19-04-2009 23:34

Karanlığın şerrinden korunmanın yolu, Rabbe hicret etmektir

TOKAD`ın seminerinde Felak ve Nas surelerini anlatan Ahmet Örs, `Karanlığın şerrinden Allah’a sığınmak, İslam’ı toplumsal hayata taşımanın imkânlarını üretmekle gerçekleşecektir.` diye konuştu.

Karanlığın şerrinden korunmanın yolu, Rabbe hicret etmektir

TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal araştırmalar Derneği) eğitim seminerlerinde bu hafta “Felâk-Nâs-İhlâs” sûreleri işlendi. Semineri sunan Ahmet Örs, konuşmasını aşağıdaki çerçevede oluşturdu.

 

Felak Sûresi

 

1. De ki: "Sığınırım ben yükselen şafağın Rabbine,

 * “Felak” ("şafağın aydınlığı" veya "yükselen şafak") terimi, çoğunlukla mecazî olarak "bir belirsizlik [dönemin]den sonra hakikatin ortaya çıkışı"nı anlatır.

* “Karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran Rab” Hem gerçek hem de mecâzi anlamı işaret eden bir ifadedir. Kur’an karanlıkları aydınlığa tebdil etmek için gelmiştir.

* “Rab” kavramı ilk dönemin anahtar kavramıdır. Vurguyu üzerine çeker sürekli.   

 

2. O'nun yarattıklarının şerrinden,    

 

3. ve bastıran kapkara karanlığın şerrinden,

Yani, ümitsizliğin karanlığından yahut ölümün yaklaşmasından.

*Mesela 28 şubat bastıran koyu bir karanlıktır ve şerrinden Rabbimize sığınmak, elbette ki korkup sinmek değil, O’nun vahyine sarılarak şerre karşı mukabelede bulunmakla mümkündür.

*Gerçek anlamının yanı sıra çok derin bir mecaz ve çağrışım alanına sahip bir ayettir. İslam, karanlıklarda korkularla boğuşan insanları aydınlıklara kavuşturarak emin kılmak ister.

 

4. karanlık işlere düşkün tüm insanların şerrinden,

*Ergenekon süreci gerçeklerin herkes tarafından görülmesini kolaylaştırdı. Kuyulara atılan, kalorifer kazanlarında yakılan insanları, kapalı kapılar ardında yapılan darbe planlarını orta yere döktü. “Karanlık işler” cin-peri-büyü-düğümlere üfleyen kadınlar bağlamından kopartılıp tam manasıyla hayata ve inançların mücadelesi zeminine getirilmelidir. 

* Büyücüler olarak ele alırsak eğer egemen popüler kültür ve bunu yayan araçlar, ideolojik eğitim ve siyasal kuşatmaların cümlesi bu bağlamda değerlendirilebilir. Onların şerrinden Allah’a sığınmak İslam’ı toplumsal hayata taşımanın imkânlarını üretmekle gerçekleşecektir.  

 

5. ve kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden."

* İslam’ın aydınlık mesajını kıskanan, onun ışığını söndürmek isteyenler her dönemde yoğun bir yalan, iftira ve spekülasyon üretmektedirler.

 

Nas Sûresi

 

1. De ki: "Sığınırım ben insanların Rabbine,

* “Rab” kavramı ilk dönemin anahtar kavramıdır. Vurguyu üzerine çeker sürekli. Lâiklik, kamusal alan safsataları bu vurgularla yerle bir ediliyor. Mekkeli müşrikler Allah’ı tamamen hayatın dışına atmışlardı ve O’nu sadece bir yaratıcı olarak kabul ediyorlardı.    

 

2. insanların Hâkimine,    

 

3. insanların İlahına;  

* Bu vurgularla Mekke’deki yasama, yürütme, yargı vb. bütün alanlardaki “tevhid”den kopuk yapıyı böylece Cenab-ı Allah kökten sarsmıştır.

 

4. fısıldayan sinsi ayartıcının şerrinden,

*Burada her dönemde insanların kalplerine fısıldayanları iyi tespit etmek gerekiyor. “Ayartıcı”nın sadece soyut bir “şeytan” kavramıyla izahı mümkün değildir. Eğitim, medya ve siyasal alanlarda ayartı çok yönlü olarak sürdürülmektedir. Tasavvufçuların hayata tekâbül etmeyen “vesvese” teorisini iyi anlayıp insanlara aktarmalı, hakiki vesvesecileri açığa çıkarmalı.

 

5. insanların kalbine fısıldayan;

* Şeytani güçler doğrudan insanların kalplerini hedef almaktadırlar. Zihinden ziyade istek ve arzulara daha kolay teslim olabilen kalbin vurgulanması manidardır.

 

6. görünmez güçler[in] ve insanlar[ın bütün ayartmaların]dan".

* Kendilerinden Allah'a sığınmamız emredilen "görünmez güçler"in, kendi kalplerimizin körlüğünden, ihtirasımızdan ve atalarımızdan bize geçen sakat anlayış ve bâtıl değerlerden kaynaklanan şeytanî eğilimler olduğunu söylemenin yanı sıra bir bütün halinde şirk güçlerinin bütün çalışma sahalarını bu çerçeveye katmalıyız.

 

İhlas Sûresi

 

1. De ki: "O, Tek Allah'tır:

 

2. Allah, Öncesiz ve Sonrasız, Bütün Evrenin Asıl Sebebi.

* Mekke müşrik toplumunda devrim mahiyetinde bir Allah tasavvuru ortaya koyan bu sure Kur’an çağrısının yönelişi bakımından sembol bir değer taşımaktadır. Hayatı var eden ve ondan insanı yargılayacak olan Allah kendini bu sure ile insana tam olarak tanıtmış olmaktadır.

 

3. O doğurmamıştır, doğrulmamıştır;

 

4. ve hiçbir şey O'na denk tutulamaz."

* Gerek Mekke’de gerek başka dönemlerle günümüzdeki ilahlık iddiasındaki Tağutlara meydan okuyan ve onların güçsüzlüğüne işarette bulunan bu ayetler Tevhid’in sosyal karşılığının da teorik temellerini atmış bulunmaktadır.

*Bütün ideolojilerden, bütün sistemlerden en büyük farkımız bu surede özellikleri anlatılan bir Rabbe inanıyor olmamızdır ve bu bizim bütün duygu ve düşünce evrenimizi diğerlerinin anlamayacağı bir biçimde etkiler.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !