Kurban i�in, b��a��ndan �nce bilincini bile!
Bu sene kurban�m ne olsun diye d���n�rken s���r m�, koyun mu �eklinde meselenin asl�na tekab�l etmeyen boyutunu de�il, asl�n�-�z�n� te�kil eden mana ve maksat boyutunu mesele edinmelisin. Hayat�nda Allah i�in kurban edemedi�in, g�zden ��karamad���n, �hiret eksenli hayat ile d�nya eksenli hayat aras�nda net tercih yapmaktan seni al�koyan ve nifak �zere bocalaman� do�uran her ne veya neler ise, i�te senin bu seneki kurban�n o/onlar olmal�d�r. Kurban g�nleri yakla��rken bu bilin�le kurbanl���n� haz�rla.

KURBAN �Ç�N, BIÇA�INDAN ÖNCE B�L�NC�N� B�LE!�ükrü Hüseyino�luTarih boyunca cahiliyenin, Allah’�n diniyle mücadelesi iki türlü olmu�tur. Birincisi cepheden dü�manl�k yaparak Allah’�n dininin kitlelerle bulu�mas�n� engelleme ve onu etkisizle�tirme çabas�, di�eri ise cepheden mücadelenin sonuçsuz kalmas� durumunda “nehrin ak���n� durduram�yorsan yönünü de�i�tir” takti�iyle hareket ederek, Allah’�n dininin kavram, �iar ve yükümlülüklerini anlam kayb�na ve kaymas�na maruz b�rakmak, içini bo�altarak etkisiz ve i�levsiz k�lmaya çal��mak.Yunus Sûresi 15. ayetten anl�yoruz ki Mekke cahiliyesinin önderleri, �slam’� cepheden mücadeleyle yok etmekten aciz kald�klar�n� anlay�nca Rasulullah (a.s.)’a, kendi heva ve i�leyi�leriyle uyumlu bir din talebiyle Kur’an’� ya de�i�tirmesi ya da yeni bir Kur’an getirmesi teklifinde bulunmu�lard�.[1]Mekke cahiliyesi, �slam dâveti/cihad� kar��s�nda Mekke ve Medine süreçleri sonucunda kesin olarak ma�lup olsa da, art�klar�, �slam ink�lab�ndan intikam almak ve cahiliyeyi �slam toplumu bünyesinde diriltebildikleri oranda yeniden diriltebilmek için, yani bir kar�� devrim için f�rsat kollam��lard�r. Ve maalesef Ümeyyeo�lullar�n�n çe�itli fitne ve entrika hareketleri neticesi yönetimi ele geçirmeleri, cahiliye art�klar�na bu f�rsat�n do�mas�na yol açm��t�r.Bundan sonras�, �slam toplumu bünyesinde giri�ilen sinsi ve fakat etkili bir “dine kar�� din” süreci olmu�tur. �mametin saltanata tebdili ile birlikte, �slam’a tâbi olmak yerine �slam’� kendi i�leyi�ine tâbi k�lmay� öngören bir yakla��m hâkim olmu�, bu çerçevede kavramlar�n anlam daralt�lmas� ve dahas� tahrifine maruz b�rak�lmas�, namaz, oruç, hac, kurban gibi dar mânadaki ibâdetler ile hayat� ibâdet k�lmaya matuf olan fert ve toplum hayat�yla ilgili �slami yükümlülüklerin ba��n�n kopar�lmas� ve böylece ibâdetlerin ritüelle�tirilmesi, imanla amelin ba��n�n kopar�lmas�, cebrî bir kader anlay���n�n üretilip yayg�nla�t�r�lmas� ve �slam’�n hâkim hayat nizam� olmaktan ç�kar�l�p mevcut i�leyi�i me�rula�t�rmak için araçsalla�t�r�lan bir statüko dini haline getirilmeye çal���lmas� bu sürecin belirgin neticeleri olarak kar��m�za ç�km��t�r.Esas�nda, cihad ve emri bil maruf, nehyi anil münker yükümlülü�ünden ar�nd�r�lm�� “�slam’�n �artlar�” ö�retisi de bu sürecin bir neticesidir. Sinirleri al�nm��, hayatla ve siyasetle (egemenlik ili�kileriyle) irtibat� kopar�lm��, iktidara hükmeden de�il iktidar�n kendisine hükmetti�i bir mâbed dini…��te tüm bu “dine kar�� din” süreçlerinin en önemli ayaklar�ndan biri, �slam’�n, hayat� bütünüyle ibâdet k�lman�n sembolik de�erleri ve anlam düzeyleri yüksek ö�retim ve e�itim pratikleri olan namaz, oruç, hac, kurban gibi ibâdetlerini, bu niteliklerinden soyutlay�p, etkisiz ve i�levsiz ritüellere indirgeme noktas�nda ya�anm��t�r.�bâdet-Ritüel Fark��slam’�n ibâdetleriyle, muharref dinlerin ritüelleri aras�ndaki fark� k�saca �öyle ifade edebiliriz: Ritüel, fert ve toplum hayat�yla bir ba�� olmayan, mâbede s�k��t�r�lm�� mahkûm din tasavvurunun o mâbedde olup-biten tap�nma biçimini ifade etmektedir. Ritüelin hayata dair bir sözü ve iddias� yoktur, mâbedin d���ndaki hayatla bir ba�� söz konusu de�ildir. Ritüel, hayat� Yarat�c�’ya itaat veteslimiyet üzere in�a etmenin bir parças� de�il, aksine Yarat�c�’dan ve O’nun ölçülerinden kopar�l�p sekülerle�tirilmi� bir hayat� me�rula�t�rman�n, o hayat�n günahlar�n� belli periyodlarla s�f�rlaman�n (!) pratiklerine denilmektedir.�bâdet ise, insana hayat� bir bütün olarak Allah’a kulluk üzere planlay�p ya�ama bilinci kazand�ran, fert ve topluma ça��n müfsid sellerinde çerçöp misali sürüklenmek yerine, o sellere kar�� durma bilinç ve kabiliyeti kazand�ran, dalga k�ran ve dalga kuran, hayat�n k�blesini Âlemlerin Rabbi’ne çeviren, hayat nizam� ve egemenlik ö�retisi içeren pratikleri ifade etmektedir.�slam’�n namaz�, orucu, hacc�, kurban� �slami hayat�n son derece i�levsel birer parças� olan ibâdetler iken, yukar�da sözünü etti�imiz kar�� devrim süreci ile birlikte maalesef ritüelle�tirilme zulmüne maruz kalm��lard�r. Anlamlar�ndan, sembolik de�erlerinden ve hayata dair dalga k�ran ve dalga kuran niteliklerinden kopar�larak, pratize edildi�i zaman ve mekânda olup-biten ritüellere dönü�türülmü�lerdir.Bu noktada Ali �eriati’nin “Hac, Mekke’den dönmekle bitmez, ba�lar” tesbitini hat�rlamakta fayda vard�r. Bu, ritüelle ibâdetin fark�n� çok iyi ifade eden bir tesbittir. �slam’�n ibâdetleri, hayat alanlar�nda bât�l� imha ve hakk� ihya etmek için vard�r. Bu noktada namazla ilgili olarak Ankebut 45. ve Hud 87. ayetleri hat�rlayabiliriz.[2]En’am Sûresi 162. ayet, bize ibâdet kavram�n�n �ümulünü net olarak ifade etmektedir:“De ki: Benim namaz�m, kurban�m, hayat�m ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’am, 6/162)Birer Hayat Ö�retisi Olarak Hac ve KurbanBa�tan sona, hayatta önemli kar��l�klar� bulunan sembollerle dolu iki ibâdet, iki kulluk gösterisihac ve kurban. Yüksek sembolik de�erlerinden ötürü �eâir’ul �slam, yani �slam’�n �iarlar� denilince ilk akla gelen ibâdetler aras�nda yer al�yorlar.Tüm ibâdetlerin ve tabii ki ibâdet gaye ve kast�yla ya�anan �slami bir hayat�n temelinde Allah’a kulluk/itaat bilinci ve bu bilincin temelinde de takva bulunmaktad�r. ��te hac ve kurban ibâdetleri de, takva temelinde insan�n Allah’a adanma ve adama bilincini temsil eden sembolik eylemlerden olu�uyor.Bu iki ibâdetle ilgili olarak Yüce Rabbimiz �öyle buyuruyor:“Gerçek �u ki, insanlar için ilk kurulan ev, Mekke’de, o, mübârek ve bütün âlemler için hidayet olan (Kâbe)dir. Orada apaç�k ayetler ve �brahim’in makam� vard�r. Kim oraya girerse, güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev’i haccetmesi Allah’�n insanlar üzerindeki hakk�d�r. Kim inkâr ederse, �üphesiz, Allah âlemlere muhtaç olmayand�r.” (Âl-i �mrân, 3/96-97)“Onlar�n ne etleri ne de kanlar� Allah’a ula��r. Sizden O’na ula�acak olan ancak takvad�r. ��te böylece onlar� sizin emrinize verdi ki, sizi hidayete erdirmesine kar��l�k Allah’� tekbir edesiniz. �yilik edenleri müjdele.” (Hac, 22/37)Görüldü�ü üzere Rabbimiz, hac ve kurbandan söz ederken, hidayet ve takva gibi, kendisini tekbir etmek gibi kavramlar� bize tâlim etmektedir. ��te bu kavramlar, söz konusu ibâdetlerin özünü, anlam ve �uur/bilinç boyutunu ifade etmektedir.Ne var ki bugün her ikisi de kitlesel olarak icra edildikleri halde, ne hac, ne de kurban kitleler baz�nda tevhidi anlam ve i�levini ifa ediyor de�il. Hac Mekke’den dönüce bitiyor, kurban hayvan� bo�azlay�p hisseleri da��t�nca noktalan�yor! Bu sebepledir ki ne hacc�n, ne de kurban�n fert ve toplum plan�nda Müslümanlar�n hayat�nda ciddi bir dönü�türücü, bât�l� imha, hakk� ihya ve in�a edici rolü bulunuyor. Hac ve kurban ibâdetleri toplumlar�n hayat�nda bir ink�labata yol açm�yor, her �ey eski tas eski hamam devam edip gidiyor.Hacca gitmenin, kurban kesmenin sorumlulu�un sonu de�il, ba�lang�c� oldu�u gerçe�i insanlara anlat�lm�yor. Bu ibâdetleri ifa etmekle hayat�n bütününe dair Allah’a verilmi� olan sözler, taahhütler gündem edilmiyor. Hacc’a gidip gelmekle, Kurban kesmekle bu ibâdetlerle ilgili yükümlülüklerin yerine getirildi�i dü�ünülüyor. Hac ve kurban anlat�lar�-ö�retileri, salt �ekil �artlar� üzerinde yo�unla�an, i�in asli boyutu olan anlam ve bilinç boyutuna inmeyen bir alg� ve anlay��la yürütülüyor.Kurban Eti “Din”lendirilmeliBirkaç y�l önce bir gazetede kurbanla ilgili bir haber-yorum dikkatimi çekmi�ti. “Kurban eti dinlendirilmeli” ba�l���n� ta��yan bu metinde her Kurban Bayram� öncesi medyada s�kça yer verildi�i üzere kurban etiyle ilgili kimi önerilerde bulunuluyor ve etin kesildikten sonra en az bir gün bekletildikten sonra yenilmesi gerekti�i belirtiliyordu.Bu tür önerilere diyecek bir sözümüz olmasa da, toplumumuzda ve ona hitap eden medyada Kurban denilince akla öncelikle ve ço�unlukla onun ibâdet ve takva boyutu de�il, et boyutunun geliyor olmas�, meselenin daha çok et ve etin yenmesi, saklanmas� gibi konular üzerinden gündemle�tiriliyor olmas�, söz konusu gazete ba�l��� üzerinden �u soruyu gündeme akl�ma getirmi�ti: Kurban etini dinlendirmek mi gerekir, “din”lendirmek mi?Rabbimizin Hac Sûresi 37. ayette tâlim etti�i kurban bilincinin hilaf�na olarak, Kurban’�n daha ziyade et, ya� ve kavurma boyutuyla ilgilenilmesi kar��s�nda, bizlerin Kurban’�n “din”lendirilmesi bilincini ve yükümlülü�ünü sürekli gündeme getirmemiz gerekir diye dü�ünüyorum. Evet, Kurban etinin dinlendirilmesinden de�il, “din”lendirilmesinden söz edilmeli bugünlerde. Derin dondurucularda istiflenmek yerine Allah için daha çok infak edilerek, yoksullarla daha çok payla��larak “din”lendirilmeli Kurban eti, ki Kurban’�n as�l anlam ve amac� olan takva öne ç�ks�n.Kurbanl�k olarak al�nan hayvanlar�n kilolar�, etleri, ya�lar�ndan ziyade, Allah için feda etmeye haz�rland���m�z bu kurbanl�klar�n bizim hayat�m�zda neye tekabül etti�i, bu sembolik kurbanl�klarla asl�nda hayat�m�zdaki hangi sevdi�imizden/vazgeçemedi�imizden Allah için vazgeçmeyi taahhüt etti�imizi gündem edelim. Bu anlam ve gaye boyutlar�yla ilgilendi�imizde kurban� bir kasapl�k faaliyeti olmaktan ç�kar�p ibâdet kat�na yükseltmi�, onu hayat� ibâdet k�lma bilincinin bura�� haline getirerek “din”lendirmi� oluruz. Ki Rabbimizin râz� olaca�� Kurban da ancak bu bilinç ve yönelim üzere adanan kurban olacakt�r.Evet, �slam’�n bize ö�retti�i kurban anlay���nda et ve kan�n asli bir de�eri, ehemmiyeti yoktur. Aslolan ve bizden Rabbimize ula�an ancak, sembolik olarak kurban kesmekle her �eyimizi yolunda feda etmeye haz�r oldu�umuz mesaj�m�z� verdi�imiz takvam�zd�r.Oysa �amanizm ve benzeri pagan inan�� biçimlerindeki kurbanda kan�n ve etin asli bir de�er ve anlam� vard�r. Kurban kan�n�n insanlar�n aln�na, bugün yeni al�nan araba plakalar�na sürüldü�ü gibi sa�a-sola u�ur getirsin dü�üncesiyle sürülmesi ve yap�m�na ba�lanan binan�n temeline ayn� maksatla kurban kan� ak�t�lmas� bunun göstergelerindendir.�slam’�n kurban anlay���yla, pagan dinlerin kurban anlay��� aras�ndaki bu temelden fark� göz önüne ald���m�zda, toplumumuzda hangi kurban anlay��� hâkim ve yayg�n durumda sorusuna rahatl�kla cevap verebiliriz. Maalesef toplumumuzun din anlay��� mevcut ümmilikten (atalar kültü, taklitçilik ve kulaktan dolma hurafelerden) Kitabili�e evrilmedikçe hep yanl�� üzere olmaya mahkûm olunacakt�r.�imdi sen ey Müslüman! Kurban Bayram� için b�ça��n� bileme derdine dü�ecek yerde, bilincini bilemeyi öncelemelisin. B�ça�� bilemek, kurbanl�k al�p bo�azlamak vs bunlar i�in madde ve biçim boyutlar�. Kurban�n neye tekabül ediyor, hayat�nda Allah için feda edece�in hangi vazgeçilmezini sembolize ediyor? ��in bu anlam ve bilinç k�s�mlar�na odaklan ve bilincini bilemeye bak.Kurbanla ilgili “Bu sene ortakl��a m� girsek, koyun mu kessek, yoksa ba��� m� yapsak” �eklinde alternatifler üzerinde durmaya ba�lad�n ya hani, derim ki bunlara çok kafa yormamal�, i�in özüne gelmelisin. Gerçekten Rabbin için bir kurban kesmek istiyorsan, kurbanl���n et ve kan�n�n de�il ancak senin takvan�n Rabbine ula�aca��n� hat�rlamal� ve Ali �eriati’nin o enfes sorusunu gündemine almal�s�n:“Senin kurbana bedel olan �smail’in kim veya nedir? ��in mi, mevkin mi, kariyerin mi, zenginli�in mi,ailen mi, çevren mi…”Kurbanl���, hayat�ndaki hangi vazgeçilmeze bedel olarak kurban edeceksin ve o art�k senin için vazgeçilmez olmayacak? Kurban�, Allah için terk edemeyece�in ve vazgeçemeyece�in hiçbir ba��n olmad��� kararl�l���n�n bir sembolü olarak m� ifa edeceksin, yoksa kasapl�kla s�n�rl� bir eylem olarak m�?Bu sene kurban�m ne olsun diye dü�ünürken s���r m�, koyun mu �eklinde meselenin asl�na tekabül etmeyen boyutunu de�il, asl�n�-özünü te�kil eden mana ve maksat boyutunu mesele edinmelisin. Hayat�nda Allah için kurban edemedi�in, gözden ç�karamad���n, âhiret eksenli hayat ile dünya eksenli hayat aras�nda net tercih yapmaktan seni al�koyan ve nifak üzere bocalaman� do�uran her ne veya neler ise, i�te senin bu seneki kurban�n o/onlar olmal�d�r. Kurban günleri yakla��rken bu bilinçle kurbanl���n� haz�rla.Hacc� “S�f�r At�k” Gündemine Mahkûm EtmekHaziran ay� içinde, Diyanet’in hac haz�rl�klar� kapsam�nda medyada bir haber yer ald�. Haberde, Diyanet ��leri Ba�kanl���nca bu y�l hac ibâdetini yerine getirecek hac� adaylar�n�n “S�f�r At�k-S�f�r �sraf” projesi çerçevesinde çevre bilinci konusunda bilgilendirilece�i bildiriliyordu. Diyanet ��leri Ba�kanl��� Hac Hizmetleri Daire Ba�kan� da demecinde, “2019 hacc�n� çevreye duyarl�, çevreci ve ye�il bir hac yapmak için canla ba�la çal��aca��z” ifadelerini kullan�yordu.