Hikmet ERT�RK

21 Nisan 2009

SAH�PL��� DE��L �AH�TL��� OMUZLAMAK

"Sen, Ey dünyaya �ahit olmak için gelen insan! �ahitli�i b�rak�p da sahipli�i mi omuzlad�n? Peki de�di mi?" Geride kalan ya�ad���m�z onca y�l� anlatabilece�imiz sadece bir saatlik zaman dilimi için, ebedi hayat� sonsuza kadar kaybetmek çok kötü bir tercih olsa gerek. Üstelik bu durumda hüsrana u�ram�� ve do�ru yolu bulamam�� bir �ekilde bütün yap�p ettiklerimiz için Rabbimizin huzuruna ç�kar�laca��z.

Bu dünyadaki bütün hayat�m�z gündüzün bir saati kadar bir zaman diliminde birbirimizle tan��t���m�z an kadar k�sa bir zaman diliminden ibaret iken bütün bir hayat�m�z� anl�k zevklerimiz, rahat bir hayat hayallerimiz ad�na ate�e atmak, öteki dünyada geri dönü�ü olmayan, süresiz bir �ekilde hüsrana u�ramak anlam�na geliyor.

Allah insanlar� bir araya toplad��� gün, sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kalm�� ve bu süreyi birbirleri ile tan��mak için harcam�� gibidirler. Allah ile kar��la�acaklar�n� yalanlayanlar gerçekten hüsrana u�ram��lard�r, onlar do�ru yolu bulamam��lard�r. (Yunus–45)

Öyle ki, sahiplenip kendimize ait zannetti�imiz her �eyin toprak olup elimizden al�naca��n� dü�ünürsek bu al��veri�in hiç de mant�kl� bir yan�n�n olmad��� anla��l�yor. Tabii ki bütün bunlar bizlerin neyi niçin tercih etti�imizle alakal�d�r. Tercihlerimizi etkileyen sebeplerimiz var. Halbuki Rabbimizin bizler için belirledi�i süreye hiç etkileri olmayacak olan ayart�c�lar için ebedi hayat�m�za biçti�imiz küçük de�er hiç de anla��l�r gibi de�il. Ölüm vakti geldi�inde bunu hiç kimsenin ne bir saat öne alma ne de bir an geciktirme yetkisi yok. Hayat�m�z�n süreklili�i onlar�n ellerindeymi� gibi bir dü�ünceye kap�l�p ötekilere duydu�umuz sevgi ise çok anlams�z ve içi bo� bir sevgidir. Öyle ki, Allah istemedi�i sürece bizlere zarar ya da fayda verebilecek durumda de�iller. Hayat�m�z�n tek gerçek sahibi Allah’t�r. Güç ve kudret O’nun elindedir. O halde bu dünyada gündüzün sadece bir saati kadar ya�ayaca��m�z bir süre için dünyaya dair endi�e ve korkular�m�zdan kurtulman�n iyi bir hesap oldu�u ortadad�r.

De ki: "Allah'�n dilemesi d���nda ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda de�ilim. Her ümmet için bir süre vard�r; süreleri sona erince bir saat bile geciktirilmezler ve öne de al�nmazlar." (Yunus–49)

“Her tercih bir vazgeçi�tir.’’ Bizi ate�e götürecek olan� terk etmek, kurtulu�a/cennete giden yolu tercih etti�imizin ispat�d�r. Tersinden okursak; vahyi ya�amay� ertelemi� isek ba�ka bir hayat� tercih etmi�iz demektir.

Hiçbir �ey as�l olan�n yan�nda de�er görmeye lay�k de�ildir. Bizler Rabbimizin yeryüzünde yaratt��� mülkün mirasç�lar�y�z. Bu nedenle ötekiler kar��s�nda kirac� refleksi gösteriyor olmam�z makul de�il. Gerçekte sahip olmad���m�z için bize ait ne varsa hepsini ayr�l�� vakti geldi�inde toprakta b�rak�p gidece�iz. Dünyaya dair hiçbir �ey bizde kalmayacak.

Bizlere sunulan geçici hayata s�k� s�k�ya sar�l�rsak, öteki dünyada bir daha düzeltemeyece�imiz pi�manl�klarla yüz yüze gelebiliriz. Bizim olmayan� sahiplenmek bizleri bencil ve umursamaz bir yolculu�un as�k suratl� palyaçolar�na dönü�türecektir.

Allah'�n içinde yer almad��� hiçbir �ey onda kaybolunacak ve mutluluk iksirleri aranacak kadar k�ymetli de�ildir. Allah’�n sözleri bunca k�nay�c�n�n k�namas�na ra�men hayat�m�z�n her alan�nda yer almal�d�r. Bu da özgüvenimizin varl���yla mümkündür. Hiçbirimiz kar��s�nda boynumuzu bükecek bir davran���n savunucusu de�iliz. Kutlu bir sevdan�n alçakgönüllü, yal�nayakl� erleriyiz. Bu dünyada ebedi dirili�i ya da sürekli gülümseyi�leri talep etmiyoruz. Ac�larla, s�k�nt�larla �ahitli�imizi kutsayaca��z.

Ba�kalar�na bak�� aç�m�z son durakta kendilerine verilecek de�erle ayn� do�rultuda olmal�d�r. Ne ya�arsak ya�ayal�m, hayata dair nas�l bir plan çizersek çizelim hep ayn� yerde bulu�aca��m�z�n bilgisine sahibiz ve bu hayat�n sonu bizi yanan avuçlar�m�zla kutlu hayallerimizde bulu�turacakt�r. Ahiret hayat�na yönelik s�k�nt�lar�m�z� bu dünyaya dair rahat ya�am arzusuyla sonland�ramay�z. Öyle görülüyor ki elde etti�imiz her kazanç bizleri bu dünyaya biraz daha ba�layan amaçlar haline dönü�üyor. Sonras�nda ise bu sahip olma duygular�m�za yön veremiyoruz. Gerçekten sahiplendi�imiz, b�rak�lmas� gereken yerde terk edemedi�imiz bu ba��ml�l�klar�m�z�n kontrol etti�i bireylere dönü�üyoruz. �öyle bir arkada�lar�n�z� aray�n, nas�ls�n�z, ne yap�yorsunuz diye sorun. Hepsinin ticari endi�eler içerisinde vahye ay�racak zamanlar�n�n bulunmad���n�, ça�da� kölelere dönü�tü�ünü göreceksiniz. Makine ça��n�n ruhlar�n� kaybetmi� etkisiz kalabal�klar�na dönü�türülmü�ler.

Halbuki Rabbimiz bizler için ne diyordu:

Bu kimseleri ne ticaret, ne al��-veri�, Allah’� anmaktan, namaz� k�lmaktan ve zekât� vermekten al�koymaz. Onlar kalplerin hoplayaca�� ve gözlerin donakalaca�� bir günün deh�etinden korkarlar. (Nur–37)

Biz nas�l dü�ünürsek dü�ünelim, önümüze att�klar� bir parça ekme�in bedelini bile bütün bir �slam âleminin kan� üzerinden kahrolas� lüks ya�amlar�na sermaye yap�yorlar. Bu �ekliyle asl�nda öteki dünyaya dair kay�plar ya�arken geçici ikametgâh�m�zda onlar�n bize verdi�i ev ödevlerini yapmakla me�gul oluyoruz. �nsan� as�l kahreden �ey bütün bunlar�n fark�nda olamamak ya da daha kötüsü bu durumu kabullenmi� olmam�zd�r. Bu durumu k�rabilecek fakir ellerimizi bir türlü birbirimize uzatam�yoruz. Kahrolas�ca kapitalizmin, bundan ç�kar uman savunucular�n�n bizleri her zay�f an�m�zda sömürmelerine katlanabiliyoruz, hakaretlerini görmezden geliyoruz ama karde�lerimizin ceviz kabu�unu doldurmayan sözlerinde f�rt�nalar koparabiliyoruz.

Dünyaya dair elde etti�imiz her kazanç bizi ötekilerin rahat ya�amlar�na özendiriyor. Veremedi�imiz her �eyin kölesi durumuna dönü�üyoruz. Art�k bizi yöneten �ey dünyaya dair endi�elerimiz, korkular�m�z, kazançlar�m�z ve sevgilerimiz oluyor ve sürekli hatal� davran��lar sergiliyoruz.

Allah Resulünün dedi�i gibi:

"Dünya sevgisi her hatan�n ba��d�r. Bir �eyi sevmen, seni kör yapar, sa��r eder."

Gerçekten de öyledir. Kendisini rahat ya�ama kapt�rm�� bir karde�inize hiçbir �eyi izah edemezsiniz. Size kar�� art�k sa��r ve kördür. ��te böylelikle dünya sevgisi bizleri avucunun içine alarak kölele�tiriyor. �stisnalar hariç tarihin her döneminde köleler hep birbirleriyle çat��m��, kavgal� olmu�lard�r. Gözleri hiçbir zaman kendilerini ezen, dünyaperest dü�manlar�n� görmemi�tir. Belki de bizlerin sürekli kavgal� olmas�, köle oldu�umuzun, vahiyle özgürle�emedi�imizin bir kan�t�d�r. Çevremizdeki tüm ayart�c�lara kar�� dik bir duru� sergileyemeyerek, onlar�n köleleri haline geliyoruz.

Öyleyse sorumluluklar�m�z� ucuz bir ya�am için feda etmeksizin yürüyü�ümüze anlam katmak bütün bir dünya ve onun ayart�c�lar� kar��s�nda özgürle�erek elde edece�imiz bir az�kt�r. Gerçek manada özgürle�emedi�imiz müddetçe hep birbirimizle u�ra�maktan, güçsüz kalmaktan ve sömürülmekten kurtulamay�z. Sevgimiz yaln�z Allah için olsun.

Selam ve dua ile...