��kr� H�SEY�NO�LU

13 Temmuz 2017

KUR�AN�DA �DAMAL S�LUET �ENL�KLERݔ

Bu s�ralar zihnimde yaz�lmas� gerekti�ini d���nd���m �e�itli konular s�raya girmi� durumda. A��k�as� zihnimde bu konuda �stanbul trafi�ine benzer bir s�k��m��l�k var. Kur’an’la her yo�unla�mam ve �e�itli g�ncel tan�kl�klar�m bir�ok konuyu �ahitlik misyonumuz gere�i g�ndeme  ta��may� gerekli k�l�yor. Fakat yaz rehaveti mi diyelim, klavyeden d�nemsel bir uzakla�ma duygusu mu diyelim, bu ara bilgisayar ba��na �ok �ok az ge�ebiliyorum.

Yer yer kimi konulara payla��m sitelerindeki sayfalar�mda k�saca de�inmi� olsam da bu de�erlendirmeler bir makalenin �zg�l a��rl���na ula�m�yor neticede.

Bug�n medyada yer alan bir haber, zihnimde s�ra bekleyen ve fakat klavyeye d�nemsel so�uklu�um sebebiyle oturup yazamad���m, payla��m sayfamda k�saca de�inmekle ge�i�tirdi�im bir konuyu hakk� olan makale format�nda g�ndeme getirme konusunda te�vik edici oldu.

Haberi, CNN T�rk adl� yay�n organ�n�n internet sitesinden okuyal�m: “Ardahan'�n Damal il�esindeki Ata Mahallesi'nde, g�ne�in Karada� s�rtlar�na yans�mas�yla ortaya ��kan Ulu �nder Atat�rk'�n siluetini, vatanda�lar �zmir Mar�� ile izledi. “Bu y�l 21’incisi d�zenlenen 'Atat�rk'�n �zinde ve G�lgesinde Damal �enlikleri' kapsam�nda ilk olarak, Damal ormanl���ndaki festival alan�nda etkinlik d�zenlendi. �enli�e, Vali Mehmet Emin Bilmez, Damal Kaymakam� Vedat Y�lmaz, Damal Belediye Ba�kan� CHP'li Ergin �nal ve yakla��k 5 bin ki�i kat�ld�.”

Evet, �aka filan de�il ger�ek. �stelik bu hâdise, atalar k�lt�n�n hâkim oldu�u Hindistan’da filan de�il, “akl�n” ve “bilimin” rehberli�ini esas ald���n� iddia ederek yola ��kan ve bu yolda “Bizim devlet y�netimimizdeki ana program�m�z, Cumhuriyet Halk Partisi program�d�r. Bunun kapsad��� prensipler, y�netimde ve politikada bizi ayd�nlat�c� ana �izgilerdir. Fakat bu prensipleri, g�kten indi�i san�lan kitaplar�n do�malar�yla asla bir tutmamal�d�r. Biz, ilhamlar�m�z�, g�kten ve gaipten de�il, do�rudan do�ruya ya�amdan alm�� bulunuyoruz” �eklinde nutuklar atm�� olan[1], s�z�mona hurafelerle ve hurafecilerle m�cadele ad� alt�nda Mehmed Akif gibi, hurafelerin can d��man� Kur’an dâvet�ilerine �lke dar eden, ezanla, namazla, tesett�rle, k�sacas� �slam’�n �iarlar� ve ahkâm�yla sava�m�� olan Kemalist ideolojinin hâkim oldu�u T�rkiye'de ya�an�yor.

M.Kemal’in �nderli�indeki Kemalist kadro, do�rudan Allah’�n ayetleriyle/ahkâm�yla m�cadelelerinin yan� s�ra, ki�i putla�t�rmas� ve t�rbe k�lt�n�n yayg�n oldu�u tasavvuf-tarikat �evrelerini de hedef alm��lard�. Ne var ki, M.Kemal’e dair, bizatihi ya�ad��� d�nemde olu�turmaya ba�lanan ve sonras�nda da tabu haline getirilerek s�rd�r�len “ulu �nder" k�lt�,  heykel tap�c�l��� ve modern t�rbe k�lt�, tasavvuf-tarikat �evrelerine y�nelik bask� ve yasaklamalar�n esas�nda hurafe kar��tl���ndan filan de�il, “ulu �nder k�lt�”ne alan a�mak ve geleneksel putla�t�rmalar yerine modern/�a�da� putla�t�rma ameliyesini egemen k�lmak i�in yap�ld���n� ima etmektedir.

K�sacas� Kemalistlerin ak�l, bilim, �a�da�l�k ve ayd�nlanma dedikleri, neticede geleneksel hurafelerin yerine M.Kemal etraf�nda olu�turulan ulu �nder k�lt� ve bu �er�evede Kemalist �a�da� hurafelerin ikame edilmesinden ba�ka bir anlama gelmiyordu.

Olup bitenin �zeti, “atalar k�lt�”nden “ata k�lt�”ne ge�mekten ibaretti k�sacas�!

D�nemin yar� resmi gazetelerindeki “Atat�rk yar� bir ilaht�r” gibi man�etlerle ifadesini bulan, “Tanr� gibi yoktan var ediyor her �eyi, hangi yana baksan Atat�rk” gibi �iirlerle (!) zirveye ta��nan Kemalist ki�i putla�t�rma ameliyesi, o g�n bug�nd�r aral�ks�z olarak devam ediyor. T�m bunlar olup biterken Kemalizmin ve Kemalist sitemin laik-sek�ler niteli�ini de hi� zeval gelmiyor �stelik!