[3]“S�f�r At�k-S�f�r �sraf” duyarl�l���na tabii ki diyece�imiz bir �ey yok, takdir etmekten ba�ka. Fakat hac gibi ba�tan sona sosyal-siyasal anlamlar ve iddialar içeren muhte�em bir tevhid eyleminin bu boyutlar� konusunda insanlar� bilinçlendirmek yerine, çevre, s�f�r at�k gibi konularla insanlar�n hacca haz�rlanmas� (!) kar��s�nda iki çift sözümüz olsun.Kur’ani/Nebevi gündem yerine, hâkim siyasetin “S�f�r At�k” duyarl�l���na indirgenmi� bir hac e�itimi (!) kar��s�nda “statüko dini” i�te böyle bir �eydir demekten ve Diyanet, kurulu�unda gözetilen “laik düzenle uyumlu din politikalar�” gayesine uygun davranmaya devam ediyor tesbitini yapmaktan ba�ka yapabilece�imiz bir �ey yok maalesef.Oysa hac ne muhte�em bir tevhid eylemidir. Bütün dünyada Rabbani ilke ve ölçüleri gündem haline getirecek bir potansiyele sahiptir. Hacla bütün insanl��a �slam’�n “s�f�r �irk” temelli akidesi ta��nabilir, tu�yans�z ve ta�utsuz bir dünya ideali toplumlar�n gündemi haline getirilebilir. �nsanl��a, dünyay� Dârus Selâm haline getirmenin mümkün oldu�u hacc�n devasa imkânlar� ve etki gücü üzerinden anlat�labilir.Hacc�n, tevhidi bilinç eksenli kitlesel ö�retim ve e�itim boyutu i�levsel hale getirilecek olsa, tüm co�rafyalarda toplumsal dönü�üm eksenli �slam ink�lab�n�n yolu aç�lm�� olur. Bât�l düzenlerin riyasetinde imha ve in�a edici niteliklerinden uzakla�t�r�l�p ritüelle�tirilen hac, yeniden asli hüviyetiyle yani hayat� Allah’a ibâdet k�lma cehdinin mütemmim ve son derece i�levsel bir cüzü olma niteli�iyle bulu�turuldu�unda dünyada hiçbir �ey eskisi gibi olmayacakt�r. Bu içi bo� bir slogan de�il, hakikatin ta kendisidir.Sözün özü; tarihsel süreçte ibâdet niteliklerinden önemli ölçüde kopar�larak kitlesel alg� ve uygulamalarda maalesef ritüele indirgenmi� olan ibâdetlerimizi, özelde konumuz olan hac ve kurban� yeniden asli nitelikleriyle bulu�turacak bir bilgilenme ve bilinçlenme, bilgilendirme ve bilinçlendirme çabas�na ihtiyac�m�z vard�r.Dipnotlar[1] “Onlara ayetlerimiz apaç�k bir �ekilde okundu�unda bize kavu�may� ummayanlar: Bundan ba�ka bir Kur’an getir veya bunu de�i�tir, derler. De ki: Benim onu kendili�imden de�i�tirmem söz konusu olamaz. Ben ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben, Rabbime kar�� gelirsem büyük bir günün azab�ndan korkar�m.” (Yunus, 10/15)[2] “Kitab’dan sana vahyedileni oku ve namaz� ikame et. Gerçekten namaz, hayas�zl�ktan ve münkerden al�kor. Muhakkak ki Allah’� anmak en büyük (ibâdet)tir. Allah yapt�klar�n�z� bilir.” (Ankebut, 29/45)“Dediler ki: Ey �uayb, atalar�m�z�n tapt��� �eyleri b�rakmam�z� ya da mallar�m�z konusunda diledi�imiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namaz�n m� emrediyor? Çünkü sen, gerçekte yumu�ak huylu, akl� ba��nda (re�id bir adam)s�n.” (Hud, 11/87)[3] https://www.aa.com.tr/tr/yasam/haci-adaylari-sifir-atik-bilinciyle-ibâdet-edecek/1516006, 26 Haziran, 2019(Bu makale ilk olarak A�ustos 2019'da bu sitede yay�nlanm��t�r.)
YORUMLAR
Hen�z Yorum Yok !