30-05-2023 21:15

�May�nl� Tarlada Konu�mak� kolay de�il

Yak�n tarih uzman�, ara�t�rmac�, yazar ve Gen� Birikim dergisinin hem sahibi hem de ba�yazar� olan Ali Ka�ar��n yeni ve ���nc� kitab� �May�nl� Tarlada Konu�mak & Kemalizm�e Ele�tirel Bak���, Gen� Birikim Yay�nlar� etiketi ile ilgilisine sunuldu.

‘Mayýnlý Tarlada Konuþmak’ kolay deðil

Yak�n tarih uzman�, ara�t�rmac�, yazar ve Genç Birikim dergisinin hem sahibi hem de ba�yazar� olan Ali Kaçar’�n yeni ve üçüncü kitab� “May�nl� Tarlada Konu�mak & Kemalizm’e Ele�tirel Bak��”, Genç Birikim Yay�nlar� etiketi ile ilgilisine sunuldu.

Ad�ndan da anla��laca�� üzere bu topraklarda gündem edilmesi, konu�ulmas� biraz netameli olan “Kemalizm” ele�tirisi var çal��mada. Bilinmeyen, bilindi�i zannedilen nice dü�ünce, yakla��m ve olay�n kaynaklar�yla ilgilisine sunuldu�u kitapta; hakk�n, hakikatin, adaletin �ahitli�i yap�lmaya çal���lmaktad�r. Kitap, Müslümanlar için tek geçerli ve ba�lay�c� �eyin, Yüce Allah’tan gelen ve O’nun peygamberi Hz. Muhammed’le (sav) anlam�n� bulan yüce ve aziz dinimiz �slam’�n ölçüleri ve prensipleri oldu�unu anlat�yor asl�nda. Yarat�c�n�n, ayn� zamanda hükmedici, düzen koyucu, hayat�n her an�nda ve alan�nda söz sahibi ve karar mercii oldu�unu tekrar hat�rlat�lmaktad�r.

Kitapta; Osmanl� döneminde seçimler, seçimlerin yap�lmas� ve parlamentonun toplanmas�ndan sopal� seçimlere; Mustafa Kemal’in hiçbir �ekilde muhalefet istemedi�inden ink�lâplar�n oluk oluk kanlar�n ak�t�larak yerle�ti�ine;  cumhurba�kanl��� sistemine geçi�te her �eyin oldubittiye getirilmesinden “Takrir-i Sükûn” yani zulüm, yani �iddet kanununun nice canlar yak�p nice ocaklar söndürdü�üne, �stiklal Mahkemelerinde i�lenen e�siz katliamlara ve idam edilenlerin son sözlerine; Mustafa Kemal’in Nutuk eserinin ne içerikte oldu�una ve gerçe�i yans�t�p yans�tmad���na; yine Mustafa Kemal’in ya�ant�s�ndan belli ba�l� karelere kadar nice gün yüzüne ç�kar�lmayan, ç�kar�lmak istenmeyen, belki çekinilen gerçeklerin perdesi aralan�yor.

Mustafa Kemal’in “tek adam” olma yolundaki serüveniyle ilgili �u ifadelere �ahit oluyoruz eserde:

