Cemil ARSLAN

05 Şubat 2007

İSLAM İLE TERÖR ASLA BAĞDAŞTIRILAMAZ

İSLAM İLE TERÖR ASLA BAĞDAŞTIRILAMAZ

 

            Dünyamız, özellikle son yıllarda bir terör kâbusuyla karşı karşıyadır. Terör; uluslar arası ilişkileri olumsuz yönde etkilemekte, insani değerleri ayaklar altına almakta, toplumsal ilişkilerin temeline dinamit koymakta ve neticede insanlığı büyük bir felakete doğru sürüklemektedir.

Terör; tarihsel süreç içerisinde dünya üzerinde tahakküm kurmak isteyen zalim güçler tarafından üretilip yönlendirilmiş, yaygınlaştırılmış ve statik hale getirilmiştir. Buna karşın, uyguladıkları emperyalist politikalar için başta devlet terörü olmak üzere, örtülü operasyonlar, gizli örgütler, gladio yapılanmalarıyla her türlü teröre başvuran ve böylece yeryüzünü teröre boğan Batılı ülkeler, kendi suçlarını örtmek ve insanlığın yegane ümidi olan İslam’ı karalamak için İslam’la terörizmi kasıtlı olarak özdeşleştirmeye yoğun bir şekilde gayret sarf ediyor!

Bu amaçla bugün büyük bölümü küresel emperyalizm ve siyonizmin güdümünde bulunan uluslar arası medya organlarıyla İslam’ın cihad anlayışını terör diye takdim ettiler. Hâlbuki cihad; her türlü haksızlığa, zulme, işkenceye, talana, yalana, ikiyüzlülüğe, sömürüye, İslam davetini hor görenlere karşı verilen şerefli ve haysiyetli bir mücadeledir; duruştur, eylemdir, söylemdir, haykırıştır. Bu yüzden dolayıdır ki cihad, bütün Müslümanların en temel vazifeleri arasında yer almalıdır.

Tarihin geçmiş dönemlerinde ve halen, mustaz’af toplumlara karşı işlemiş oldukları kötülük ve alçaklıkları örtbas etmek isteyen Batılılar, ellerindeki medya gücüyle sürekli “cambaza bak” oyunu oynamak suretiyle kitleleri manipüle etmek ve İslam aleyhinde kamuoyu oluşturmak istemektedir. Böylelikle, yeryüzünde oluşturdukları sömürü ve zulüm çarklarını parçalayacak yegane güç olan İslam’ı devre dışı bırakmayı amaçlamaktadırlar.

İslam Dini, terörün her türlüsünü reddeder. Çünkü terör ve İslam kavramı tamamen birbirlerine zıt olan kavramlardır. Müslümanlık; öldürülen Müslüman olsun ya da Gayri Müslim olsun, haksız yere adam öldürenleri kınamakta ve lanetlemektedir. Yüce Allah, bir Ayet-i Kerime’de şöyle buyuruyor:

Kim bir Mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa: 93)

            Başka bir Ayet-i Kerime’de Yüce Allah, herhangi bir ayırım yapmadan tüm insanlara karşı işlenecek cinayetleri yasaklamakta ve insanlara karşı faydalı olanların akıbetlerini de beyan etmektedir:

            İşte bu yüzdendir ki, İsrailoğulları’na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.” (Maide: 32)

            “Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar. Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahını (cezasını) bulur.” (Furkan:68)

İslam’ın prensipleri gayet açık ve nettir. İnsanları katletmeyi, insanlara kötülük yapmayı yasaklarken; insanlara faydalı olanlara da mükâfat vaat etmektedir. Haksız yere bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmekle eşdeğer görürken; diğer yandan bir insanı kurtarmayı ya da bir insana iyilik yapmayı tüm insanlığı kurtarmakla eşdeğer saymıştır. Yine birçok Ayet-i Kerime’de “Allah, fesat çıkaranları (bozgunculuk yapanları) sevmez”, buyrularak toplumsal asayişi bozmak,  insanlar arasında fitne, kargaşa ve fesat çıkarmak, huzuru bozmak katiyen yasaklanmıştır.

            Dolayısıyla, İslam diniyle terörizm arasında sosyolojik, psikolojik ve metodolojik anlamda herhangi bir ilişkinin, iletişimin ya da diyalogun kurulması söz konusu olamaz ve olması da mümkün değildir. Daha doğrusu, Hak olan hiçbir din; terörizmi asla mazur görmez, terörü yasaklar ve teröre bulaşanları kınar.

            Bazı kimseler, bilhassa son yıllarda Batı emperyalizmine tepki olarak ortaya koymuş oldukları yanlış söylemleri ve eylemleri din adına kutsallaştırarak, dini kötü emellerine alet ettiler. Bu insanlar, din adına ortaya çıkarak Müslümanlara büyük zararlar verdiler ne yazık ki. Fakat Müslümanlar adına yapılan birkaç yanlış, yeryüzünde terörün kaynağının ve yaygın uygulayıcısının Batı olduğu gerçeğini değiştirmez.     

            Son zamanlarda dünyamızda sanki her şey tersine dönmektedir. Kötüler (haksız olanlar) daima üstün görülürken, el üstünde tutulurken; ne yazık ki, iyiler (haklı olanlar) devamlı ezilmekte, horlanmakta ve çeşitli kötü muamelelere maruz bırakılmaktadır. İnsanlık, maalesef kanayan yaraya “dur” demekten acizdir. Zaten bu vurdumduymazlık da dünyamızda yaşanmakta olan felaketlere adeta davetiye çıkarmış, felaketleri kalıcı duruma getirmiştir.

            Müslümanlar, üzerine düşen İslami sorumlulukları yerine getirmediği takdirde; Müslümanların daha birçok olumsuz nitelendirmelere, horlanmalara, ikinci sınıf işlemlere tabi tutulmaları ve sefalet içerisinde yaşamaya mahkûm bırakılmaları gayet doğaldır.

            Batı propagandasını  etkisinde kalarak, İslam’ın terörle, katliamlarla v.b. olumsuzluklarla özdeşleştirilmesine çanak tutan bazı yerli işbirlikçi medya mensuplarının da, ne yaptıklarını ciddi bir şekilde düşünmeleri, İslam Dinini önyargısız olarak incelemeleri, insanları yanlış bir şekilde yönlendirmemeleri, yanlış istikametlere kanalize etmemeleri gerekir.

Kanaatimce; işlenebilecek en büyük günahlardan birisi bu olsa gerek. Bu günahı işleyenler, bir gün yaptıklarına pişman olacak ve ne yazık ki son pişmanlık fayda getirmeyecektir.

            Tüm insanlığın terör musibetinden kurtulmasını, İslami ilkelerin ve ahlaki kuralların bütün dünyada tesis edilmesini, evrensel barışın tüm evreni kuşatmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum…

 

 

NOT: YENİ SİTEYİ BEĞENDİĞİMİ VE YAPILAN ÇALIŞMALARI TAKDİRLE KARŞILADIĞIMI BELİRTİRTMEK İSTERİM, “ALLAH’IN SELAMI ÜZERİNİZE OLSUN”.