İnsanlığın ortak değeri olan vicdan

Dört Mayıs Pazar günü ajanslara yayınlanma değeri olan bir haber düştü. Söz konusu olan haber, İtalya’nın Napoli şehrinde bir restorana giden İsrailli Siyonistlerle alakalıydı. (Bu Siyonistlerin büyük elçilik görevlisi olduğu söyleniyordu ancak tam olarak bu haber teyit edilemedi). Söz konusu Siyonistler, işyeri sahibi hanımefendi tarafından kapı dışarı edildi. Kovulmalarının iş yeri sahibince elbette bir gerekçesi vardı. Gerekçe olarak işyeri sahibi hanımefendi şunu söyledi: “Burada Siyonistler pek sevilmez.” Bu cümleyi duyan Siyonist İsrailliler yedikleri yemeğin parasını dahi ödemeden defolup gittiler. Zaten seçilmişlere yakışan hareket de buydu. Ama giderayak iş yeri sahibini ırkçı ve terör yanlısı olmakla suçladılar. Malumunuz olduğu üzere terörist olanlar Filistinliler, mağdur olanlar İsraillilerdir. Bu olay Müslüman olmayan ama vicdan sahibi olan bir hanım tarafından gerçekleştirildi ve en azından bazı Müslümanların gündemine oturdu. Bu eylem o hanımın Filistin halkına ve Siyonist İsrail’e nasıl baktığının net göstergesi ve aynı zamanda kadıncağızın gündemi doğru takip ettiğinin de bir delilidir.

İnsan sormadan edemiyor, halkının yüzde yetmiş beşi Katolik olan bir ülkede sırf Filistin halkına yapılan zulümden dolayı Siyonistlere tepki gösteren bu kadın gibi, çoğunluğu Müslüman olduğu ifade edilen bizim ülkemizde de iş yeri sahibi olarak Siyonistleri kapı dışarı edecek bir yiğit var mı acaba? İtalyan kadının Siyonistlere gösterdiği tepki gerçekten bizde büyük bir memnuniyet yarattı ama aynı zamanda bir Müslüman olarak utandırdı da. Bizim bu düşüncemiz ve iş yeri sahibi kadının yaptığı eylem kesinlikle bir antisemitizm olarak algılanmamalı. Zaten bu eylemi yapan kadıncağız da bu maksatla yapmadı. Onun derdi karınca misali, mazlum Gazze halkının yanında durup, onların acısını paylaşmak ve Siyonistlere olan öfkesini dışa vurmaktı.

Yaşanan bu olayın bize neler söylediğine ve hangi mesajı almamız gerektiğine değinecek olursak sicilimizin çok da temiz olmadığı malum. Neden mi? Çünkü bizim ülkemizin gündeminde ekonomi ve turizmden başka başat bir kavram yok. Yatarız ekonomi, kalkarız turizm. Yani bunu vurgulamamızın sebebi şu; biz Müslüman olarak ayağa kalkıp da sırf Filistin ve Gazze’li kardeşimiz için bir Siyonist’i işyerimizden kovamayız, hatta kovamadığımız gibi döviz getirisi uğruna ahlaki bazı tavizler verip o Siyonistleri en güzel şekilde ağırlarız. Yani bizde ne tepki gösterecek bir ilke ne de o yürek var. Paragöz, fırsatçı ve bencil bir toplumun bireylerinden başka da bir güzellik beklenmez zaten. Ama vatandaşın da hakkını teslim etmek gerekirse eğer, İtalya’nın Napoli şehrindeki hanımefendinin Siyonistlere karşı yaptığı eylemi ülkemizde herhangi bir vatandaş yaparsa mutlaka hukuki takibe alınır kanaatindeyiz, oysa kadıncağızın yaptığı eylem son derece adil, vicdanlı ve insan fıtratına uygun bir davranıştır.

Kastımızın doğru anlaşılması için şunu belirtelim; biz Müslümanlar gayri Müslimlerle aynı safta değiliz ve her eylemde de ortak noktada buluşamayız ve hatta düşmanımın düşmanı dostumdur söylemini de kabullenemeyiz. Ama zalimlerin zulmü altında acı çeken her mazluma da İslam’dan aldığımız terbiye gereği şefkat elimizi uzatırız. Bu da vicdan ve iman sahibi her insanın doğal tepkisidir. Hasılı kelam İtalyan hanımefendi kendi insanlık görevini yaptı ama bize çok şey söyledi ve çok büyük mesaj verdi diye düşünüyoruz. Kalbi katılaşıp basireti körleşen ve her fırsatta Filistinlilere laf sokan, boykot ürünlerini fütursuzca tüketen duyarsız ve çıkarcı Müslümanlar bu olay yaşanırken acaba hangi Yahudi AVM’lerinde ve hangi Yahudi ürünlerini seçmek ve beğenmekle meşgul Allah bilir. Selam dost ve düşmanını ayıran basiretli Müslümanların üzerine olsun.

(Venhar)