Mustafa GÜVEN

22 Mayıs 2023

TARTIŞMAK, FAKAT NEREDE, NASIL?

İçinde bulunduğumuz bu hassas günlerde dozunu bir hayli arttıran bir meseleye tüm İslam cemaati fertlerinin dikkatini çekmek istiyorum.

Müslümanların birlik, beraberlik ve kardeşliklerine küçücük dahi olsa bir katkı ve faydası olmayıp, tam tersine büyük zararları olan bu meselenin mutlaka bütün Müslümanlar tarafından dikkate alınması gerektiğini bunun bir lüks değil, mecburiyet olduğunu düşünüyorum. 

Dikkatlerinize sunmak istediğim husus şudur: Müslümanlar bir araya geldiklerinde veya sosyal medya mecralarında birbirleriyle iletişime geçtiklerinde mukaddes dinimiz İslam adına veya ümmetin hayrına konuşabilecekleri birçok konu varken, nedense, kimileri her seferinde tartışmalı ve sonunda ayrıştırmaya/ötekileştirmeye götüren konuları açmakta ve konuşmaktalar. Halbuki bunun kazananı az, kaybedeni çok olmuştur. 

Diyelim ki bir konuda karşındaki kardeşinle farklı düşünüyorsun. O halde bir araya geldiğinizde bu meseleleri açmayıp ayrıştırmaya götürecek, kardeşliğimize zarar verecek konulardan uzak durulacak olsa daha isabetli olmaz mı?

Farklı düşündüğümüz konular hakkında konuşup konuşmayacağımız veya ne zaman konuşmamız gerektiğine gelince... Tartışma ahlakını ne zaman öğrenir ve bunu tam anlamıyla içselleştirirsek işte o zaman bu türden konuları karşılıklı konuşabiliriz.

Yapılan tartışma diğer bir ifadeyle münakaşa, eğer tartışma ahlakından uzaklaşırsa o zaman kişinin kendisinin akıl, fazilet ve ilimde karşısındakinden daha üstün olduğunun ispatına çalışmaya döner. Bu ise karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmek demektir. Bu en hafifiyle karşındakine yapılan büyük bir kötülüktür ve sonucunda insanlar arasına düşmanlık girecektir. Kişinin kendisini başkalarından üstün görmesi kibirdir. Bu çok tehlikeli ve mahzurlu bir durumdur.

Dolayısıyla yapılan münakaşada herkesin amacı doğruyu, hakkı, hakikati ortaya çıkarmak olmalıdır. Aksi takdirde yapılan tartışmalar her yönden kötü ve mahzurludur.

Halbuki Müslüman her yönüyle güzel ahlaklı olmalıdır. İnsan bazen parasıyla, malıyla ve başka şekillerde insanları memnun edemez, ama ahlakı, güler yüz ve tatlı dil ile bunu başarabilir.

Bu konuda Rasulullah (s.a.v): "Mümin, vakarlı ve yumuşak/müşfik olur." [Beyhaki]

"Allah teâlâ, mücadelede (kendi nefsini üstün çıkarmaya) ısrar edeni sevmez." [Buhari]

"Haklı iken münakaşayı terk edene, Cennetin ortasında bir köşk verilir." [Taberani] buyurmaktadır.

Güzel ahlak sahibi kişi kendi nefsini üstün kılmak için değil, hakkı, hakikati bulmak/ortaya çıkarmak için kardeşlik hukukuna azami derecede riayet ederek mücadele verip tartışır. Aksi durumlardan ise azami derecede sakınır.

Hasan-ı Basri'ye atfedilen bir sözde şöyle söylediği rivayet edilir: "Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!"  

Özetle; sertlik, münakaşa ve güzel ahlaktan uzak olmak dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur.