Neden şaşkına döndü Müslümanlar?

Daha düne kadar Kuran okuyor, hadis öğreniyor, İslamı öğrenmek için kapı kapı dolaşıyor, programlar düzenliyor, Müslümanların çağrıldığı programlara katılıyor, bilgimize bilgi, amelimize amel katmaya çalışıyorduk. Bunlarla da yetinmiyor, bilgilerimizi evimizde çocuklarımızla paylaşıyor, Onların da Cenneti kazanmaları icin çaba gösteriyorduk.

08-12-2016


Daha düne kadar Kuran okuyor,

Hadis öğreniyor, 
islamı öğrenmek için kapı kapı dolaşıyor,
Programlar düzenliyor,
Müslümanların çağrıldığı programlara katılıyor,
Bilgimize bilgi, amelimize amel katmaya çalışıyorduk.
Bunlarla da yetinmiyor,
Bilgilerimizi evimizde çocuklarımızla paylaşıyor,
Onların da Cenneti kazanmaları icin çaba gösteriyorduk.
Akrabaları ziyaret ediyor,
Komşularımızi ihmal etmiyor,
Tüm çaba ve gayretimizle Allahin dinini öğrenmeye, yaşamaya ve duyurmaya çalışıyorduk.
Ama
Ne oldu ise oldu.!
Herşey imtihanin şekli ile değişti.
Dün zorlukla sıkıntı ile imtihan olanlar
Bu defa kolaylık, rehavet ve tembellikle imtihan edildiler.
Hani
Artık islam heryerde konuşuluyor.
İslam sanki ülkeye ve tüm dünyaya hakim oldu!
Sanki Uhut savaşı kazanıldı ve dünya serveti başımıza bela oldu.
İmtihan ın şekli değişti.
Makam
Mevki
Kadin
Para
Yeni imtihan şekli idi.
Artık islam geldi ya.!!!
Makamlara kurulduk.
Sekreterleri hayal etmeye başladık.
Gözlerimiz çekici bayanlara yada yakışıklı erkeklere kayar oldu.
Arabaların modeli yükselmeye,
Evlerin şekli dublekslere.
Çocuklarımıza varıncaya kadar arabalanmaya basladik.

Hani islam geldi ya heryere!!!

Ne acıydı!?
Afganlı
İraklı
Suriyeli
Türkmenistanlı yığınlarca göçmen müslüman etrafımızda kışın soğuk gecelerinde yıkık dökük evlerde ömür sürerken,
Terkedilmiş evlere uçuk kiralar isterken,
Hiç düşünmedik bunlar ne yer ve içerler?
Bunlar nasıl geçinirler?
Bu mazlumlar nasıl yıkanır, nerde banyo yaparlar?
Nasıl giyinir, nasıl yaşarlar?

Evet
Biz sandık ki islam dünyada hakim oldu.
Artık mal mülk yüzünden,
Ortak işletme yüzünden,
Birbirimizi müşrik olarak itham etmekten,
Kuran okumaya
Hadis öğrenmeye
Onlari yaşayıp 
Onları akraba ve komşularımıza duyurmaya zamanımız yoktu!!!

Dünya hırsı ile çocuklarımızın büyüdüğünü,
Ergenlik yaşina geldiğini,
onların bize ihtiyaç duydukları en önemli dönemlerini bile unutmuştuk.

Akrabalara ihtiyaç kalmamıştı artık, sudan bahanelerle onlari da cizdik.

Komsular artık çekici gelmiyordu.

Tv, bilgisayar, internet,
Cep telefon, tablet,
Hatta face ve watsap uğrunda saatler geçirecek ve dakikalarca ibadet edilecek yeni Tanrılar olarak gündeme düşmüştü.

Tam bu sarhoşluk halini yaşarken,
Tam da güçlüyüz artık, kimse bizi yenemez derken,
Makam
Mevki
Koltuk
Para
At araba hesapları yaparken
Kariyer gururu ve kibrine bulanmışken,
Tüm hesapları altüst eden bir imtihanla uyandık.

Hayallerimiz
Umutlarımız
Rahatımız hesaplarımız hepsi birbirine karıştı.
Çünkü Bizi bizden iyi bilen
Bizim içler açısı halimizi haber alan
Hesapların üstünde bir Hesap eden vardi.
Allah. . .
Sanki Mevla,
-Kendinize gelin dedi.
-Gittiğiniz yol yol değil.
-Tuttuğunuz el el değil, -Bindiğiniz dal dal değil dedi.

Hani Hesap gününe inanıyordunuz?

Hani Cennet ve Cehennem var diyordunuz?

Hani dünya fani diyordunuz?

Hani sadaka mali artırır diyordunuz?

Evinize misafir almaya,
Sofranıza mazlum davet etmeye korkar hale geldiniz.
Evlerinize kendi çocuklarınızı bile misafir etmeye korktunuz.
İki ekmek fazla almaktan,
Ekmeği bölüp paylaşmayı zûl sandınız.
Bankalardaki paranızı öz evladınıza ödünç dahi veremez hale geldiniz.