Kemalist “ak�l” ve “bilimin” 1975 y�l�nda ke�fedip o y�ldan bu yana kutlamalarla d�nyaya, dosta-d��mana ezberletti�i bilimsel (!) icad� olan Ardahan’�n Damal il�esindeki “Atat�rk silueti” kabul�, i�bu Kemalist putla�t�rma ameliyesinin nas�l bir ak�l d���l�k ve hurafecili�in temsilcisi oldu�unu �ok somut bir �ekilde g�zler �n�ne sermektedir.

Bu gibi hâdiseler, hurafecili�in, t�rbecili�in, ki�i putla�t�rman�n geleneksel formlarla s�n�rl� olmad���n�, her birinin gayet ak�lc� ve bilimsel (!) olarak �a�da� formlarda da �retilip ya�at�ld���n� ortaya koyuyor. �stelik bu �a�da� formdaki hurafe ve ki�i putla�t�rma ameliyelerinin, siyasal mekanizmalar eliyle �retilip y�r�t�ld��� i�in de daha etkili oldu�u tart���lmaz bir ger�ektir.

Bu noktada, mezarl�klarda i�lenen �irk amellerine kar�� ��karken, Suud saray�nda i�lenen �a�da� �irk amellerine kar�� ��kmamakla malul ve malum olan Biz Baaz misali, T�rkiye’de de son y�llarda art�� g�steren bir t�r olarak, Zuhurat Baba ve Oru� Baba t�rbelerinde gariban teyzelerin i�ledikleri �irk amellerine cengâver bir eda ile kar�� ��karken, mozolesiyle, s�tunlar�yla, aslanl� yoluyla ve muhayyen zamanlarda ger�ekle�tirilen rit�elleriyle neticede o t�rbelerin �ok fevkinde �a�da� bir t�rbe olan An�tkabir’de i�lenen ve televizyonlardan her defas�nda canl� yay�nlanan �irk amellerini g�ndem etmeyen akademisyenler ve yazarlar� hat�rlamamak ve anmamak olmaz.

“Damal �enlikleri” ba�lam�ndaki konuya d�necek olursak, bu gibi hâdiselerin bende yapt��� en g��l� �a�r���m, Kur’an’�n ne kadar da g�ncel bir kitab oldu�u y�n�ndedir. Evet, Kur’an’�n en belirgin �zelliklerinden biri eskimeyen ve eskimeyecek olan ve asla g�ncelli�ini kaybetmeyecek olan son derece g�ncel bir kitap olu�udur.

Kur’an’dan ve g�ndemden kopmayan her M�sl�man, ki M�sl�man i�in her ikisi de hayati bir sorumluluktur, temelde Rabbani sâbiteler kitab� olan Kur’an’�n ayn� zamanda g�ndemi ve g�nceli nas�l da �ahdamar�ndan yakalad���n� her an hayret ve hayranl�k i�inde g�zlemler ve ondan istikametini �a��rmadan yol almak i�in gerekli az��� edinir.

Y�ce Rabbimizin Yusuf Sûresi 40. ayette Yusuf (a.s.)’�n zindan arkada�lar�na dâvetinden bize aktard��� ve yine Necm Sûresi 23. ayette beyan buyurdu�u �u ifadeler, gerek “Ricalul gayb/Gayb adamlar�” olarak ifade edilen "Gavs", "Kutub" gibi nitelemeler ve yine “Seyda”, "Efendi hazretleri", "Asr�n m�ceddidi" gibi ki�i putla�t�rma ameliyesinin geleneksel formlar� ile ayn� ameliyenin “e�siz lider”, “ulu �nder” ve benzeri nitelemelerde kar��l���n� bulan �a�da� formlar�na dair, bize son derece g�ncel bir bak�� a��s� vermektedir:

“Sizin Allah'tan ba�ka kulluk ettikleriniz, Allah'�n kendileri hakk�nda hi�bir delil indirmedi�i, sizin ve atalar�n�z�n isim olarak isimlendirdiklerinizden ba�kas� de�ildir. H�k�m, yaln�zca Allah'�nd�r. O, kendisinden ba�kas�na kulluk etmemenizi emretmi�tir. Dosdo�ru din i�te budur, fakat insanlar�n �o�u bilmezler.”(Yusuf, 12/40)

"Bunlar, sizin ve atalar�n�z�n isimlendirdi�iniz isimlerden ba�ka bir �ey de�ildir. Allah, bunlarla ilgili hi�bir delil indirmemi�tir. Onlar, yaln�zca zanna ve hevâlar�na uyuyorlar. Oysa andolsun ki onlara Rablerinden yol g�sterici gelmi�tir."(Necm Sûresi, 53/23)

Bu iki ayet-i kerime, gerek geleneksel formdaki ki�i putla�t�rma ameliyelerinin, gerekse bug�n d�nyada �ok�a �rneklerine tan�kl�k etti�imiz �a�da� formdaki ki�i putla�t�rma ameliyelerinin, insanlar�n haktan saparak, �nder kabul ettikleri baz� kimselere ger�ekte olmayan isimlendirmeler/nitelemeler yak��t�rmalar�n�n neticesi oldu�unu, k�sacas� insanlar�n �nce kendi elleriyle put yontup sonra da o puta tap�nd�klar�n� ifade ediyor ki, ge�mi�i ve bug�n�yle putperestli�i bu kadar veciz ve yal�n olarak ancak �lemlerin Rabbi anlatabilirdi.


[1] M.Kemal’in 1 Kas�m 1937 tarihinde TBMM’nin a��l���nda yapt��� konu�madan