Mustafa Kemal’in, daha önce saltanat� ele geçirme, halife olma gibi bir çaban�n içerisinde oldu�u, bu amaçla konu�malar yapt��� hatta sar�kl�, cübbeli foto�raflar çektirerek alt�na ‘mefkûre (ideal) hat�ras�’ yazd�rd��� bilinmektedir. Mustafa Kemal’i bu dü�üncesinden hem Kaz�m Karabekir hem de �smet �nönü vazgeçirmek için çok çaba sarf etmi�tir. Nitekim Mustafa Kemal, �smet �nönü Lozan görü�melerinden dönünceye kadar, özellikle de �zmir �ktisat Kongresi’nden önce gitti�i her yerde hilafet lehinde konu�malar yapmaya devam etmi�tir. Bu konu�malar�ndan birini de 7 �ubat 1923 Çar�amba tarihinde ö�le vakti, Bal�kesir’deki Za�anos Pa�a Camii’nde verdi�i hutbe ile gerçekle�tirmi�tir. Mustafa Kemal, bu arzusunu Lozan görü�melerine ara verilip de Hay�m Naum (1872-1960) �zmir’de kendisi ile görü�ünceye kadar da sürdürmü�tür. Mustafa Kemal’in �zmir’de, Hay�m Naum ile ne görü�tü�ü, Lozan görü�melerinde �ngiltere’nin delegesi olan Lord Curson’a ne mesaj götürdü�ü, hâlâ bilinmemektedir. Mustafa Kemal, bu konuda, asl�nda her konuda, kimsenin sözünü dinlemeyen, kendine çok güvenen ve kendi görü�üne itiraz edilmesine asla tahammülü olmayan bir karaktere sahipti. Bu nedenle halifelik arzusuna yönelik ele�tirileri de -Hay�m Naum ile görü�ünceye kadar- dikkate almam��t�. Zaten -daha sonra- resmî söylemde de as�l unvan� ‘ebedi �ef’ olmu�tu. ‘Atatürk’ soyad�n� da kendi farkl�l���n�, ‘tek adaml���n�, üstün olu�unu’ ortaya koymak için kendisi seçmi�ti. Asl�nda tek parti Dönemi’nde yönetim, diktatörlükle idare edilen Almanya’dan ve �talya’dan farkl� de�ildi. Meclisin, bakanlar kurulunun ve bakanlar�n hiçbir etki ve yetkileri yoktu; birer memur konumunda idiler. Mustafa Kemal’in ölümünden k�sa bir süre önce Ba�bakan �smet �nönü’yü meclise hatta hükümete bile getirip görü�me gere�i duymadan “Seni görevden ald�m” diyerek görevden alm�� ve yerine de Celal Bayar’� getirmi� olmas� ba�ka türlü nas�l izah edilebilir? Zaten kendisi de diktatörlü�ünü inkâr etmiyor ve “Benim için diktatör diyorlar, evet ben diktatörüm ama kalpleri kazanarak diktatör oldum” demi�tir. Hitler, Mustafa Kemal ile ilgili olarak “Mussolini onun ilk ö�rencisiydi, ben de ikincisi…” demi�ti. Asl�nda ba�tan beri herkesin kendisine tabi oldu�u, sözünü dinledi�i, itiraz ve muhalefet etmedi�i ‘tek adam’ olmak istiyordu. Ama daha önceleri bu f�rsat� bulamam��t�. �lerleyen zamanlarda gücü ele geçirdikten sonra bu hayalini prati�e aktarma f�rsat�n� yakalam��t�. Birinci meclisteki �slami kesim ve Kürt milletvekilleri, dolay�s�yla halk, kand�r�ld�klar�n� çok geç anlam��lard�. Ama i� i�ten geçmi�ti.

Mustafa Kemal’in kendisine muhalefet edilmesi durumlar�ndaki tavr�na dair ibretlik �eyler okuyoruz çal��mada:

Mustafa Kemal’in muhalefete asla tahammülü yoktu. Yine bir defas�nda Halide Edip Ad�var, Mustafa Kemal’i ziyarete geliyor. Mustafa Kemal, Fevzi Pa�a ve �smet Pa�a ile birlikte bulunuyorlard�. Kar��l�kl� konu�malardan sonra Halide Edip:

- �zmir’i ald�ktan sonra art�k biraz dinlenirsiniz Pa�am. Çok yoruldunuz.

- Dinlenmek mi?Yunanl�lardan sonra birbirimizle kavga edece�iz, birbirimizi yiyece�iz.

- Niçin? O kadar yap�lacak i� var ki!

- Ya bana kar�� ç�km�� olan adamlar?

- Bu, bir millet meclisinde tabii de�il mi?

Burada, gözleritehlikeli bir �ekilde parlad� ve ikinci gruptan iki isim söyleyerek onlar�n halk taraf�ndan linç edilmeye lay�k olduklar�n� söyledi.

Bu topraklar�n tarihinin belki de en kara sayfalar�ndan birisi olarak kabul edebilece�imiz �apka Kanunu ile ilgili, okuyunca tüylerimizin diken diken oldu�u bir kareyi payla�al�m:

Rize’de de �apka direni�i çok masum isteklerle ba�lam�� ve isyanla, devlete ba�kald�rma ile asla ilgisi olmamas�na ra�men muhaliflere ve özellikle de halka gözda�� vermek için ‘irtica’ ad� alt�nda k�y�m ba�lat�lm��t�r. Nitekim Rize Ulu Cami �mam� �aban Hoca, namazdan sonra etraf�nda toplanan kalabal��a;

“Biz hükümetten akaid-i dineyye’ye hizmetkârl�k ve ba�l�l�k isteriz.

�nanmayan inanmas�n fakat insanlara zulüm edilmesin.

Tek iste�imiz sar���m�za, sakal�m�za ve cübbemize dokunulmas�n.

�apka giyenler giysin ama giymeyenler hapse at�lmas�n!”

Gayet makul ve masumane istekler!

Bu heyecanl� konu�madan sonra co�an kalabal�k köylülerle birlikte hükümet kona��na do�ru yürüyü�e geçmi�ler.

Yar� resmi Hâkimiyet-i Milliye gazetesi, bir gün sonra bu olay� �öyle çarp�tarak yazm��t�r:

“Rize’nin Bataniye bölgesinde Ulu Cami imam� �aban Hoca, halka kar�� konu�urken; ‘Hükümette din dü�manl��� ba� göstermi�tir. Memlekette herkes �apka giymeye zorlan�yor. Giymeyenler hapisten idama kadar cezalara çarp�l�yor. Buna kar�� duyars�z kalmak dinimizde günaht�r. Ayaklanma vacip olmu�tur!”

�apka giymeyiz protestosu, asl�nda Rize’ye 13 km uzakl�kta olan Güneysu (eski ad�yla Potomya) nahiyesinde ba�lam��t�r. Buradaki halk da Ankara’dan gelen tepeden inme dayatmalar� kabul etmemi�ti. Halk taraf�ndan sevilen itibarl�, ilim sahibi vaiz olan Sabit Tarakç�o�lu, halka �apkan�n �slami aç�dan de�erlendirmesinden sonra halk �ehir merkezine do�ru yürüyü�e geçmi�tir. Karakola gidenler ise:

- Vilayete yaz�n�z; Güneysu halk� �apkay� kabul etmiyor!

- Karakoldaki onba��, halka, “Ben de sizdenim!” diyor ve ba��ndaki �apkay� yere çal�yor. Ne hazindir ki �stiklal Mahkemesi gelince direni�çileri tek tek haber veren ve kimi gösterdiyse as�lmas�na sebep olan ve Mahkemece lütufland�r�lan bu alçakt�r.

Rize istikametine do�ru yürüyen halk, il merkezine var�yor. Vali Mehmet Hur�it, telgraf ba��nda:

- Rize ayaklanm��t�r! Süratle tedbir!

Hâlbuki bütün suçu “�apka giymeyiz!” demekten ibaret ve her türlü fiili isyan davran���ndan çekingen kalabal�k, ço�u seyirci ve körü körüne kat�lm�� 80-100 ki�i…

Böylece Rize’de, “Biz, zorla �apka giymek istemiyoruz, sar���m�z bize yeter” diyerek olaylar ba�lam��, jandarma geli�igüzel halk�n üzerine ate� açmas�na ve ölüler olmas�na ra�men halk da��lmam��t�r. Bu olaylar�n üzerine dü�man üzerine sefere ç�karcas�na dönemin en büyük harp gemisi olan Hamidiye Kruvazörü, Rize sahillerine gönderilmi�tir. Birinci Dünya Sava��nda �ngilizlerin dövemedi�i Karadeniz sahillerini, millete zorla �apka giydirmek için Hamidiye z�rhl�s� gümbür gümbür bombalamaya ba�lam��t�r. Hamidiye z�rhl�s�, sivil halk�n ve yerle�im alanlar�n�n çok oldu�u ve Ulu Caminin bulundu�u Bataniye yamaçlar�n� dövüyordu. Halk, korkutulup sindirilmek isteniyordu.

Y�llar sonra bu bombard�man hadisesi türkülere konu olacakt�r:

“Atma Hamidiye, atma din karde�iyiz.”

Ula �apka da giyece�iz vergi de verece�iz!”

Ali Kaçar’�n, titiz ara�t�rmac�l��� ile ilgilisine arma�an etti�i bu mühim çal��may�, dikkatimizi çeken pek çok bölümden birkaç tanesini öne ç�kar�p k�smi al�nt� yaparak sizlerle tan��t�rmak istedik. Okurunu bulmas�n�, yazar�n maksad�n�n hâs�l olmas�n� diliyoruz.

Okunup gündem edilmesi, hakikatlere bigâne kal�nmamas�, hesab�n sadece Yüce Allah’a verilece�i bilinciyle ya�an�l�p son nefese kadar yine O’nun r�zas� için çabalayanlardan olunmas� temenni ve duas�yla…

(Fatih PALA - [email protected])

YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !