Nihat G��

30 Ekim 2023

F�L�ST�N'� KONU�MAK -I-

Filistin’i doyas�ya konu�am�yoruz bile. El Aksa’y� kendimize dert edinemiyoruz bile. A�z�m�zdan bir kelime ç�kmay�versin hemen ba�r��lar, hemen ça�r��lar yeryüzünü kapl�yor. Ne oldu? Sormaya gelmeden tereya�� gibi üste ç�kmaya, Yahudi mant���yla konu�maya ba�layanlar var ya, beni yiyip bitiriyor. 

Okyanuslar� bulundurmaya çal��an ki�ilere; “Ya sus seni Müslüman sans�nlar, ya da do�ru bir �ey söyle de bari ibret als�nlar.” diyorum. Ama nafile.

Bu vesileyle de�il Filistin’e destek vermek, El Aksa’y� ve bu mübarek beldeleri can� pahas�na korumaya çal��an yi�itleri alk��lamak; içimizdeki münaf�k ruhlu ki�ilerden f�rsat bulup konu�may� bile çok gördüler bize.

Filistin denince Peygamberler gelir gözümün önüne. Babam Hz. �brahim (a.s.)’den ba�lar�m söze. Hz. �shak (a.s.), Hz. Yakup (a.s.) ile devam eder, Hz. Yusuf (a.s.) ile önümü görebilmek, yol ay�r�mlar�n�n fark�na varmak için o y�rt�k gömle�i göz ya�lar�m� silmek için sürerim gözlerime. Hz. Musa ve Hz. Harun’u kalbimin en nadide yerine yerle�tirir, Mecnunlar gibi çölleri dola��r, ses ç�karan buza��lar�n nas�l putla�t�r�ld�klar�na �ahitlik ederim. Hz. Davut (a.s.) ve Hz. Süleyman (a.s.)’�n saraylar�nda konaklar, paçalar�m� s�vayarak Belk�s’�n taht�na usul usul dokunur, atlar�na binerek dünyay� dola��r�m Hüdhüd gibi. Hz. Zekeriya’n�n arkas�nda saf tutar, Hz. Yahya’n�n nasihatlar�na kulak abartarak s�k� s�k�ya yap���r�m kitab�ma. Hz. �sa (a.s.) gibi bir peygambere yolda�, insanlar� ilahla�t�rmamalar� konusunda gösterdi�i çabaya, verdi�i nasihata �ahit olurum. Ancak bugün oldu�u gibi dün lanetlenmi� kavim olan Yahudiler engel olur, iftira atarlar annem Hz. Meryem (r.ah.)’e. Her birinden bir nasihat al�r, kendime bir yol, bir hayat, bir ya�am belirlerim. Kiminle dost olaca��ma, kiminle dü�man kesilece�ime, ne zaman, nerede ve kime kar�� kin besleyece�ime, k�l�c�m� ne zaman, kime kar�� ku�anaca��ma onlarla yapt���m konu�malarla kararla�t�r�r�m.

Nas�l ki; vakti zaman�nda Musa (a.s.) karde�i Harun (a.s)’u da yan�na alarak dünyan�n en zalim, en gaddar, en hokkabaz, en sihirbaz, en vah�i, en canavar, en barbar, en moskof, en ho�görüsüz, en görgüsüz, en kat� yürekli adam� olan Firavun’un kar��s�na ç�kt� t�pk� bugün vah�i �srail’in kar��s�na ç�kan Mücahitler gibi. 

San�r�m söz konusu Firavun, �imdiki �srailli Yahudilerden daha merhametli idi. Çünkü sadece erkek çocuklar� öldürüyor, k�z çocuklar�n� da sa� b�rak�yordu. �imdiki lanetlenmi� ve Filistinlilerin ba��na bela olan �srailo�ullar� ne erkek çocuk b�rak�yor, ne k�z çocuk b�rak�yor, ne de anne babalar�n�. Hatta evlerini bile ba�lar�na y�k�yor. Ölmeyenleri de ebedi bir zindana mahkum ediyorlar.

Evet, söz konusu �slam, söz konusu Müslümanlar, hatta biraz daha aç�k söyleyeyim söz konusu Filistin olunca; �ngiliz muhiplerini, Müslüman görünümlü münaf�k ruhlu ikizlerini raz� etmek mümkün de�ildir. Bu konuda ne kendinizi yorun ne de böylesi �ah�slar�n söylemlerini dikkate al�n. Kula��n�z� t�kay�n ve bildiklerinizi ayet ve hadis �����nda okumaya devam edin. Onlar� görünce güne� gözlüklerinizi çekin gözlerinize. Yoksa Mücahitlere yapaca��n�z destekleri bile okus-pokus diyerek sergiledikleri sihirlerle kötü gösterirler size. Dikkatli olmazsan�z kama�an gözlerinizden dolay� Firavun’lar� da alk��layabilir, Musa (a.s.)’�n kar��s�nda, sihirbazlar�n yan�nda da yer alabilirsiniz. 

Aman ha dikkat buyurun.

Allah muhafaza buyursun tüm Müslümanlar�!

Bu tür ba��r�� ve ça��r��lar� köyün yak�n�ndan geçen kervan�n ard�ndan yükselen seslere benzeterek yolunuza devam etmelisiniz. B�rak�n tiz sesleri yükselsin ard�n�zdan. B�rak�n gecenin karanl���n� bu tür anlams�z seslerle bölsünler. B�rak�n ele�tirsinler sizi var güçleriyle. B�rak�n bir zamana kadar kendilerine i� ç�kars�nlar. Nas�l olsa hesap günü, kitap günü gelecek, elleri ve ayaklar� yapt�klar�na �ahitlik edecek onlar�n. Nas�l olsa bu tür insanlar�n a��zlar�ndan ç�kan her sözün neye matuf oldu�u ayan beyan bir �ekilde ortaya ç�kacak o gün. Buna iman�m�z sonsuzdur. Güne�in do�u�u gibi gerçekle�ecek tüm bunlar.

Önce Müslümanlar� parçalad�lar, birli�ini da��tt�lar, halifelerini sürgüne göndererek hilafeti ortadan kald�rd�lar. Sonra da yemeye ba�lad�lar tek tek Müslüman beldeleri. Unutmay�n, bu i�ler tek ki�ilik i�ler de�ildir. Ba�s�z kal�nca Müslümanlar bu yap�lanlar ve daha yap�lacak olanlar kolayla�t�.

Müslümanlar� yemeyi kolayla�t�rmak, aralar�ndaki birlik ve beraberli�i yok etmek, karde�li�i rafa kald�rmak, hatta birbirlerine dü�man k�lmak için de Müslüman devletlere s�n�rlar çizdiler. Her kö�e ba��na da eli silahl� birer kukla diktiler. Hatta bu s�n�rlara demir bariyerler de koydular ki kar���kl�k veya gidi� geli�ler olmas�n diye(!) 

Aman ha, aman ha diyerek Müslüman� Müslümana dü�man ettiler. Halbuki; “Kâfirler ve Müslümanlar” diye tek bir s�n�r olmal�yd� yer yüzünde. Ne diyordu Yüce Allah: “Mü’minler ancak karde�tirler. Öyleyse karde�lerinizin aras�n� düzeltin. Allah’a kar�� gelmekten sak�n�n ki size merhamet edilsin.” (Hucurat/10)

Filistin’i konu�mak zordur. Filistin’i ku�anmak her babayi�idin harc� de�ildir. Mescid-i Aksa’y� dile getirmek iman�n bir gere�idir. Bakmay�n siz mangalda kül b�rakmayan bu ucube yarat�klara, aldanmay�n laf� eveleyip geveleyen insan görünümlü korkuluklara. Siz mertçe konu�un. Dobra dobra anlat�n bildiklerinizi. Korkusuzca dile getirin zulüm ve haks�zl�klar�. Siz Peygamberlerden örnekler verin. Siz Hz. Ömer (r.a.)’den konu�un. Allah’a iman eden bir kul için bu dünya’da yenilginin olmad���n� hayk�r�n. O zaman göreceksiniz ki do�an güne�in kar��s�nda dayanamayan karanl���n da��l��� gibi da��lacaklar.

Müslüman; dü�man� yense bu bir zaferdir ve Allah’�n büyük ikram�d�r. Yenilse takdir-i ilahidir. Bir kafiri öldürse dünyay� bir kefereden temizlemenin getirdi�i büyük bir sevapt�r. Öldürülse dünyan�n en büyük nimeti olan �ehadete kavu�makt�r. Bu da sorgusuz sualsiz cennete gitmeye sebeptir. 

Nimet verilenlerden olmak gerek. Nimet yolunda yürümek gerek. Nimetin fark�nda olmak gerek. “Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, i�te onlar, Allah’�n kendilerine nimet verdi�i peygamberlerle, s�dd�klarla, �ehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkada�t�r.” (Nisa/69)

Vaat eden Allah olunca, vaat ettikleri ne güzel.

O halde konu�maya devam.

Filistin ile ilgili haberleri sak�n ola �srail haber ajanslar�ndan, onlar�n kuklas� olan münaf�k tipli yap�lardan almay�n/dinlemeyin. Yoksa sizi Yahudi sevici, Müslüman dü�man�, Firavun tipli insanlar yaparlar. Bu durum tüm zamanlar, tüm mekanlar ve tüm olaylar için de geçerlidir. Hani Yüce Allah; “Ey iman edenler! Size bir fas�k bir haber getirirse, bilmeyerek bir toplulu�a zarar verip yapt���n�za pi�man olmamak için o haberin do�rulu�unu ara�t�r�n.” (Hücurat/6) �eklinde dikkatlerimizi çekmekte idi ya. ��te bu dikkat, bu titizlik bir olayla s�n�rl� de�ildir. Tabi bu ayetin muhatab� iman eden ki�ilerdir. �man etmeyen ki�ilerin; fas�klar�n uydurduklar� ve yeryüzüne yayd�klar� uydurma haberleri ara�t�rmalar�n�n bir anlam� ve bir gere�i yoktur. Bu gereklilik; Mü�rik ile Yahudiyi, Fas�k ile Mü’mini, Kafir ile Müslüman�, Münaf�k ile Hristiyan�, Kur’an ile roman�, Hadis ile hikayeyi birbirinden ay�rabilenler için vard�r. Bu gereklilik emir ve direktifleri sadece Allah’tan alanlar içindir. Müslümanlar� �a��rtmak için fas�klar�n hileli söz uydurabildiklerini ve gün boyu buna devam ettiklerini, bütün alet ve edevat� seferber ettiklerini Münaf�k ruhlu �ah�slara kabul ettirmek de zor. Bu ayeti kavrayabilmenin en önemli �art� ku�kusuz imand�r. Ki�inin sinesinde iman varsa bu ayeti rahatl�kla anlayabilir ve uygulayabilir. Sonuç itibariyle iman edenler, Fas�klar�n getirdikleri haberleri ay�klama gere�ini hissetmelidirler. 

Ay�klama gere�ini hissetmeyenlere gelince….

�imdi birileri kalk�p Hamas’�n yapaca�� sald�r�y� üç gün önceden istihbari bir bilgi olarak �srail ile payla�an bat�n�n kuklas�, Firavun’un koltu�unda oturan, Müslüman kan�yla beslenen katil, ne idü�ü belirsiz Sisi’yi ve yönetimini �slam aleminden sayacaklar. Ve “Bu kadar Müslüman devlet” diye avurdunu �i�irerek konu�maya ba�layacaklar. K�sacas� gevi� getirecekler. Hatta bu istihbari bilgiyi payla�an askerleri veya polisleri de öldüklerinde veya cehennem zebanilerine postalanmak üzere öldürüldüklerinde vatan millet fedaisi birer “�ehit” olarak da takdim edecekler bütün dünyaya. 

Öyle mi? 

Siz külah�ma anlat�n bu masallar�. Kur’an’da bildi�iniz manada hikayeler yok. Anlat�lanlar gerçek. O zaman siz çocuklar� uyutmak için hikayeler uydurun. Herkesi cennete postalay�n. Ancak benden uzak dillendirin bu naklaratlar�. Çünkü ben dinimi ayet ve hadislerden ediniyorum. Çünkü ben dinimi resmi ideolijilerden, Firavunla�m�� �ah�slardan, Allah dü�man� keferelerden ö�renmem. Dinimi sizin gibi örf, adet, gelenek, görenek ve geçmi�ten gelen teammüllerden, �rklara, renklere ve milletlere göre de�i�en �artlardan, vatan millet edebiyat�ndan edinmiyorum.

Bu durum Müslüman ülke diye adland�r�lan di�er ülkeler için de geçerlidir. 

Ermenistan ile mücadelesinde hayat�n� kaybeden Azerbaycan askerleri için “�ehit” kavram�n� kullanan Anadolu Ajans�; �srailli Yahudiler ile mücadele eden Filistinli Müslümanlar için “Öldü” kelimesini kullanmaktan çekinmiyor. Allah sizi bildi�i gibi yaps�n. Kald� ki Azerbaycan Devleti, �srail zulmüne deste�ini de dünya arenas�na aç�klad�. Ve yine Azerbaycan Kur’an’dan kaynaklanan �slam ahkam�n� uygulayan bir devlet de de�il.

Bu vesileyle Anadolu ajans�n� ve bu minvalde bir propaganda yürüten herkesi k�n�yorum. �unu aç�k yüreklilikle bir kez daha dile getirmek istiyorum ki; Ya dini kavramlar�m�z� hiç kullanmay�n�z, ya da dini kavramlar�m�z� Yüce dinimizin emretti�i vechiyle, olmas� gerekti�i gibi, ay�r�m ve kay�r�ma gitmeden kullan�n�z. Bu din, Müslüman�m diyen tüm dünyal�lara hitap etmektedir. Kim ayetlere tabi olur da Allah için can�n� ortaya sererek öldürülürse, o �ehittir. Kim ayetlere ra�men öldürülürse o �ehit de�ildir.

Günün birinde herkes hesab�n� verecek efendim. K�zmaca, dar�lmaca, yüz e�kitmece, s�rt dönmece yok bu i�te. Kand�rd�klar�n�z�n da hesab�n� vereceksiniz.

Herkes söylediklerinin de, yapt�klar�n�n da, duyduklar�n�n da, neyi niçin söyledi�inin de hesab�n� mutlaka verecek. Kimi desteklemi�se, kimi alk��lam��sa, kime ne rütbe vermi�se, kime gönül ba�lam��sa, kim ad�na, kimin aleyhinde bir haber uydurmu�sa, kime gönül koymu�sa hesab� olacak elbet. 

Neyi kabul etmi�se, neye kar�� dikilmi�se, neye olamaz veya neye illaki olacak demi�se hesab� olacak elbette. 

Üstünü örtse de, ulu orta bir bayrak gibi sallasa da hesab� mutlaka olacak yapt�klar�n�n. Gizli i�ler ve gizlenmi� niyetler ortaya ç�kacak o gün. Eller ve ayaklar da �ahit olacak bu söylemlere. Ne diyordu Yüce Allah; “O gün biz onlar�n a��zlar�n� mühürleriz. Elleri bize konu�ur, ayaklar� da kazand�klar�na �ahitlik eder.” (Yasin/65)

Herkes imtihandad�r. �mtihan gere�i bir �eylerle denenmektedir. Kimileri �srail Yahudilerinin yapt��� zulümlerle (Filistinliler gibi) imtihan edilirken, kimileri de mazlum Filistin halk�n�n aya��na (Münaf�k tipli insanlar) gibi köstek olmakla denenmektedir. Kimisi Yahudileri ulu orta alk��lamakla imtihan olmaktad�r. Kimisi de Filistinli Müslümanlar�n ya�amakta oldu�u zulmü hak etti�ini söylemekle imtihan olmaktad�r. Kimisi de �imdi Filistin’de olup Kafir �srailli Yahudi askerlerle sava�may� ve �ehit olmay� dilemektedir.

Ve yine kimisi de bizzat sava�a kat�lmam�� olsa da dualar�yla, elinden gelen yard�mlar�yla orada olmay� istemekle imtihan olmaktad�r. �sterseniz �u hadisi de okuyun; Enes (r.a): Peygamber (s.a.v) ile Tebük Gazvesi’nden döndü�ümüz s�rada �öyle buyurdu: “Medine’de bizden geride kalan öyle kimseler vard�r ki, bir da� yoluna, bir vadiye girdi�imizde onlar da bizimle yürüyormu� gibi sevap kazan�rlar. Çünkü onlar� birtak�m mazeretleri al�koymu�tur.” (Buhari, Megazi 81, Cihad 35. Ebu Davud, Cihad 19; �bni Mace, Cihad 6)

Çünkü hesaps�z i� olmaz, i�ler hesaps�z olmaz. Ancak bu hesap sana göre, bana göre, ona göre de olmaz. Peki hesaplar neye göre yap�lacak? Neye göre hesaba çekilecek insano�lu? Neyin kar��l���n� görecek? “�üphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir ö�üt ve bir �ereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.” (Zuhruf/44)