t�r diye d���n�yorum. �nemli olan o kavram� nas�l alg�lay�p hayata ge�irdi�imizdir. Mesela �ran �slam �nk�l�b� Rehberi �mam Humeyni�nin kitaplar�nda bu kavram �ok kullan�l�r. �mam bu kavramla adeta �zde�le�mi�tir. Hakeza Mutahhari, Mustafa �amran da ve bir�ok ink�lab �nderinin bu kavram� hayatlar�yla b�t�nle�tirdi�ini g�r�yoruz. "Tasavvuf her zaman orta �a� avrupas�nda oldu�u gibi kilise kral i�birli�i ili�kisi olmu�tur. Tasavvufta ba�kald�rma ve cihad yoktur, �eyh Said b�yle �eyden uzakt�r, k�yam� ve �ehadeti bunun ispat�d�r." A�abey, Tasavvuf salt �slam �at�s�nda olu�mam��t�r. Bu yap� H�ristiyanlarda ve �zellikle Hint sahas�nda olduk�a yayg�n bir �ekilde varl�k g�stermi�tir. Evet, H�ristiyan orta�a� tasavvuf ak�mlar�nda yukar�da izah etti�iniz gibi bir durum var. Fakat bunu t�m tasavvuf ak�mlar�na yaymak uygun de�ildir kanaatindeyim. Zira orta�a�daki tasavvuf devlet tekelinden ��kmazken bu durum H�ristiyan d��� tasavvuf ak�mlar�nda b�yle de�ildir. Ve di�er tasavvuf ak�mlar� devletten tam olmasa da olabildi�ince ba��ms�z kald���n� yapabilece�imiz �al��malarda g�r�r�z. "Tasavvufta ba�kald�r� ve cihad yoktur" demek hem tarihsel bilgiler a��s�ndan hem de g�n�m�zde ya�an�lan ger�ekler ac�s�ndan do�ru de�ildir. Zaten �eyh Said kendisi bir nak�idir. Ve bu hareketteki bir�ok insanda bu alanda yeti�mi�tir. Fakat burada tasavvufun nas�l anla��ld��� farkl�la��yor. Bir kesimdeki tasavvuf insan� fasifize edilgen duruma getirirken birisinde insan� aktif k�l�yor. �eyh Said�in hareketi ve tasavvuf alg�s�, yapt��� k�yamdan ortaya ��k�yor. Bundan dolay� tasavvufta cihad ve ba�kald�r� vard�r. Bunun en g�zel �rne�ini �eyh Said sergilemi�tir. Ayr�ca onun dedelerinden �eyh Kas�m-e Ha�imi, 4. Murad d�neminde �nemli bir �ah�st�r. 4. Murad�n i�kiyi yasaklay�p kendisinin i�mesine kar�� olduk�a tepki g�stermi�. Ben i�kiyi yasaklay�p kendisi i�en birine biat etmem ve bunu uygun g�rmem demi�tir. Bundan dolay� kendisi �ld�r�l�r. ��lsutun( K�rk sutun) ve civar�nda ona ba�l� olan bir�ok ki�i �ld�r�r. Bundan dolay� �eyh Said�in aile silsilesi ancak buraya kadar biliniyor. �eyh Kas�m-e Ha�imi ayn� gelenekten gelen bir nak�idir. Tasavvuf ehlinin, d��man tasallutu kar��s�nda (ideal anlamda olmasa da) cihada, gerek fiilen sava�mak, gerekse halk� te�vik etmek suretiyle i�tirak etmekten geri durmad��� hakikatine g�zlerimizi kapatmam�z s�z konusu olamaz. Ayn� �ekilde �slam d�nyas�n�n d�rt bir yan�nda ge�ti�imiz y�zy�lda ve �ncesinde verilen kurtulu� sava�lar�nda Tasavvuf ehlinin oynad��� aktif rol� g�rmemek yok saymak do�ru de�ildir. Ayr�ca islam�n yay�ld��� �ografyalarda bir�ok yay�lma tasavvuf ak�mlar� taraf�ndan olmu�tur. Anadolu co�rafyas�n�n �slam'la ilk tan��mas�nda oldu�u gibi, ( eksik de olsa) onun bu topraklarda yerle�ip k�k salmas�nda da Tasavvuf'un, tarikatlar�n ve gazi dervi�lerin rol� g�rmezden gelinemeyecek kadar a�ik�rd�r.