��kr� H�SEY�NO�LU

06 Mart 2018

�YEN� T�RK�YE�DE �ESK� T�RK�YE�LE�ME TEMAY�LLER�

AKP H�k�metlerinin 2002 y�l�ndan bu yana jakoben laiklikten Anglo-Sakson laikli�e ge�i� politikas� izledikleri bilinmektedir. Her ne kadar gerek �slam’�, gerekse modern kavram ve ideolojileri do�ru tan�yamam�� kimi �evreler, s�z konusu politikalar� “�slamla�ma s�reci” gibi alg�lasalar ve bu alg�lay�� �zerinden yanl�� anlamlar y�kleyerek ya�anan de�i�im-d�n���m s�recine angaje-entegre olma yoluna girseler de olup bitenin belirtti�imizin �tesinde bir anlam� yoktur.

Eski FP milletvekili ve �imdilerde AKP cenah�na yak�n duran isimlerden olan Merve Kavak�� bu ger�e�i a��k olarak dile getiren az say�daki isimden biri oldu. Kavak��, ge�ti�imiz y�l Yeni Akit gazetesinde kaleme ald��� “CHP �ngiltere’de olsa ne yapacak?” ba�l�kl� k��e yaz�s�nda k��e yaz�s�nda �unlar� kaydetti:

“…Statik oldu�u faraziyesi �zerinden devam edersek, �unu s�yleyebiliriz: B�t�n bu de�i�im alanlar�n�n temelinde ortak payda laiklik mefhumunun yeniden ele al�nmas�, devlet makinesi ile insan�n bar��t�r�lmas�, buna imkan sa�layacak siyasi ve b�rokratik enstr�manlar�n geli�tirilmesi, zaten varsa g�n y�z�ne ��kar�l�p tekrar devreye sokulmas� anlam�na gelir. Bu anlamda mevzubahis zaman dilimi i�erisinde bir karar vermemiz gerekiyordu.

Yola ya insan� ma�dur eden laiklik anlay���na sar�larak devam edecektik ve sular� geri ak�tmaya �al��t���m�zca ilerleyecektik, ki bu tam tersi bir gerileme olacakt�. Ya da ak�nt�ya kar�� m�cadeleyi b�rakacak; akl�n, vicdan�n yolunu tutacak ve laikli�imizi yeniden �ekillendirecektik. Siyaset makinesi, Allah’tan sonunda ikincisini se�ti. Bu model tutucu Avrupa’n�nkinden �ok Anglo Sakson gelene�ine ge�i� anlam�na gelir…”[1]

��te jakoben, bask�c� dini sadece devlet mekanizmas�ndan de�il ayn� zamanda toplumsal alanlardan d��lama �eklindeki Frans�z tipi laiklikten, dinin devlet mekanizmas�nda belirleyici olmas�na kar�� ��kmakla birlikte toplumsal alanda var olmas�na kar�� ��kmayan, dine kamusal alanda belli bir alan a�an Anglo-Sakson tipi laikli�e ge�i� s�recini AKP , “Eski T�rkiye’den Yeni T�rkiye’ye ge�i�” olarak adland�rd�.

“Eski T�rkiye” denilince akla gelen hususlar�n ba��nda asgari insan hak ve hukukunun[2], d�zenin kendi yasalar� d�zeyinde dahi olsa g�zetilmemesi, muhalif g�r�len topluluk ve fertlerin kimlik ve inan�lar�ndan-d���ncelerinden dolay� t�rl� bask�lara maruz kalmas� yan�nda ve �tesinde �retilmi� su� ithamlar�na muhatap k�l�nmalar�, resmi ve yar� resmi (ili�tirilmi�) medya organlar� �zerinden haysiyet cellatl���na maruz b�rak�lmalar�d�r.

Sol kesimlere y�nelik operasyonlarda solcular�n evlerinde havyar, �slami kesimlere y�nelik operasyonda ise evlerde m�stehcen yay�nlar bulunmas� (!)“Eski T�rkiye”nin klasikle�mi� �ok bilinen bir uygulamas� olarak hat�rlardaki tazeli�ini korumaktad�r.

