Nihat G��

26 Temmuz 2023

�NSANO�LU BU

Huyum bats�n. Her insan�n sevmedi�i taraflar� olur ya, benim de sevmedi�im taraflar�m var elbet. Bunu iyi biliyorum.

Evet, yapmac�k olan hiçbir �eyi sevmiyorum. Sonradan olan suni i� ve i�lemlere g�c�k oluyorum. Mecras�ndan ç�kar�lan, farkl� ve olmad�k de�erler atfedilen yapay ve düzme �eyler kar��s�nda asabile�iyor, h�rç�nla��yor, tan�nmayacak noktalara evriliyorum. Renkten renge giriyorum. Terliyor biraz da s�k�l�yorum. Kabullenemiyorum bu sahte ve süslü durumu.

Ayn� kulvarda, yanyana yürümesi gereken insano�lunun, farkl� kulvarlar�n insanlar� olduklar�n� ilan etmelerine sinir oluyorum. �çim d���ma ç�k�yor adeta. Ters yüz oluyorum.

�nsano�luna olmas� gerekenin fevkinde bir de�er vermekten; hürmet, sevgi ve sayg� göstermekten, kar��s�nda el pençe divan durmaktan, yüceltmekten, ilahl�k üzellikleri vermekten, melekle�ti�ini kabul etmekten, Peygamberden bir nüve ta��d���na inanmaktan oldum olas� i�killeniyorum.

Halbuki; el üstünde ta��nanlar�n ak�betini görmek için ellerimizi bir an olsun geri çekmesini bilebilseydik.

Amma… Yapm�yoruz, yapam�yoruz.

�nsano�lu, mutlaka bir insan�n o�ludur. �nsandan olmad�r yani. Sülalesi insand�r. Annesi-babas� insand�r. �nsan, insano�ludur. Geçmi�i insana dayanaktad�r.

�nsandan olan insano�lu, kendisi gibi insano�lu olan bir insandan üstün olabilir mi hiç? El üstünde ta��nmaya lay�k olabilir mi hiç?

Farkl� olmak ayr�d�r, üstün olmak apayr�d�r. �nsano�lu birbirinden farkl�d�r, ancak takvan�n d���nda, Allah’tan korkman�n fevkinde hiçbir insan, di�er bir insandan üstün olmaz, olamaz. �lah olman�n, ilahla�man�n bir t�k ilerisi üstünlük nitelemelerinde gizlidir.

�lahl�k üzelli�i olmayan, kendi kendine yetmeyen, içinde ya�ad��� dünyan�n d���na ç�kmayan, ya�am �artlar�n� de�i�tirmeyen, dünü bilmeyen, içinde ya�ad�klar�n� kavramayan, yar�na hükmetmeyen basit, s�radan, mahdut, k�yt�r�k bir varl�kt�r insano�lu.

Babas�, geçmi�i, kabilesi, sülalesi kim olursa olsun; kariyeri, i�i, statüsü, makam� ne olursa olsun bir insana ederinden fazla sayg� göstermeyi zul görür, kula kul olman�n ba�ka bir ifadesi olarak telakki ederim. Bu fikirlerimi kendime saklamas�n� da �imdiye kadar hiç beceremedim. Uluorta say�klar dururum bu ve bu gibi meseleleri. Bu dü�ünceye nereden ula�t���m� söylemem amma kaynaklar�m�n sa�laml���na, delillerimin mükemmelli�ine olan inanc�m tamd�r.

Do�umu benden farkl� olmayan insano�lunun, benden farkl� bir noktaya elbirli�iyle ta��nmas�n�, nakaratlar e�li�inde oralarda tutulmaya çal���lmas�n� �imdiye kadar anlayamad�m, san�r�m bundan sonra ki hayat�mda da anlayamayaca��m.

�nsano�lunun insano�lundan farkl�l��� konusunda kulaklar�m sa��r, gözlerim kör, anlay���m kapal�d�r, dü�üncem ise stabildir.

O halde uluorta, herkesin duyabilece�i bir ses tonuyla söyleyece�im sözlerim �unlard�r:

Olmas� gerekenin fevkinde bir de�er vererek insano�lunu yüceltmeyin. B�rak�n kendi hallerinde kals�nlar, kendi ya�lar�nda kavrulsunlar, kendi el emeklerini yesinler, kendi al�n terlerini silsinler, kendi elbiselerini y�kas�nlar, kendi ayakkab�lar�n� boyas�nlar, kendi sofralar�n� kendileri kursunlar ve yine kendileri toplas�nlar. �çinde yemek yedikleri bula��klar�n� kendileri y�kas�nlar. Ç�kmayan ya�lar�, silinmeyen paslar�, gitmeyen kirleri çitilesinler elleriyle.

Nas�rla�s�n, su toplas�n elleri. �nsanl���n� ya�as�nlar.

Tozlu ve patika yollarda kendi ayaklar� üstünde yürüsünler. Olaylar� kendi gözleriyle görsünler, mü�ahade etsinler deveran eden i� ve i�lemleri. �nsano�lunun seyruseferine, nereden geldiklerine ve nereye evrildiklerine odaklans�nlar. Dü�üncelere dals�nlar. Do�umu ve ölümü mü�ahade etsinler. Kendi elleriyle ta��s�nlar e�yalar�n�. Spor salonlar�nda de�il, tarla i�lerinde, ameleliklerde pazular�n� �i�irsinler.

Kendi i�ini görmekten aciz insano�lu ilahla��yor zamanla, sonra da tepi�iyor insanlar�n tepelerinde. “Ben farkl�y�m, ben üstünüm, ben ayr�cal�kl�y�m” �iirlerini diziyor. “Kim oldu�umu biliyor musun?” diye salvolar savuruyor çevreye. �eytan’�n naralar�na benzer naralar at�yor ortal��a. Boza pi�irmeye çal���yor hiç olmad�k yerlerde, hiç olmad�k meselelerde, hiç tan�mad�k enselerde.

Bir ego bin sat�yor bit pazar�nda.

Evet, aktiviteleri çok fazlayd�. Atik ve hareketliydi. Taktik sahibiydi. Sosyal medyay� iyi kullan�r, sosyal aktivitelerden de geri kalmazd�. Sosyald�. �zleyenleri hayran b�rak�rd� kendisine. “Okus pokus” demekten geri kalmazd�. Ön planda ve gözde olmay� severdi. �nsano�lu taraf�ndan alk��lanmaya bay�l�rd�. Kendisini her f�rsatta alk��layacak figuranlar bile tutard�. Her kö�eba��nda ve izbe sokaklar�n metruk evlerinde para vermekten çekinmedi�i jilletçileri bile vard�. Kendisi için; “Ön parma��nda on marifet” diye bir tag açm��t�. “Allah vergisi” der dururdu renkli ekranlarda. Renkli ekranlar�n vazgeçilmeziydi. Afsunlu kitap sayfalar�ndan da bir türlü koparamazlard� kendisini.

Biraz da c�v�kt�. Suyunu ç�kar�rd� her �eyin. Sulan�rd� her �eye.

Elindeki servete, içinde bulundu�u nimete, yüklendi�i külfete, kulland��� yol ve yönteme g�pta ediyordu herkes. Özeniyorlard� kendisine. Yeni neslin idoluydu, sevgilisiydi, �ak�akç�s�yd�. Parmakla gösteriliyordu cadde ve sokaklarda. Reklam panolar�n�n vazgeçilmeziydi. Her ipte oynayan bir cambazd� adeta. Programlar�n, aktivitelerin ana konu�u, ana konusu, gündem maddesi hep oydu.

Anlayaca��n�z her mekan�n serdefteri, her cac���n salatal���, her yeme�in maydanozuydu.

Ya�ad��� zaman çizelgesinde bukalemun gibi rengarenk bir yap�s� vard�.

Devam�n� getirme konusunda karamsar�m. Yutkunuyorum ço�u zaman. Anlat�rken biraz da çekiniyorum. Anlatay�m m�, anlatmaktan vaz m� geçeyim modunday�m �imdilerde.

Art� ve eksileri dü�ünüyorum. Bo�a koyuyor dolmuyor, doluya koyuyor alm�yor. Hangisi a��r basacak bilemiyorum. Fayda m� zarar m� �imdilik kestiremiyorum.

Yorgun muyum, darg�n m�y�m, �imdilik doktora gitmeyi dü�ünmüyorum.

Ancak zat� muhteremin hiçbir aktivitesinin Allah’�n tarif etti�i, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in yerine getirdi�i, Sahabelerin te�vik etti�i, �slam’�n öngördü�ü bir aktivitesi oldu�unu söyleyemem. Dilim varmaz buna. Kalemim bu konuda mürekkep dökmez, inatla��r benimle.

“Kendi kurallar�m�, kendi kanunlar�m� kendim icat eder, kendim uygular, kendim ya�ar�m.” modundayd�. “Yapt�klar�ma kimse kar��amaz, hayat benim hayat�m, cücut benim vücudum, dünyaya bir daha m� gelmeyece�im?” demekten de geri kalmazd�. Zevkine ya�ard� her �eyi…

Çok kurnazd�. Bütün fakülteleri bitirmi� gibi bir bilgiye sahipti. Firavun’un ilahl���n� ilan etti�i gibi aleni olarak “Ben sizin en büyük ilah�n�z de�il miyim?” demiyordu ama modernli�ini, di�ili�ini, erilli�ini, medenili�ini, cesurlu�unu konu�turuyordu.

“Ben, ben, ben” demekten de geri kalmazd�.

Nihayet hak tecelli etti ve el etek toplad� bu alemden…

Ne �an� kald� bu dünyada, ne de mal�…

Nas�l yani?

Öldü…

Topra�a gömüldü anlayaca��n�z…

Yani üzerindeki paha biçilmez elbiseler makasla kesildi ve diki�siz bir elbise itinayla giydirildi… Ellerinde güç ve derman kalmazken gözleri de hep yana kay�yordu. Ayaklar� da tutmuyordu… Canl�l�ktan eser yoktu…

Ne olmu�tu ki?

Gözlerinin feri, ellerindeki feneri, ipteki cevheri, ayaklar�n�n takati, teknolojinin sihri kalmad� elinde…

Topra�a kar��t� her�ey… Toprak oldu �an ve �öhret… Toprakla yeksan oldu…

�lahl���n�n, ��mar�kl���n�n, be�enmi�li�inin, böbürlenmi�li�inin yerinde yeller esiyor �imdi. Kap�lar, pencereler g�c�rd�yor… Evin bacas� duman tütmüyor… �ncir a�açlar� arz� endam ediyor malikanesinde…  Bayku�lar inmiyor çat�dan…

O da Yüce Allah’�n insano�lu için ortaya koydu�u kurallara tabi olmaktan kaçamad�, kurtaramad� yakas�n�. Teslim olmaktan ba�ka bir ç�kar yol da bulamad�.

�lahl���; ilahl�k yapamad� kendisine…

Hesap kitap i�i mi? O da ne? Olacak m� bu dedikleriniz? Görmek için gitmek gerek. Ancak gidenlerden bir haber gelmiyor gördüklerinden, çektiklerinden…

Gidenler gördü, gitmeyenler de görüyorlar tek tek gidenleri.

Ancak….

�nanmayan yine inanm�yor olanlara ve olacaklara… �lahla��yor, ya da ilahla�t�r�r�yor nefsini, çevresini, elindekilerini, kazand�klar�n�…

Allah muhafaza!