( istenilen kitabi ve tevhidi bir �ekilde yay�lmasa da) �zellikle Afrika ve Asya sahas�nda kendilerini �slama nispet eden bir�ok tasavvuf ak�m� ��km�� ve sahalar�n� geni�letmi�tir. Yanl���na yanl�� do�rusuna do�ru demek daha do�rudur kanaatindeyim Nijerya�da (K�diriyye �eyhi olan Osman dan Fodio), Senegal�de (M�ridizm hareketi lideri Ahmed Bamba), Moritanya da (Tic�niyye �eyhi el-Hac �mer et-T�ll), Fas�ta (Emir Abd�lkerim el-Hatt�b�), Somali ve Sudan Mehdileri bu ger�e�inin birer �rnekleridir. Hint alt k�tas� (�mam-� Rabban� ve �ah Veliyyullah �izgisinin varisi Deoband/Diyubend ekol�nden gelen sufi �limler), Kuzey Afrika (Libya'da Senusiyye hareketi), Cezayir'de (Emir Abd�lk�dir ve Muhammed Hadd�d), Sudan'da (Muhammed Ahmed el-Mehdi), M�s�r'da (Ahmed el-Arab�), Ma�rib'de (Muhammed b. Abd�lkerim el-Hatt�b) Kafkasya'da �eyh �amil ve bug�n Filistin'de ad�n� "�zzeddin el-Kassam Tugaylar�" vas�tas�yla tan�d���m�z �ehid �zzeddin el-Kassam da Hasan el Benna�n�n hareketi de tasavvuftan beslenip k�yam etmi�lerdir. �eyh �amil kendisi tasavvuf erbab�d�r. Mesela �mer Muhtar bir�ok Kuzey Afrikal� M�sl�man gibi Senusi tarikat�na mensuptu. 19.yy�da Kuzey Afrika�da te�ekk�l eden bu tasavvuf ekolu, k�sa zamanda �ok h�zl� bir inki�af g�stermi�, i�inde bar�nd�rd��� dinamizm ile s�m�rgeci g��lere kar�� Afrika M�sl�manlar�n�n solu�unu daima diri ve taze tutmu�tur. Bir tasavvuf ekol�nden ziyade bir �slahat hareketi olarak g�r�lebilecek Senusi hareketi, tarikat ve tasavvufu asli g�zelli�ine d�nd�rmeyi, onu bir miskinler oca�� olmaktan ��kar�p, hayat�n her y�n�n� kucaklayan bir hizmet kurumuna d�n��t�rmeyi hedef alm��t�. Anadolu�nun Mo�ollar taraf�ndan i�gal edilmesine kar�� Necmeddin-i K�br� var... Harzem�ahl�lar zaman�nda Mo�ollar geliyor. Katliamlar� Necmeddin-i K�bra�n�n �ehri terk etmesini istiyor. Bu haber gelince, �eyh h�rkas�n� ��kar�p as�yor, "�imdi cihad zaman�d�r!" diyor. O yetmi�, seksen ya��nda k�l�c�n� �ekiyor, bir Mo�ol askeriyle bo�u�urken, �l�yor. Tasavvuf, kimi d�nem ve yap�larda M�sl�manlar�n cihad k�l�c�n� omuzlar�ndan indirip k�n�na sokmu�; kimi d�nem ve yap�larla k�n�ndan ��kar�p sava�t�rm��t�r. Ama hangi tasavvuf sorusu �nelidir. Ve hepsini bir kefede de�erlendirmemek gerekir �T�rk ordusu T�rk h�k�meti kelimeler �rk�� s�ylemlerdir. Bu kelimeleri onlar s�yl�yor bizler bunun yerine t.c ordusu t.c h�k�meti desek daha uygun d��er g�r���ndeyim.� A�abey ayn� �ey her ikiside. Ben fark g�remiyorum. K�saltmalar� a��n ayn� �ey ortaya ��k�yor. Katk�lar�n�zdan dolay� te�ekk�r eder, sayg� ve dualar�m� sunar�m a�abey� Serh�ldan� batman� karde�ime Her halde 86 y�ld�n�m�n� kastetmi� olmal�s�n�z. �n�allah edit�r a�abeyimiz d�zeltir onu.