Cumhuriyetin �lk Y�llar�ndan 28 �ubat’a Uzanan Bir S�re�

Bizler, “Eski T�rkiye”nin bu yakla��m bi�imini 28 �ubat s�recinde yap�l�p edilenlerden hat�rl�yor olsak da, asl�nda laik-kemalist d�zenin kurulu� y�llar�ndan itibaren muhaliflere y�nelik olarak bu t�r hukuksuzluklara tevess�l etti�ini biliyoruz.

1924’te yay�nlad��� “Frenk Mukallidli�i ve �apka” adl� risalesi, 1925 y�l�nda ��kar�lan “�apka Kanunu”na muhalefet te�kil etti�i gerek�esiyle �stiklal Mahkemeleri’nde yarg�lan�p (!) 1926 y�l�nda idam edilen �skilipli At�f Hoca’yla ilgili “Anadolu’nun i�galine kar�� ba�layan direni�e kar�� ��kt��� ve bu sebeple vatan haini oldu�u” gibi psikolojik harp mam�l� as�ls�z iddialarla ve ayn� �ekilde bat�l�la�ma/bât�lla�ma ink�laplar� kar��s�nda k�yam eden �eyh Said’le ilgili “�ngiliz ajanl���” gibi ithamlar, bu konuda hat�r�m�za gelen ilk �rneklerdir.

“Yeni T�rkiye”de kendini g�steren “Eski T�rkiye”le�me temay�lleri aras�nda �nemli yer tutan Eski Ba�bakan Ahmet Davuto�lu’na y�nelik “Pelikan Dosyas�” operasyonu s�ras�nda, gazeteci Y�ld�ray O�ur’un 8 May�s 2016 tarihinde kaleme ald��� “O Gece Radyoda Olanlar” ba�l�kl� yaz�s�yla dikkat �ekti�i �u hâdise de, d�zenin bu konudaki sâb�kas�na dair bilgilendirici nitelikte:

“Sadri Maksudi, �arl�k Rusya’s�na ba�l� Tatar b�lgesinde Cumhurba�kanl��� da yapm�� inanm�� bir T�rk milliyet�isi, Sorbonne’da ders vermi� bir tarih profes�r�yd�. Cumhuriyet kurulunca heyecanla Ankara’ya gelmi�, Atat�rk’�n ricas�yla da yeni T�rk Cumhuriyeti’ne hizmet etmek i�in Ankara’ya ta��nm��t�. �niversitede dersler verdi, Tarih Kongreleri’ne �nc�l�k etti, Atat�rk’�n sofras�n�n m�davimlerinden biri oldu. Tabii vekil de se�ilmi�ti. Bir g�n Meclis’te ad�n� Atat�rk’�n koydu�u Denizbank’�n kurulu� �nerisi g�r���l�yordu. �tiraz etti: “Denizbank T�rk�e de�il Deniz Bankas� olmal�.”. Bir profes�rden gelen bu itiraz kabul edildi.

O gece sofras�nda bunu duyan Atat�rk �ok k�zd�. Gece yar�s�n� ge�mi�ti. Radyoyu a�t�rd�, sofras�ndakileri radyoya g�nderdi. Sabaha kadar radyoda Sadri Maksudi lin� edildi. Falif R�fk�, Sadri Maksudi’yi "karanl�k kafal�", y�llarca ad� kitaplarda A. diye yaz�lan Agop Dila�ar bu T�rk�� tarih�iyi “Gayrimillî, T�rk�e bilmez, cahil" ilan etti. Ertesi g�n gazetelerin man�etlerinde de s�rd� lin�. Bir gecede profes�rl�kten cahilli�e terfi ettirilen Maksudi k��esine �ekildi, dersler verdi, emekli oldu. Ama hep k�s kald�…”[3]

O�ur’un s�z etti�i Sadri Maksudi olay�, “Eski T�rkiye”de i�lerin nas�l y�r�d���yle ilgili yeterince fikir vermektedir. Nitekim oradan h�zl�ca 28 �ubat s�recine uzanacak olursak, Genelkurmay karargâh�nda brifing alan medya organlar�n�n hemen ertesi g�n nas�l man�etlerle ��kt���n�, Tv kanallar�n�n haber b�ltenlerinde estirilen ter�r� hat�rlay�p, asl�nda 1920’lerden 1990’lara de�i�en bir �ey olmad���n� kolayl�kla anlam�� oluruz.

Burada as�l �zerinde durmak istedi�imiz konu ise, 2002 sonras� AKP H�k�metleriyle birlikte gerek jakoben laiklikten Anglo-Sakson/�l�ml� laikli�e ge�i�, gerekse AB’ye uyum sa�layacak bir y�netim anlay��� geli�tirme s�recinde gerek mevzuatta gerekse uygulamada yap�lan birtak�m d�zenlemelerle �nemli �l��de terk edilme yoluna gidilen ve “Eski T�rkiye”de kald��� ilan edilen bu t�r y�ntemlerin, son y�llarda yeniden kendini g�stermeye ba�lamas� sorunudur.

“Yeni T�rkiye”den “Eski”me Sinyalleri

Son birka� y�ld�r �e�itli kesimlere y�nelik g�zalt� operasyonlar�nda resmi ve yar� resmi-ili�tirilmi� medya organlar�nda psikolojik harp teknikleriyle �retilen ipe-sapa gelmez iddialar�n haber (!) ad� alt�nda kitlelere sunulmas�, ba�l�kta s�z�n� etti�imiz “Eski T�rkiye”le�me temay�l�n�n son derece kaba �rnekleri olarak kar��m�za ��kmaktad�r.

15 Temmuz darbe giri�imi sonras� h�z verilen FET� operasyonlar� s�ras�nda g�zalt�na al�nan kad�n ��retmenlerle ilgili “G�zalt�ndan kurtulmak i�in hamile kalm��lar” tarz� haberler (!) magazin gazetelerinde de�il siyasi gazete h�viyeti ta��yan yay�n organlar�nda bile yer bulabilmektedir. Bu yakla��m, bize 28 �ubat s�recinde Sevgi Engin adl� M�sl�man kad�na y�nelik benzer bir pespayeli�in habercilik (!) ad� alt�nda sergilendi�i �rne�ini hat�rlatmaktad�r.

Yine son olarak Furkan Vakf�’na y�nelik operasyonlar s�ras�nda gerek g�venlik kurumlar� gerekse medya a��s�ndan “Eski T�rkiye”le�me temay�l�n�n bolca �rne�ine tan�kl�k ettik. Emniyet birimleri ve resmi-yar� resmi medya organlar� (ki �u an T�rkiye’de bu kapsam�n d���nda hat�r� say�l�r g��te bir medya organ�ndan s�z etmek ne yaz�k ki m�mk�n g�r�nm�yor), birden bire Furkan Vakf�’n�n El Kaide ve DEA� ba�lant�lar�n� ke�fettiler!

Psikolojik harp habercili�i bu kadarla da kalmad�. 7 �ubat 2018 tarihli gazetelerde �u deh�et (!) bilgilere yer verildi: “Asayi� �ube M�d�rl���’ne ba�l� Yunus Timleri, merkez Seyhan il�esi �akirpa�a Mahallesi’nde ��phelendikleri bir otomobili durdurdu. Polisler yapt�klar� aramada, otomobilin bagaj�nda Furkan Vakf�’na ait, laptop, cep telefonu, bilgisayar kasas�, 1000 dergi, 850 dergi eki, 18 el kitab�, 30 afi�, 38 CD ele ge�irdi.”

“Eski T�rkiye”nin “solcuda havyar, M�sl�manda m�stehcen yay�n” klasi�i de unutulmad� bu operasyon s�ras�nda, g�zalt�na al�nanlardan birinin telefonunda burada ifade edemeyece�imiz bir m�htehcen d�k�man bulundu�u haberi (!) gazetelerde ve haber b�ltenlerinde yer ald�.

Resmi ve yar� resmi medya organlar�n�n “DEA�’la FET� ili�kisi kan�tland�” ba�l�klar�yla servis edip halk� ayd�nlatt��� (!) bir ba�ka konu ise “DEA� h�cre evlerine yap�lan bask�nda FET�'n�n yay�n organlar� taraf�ndan ��kart�lan kitaplar�n ele ge�irilmesi”ydi. 90’l� y�llarda Zaman gazetesi taraf�ndan verilen ve sonras�nda da kitap��larda sat��a sunulmu� olan Elmal�l� Muhammed Hamdi Yaz�r tefsirinin, AKP d�neminde bir ter�r operasyonu nesnesi haline getirilece�i ve “ter�r �rg�tlerinin ili�kisini kan�tlayan bir d�k�man” gibi sunulaca�� kimin akl�na gelebilirdi ki?

