��kr� H�SEY�NO�LU

14 Kas�m 2009

GENET��� DE���T�R�LM�� D�NDARLIK

Tar�m Bakanl���’n�n son yönetmeli�i vesilesiyle “Geneti�i De�i�tirilmi� Organizmalar” (GDO) meselesi yeniden gündeme oturmu� durumda. GDO’lu ürünlerin insan sa�l��� üzerindeki olumsuz etkileri üzerine bas�n aç�klamalar� yap�l�yor, eylemler düzenleniyor, boykot ça�r�lar� yap�l�yor. GDO üreticisi küresel �irketlere gelince, onlar tüm çabalar�n�n Afrika’da açl�k çeken insanlar için oldu�unu savunuyorlar!

Alemlerin Rabbi yüce Allah’a, O’nun canl�lar için takdir etti�i do�al i�leyi�e ve bu i�leyi�le uyumlu bir dünya için bildirdi�i ölçülere kar�� insanl�k tarihinin en büyük tu�yanlar�ndan biri olarak kendini gösteren Bat�l� paradigman�n ekini ve nesli tehdit eden bu tamahkâr ifsad giri�imine kar�� ç�kmak insani ve �slami bir yükümlülük olarak önümüzde duruyor. Bununla birlikte, GDO meselesinin bir sonuç oldu�unu bilmek ve sonuçlardan çok sonuçlar� do�uran sebeplerle ilgilenmek ve çözüm çabalar�n� bu yönde kanalize etmek gerekti�i a�ikârd�r.

Geneti�i de�i�tirilmi� ürünler meselesinin temelindeki “geneti�i de�i�tirilmi� insanl�k” sorununu te�his etmeden söylenecek sözler, gösterilecek tepkiler yüzeysel kalmaya mahkûmdur. GDO meselesine de kaynakl�k eden Bat� kapitalizminin insanl���n zihinsel geneti�i üzerindeki tahribat�n� anlamadan ve ona kar�� sahici bir duru� geli�tirmeden insanl��� kölele�tiren bu i�leyi�e dur demek mümkün görünmüyor. Aksi takdirde kapitalizmin GDO’suna hay�r derken, ayn� kapitalizmin “Siz hâlâ mobilyan�z� de�i�tirmediniz mi!” slogan�n�n ard�na dü�üp yeni bir taksit yükünün alt�na girmeniz uzak bir ihtimal de�ildir.

Meselenin bir di�er boyutu ise, “geneti�i de�i�tirilmi� dindarl�k” sorunudur. Seküler Bat�l� paradigma taraf�ndan zihinsel geneti�i de�i�tirilen günümüz toplumlar�n�n din alg�s� ba�tan sona sorunludur. Allah’�n dinini bir hayat nizam� olmaktan çok bir vicdan ve ki�isel ar�nma meselesi olarak alg�layan kalabal�klar�n yan� s�ra, kendilerini dindar olarak tan�mlayan kesimlerdeki din alg�s� da giderek daha sorunlu bir hal almaktad�r. Allah’�n ölçülerine teslim olmak yerine, o ölçüleri teslim almaya dayal� bir dindarl�k anlay��� yayg�nla�maktad�r. �slam’�n ilke ve ölçüleri üzere bir hayat�n in�as� bilinci yerine, �slam’�, sekülerizmin belirleyici oldu�u mevcut i�leyi�e ili�tirme tavr� öne ç�kmaktad�r. Bu dindarl�kta Allah’�n dini kurucu bir paradigma olarak de�il, kapitalist üretim ve tüketim süreçlerinin belirleyici oldu�u mevcut i�leyi�e ahlaki bir vas�f kazand�rma arac� olarak i�lev görmektedir.

Hay�r diyebilen, imandan kaynaklanan de�i�mez ölçüleri ve k�rm�z� çizgileri olan ve böylece kapitalist ifsada direnmeyi sürdüren Müslümanlar�n say�s�, bunca bilinçlenme süreçlerine ra�men artacak yerde azal�yor. Ya�an�lan politik süreçler y�llar�n birikimi olan bilinçlenme süreçlerini ters yüz ederek bât�ldan ayr��ma yerine entegrasyona hayat veriyor. Kimsenin “müteahhit” olmas�na sözümüz yok, fakat hem Müslüman oldu�unu söyleyip hem de “her �eye müsait olmak” ciddi bir sorun olu�turuyor.

�slam’�n devrimci tutumundan uzakla��p kapitalist üretim ve tüketim ili�kilerine entegre olanlar kendileri hay�r demeyi unuttu�u gibi, kendilerinin evet dedi�ine �slam’�n da evet demesini istiyor, bunun pe�ine dü�üyor. Kitab’a uymak yerine kitab�na uydurmak �eklindeki kadim sapma, dünyevile�me trendindeki yükseli�e paralel daha bir etkili olmaya ba�l�yor.

Allah’�n dinini, insanl�k tarihinin en büyük ifsad oda�� olan kapitalizme ili�tirilmi� bir ahlaki iyile�tirme arac�na indirgemeye yönelik çok ciddi çabalar söz konusu. Bu konuda küresel ve yerel istikbar odaklar�n�n proje üstüne proje kotard�klar� ve �slam’�n geneti�ine müdahale edebilmek için “Il�ml� �slam”dan “Euro �slam”�na, “Türk �slam�”ndan “Mistik �slam”a çe�itli “alternatif �slamlar” icad ettiklerini biliyoruz. Tüm bu �eytani plan ve projelerin Kur’an ve ahlak� Kur’an olan Hz. Peygamber’in ya�ayan sünneti engelini a�amad�klar�n� ve bu sebeple bu yöndeki tüm çabalar�na kar��n �slam’�n geneti�ine dokunmaya güçlerinin yetmedi�ini de tabii…

Dolay�s�yla Allah’�n dininden yana kimsenin bir endi�esi olmamal�d�r. Rabbimiz dininin muhafazas�n� kendi üzerine alm��t�r. Bizim üzerinde durmam�z gereken, kapitalist ifsad�n din anlay���m�z�n genetik yap�s� üzerinde gerçekle�tirmeye yöneldi�i tahribata kar�� durmakt�r.