KİTAP TANITIMI
Süleyman Dilmen'in "Namaz Kılsak Ne Mi Olur?" kitabı çıktı
Bu kitap, kitap sever çocukların beğenileri ışığında yazıldı. Sıcacık aile ortamı hissi veren sayfalarda, Meryem hanım ile Taha bey, Irmak ve Burak’ın yüzlerce sorusuna ayetler ışığında ve öykü tadında cevaplar veriyor.
Bu kitap, kitap sever çocukların beğenileri ışığında yazıldı. Sıcacık aile ortamı hissi veren sayfalarda, Meryem hanım ile Taha bey, Irmak ve Burak’ın yüzlerce sorusuna ayetler ışığında ve öykü tadında cevaplar veriyor.
Kitap Tanıtımı : İslam Topraklarındaki Rejimleri Anlamak
“İslam Topraklarında Otoriter Rejimler”de Türkiye, İran, Mısır, Fas, Tunus, Cezayir, kısmen Afganistan gibi İslam topraklarının geçirdikleri modernleş(tiril)me azapları işleniyor. Makus talihli toprakların hikayesi birbirine o kadar yakın ki, neredeyse birbirinin aynısı.
“İslam Topraklarında Otoriter Rejimler”de Türkiye, İran, Mısır, Fas, Tunus, Cezayir, kısmen Afganistan gibi İslam topraklarının geçirdikleri modernleş(tiril)me azapları işleniyor. Makus talihli toprakların hikayesi birbirine o kadar yakın ki, neredeyse birbirinin aynısı.
Kur’ân ve Kadın/ Kur’ân’da kadın
“Cinsiyetle ilgili olarak Kur’ân’ın diline yeniden bir bakış açısı getirmek Arapça’nın nötr (cinsiyetsiz) bir dil olmadığı göz önünde bulundurulduğunda çok daha lûzumlu hâle gelmektedir.” Ayşenur Ünal yazdı.
“Cinsiyetle ilgili olarak Kur’ân’ın diline yeniden bir bakış açısı getirmek Arapça’nın nötr (cinsiyetsiz) bir dil olmadığı göz önünde bulundurulduğunda çok daha lûzumlu hâle gelmektedir.” Ayşenur Ünal yazdı.
Kitap Tanıtımı: Yeni Nesillere Nasihatler ve Büyüklere Tavsiyeler
“Yeni nesillere nasihatler, büyüklere tavsiyeler” başlıklı şiir formatındaki kitap Mehmet Pamak tarafından kaleme alınmıştır. Kitap Maruf Yayınlarından 2020 yılının Ekim ayında çıkmıştır. Editörün ifadesiyle yazarımızı tanımadan kitabı tanıtmanın eksik olacağı inancında olduğum için kısaca yazarımızdan bahsedeceğim.
“Yeni nesillere nasihatler, büyüklere tavsiyeler” başlıklı şiir formatındaki kitap Mehmet Pamak tarafından kaleme alınmıştır. Kitap Maruf Yayınlarından 2020 yılının Ekim ayında çıkmıştır. Editörün ifadesiyle yazarımızı tanımadan kitabı tanıtmanın eksik olacağı inancında olduğum için kısaca yazarımızdan bahsedeceğim.
Şeyho Hoca ile İslami uyanışın dünü bugünü
Hamza Türkmen’in Şeyho Duman’la yaptığı “Şeyho Hoca İle İslami Uyanışın Dünü Bugünü” isimli söyleşi, kitapçı raflarında yerini aldı. (Ekin yay. Aralık 2020). Salgın hastalığın eve tıktığı insanımız için iyi bir okuma metni. Meğer Hoca, az çok tahmin edileceği üzere, mezara götürmemesi gereken hatıralar küpüymüş.
Hamza Türkmen’in Şeyho Duman’la yaptığı “Şeyho Hoca İle İslami Uyanışın Dünü Bugünü” isimli söyleşi, kitapçı raflarında yerini aldı. (Ekin yay. Aralık 2020). Salgın hastalığın eve tıktığı insanımız için iyi bir okuma metni. Meğer Hoca, az çok tahmin edileceği üzere, mezara götürmemesi gereken hatıralar küpüymüş.
Güçlü kadınlar neden mutlu değil?
Kadınlara ‘’güç’’ altın tabakta öyle sunuluyor ki güçlü olmak eşittir mutlu olmak gibi algılanıyor. Güç gelirken mutluluk da tıpış tıpış peşinden gelecek havası çiziliyor. Fakat çoğu zaman ‘’güç’’ yalnız geliyor, gelirken de mutluluğu beraberinde getirmiyor, hatta kimilerinde var olan mutluluğu da götürebiliyor.