-
urfadan ismail 30-06-2011 09:51
muhterem karde�im.�ncelikle emegin i�in �ok te�ekk�r ederim.rabbim cehdini ve gayretini artt�rs�n in�aalah.bu t�r �al��ma ve gayretler umudumuzu dahada peki�tiriyor.allah raz� olsun. Yaz�da ge�en bir c�mle �ok dikkatimi �ekti. "istisnalar hari� olmak �zere k�rtler i�in bu hareket bir "k�yam "hareketidir ".bence �eyh said k�yam�n� k�rt oldu�u i�in degil,m�sl�man oldu�u i�in yapm��t�r.seninde bu kanaatte oldu�undan hi� bir ��phem yok.yani �eyh saidin k�rt kimligi �ok tali bir kimliktir ve k�yamla hi� �zde�le�en hi� bir yan� yoktur.birilerinin islam� t�rklere maletmesi yada sadece 1000 y�ll�k tarihten bahsetmesi ne kadar yanl��sa ayn� derecede �eyh saidin k�yam�n� k�rt kimligiyle anlatmak o derece yanl��t�r kaanaatindeyim.ben sende b�yle bir anlay���n olmad���n� �ok iyi biliyor ve takdir ediyorum.�al��man i�in tekrar te�ekk�r ederim. �ok yararl� oldu.
-
i.metin 29-06-2011 18:35
Mehmed karse�im bu kadar ara�t�rma inceleme ve al�nt�lar yapmak ciddi emek ister ki Rabbimiz raz� olsun siz bunu yapm��s�n�z.Allah emeklerinizin ecrini versin. �eyh said ve beraberinde cihad eden ve �ehid olanlara Allah esenlik yurdunu nasip esin. yaz�da �eyh sait hakk�nda "irfani y�nde geli�tirir"demi�siniz, irfan tasavvufi bir terimdir ki tasavvuf her zaman orta �a� avrupas�nda oldugu gibi kilise kral i�birli�i ili�kisi olmu�tur. tasvvufta ba�kald�ma ve cihad yoktur,�eyh said b�yle �eyden uzakt�r,k�yam� ve �ehadeti bunun isbat�d�r. "eski Yunan felsefesi ile mant�k derslerini okumu�tu" akl�n� kullanan b�yle bir alimin islami olmayan kelamla mant�kla ugra�t�g� s�z�ne inanmak istemiyorum. T�rk ordusu t�rk h�k�meti kelimeler �rk�� s�ylemlerdir.bu kelimeleri onlar s�yl�yor bizler bunun yerine t.c ordusu t.c h�k�meti desek daha uygun d��er g�r���ndeyim. selametle
-
serh�ldan� batman� 29-06-2011 11:46
degerli karde�im emeklerinizden dolay� te�ekk�rler. h�seyni k�yam�n k�rdistani yans�mas� olan �eyh said k�yam�n� asli unsurlar�yla ele alman�z ger�ekten g�zel olmu�. b�y�k serh�ldan�na yap�lan iftiralar, karalamalar hi�bir zaman serh�ldanlar�n y�re�indeki haks�zl�klara kar�� olan direni�ine bir zarar vermeyecektir. islami serh�ldan �eyh saidi palewi'yi sistemin iftiralar�ndan kurtarmak ve onun k�yam misyonunu anlamak ve anlatmak bizlere d��er. zaten serh�ldan �eyh said bizlere daragac�n�n ince noktas�nda bunu emanet b�rakm��t�r. o bizlere davas�n� ve misyonunu b�rak�rken bug�n baz� insanlar�n mezar pe�ine d��melerini anlamak m�mk�n degil. o mezar�na sahip ��k�lmas�n� degil davas�na sahip ��k�lmas�n� �ng�rm��t�r. h�seyni k�yam�n k�rdistani serh�ldan� �eyh saidi palewiyi anlamak ve anlatmak sadece k�rdistanl� m�sl�manlar�n degil t�m t�rkiyedeki m�sl�manlar�n g�revidir. bu anlamda ona sahip ��kmak imam h�seynin davas�na sahip ��kmakt�r. ona sahip ��kmak seyyid kutuba sahip ��kmakt�r... ona sahip ��kmak mazlumlara sahip ��kmakt�r. vefat�n�n 8 y�l d�n�m�nde kendisi ve dostlar�n� rahmetle binnetle, hay�rla yad ederim. umar�m �mmetin zillet i�inde ya�amay� izzetle �lmeye tercih eden bu b�y�k SERHILDANI bir g�n anlayacakt�r.