04 Ocak 2010

KUR'AN�DA �ST��AREN�N �NEM�

Kuran ahlak� ile ahlaklanan müminler, her hangi bir konuda karar almalar� gerekti�inde mutlaka birbirleriyle fikir al��veri�inde bulunur ve ortak karar al�rlar. Rabbimiz, �ura Suresi’nin 38. ayetinde isti�areye, namaz ve infak ibadetinin yan�nda yer vererek, Müslümanlar için bu konunun önemine dikkat çekmi�tir.

 

"Rablerine icabet edenler, namaz� dosdo�ru k�lanlar, i�leri kendi aralar�nda �ura ile olanlar ve kendilerine r�z�k olarak verdiklerimizden infak edenler." (�ura Suresi – 38)

 

Bu ibadeti yerine getiren müminin öncelikli hedefi, karar verilen konuda en do�ru sonuca ula�mak de�il, Allah’�n emretti�i bu ibadeti lay���yla yaparak O’nu raz� etmek olmal�d�r.

 

�sti�are ibadetini yerine getiren ki�i, kendi akl�n� be�enmeyip di�er müminlerin de fikrini alarak �eytan�n oyununu bozmu� olur. Ayn� zamanda isti�are, müminler aras�ndaki tesanütün de artmas�na vesiledir. Her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vard�r." (Yusuf Suresi, 76) ayeti gere�i isti�are eden ki�iler, kar��lar�ndaki müminlerin fikrine çok de�er verirler. Karar al�rken, fikrini ald�klar� ki�ilerin ya� veya e�itim seviyelerini önemsemezler. Dü�ünceleri insanlara Allah’�n ilham etti�ini bildikleri için, her bir müminin verdi�i fikrin Allah’tan geldi�i bilinciyle hareket ederler. Bu konuya Kuran’dan verilecek en güzel örnek �üphesiz Hz. �brahim’in, henüz ko�ma ça��nda olan o�lu Hz. �smail ile yapt��� isti�aredir.

 

Böylece (çocuk) onun yan�nda ko�abilecek ça�a eri�ince (�brahim ona): "O�lum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda bo�azl�yorken gördüm. Bir bak, sen ne dü�ünüyorsun." (O�lu �smail) Dedi ki: "Babac���m, emrolundu�un �eyi yap. �n�aallah, beni sabredenlerden bulacaks�n." (Saffat Suresi -102)

 

�sti�are sonucunda insan, kendine ait hiçbir gücü olmad���n�, her olay�n Allah’�n izni ve dilemesi ile gerçekle�ti�ini daha iyi kavrar. Her �eyin en do�rusunu yaln�zca Allah bilir ve insan, O’nun kendisine ö�rettikleri d���nda hiçbir bilgiye sahip de�ildir. Bu gerçe�in bilincinde olamamak, bilginin kayna��n�n kendisi oldu�unu dü�ünmek, gerçekte Allah’a ait olan bir özelli�i ki�inin kendisine atfetmesi anlam�na gelir ki müminler böyle bir hatadan mutlaka sak�nmal�d�rlar. Her �eyi bilen Allah’�n, bu bilgiden diledi�i kadar�n� insanlara verdi�i gerçe�i bir ayette �u �ekilde bildirilmi�tir:

" Allah... O’ndan ba�ka �lah yoktur. Diridir, kâimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. �zni olmaks�z�n O’nun Kat�nda �efaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalar�ndakini bilir. (Onlar ise) Diledi�i kadar�n�n d���nda, O’nun ilminden hiç bir �eyi kavray�p-ku�atamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplay�p-ku�atm��t�r. Onlar�n korunmas� O’na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek Büyüktür." (Bakara Suresi, 255)

 

�sti�are, lay��� ile yap�ld��� takdirde bereket getirir. Bu vesile ile ki�i, Müslümanlar için önemli pek çok güzel ahlak� bir arada görme ve gösterme f�rsat� bulur. Kuran ahlak�na uygun ya�amayan, �eytan�n sistemindeki ki�ilerin aksine müminler isti�are ederlerken, iddiala�arak kar��lar�ndakine fikrini kabul ettirmeye çal��mazlar. Kar�� taraf�n fikirlerini dinleyip, ondan istifade etmeye çal���rlar.

 

Yüce Rabbimiz müminlerin sahip olmalar� gereken bu güzel ahlak� Peygamberimiz (sav)’e �u �ekilde vahyetmi�tir:

 

"Allah’tan bir rahmet dolay�s�yla, onlara yumu�ak davrand�n. E�er kaba, kat� yürekli olsayd�n onlar çevrenden da��l�r giderlerdi. Öyleyse onlar� ba���la, onlar için ba���lanma dile ve i� konusunda onlarla mü�avere et. E�er azmedersen art�k Allah’a tevekkül et. �üphesiz Allah, tevekkül edenleri sever."(Al-i �mran Suresi, 159)

 

Her konuda örnek ald���m�z sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) de, Peygamber olmas�na ra�men çevresinde bulunan müminlerle küçük büyük demeden isti�are etmi� ve Müslümanlar� bu güzel ahlaka te�vik etmi�tir:

 

Kim bir i�e giri�mek ister de, o hususta Müslüman biri ile mü�avere ederse Allah onu i�lerin en do�rusunda muvaffak k�lar." (Kütüb-i Sitte, 16. Cilt)

 

Allah müminleri  “…yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' k�lacak, kendileri için seçip be�endi�i dinlerini kendilerine yerle�ik k�l�p sa�lamla�t�racak ve onlar� korkular�ndan sonra güvenli�e çevirecektir.”(Nur Suresi – 55) Ayetten de anla��ld��� gibi Allah, �u ana kadar yeryüzünün tümüne hakim olmayan �slam ahlak�n� bütün dünyaya hakim k�lacak ve iman eden kullar�n� güç ve iktidar sahibi yapacakt�r. Bunun gerçekle�mesi için de �slam ahlak�n�n özünde olan ittifak�n, birlik, karde�lik ruhunun peki�mesi son derece önemlidir. Bu birli�in olu�mas� ve �slam’�n yayg�nla�mas�n�n temelini de, müminlerin isti�are ile hareket etmeleri olu�turmaktad�r.

 

Dediler ki: "Sen Yücesin, bize ö�retti�inden ba�ka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, her�eyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olans�n." (Bakara Suresi – 32)