14-11-2021 12:21

İslam`ın egemenliğinde hayat, câhiliyenin egemenliğinde zulüm vardır

Bu ülkedeki düzen, Rabbimizin ölçü ve hükümlerini benimsemeyen, insan hevasına dayalı bâtıl batı kanunlarını esas alan bir tağut düzeni olduğu gibi, bu düzenin geçmişten bugüne tüm yöneticileri de tağut düzenin hamalı durumunda olan yöneticilerdir ve Allah`ın hükümleriyle hükmetmedikleri için de ülkede yaşanan tüm zulümlerden, fesaddan, fahşadan, münkerattan sorumludurlar. Dolayısıyla açık ve net olarak, Mâide sûresi 44, 45 ve 47. ayetlerin tanımlarına girmiş olmaktadırlar.

İslam`ın egemenliğinde hayat, câhiliyenin egemenliğinde zulüm vardır
"Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri. Umulur ki sakınırsınız." (Bakara, 179)
 
Rabbimiz, insanlığın dünya ve âhiret saadeti için bildirdiği hükümlerle hükmetmeyenlerin kâfir (Bkz: Mâide, 44), zalim (Bkz: Mâide, 45) ve fâsık ((Bkz: Mâide, 47) olduklarını açık ve net olarak bildiriyor.
 
Hafta içi İstanbul'da korkunç bir cinayet işlendi bilindiği gibi. Başak Cengiz adlı hanımefendi, aralarında ne bir husumet ne de sorun bulunmayan, hiç tanımadığı bir alçağın kılıçlı saldırı sonucu hunharca katledildi.
 
O alçak katil, şimdi tutuklu. Annesi de avukatmış. Mevcut yasalarla üç-beş yıl ceza alıp cezaevinden çıkacağı bilinen bir gerçek.
 
Oysa Rabbimizin hükümleri bu coğrafyada egemen olsa, zaten bu tür katillerin yetişip ortaya çıkması çok uzak ihtimal olacağı gibi, olduğu takdirde de kısas hükmü gereği "cana can" karşılığı cezasını bulacaktı. Cinayet işlemeyi düşünenler, bunu yaptıklarında kendi canlarının da gideceğini bilecek ve dolayısıyla insan hayatı bu kadar ucuzlamamış olacaktı.
 
Bu ülkedeki düzen, Rabbimizin ölçü ve hükümlerini benimsemeyen, insan hevasına dayalı bâtıl batı kanunlarını esas alan bir tağut düzeni olduğu gibi, bu düzenin geçmişten bugüne tüm yöneticileri de tağut düzenin hamalı durumunda olan yöneticilerdir ve Allah'ın hükümleriyle hükmetmedikleri için de ülkede yaşanan tüm zulümlerden, fesaddan, fahşadan, münkerattan sorumludurlar. Dolayısıyla açık ve net olarak, Mâide sûresi 44, 45 ve 47. ayetlerin tanımlarına girmiş olmaktadırlar. 
 
Meselenin bir de şu yönü var. İslam devletinin başkanı Ömer (r.a.), Dicle kıyısında kurdun kaptığı bir kuzudan sorumluluk duyuyordu, fakat bu câhiliye düzeninin yöneticileri sokak ortasında işlenen cinayetlerden bile sorumluluk duymuyorlar. Aileye bir taziye telefonu açmakla sorumluluklarını yerine getirdiklerini zannediyorlar.
 
(Şükrü Hüseyinoğlu / İslam ve Hayat)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !