
Nihat G��
S�R� PS�KOLOJ�S� -II-
�nsano�lu yap�lan hatalardan ve sergilenen yanl��lardan dersler ç�karabilen bir yetene�e sahip varl�kt�r. Ba�ka bir ifadeyle böyle bir yetene�e sahip olan mâhluk, insand�r. Burada �unu da vurgulamakta fayda vard�r. Hata ve yanl��lar� tarif etme biçimi de son derece önemlidir. “Kime göre hata ve kime göre yanl��? Kime göre helal ve kime göre haram? Kime göre tesettür ve kime göre elbise?” sorular�n� da cevaplamakta fayda vard�r.
Kur’an ve Sünnetin tarif etti�i haramlar, kusurlar ve yanl��lar vard�r. �nsanlar�n veya toplumlar�n da kendilerine göre tarif ederek pratize ettikleri yanl��lar, hatalar ve kusurlar vard�r. Atalar dininin tarifleri de kendisine has bir özellik ta��maktad�r. Müslüman�m diyen insanlar�n �slam’�n tarif etti�i helal ve harama göre bir ya�am kurgulamalar�, bir sosyal ya�ama sahip olmalar� do�ald�r ve olmas� gerekendir.
Atalar dinine mensup veya ba�ka bir ifadeyle sürü psikolojisine sahip insanlar da içinde do�up büyüdükleri topluma ait davran��lar� do�ru veya yanl��, helal veya haram, iyi veya kötü olarak alg�larlar ve gözü kapal� bir �ekilde bu i� ve i�lemleri cehenneme ra�men sergilemeye al���rlar.
Müslüman olmam�z hasebiyle ulu orta sergilenen, toplum taraf�ndan ho� görülen fakat dinen yasak olan haramlar� hayat�m�zdan tart etmemiz kaç�n�lmaz bir görevdir. Her ad�mda ölüme biraz daha yakla�t���m�z, ahiret yurduna do�ru yol ald���m�z bu dünyada helal ve haram�, do�ru ve yanl���, adalet ve zulmü olmas� gerekti�i vechiyle tespit etmemiz olmazsa olmazlar�m�zd�r. Bizi biz yapan ana etmen de budur. Her an biraz daha cennet ve cehenneme yakla�t���m�z bu mecrada kendimize göre bir do�ru listesi, kendimize göre bir yanl��lar silsilesi olu�turacak olursak kendimizi, fikrimizi ve dü�üncelerimizi ilahla�t�rarak hak etti�imiz yere do�ru yuvarlan�r�z diye dü�ünüyorum.
Allah muhafaza buyursun hepimizi!
Mutlaka birilerini takip etmek istiyorsak ki istiyoruzdur, o ki�i de Allah’�n Resulü Hz. Muhammed Efendimiz (s.a.v.) olmal�d�r. Bunu kafam�zdan ileri süremeyiz. Elimizde hepimizi ba�layan kuvvetli bir delilimiz olmal�d�r.
Hz. Muhammed (s.a.v.) bizler için “Usve-i hasene, en güzel örnektir.” Bu dünyada örnek olma bak�m�ndan hiçkimse O’nunla yar��amaz, ba� edemez. Hiçbir ata O’nun eline su dökemez. O yüzden O’nun gibi ya�amak boynumuzun borcudur. O’nun gibi davranmak iman�m�z�n bir gere�idir. O’nun gibi giyinmek, O’nun gibi konu�mak, O’nun gibi cadde ve sokaklarda yürümek olmas� gerekendir. O’nun gibi “S�rat-� Mustakimde” yürümek Yüce Allah’�n bizlerden istedi�i ana konular�n ba��nda gelmektedir: “Andolsun, Allah’�n Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavu�may� uman, Allah’� çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vard�r.” (Ahzap/21)
Evet, birilerine benzememiz, birilerine üzenmemiz laz�m.
Bu kesin.
Bu ki�i veya bu ki�iler Allah’� tan�mayan arzular�na göre hareket eden insanlar olmayaca�� da â�ikard�r. Ahirette zarara u�ramamam�z ad�na benzemeye çal��mam�z gereken ki�i Allah’�n bizlere gönderdi�i elçisinden ba�kas� olmayacakt�r.
Bu elçinin hayat�nda yanl�� yok. Bu elçinin hayat�nda keyfi uygulamalar, geçmi�ten gelen nefsani arzular, atalar dinine mensubiyet ve moda yok. Bu elçinin tavsiyeleri cehenneme sevk ve idare de etmiyor. Bu elçiye benzedi�imiz, O’nun gibi olmaya çal��t���m�z oranda cennete kanat ç�rpaca��m�z da vurgulan�yor.
Hz. Muhammed Efendimiz (s.a.v.)’in en güzel örnek oldu�unu vurgulayan bu ayette iki konuya dikkatlerimizi çekti�ine vurgu yapmam�z laz�m.
Evet, O; Allah’a ve ahitet gününe iman edenler için bir örnektir.
Ayetin bu k�sm�na tersinden bakmakta da hiçbir mahzur yoktur. Ayetlerin daha iyi anla��lmas� için zaman zaman tersinden bakmakta da fayda oldu�unu söyleyebilirim. Allah’a inanmayan, ahiret dü�üncesi olmayan, dirilmeyi ummayan, yapt�klar�n�n hesab� kitab� olaca��n� dü�ünmeyen ki�iler için Hz. Muhammed (s.a.v.)’de olmas� gereken bir örnek yani “Usve-i Hasene” yoktur.
Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi münevver bir ki�iyi örnek alacak ki�ilerin evvela iman etmeleri gerekti�ine vurgu yapmaktad�r bu ayet. Üzerinde özenle durdu�umuz vakit üçüncü bir �art�n daha var oldu�unu görece�iz. Üçüncü �art�n Allah’� çokça zikreden insanlar için bir örne�in varl���na i�aret etti�idir.
Hz. Muhammed (s.a.v.)’i örnek almayan ki�ilerin yapmas� gereken ilk i� iman etmeleridir. �man eden zaten örnek olarak O’nu dinler. O’nu kendisi için bir lider, bir rehber, bir örnek edinmeyen sürü psikolojisine tabi, atalar dinine mensup, zevk ve sefay� ilah edinmi� insanlar�n imanlar�nda bir s�k�nt�n�n mevcudiyetini söylemekte bahis yoktur. O zaman bu gibi insanlar�n ba�a dönmeleri ve yeniden iman etmeleri gerekmektedir.
Tüm bu �artlar� bir araya getirip üzerinde derin dü�üncelere dalmam�z gerekti�ini bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Resulüllah (s.a.v.)’�n bizim için sosyal hayatta, ticari ortamda, e�itim ve ö�retimde, okumada ve yazmada, giyim ve ku�amda, helal ve haram kar��s�nda tak�nmam�z gereken tav�rlar�m�zda, dü�üncelerimizi �ekillendirmede, konu�malar�m�za çeki düzen vermemizde bir anlam ifade etmiyorsa ya Allah’a iman etmiyoruzdur ya da ahirete iman�m�zda bir s�k�nt� vard�r. Belki de ikisinde de sorunlar�m�z olu�mu�tur. Hatta bu iki sorun Allah’� zikretmiyor olmam�z�n da en büyük yans�mas� oldu�unu da söyleyebilirim.
Zikretmeyi, dile getirmeyi, ne dedi�ine odaklanmay� terk etti�imiz vakit ne Allah (c.c.) bizim için bir �eyler ifade eder ne de O’nun elçisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.).
Bu ilahla�ma ahirette peri�anl��a sebebiyet verece�i �üphe götürmeyen bir gerçektir. Dünya da Allah’�nd�r, ahiret de Allah’�nd�r. Ortaya koydu�u kural ve kaideler de O’nundur. Bizler, içinde ya�ad���m�z kâinat ile beraber Yüce Allah’a aitiz. Yaratma gücünden de beriyiz. Direnemeyiz, kar�� ç�kamay�z konulan kural ve kaidelere. Ba� kald�ramay�z ilahi güce, kudrete ve kuvvete.
Yüce Allah Mü’min olmam�z� da Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ba�lanmam�za emir ve yasaklar�n� icra etmemize ba�lam��t�r: “Allah ve Resûlü bir i� hakk�nda hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kad�n için kendi i�leri konusunda tercih kullanma haklar� yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne kar�� gelirse, �üphesiz ki o apaç�k bir �ekilde sapm��t�r.” (Ahzap/36) hangi konuda olursa olsun Allah ve Resulü (s.a.v.)’nün ifade buyurdu�u gibi olmas� gerekti�ini anl�yoruz.
Mesela ölüme çare bulamay�z, yakam�z� da kurtaramay�z. Bu dünyaya gelmeyi istemedik, gitmek de elimizde de�il. Bu kurallar� var eden gücün varl���n� kimseler inkâr edemez. O halde bu dünyay� var eden Allah (c.c.) ahireti de var etmi�tir. Var etti�i insanlar�n pi�man olmamalar�, sürü psikolojisine dalarak ahirette bedbaht bir vaziyete dü�memeleri için sosyal hayatlar�nda sergilemeleri gereken kural ve kaideleri, Peygamberler Efendimiz (s.a.v.) arac�l���yla almalar� gerekti�ini vurgulamaktad�r. Mutlu olmak isteyenler bu kurallara göre bir ya�am düzenlerler kendilerine. Ak�llar�n� çal��t�rmalar� bu minvalde son derece önem arz eder. “Akl�m� kullan�yorum.” diyerek atalar�ndan gelen uygulamalardan �a�mayan insanlar�n ak�llar�n� çal��t�rmayarak sürü psikolojisi ile hareket ettiklerine �ahit olmak ak�l kar� de�ildir.
Mesela tatil ad� alt�nda gittikleri sahillerde kad�nl� ve erkekli giyim ve ku�amlar� ile Yüce Allah’a isyan� aleni bir �ekilde sergiliyor olmalar�n� sürü psikolojisinden ba�ka bir �ekilde aç�klayabilen var m�d�r? Hadi deniz kenarlar�n� örnek olarak ileri sürmekten vazgeçelim. �ehirlerin cadde ve sokaklar�nda özellikle k�zlar�n ve kad�nlar�n ten rengini sergilemek üzere vücutlar�n� ulu orta sergiliyor olmalar�n� sürü psikolojisinin yans�malar�ndan ba�ka bir �ey ile aç�klanabilir mi?
Allah-u Teâlâ (c.c.), özellikle kad�nlara yönelik olarak tesettürü bo�una m� emrediyor; “Mü’min kad�nlara da söyle, gözlerini haramdan sak�ns�nlar, �rzlar�n� korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen k�s�mlar müstesna, zinet (yer)lerini göstermesinler. Ba�örtülerini ta yakalar�n�n üzerine kadar sals�nlar. Zinetlerini, kocalar�ndan, yahut babalar�ndan, yahut kocalar�n�n babalar�ndan, yahut o�ullar�ndan, yahut üvey o�ullar�ndan, yahut erkek karde�lerinden, yahut erkek karde�lerinin o�ullar�ndan, yahut k�z karde�lerinin o�ullar�ndan, yahut müslüman kad�nlardan, yahut sahip olduklar� kölelerden, yahut erkekli�i kalmam�� hizmetçilerden, yahut da henüz kad�nlar�n mahrem yerlerine vak�f olmayan erkek çocuklardan ba�kalar�na göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklar�n� yere vurmas�nlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtulu�a eresiniz!” (Nur/31) Bu emirlere muhalefet eden bir han�m efendi atalar dinine mensup olmad���n�, sürü psikolojisi ile hareket etmedi�ini kim hangi hak ile iddia edebilir?
Akl�n� kullanmak; isyan ve itaati birbirinden tefrik etmekle mümkün oldu�unu söylemek durumunday�m. Allah’a ve Resulüne yap�lan isyan� ve itaati henüz tefrik edememi� olan insanlar�n içinde ya�ad�klar� toplumun kurallar�n� içselle�tirdiklerini varsayd���m�zda sürü psikolojisini tan�mlamak elimizi daha da kolayla�t�racakt�r.
�nsanlar genel itibariyle içinde ya�ad�klar� toplumun (iyi kötü), farkl� isimlendirmelerde bulunuyor olsalar bile, dinine tabidirler.
Dinsiz insan yoktur.
Ki�i ya �slam dinine tabidir ya da �slam’�n d���nda kalan di�er be�eri veya muharref dinlerden herhangi birine mensuptur. Do�ru ve yanl��, iyi ve kötü, helal ve haram, temiz ve pis demeden önüne konulan tabaktan ay�klamadan yiyen insanlar atalar�ndan kalan dininin y�lmaz savunucular�, müntesipleri oldu�u inkâr edilemez bir gerçektir. “Hay�r! Onlar sadece, “�üphesiz biz babalar�m�z� bir din üzerinde bulduk ve biz onlar�n izlerinden gitmekteyiz” dediler.” (Zuhruf/22)
Baasç� bir toplumda ya�ayan insanlar nas�l ki baasç�, Kürt milliyetçili�inin hâkim oldu�u bir toplumda ya�ayan insanlar nas�l ki Kürt milliyetçisi, Türk Milliyetçili�inin hâkim oldu�u bir toplumda ya�ayan insanlar da nas�l ki Türk milliyetçisi oluyorlarsa Nazi Almanya’s�nda ya�ayan insanlar�n birer nazi fedaisi olduklar�n� rahatl�kla görebiliyoruz. Putçu bir toplumda ya�ayan insanlar�n putçu olduklar�n� a�ikâr bir �ekilde söyleyebiliyor ve görebiliyoruz.
�çinde do�duklar� toplumun do�rular�n� ve yanl��lar�n� Kur’an’ ve Sünnete bakmadan oldu�u gibi kabul edip savunan insanlar�n ak�llar�n� zerre miktar� kulland�klar�n� söylemek abesle i�tigal demekten ba�ka bir �ey de�ildir. Yoksa ayetlerde geçen; “Onlar ak�llar�n� kullanmazlar.” k�sm�n� nas�l anlayaca��z?
Ak�llar� hiç olmam�� olsayd� ne Türkçü olurlard� ne de Kürtçü. Ne Baasç� olurlard� ne de Nazi. Yahudi çocuklar�n�n az�l� birer Yahudi olmalar�n� “Atalar dinine” mensup olmalar�ndan ba�ka bir kelime ile aç�klanamaz.
�çinde do�up ya�ad�klar� toplumun de�erlerini birer din olarak benimseyen insanlar�n çevrede var olan sistemleri Yüce Allah’�n kitab�yla mütalaa ve k�yaslamaya gittiklerini söyleyemeyiz. Ak�llar�n� kullan�yor olsalard� toplumun genlerine i�lemi� olan yanl��lar�, kötülükleri, haramlar� savunmak durumunda kalmazlard�. Bilakis ak�ll� insanlar�n; Allah’�n gösterdi�i, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in tarif etti�i, Yüce Kitab�m�z�n aç�klad��� yolda yürümeleri kaç�n�lmazd�r.
Herhangi bir i�in (milliyetçili�in) girdisini ve sürecini �slam’a göre sevk ve idare etmezseniz sonuç hiçbir zaman �slam’a göre ortaya ç�kmaz ve gerçekle�mez. O halde girdisinin ve sürecinin �slam’a göre �ekillendirmedi�iniz i�lerin sonucunun �slam’a göre �ekillenmedi diye k�zmaya, höykürmeye, ba��rmaya, ça��rmaya, yak�nmaya, yakmaya, y�kmaya ve dökmeye de hak sahibi olamazs�n�z.
Unutmay�n! Hiç bir sonuç girdi ve süreçten ba��ms�z gerçekle�mez ve dü�ünülemez. Dü�ünceyi �ekillendiren, davran��lar� biçimlendiren ana unsur �slam dini de�il ise dü�üncenin �slami olmas�n� beklemeniz ve umman�z ipe un sermekten ba�ka bir �ey olmayacakt�r.
Ahirete göç etmeden evvel cennet ve cehennemin var oldu�unu, hesap ve kitab�n gerçekle�ece�ini, sürü psikolojisinin getirilerini ve götürülerini kavramak ak�ll� insanlar�n i�idir. Her gün birilerinin göçmek zorunda kald�klar� bu ahiret güzergâh�n� yok saymak, yokmu� gibi davranmak, arzu ve istekler do�rultusunda bir ya�am düzenlemek ak�ls�zl���n zirve noktas�ndan ba�ka bir �ey de�ildir. Her gün yak�nlar�ndan birini elleriyle topra�a gömmelerine ra�men hala ölüme ve sonras�na haz�rlanmay� unutan ki�iler için neler söyleyebiliriz ki? Bu durum ak�ls�zl�k de�il de nedir? Atalar dinine uymaktan ba�ka bir �ey de�ildir.
Atalar�ndan gördüklerini kay�ts�z ve �arts�z bir �ekilde sergilemek de ak�ls�zl�kt�r. Bu ak�ls�zl�k her zaman ve her yerde vard�r. Atalar dinine mensubiyetin en güzel ifadelerinden biri de ku�kusuz kan davalar�d�r. Kan davalar� “Atalar dinine” ba�ka bir ifadeyle “Sürü psikolojisine” verilebilecek en güzel örneklerden biridir.
Kan davas�n� sürdüren insanlar atalar�ndan kalan dini kurallara göre cinayet i�ledikleri hepimizin malumudur. Hâlbuki Yüce Allah (c.c.) kan davas�n� sürdürmeyi, bir insan� haks�z yere öldürmeyi bizlere yasaklam��t�r. Akl�n� çal��t�ran bir insan�n, toplum taraf�ndan empoze edilen her türlü yanl���n, ulu orta sergilenen her türlü günah�n kar��s�nda dikilmesi laz�m geldi�ini inkâr edebilir miyiz?
Kan davas�n� sürdüren insanlar�n ak�ll� olduklar�n� biliyoruz. Deli insanlar�n böyle bir �eniyete tevessül edece�ini dü�ünemeyiz bile. Ancak i�lenen bir yanl���n kar��s�na ba�ka bir yanl��la ç�kmak ve olaylar� körükleyerek içinden ç�k�lmaz bir reddeye sürüklemek ak�ll� insanlar�n i�i oldu�unu söylemek insafs�zl�k olur diye dü�ünüyorum.
Müslüman oldu�unu söyleyen, �lahi kanun ve kurallara teslimiyet sergileyen ki�ilerin Yüce Allah’�n dediklerini hayatlar�nda sergilemeleri kaç�n�lmaz bir sonuç olmal�d�r.
Toplumda var olan; “Herkes öcünü al�yor. Ben de öcümü almam laz�m. Yoksa topluma ne diyece�im?” diyerek ba�kas�n� öldürmeye kalk��an insanlar�n atalardan kalan bir gelene�e, bir dine, sürü psikolojisine sahip olduklar�n� söylemek zor olmasa gerek.
Bu durumu sürü psikolojisi ya da “atalar dini” olarak adland�rman�n hiçbir sak�ncas� yoktur. Ancak sürüye ait olan “Sürü psikolojisi” tabirini insanlar için kullanman�n do�ru bir yakla��m olaca��n� da hiç sanm�yorum. Fakat gerçekle�en olaylara bakt���m�z vakit sürü psikolojisini tam manas�yla uygulayan insanlar�n bir hayli fazla oldu�una �ahit olmam�z bizi bu kavram� kullanmaya sevk etti�ini de itiraf etmek durumunday�z.
Bunun trajikomik bir vak�a oldu�unu da unutamay�z.
Taaccübü gerekli k�lan as�l konu bu olsa gerek. Ak�l vas�tas�yla hayvanlardan üstün k�l�nan insan�n bu özelli�ini kullanmamas�ndan mütevellit dü�tü�ü derekeye dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Yüce Allah; “Sonra onu, a�a��lar�n a�a��s�na indirdik.” (Tin/5) diyerek bu olay� resmetmektedir. �nsan ya Yüce Allah’�n dinine tabi olmak �art�yla Ahsen-i Takvime yükselecektir ya da geçmi�ten gelen sorgulanmam�� i� ve i�lemleri ya�amak suretiyle “Esfeli Safilin” derekesini boylayacakt�r.
Akl�n� kullanan hem bu dünyada hem de ahirette kurtuldu. Sürü psikolojisine tabi olmak suretiyle akl�n� kullanmak istemeyen insanlar da hem bu dünyada hem de ahirette rezil rüsva oldu.
Günümüzün insanlar� çevreden dev�irdiklerini, gözleriyle �ahit olduklar�n�, elleriyle dokunduklar�n�, ho�una giden zevk ve sefay� ça�r��t�ran i� ve i�lemleri ak�l süzgecinden geçirmeden, yani ak�llar�n� kullanmadan dini bir emir gibi s�k� s�k�ya sar�ld�klar�na her gün �ahit olmaktay�z. Ticari anlamda akl�n� çal��t�ranlar, siyaset konusunda zevk ve sefay� tarif ederlerken fikirler ileri sürenler dini konulara gelince suskunluk postuna bürünmeleri sürü psikolojisinin en güzel ispat�d�r. Her �eye zaman ve s�ra var ama Kur’an-� Kerim’i okumaya ve anlamaya, sünneti ö�renmeye ve ara�t�rmaya, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile tan��maya ne zaman var ne s�ra var ne de arzu ve istek var.
Çevrede dini meselelere duyarl�l�k gösteren insan say�s�n�n az olmas� dini meselelere yönelik olmas� gereken ilgiyi azaltmamal�d�r. Dünyevi ç�karlar konusunda akl�n� çal��t�ranlar, dini bir mesele ile kar�� kar�� kald�klar�nda; “Ne yapal�m toplum böyle, zaman bunu gerekli k�l�yor.” demelerini nas�l anlayaca��z ve nas�l yorumlayaca��z? Ne ile dile getirece�iz bu durumu? Argüman�m�z ne olacak bu konuda? K�stas�m�z nas�l i�leyecek?
Ya i�ine gelmiyordur insan�n ya da yap�lanlar ho�una gidiyordur. Ya ticari bir kayg�ya sahiptir ya sosyal statüyü kaybetmek istemiyordur.
Akilane bir cevap ile kar��la�man�z mümkün de�ildir. Çünkü Yüce Allah bu gibi kimseleri “Ak�llar�n� kullanmayan insanlar” olarak tan�tmaktad�r bize.
Oysaki ben; herkesin yapt���n� yapamam. Herkesin giyindi�ini giyinemem. Herkes gibi dü�ünemem. Herkesin yapt��� haks�zl��� ve zulmü ulu orta icra edemem. Herkesin takt��� �apkay� kullanmak zorunda de�ilim. Ayn� sahilde, ayn� k�yafetler içinde bulunmak gibi bir görevim de yok. A�z�ma geleni konu�mam mümkün de�ildir. Ayn� masay� payla�mak zorunda de�ilim. Ekseri insana uymak gibi bir sürü psikolojisini savunmam yak��maz bana. Çünkü ben hem ak�ll�y�m hem de Allah’a teslim olmu� bir Müslüman�m. Ben Allah’�n emir ve yasaklar�ndan ba�ka kimselerin emir ve yasaklar�n� dinleyemem. �syan etme, ba�kald�rma, emir ve yasaklar� takmama gibi bir özgürlü�üm de yok zaten. S�radanla�m��, tek tip davran��lar sergileyen insanlar gibi; “Uygun ad�m mar� mar�.” tarz�nda bir yol da çizemem kendime.
Ak�ll�y�m.
Akl�m� çal��t�rmam, kural ve kaideleri bilmem gerekiyor. Baba dayat�lan yanl��lar� sorgulamam en büyük görevim. Do�rular�m� ve yanl��lar�m� ilahi kitaba, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ya�ad��� sünnete göre belirlemek zorunday�m. Herkesin i�ledi�i haramlar� ayn� �ekilde i�lemeye devam etmek sürü psikolojisinin d���nda ba�ka bir �ey de�ildir.
Ben sadece ve sadece Kur’an ve Sünnet’e tabiyim.
Ben, ben olmak zorunday�m. Ben, bana uygun olan, bana yak��an, benden istenen davran��lar� icra etmekle görevliyim. Bunun bilincindeyim. Benim akl�m var. Sürü psikolojisine uygun bir ya�am sürdüremem. Atalar dinine göre bir hayat da tasavvur edemem kendime. Do�ru ile yanl���, helal ile haram�, adalet ile zulmü tefrik edecek yetene�e de “Elhamdülllah” sahibim.
Ben kendim için do�ru ile yanl��� vurgulayan kural ve kaideleri çevreden de�il, ilahi kitaptan al�yorum.
Benim bir Rabbim var. Bana gönderilmi� bir Resulüm var.
Benim bir yarat�c�m var. Bana r�zk veren, ya�atan ve öldürecek olan bir ilah�m var. Bana neyin do�ru, neyin yanl�� oldu�unu elçileri vas�tas�yla bildiren, nelere sar�lmam gerekti�ini aç�klayan bir Allah’�m var. O yüzden ben s�radanla�amam. S�radanla�an insanlar�n derekesine dü�emem. S�radan insanlar�n giydiklerini giyemem. S�radan insanlar ile el ele tutu�arak günah denizinde yüzemem.
Sürü psikolojisine sahip olamam, yak��maz bu bana. Uçurumdan atlayanlara, ulu orta soyunanlara, orada burda z�kk�mlananlara üzenemem. Do�ru ve yanl���n ortaya ç�kmas� ad�na sorgulamak istiyorum yapt�klar�m�, sorgulamak istiyorum geçmi�ten gelen gelenek ve görenekleri, atalar dinini.
Hangisinin �slam’a uygun oldu�unu bilmem laz�m bunun için de sorgulayaca��m bana dayat�lan i� ve i�lemleri. Ben akl�n� çal��t�rmadan �slam’a aleni isyan eden insanlar gibi bir isyana te�ebbüs edemem. Ben akl�m� kullanan, neyin do�ru neyin yanl�� oldu�unu ilahi kelama göre bilmek isteyen biriyim.
Sizi bilmem.
Yapmam gereken farzlar�, uzakla�mam gereken haramlar� bu minvalde belirlemek durumunday�m. Yol bellidir, yordam bellidir, kural ve kaideler bellidir. Dedi�im gibi sürü psikolojisine veya atalar dinene göre hayat�m� düzenlemek zorunda de�ilim.
Ben hem Müslüman�m hem de ak�ll�y�m. Sa� elimde Kur’an’�m sol elimde de hadislerim var.
Kâfirler, Mü�rikler, Münaf�klar, Hristiyanlar ve özellikle de Yahudiler varl���mdan rahats�zl�k duymalar�n�, ismimi (Müslüman) duyduklar�nda öfkeden kudurmalar�n�, dudaklar�n� �s�rmalar�n�, di�lerini g�c�rdatmalar�n�, uykular�nda say�klamalar�n� bekliyorum ve umuyorum.
Çünkü ben Müslüman�m.
Yüce Allah’�n kural ve kaidelerine teslim olmu� biriyim. O yüzden sürü psikolojisine mensup bir insan olarak kendimi hiçbir yere konumland�ramam. �ayet gayr-i müslimler beni gördüklerinde böyle bir durum söz konusu meydana gelmiyorsa ya sahip oldu�um inanc�mda bir s�k�nt� vard�r ya sözlerim Kur’an ve sünnetten uzakla�m��t�r ya da davran��lar�m �slam’a uygun de�ildir. Belki de sürü psikolojisi gere�i neye matuf oldu�unu dü�ünmeden cenderenin içine bal�klama dalm���md�r.
Bunlardan ba�ka bir seçenek göremiyorum ortada.
Evet! Hak, hakikat, din, iman, kitap, sünnet ve ahlak kimsenin tekelinde de�ildir. Kimseleri sorguya çekecek de de�ilim. Ancak ulu orta i�lenen haramlar�n sürü psikolojisinin bir getirisi oldu�unu dile getirmek, izhar etmek, olmas� gerekti�i vechiyle vurgulamak durumunday�m.
Bu benim görevim.
Her kim bu sayd���m�z realiteye sar�l�r, emirlerini ve yasaklar�n� yerine getirirse kendisi için güzel bir i�, güzel bir iyilik yapm�� olur. Her kim de bunlara s�rt döner ve sürü psikolojisi gere�i “Uydum haz�r olan topluma.” diyerek bir ya�am modeli, bir fikir stili, bir felsefe olu�turursa kendisine; kötü bir i�, kötü bir sonuç ç�kararak s�rt dönmü� olur Din-i Mübin-i �slam’a.
Ancak ki�i hak ve hakikat, din ve iman, kitap ve sünnet konular�nda net bir tav�r ortaya koymal� ki �slam’a sar�lanlar ile �slam’a sald�ranlar�n rengi belli olsun ve saflar net bir �ekilde ortaya konsun. Cennet ve Cehennem anlam kazans�n. Hatta sürü psikolojisi ile hareket eden insanlar ofsayta dü�sün ki hâk ile bat�l tam anlam�yla tefrik edilmi� olsun.
�nanan insanlar�n neye ve niçin inand���, inkâr eden insanlar�n da neyi ve niçin inkâr etti�i belli olsun.
Dünya imtihan alan�d�r.
Kim akl�n� çal��t�rmakta, kim sürü psikolojisi ile hareket etmekte? Kim atalar�ndan kalan dine göre bir yol çizmekte? Kim, hayat�nda ilahi emirleri uygulamakta, kim zevk-u sefa u�runda bir hayat tüketmekte oldu�u ortaya ç�ks�n, anla��ls�n, vurgulans�n.