Kadınlara ‘’güç’’ altın tabakta öyle sunuluyor ki güçlü olmak eşittir mutlu olmak gibi algılanıyor. Güç gelirken mutluluk da tıpış tıpış peşinden gelecek havası çiziliyor. Fakat çoğu zaman ‘’güç’’ yalnız geliyor, gelirken de mutluluğu beraberinde getirmiyor, hatta kimilerinde var olan mutluluğu da götürebiliyor.
Başka bir etnik zulüm şahidi olarak "Endülüs’ün Kız Kardeşi"
Kitabın en önemli özelliği yazarının Sudanlı olması. Sudanlı bir yazarın gelip bu kitap özelinde düşünürsek Müslüman Türkler ve onların Bulgaristan’da yaşadığı eziyetleri kaleme alması son derece ilginç. Genelde böyle bir şeyi zulme uğrayan taraftan beklersiniz. Fakat yazar, kendisini de eziyete uğrayan topluluktan kabul ediyor. Zaten “Bütün Müslümanlar kardeştir” hadisinin gereği de budur. Olayları dinlerken gözyaşları içinde kaldığını, her şeyini toplayıp oradan uzaklaştığını ve tekrar geri dönmesinin uzun zaman aldığını belirtiyor. Bu arada kendi kendini de sorguluyor ve ne Türk ne de Bulgar olduğu halde kendisini bu meseleyle ilgilenmeye itenin ne olduğunu düşünüyor. Herhalde bu da Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmek ilkesinin gereği olsa gerek.
Kitabın en önemli özelliği yazarının Sudanlı olması. Sudanlı bir yazarın gelip bu kitap özelinde düşünürsek Müslüman Türkler ve onların Bulgaristan’da yaşadığı eziyetleri kaleme alması son derece ilginç. Genelde böyle bir şeyi zulme uğrayan taraftan beklersiniz. Fakat yazar, kendisini de eziyete uğrayan topluluktan kabul ediyor. Zaten “Bütün Müslümanlar kardeştir” hadisinin gereği de budur. Olayları dinlerken gözyaşları içinde kaldığını, her şeyini toplayıp oradan uzaklaştığını ve tekrar geri dönmesinin uzun zaman aldığını belirtiyor. Bu arada kendi kendini de sorguluyor ve ne Türk ne de Bulgar olduğu halde kendisini bu meseleyle ilgilenmeye itenin ne olduğunu düşünüyor. Herhalde bu da Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmek ilkesinin gereği olsa gerek.
"Hz. Muhammed’in (s.a.s.) Hayatı; Dersler ve Mesajlar" kitabı çıktı
Asım Şensaltık'ın kaleme aldığı "Hz. Muhammed’in (s.a.s.) Hayatı; Dersler ve Mesajlar" adlı kitap Ma’ruf Yayınları'ndan çıktı.
Asım Şensaltık'ın kaleme aldığı "Hz. Muhammed’in (s.a.s.) Hayatı; Dersler ve Mesajlar" adlı kitap Ma’ruf Yayınları'ndan çıktı.
Kitap tanıtımı: Kur’an Devleti
Taha Abdulbaki Sürur’un Kur’an devleti adlı kitabı, Kur’an devlet önermez diyenlere bir cevap niteliği taşımaktadır. Yapılması gereken Müslümanların ciddi bir öze dönüş hareketi gerçekleştirmesi ve yakinen buna inanmasıdır.
Taha Abdulbaki Sürur’un Kur’an devleti adlı kitabı, Kur’an devlet önermez diyenlere bir cevap niteliği taşımaktadır. Yapılması gereken Müslümanların ciddi bir öze dönüş hareketi gerçekleştirmesi ve yakinen buna inanmasıdır.
İnsanı ve aileyi korumak
Şiddeti, topyekün bir sorun olarak görmek; kadına, çocuğa, erkeğe, hayvana şiddet diye ayırmamak gerekiyor. Erkeğin erkeğe olan şiddeti, anne babaların çocuklara olan şiddeti daha mı az önemli? Kadına şiddet uygulayan erkekler hangi annelerin elinde büyüdü, hangi okullarda, kışlalarda eğitim gördü? Aydın olmak, kamerayı, “bakın, bakın!” diye bağırılan yerlerden başkasına da çevirmekle mümkün olsa gerek.
Şiddeti, topyekün bir sorun olarak görmek; kadına, çocuğa, erkeğe, hayvana şiddet diye ayırmamak gerekiyor. Erkeğin erkeğe olan şiddeti, anne babaların çocuklara olan şiddeti daha mı az önemli? Kadına şiddet uygulayan erkekler hangi annelerin elinde büyüdü, hangi okullarda, kışlalarda eğitim gördü? Aydın olmak, kamerayı, “bakın, bakın!” diye bağırılan yerlerden başkasına da çevirmekle mümkün olsa gerek.
Makaleler
Hava Durumu