Müslümanlar olarak tevhid öğretisinin temelini oluşturan siyasi bilinçten, bâtılı zail, hakkı hâkim kılma davasından soyutlanmış bir din ve ibadet algısını hızla terk etmemiz gerekir. Bu hal ne yazık ki Allah'ın dinini ve bu dinin ibadetlerini anlamsızlaştırmakta ve işlevsizleştirmektedir.

Bu çerçevede tüm kardeşlerimize somut bir önerimiz var: Bilindiği gibi bugün Suud vesayeti sebebiyle Hacc ve Umre ibadetleri ne yazık ki gerçek anlamından epey uzakta icra olunmaktadır, Müslümanların buluşup halleştiği ümmet kongreleri olma niteliğinin çok uzağında bulunmaktadırlar. Bu ibadetlerimizin sinirleri alınmış durumda olup, maalesef çoğunlukla da turistik bir gezi modunda icra edilmektedir. Bu ibadetleri vesayeti altına alıp işlevsizleştiren Suud-i Amerika rejimi, Müslümanların Hacc ve Umre harcamalarıyla Karun'u kıskandıracak servetler toplamakta ve bu servetleri de Mısır örneğinde gördüğümüz gibi Müslümanların aleyhine kullanmaktadır. 

Önerimiz odur ki, Hacc ve Umre ibadetlerimizi mümkün olduğunca bir defayla sınırlandıralım, bunun ötesinde Hacc veya Umreye ayıracağımız para ve zamanımızı, Mescid-i Haram'ı Suud-i Amerika'nın vesayetinden kurtarmaya yönelik çabalara ayıralım. İnşaallah bu konuda faaliyet göstermesini düşündüğümüz "Harameyn Platformu"nu kurmayı Rabbimiz bize nasip eder.

www.islamvehayat.com