��te t�m bunlar, “Yeni T�rkiye”nin �ok �abuk �ekilde “eski”me yoluna girdi�ine i�aret eden son derece olumsuz geli�melerdir.

S�z�n buras�nda, bizatihi tan�kl�k etti�im bir “Eski T�rkiye” hikâyesini anlatarak, bug�n olup-biten kimi hâdiselerin, medyan�n ortaya koydu�u kimi yakla��mlar�n hi� de “yeni” olmad���n� ifade etmek istiyorum:

2000 y�l�yd�. 28 �ubat’�n paravan h�k�metler eliyle devam ettirildi�i o d�nemde, “Umut Operasyonu” ad� alt�nda, sonradan tam anlam�yla bir komplo oldu�u ortaya ��kan bir operasyon d�zenlenmi�ti. G�ya U�ur Mumcu’nun katili olduklar� iddias�yla g�zalt�na al�nanlar aras�nda bir d�nem Selam gazetesinde �al��m�� birka� isim de vard�. Operasyonun ard�ndan medya organlar�nda man�et �st�ne man�etler at�l�yor, g�zalt�na al�nanlar�n “Selam-Tevhid �rg�t�” �yesi oldu�u yaz�l�yor ve “�rg�t�n yay�n organ�” Selam gazetesi hedef g�steriliyordu.

O d�nemde ben de Selam gazetesinin haber merkezinde �al���yordum. Bir s�re sonra bir polis ekibi gazeteye gelip yasak savma cinsinden bir arama yapt�. Muhtemelen onlar da olup bitenin fark�ndayd�lar.  Gazetenin Haber M�d�r� olan rahmetli Cevdet K�l��lar’�n, ekibin ba��ndaki polis �efine y�nelik “Sizi daha erken bekliyorduk!” serzeni�ini hi� unutmam. Polis ekibi yasak cinsinden bir arama yapt� fakat a�a��da tam bir medya ordusu var...

Ertesi g�n… Pazar g�n�yd� ve oturdu�um semtte bir markette gazetelerin man�etlerine bak�yorum… “Bas�nda G�ven” slogan�yla yay�n yapan Milliyet’in man�etindeki haberde (!) �u ifadeler yer al�yor: “Selam-Tevhid �rg�t�n�n yay�n organ� Selam gazetesine yap�lan bask�nda �e�itli silahlar ve el bombalar� ele ge�irildi.” ��te o zaman �leti�im Fak�ltesini birka� y�l �nce bitirmi� ve gazetecili�e hen�z ad�m atm�� biri olarak medyan�n nas�l bir �ey oldu�unu, haberin, “bas�nda g�ven”in neye tekab�l etti�ini daha iyi anlam�� oluyordum.

�imdilerde, “Yeni T�rkiye”nin resmi ve yar� resmi (ili�tirilmi�) medyas�n�n, t�pk� 28 �ubat s�recinin yani “Eski T�rkiye”nin resmi ve yar� resmi (ili�tirilmi�) medyas� gibi psikolojik harp tekniklerine tevess�l eden, habercilikle muhbirli�i, haberle haysiyet cellatl���n� birbirine kar��t�ran yakla��mlar i�erisine girmekte oldu�unu g�r�yor ve bu “Eski T�rkiye”le�me temay�llerine itiraz�m�z� dile getirme sorumlulu�umuz oldu�unu ifade etmek istiyorum.


[1] Merve Kavak��, CHP �ngiltere’de olsa ne yapacak?, 1 A�ustos 2017 tarihli Yeni Akit Gazetesi

[2] Bir �ktibas Dergisi yazar� olarak, “insan hak ve hukuku” terkibini bat� men�eli “insan haklar�” kavramsalla�t�rmas� �er�evesinde de�il, �slam’�n yarat�l��-f�trat d�zleminde ifade etti�i insana ait do�al-dokunulmaz haklar ba�lam�nda kulland���m� belirtmeye ihtiya� olmad���n� d���nsem de, yine de yanl�� anlamalara yol a�mamak i�in bunu ifade etmi� olay�m.

[3] Y�ld�ray O�ur, O Gece Radyoda Olanlar, 8 May�s 2016, T�rkiye Gazetesi

(Not: Bu makale, �ktibas Dergisi'nin Mart say�s�nda yay�nlanm��t�r.)