Anne-Babaları kimsesiz evlere terkettiniz.

Tüm bu olanlardan Allahı gafil zannettiniz.

Ama
Kaderleri yazan ve çizen yegane varlık Oydu.

Hadi artik.
Düşünme vakti.

Hesap yapma zamanı.
Nerde hata yaptık? deme vakti.
Yanlış hesaplardan,
"Güçlüyüz" Kibrinden kurtulma,
Tevazu moduna girme vakti.
Yeni yepyeni bir iman,
Allaha Güçlü bir güven,
Salih amel ve
Kaybettiğimiz değerlere dönme vakti.

Gecikmeden
Geç kalmadan
Umudumuzu kaybetmeden
Düşmanı ve zulmünü hatırdan çıkarmadan diriliş zamanı.

Allah yeni imtihan dönemini tüm iman edenlere 
Uyanış, 
Çaba ve gayret,
Yeni umutlara ufuk açmaya sebep kılar inşallah.

Kuranda geçen peygamber kıssalarına,
Onların ibret dolu hayat yoluna yeniden bir bakış olur insallah.
Terkettiğimiz Vahye yeniden bir bakış insallah.

Nihal Bengisu Karaca

Etiketler : #Neden   #şaşkına   #döndü   #Müslümanlar?   
YORUMLAR
  • Fehmi Yılmaz [email protected]   08-12-2016 17:07

    Nihal Hn. Twitter dan bu yazının kendisine ait olmadığını yazdı, kontrol edermisiniz?

  • hakan   08-12-2016 14:48

    15 temmuz Allahın belasından İktidarın ders almadığı zaten bellide.Nihal hanım almış çok şükür ama bu değişimini cıktıgı her aksamki tv programlarında doğrunun hakkında yanında olduğunu gösterecek yorumlarına tasımalı iktidardan parasız işssiz kalmaktan korkmadan YALNIZCA ALLAHA GÜVENİP TESLİM OLARAK..

  • HUSEYİN ŞAŞMAZ   08-12-2016 10:18

    Rahatımız hesaplarımız hepsi birbirine karıştı. Çünkü Bizi bizden iyi bilen Bizim içler açısı halimizi haber alan Hesapların üstünde bir Hesap eden vardi. Allah. . . Sanki Mevla, -Kendinize gelin dedi. -Gittiğiniz yol yol değil. -Tuttuğunuz el el değil, -Bindiğiniz dal dal değil dedi. Hani Hesap gününe inanıyordunuz? Hani Cennet ve Cehennem var diyordunuz? Hani dünya fani diyordunuz? Hani sadaka mali artırır diyordunuz? *** Bir millet olarak varlıklarını sürdüremezler... Ya bir müddet için manen silinirler de sonra tekrar yaşamaya başlarlar,ya da sürekli helâka duçâr olurlar ve şahsiyetlerini yitirerek silinip giderler. İSLAM BELDELERİNDEKİ ŞAHSİYETE BİR BAK.! SONRA HÜKMÜNÜ VER.! İlişkilendirme anında insanın bilgileri ve vakıayı ölçmede kullandığı kaide veya kaideler nefsiyetin ve akliyetin oluşumunda yani belirli bir şahsiyetin oluşumunda en büyük etkendirler.Akliyetin oluşumunda kullanılan kaide ve kaideler, nefsiyetin oluşumunda kullanılan kaide veya kaidelerle aynı olmazsa insanda bulunan akliyet ve nefsiyet birbirinden farklı olur. Çünkü o zaman insan, eğilimlerini iç dünyasında var olan kaide veya kaidelere göre ölçer. Yönelticilerini akliyeti oluşturan mefhumların dışındaki mefhumlara bağlar. Bu durumda ise fikirleri ile eğilimleri başka başka, birbirine zıt, farklı olur. Böylece seçkin olmayan bir şahsiyete sahip olur. Çünkü kelimeleri ve cümleleri anlayışı, vakıayı idraki, eşyaya olan meylinden farklı bir şekilde meydana gelir. Bu nedenle şahsiyetin tedavi edilebilmesi ve seçkin bir şahsiyetin oluşturulabilmesi, ancak insanın akliyeti ve nefsiyeti için aynı anda ancak tek bir kaidenin bulunması ile gerçekleşir. Yani bağlantı kurma esnasında bilgileri ve vakıayı değerlendirmede kullanılan kaidenin, yönelticilerle mefhumlar arasındaki sentezin sağlanmasında da aynen kullanılmasıyla tek kaide ve tek ölçü üzere seçkin bir şahsiyet oluşur. http://huseyinsas.blogspot.nl/2015/11/mefhumlar-zihinde-vakas-idrak_12.html?spref=fb

İlginizi çekebilecek diğer haberler

Makaleler

Hava Durumu


VAN